Aliyev'in, tüm bu tarihi değerlerin ve Şuşa'nın tekrar kurulacağı ve daha güzel şeyler yapılacağını söylediğini anlatan Günaydın, "Sayın genel başkanımızın bu projeyi yapmak istediği, iki cumhurbaşkanı arasında kabul gördüğü, bu kabul neticesinde hazırlanan projeyi de anlattık. Sayın Cumhurbaşkanı, okulumuzun ve projemizin de Türk alemi açısından orada çok büyük anlamı olacağını söyledi. 'Arkadaşım, dostum ve gardaşım' diyerek cumhurbaşkanımızı kastetti ve burada büyük bir bütünlük ve hatıra olduğunu belirtti." dedi.
ŞUŞA'DA KADASTRO ÇALIŞMASI YAPILIYOR
Okulun yapılacağı alanın henüz netleşmediğini belirten Günaydın, "Ermeni işgalinden kurtarılan Şuşa'ya geri dönecek olan Azerbaycan vatandaşlarının eskiden hak sahibi olduğu toprakların iadesi için titiz bir kadastro çalışması yapılıyor. Sayın Aliyev'in bizzat kendi ağzından bu çalışmalar neticesinde en güzel yerinden arazi verileceği söylendi. Bu konuda cumhurbaşkanı yardımcısına da her an irtibat kurabileceğimiz şekilde yetki verdi. Görüşmemiz bir saatten fazla sürdü hem cumhurbaşkanımıza hem genel başkanımıza sık sık 'Gardaşım' diyerek teşekkür etti" diye konuştu.
ALİYEV, 'GARDAŞIMSIZ GİTMEM'
Bakü-Şuşa arasında yol sorunu olduğunu ve yeni bir yol yapımının başlatıldığını kaydeden Günaydın, "Gördüğüm kadarıyla çok hızlı yürüyor ve bahar gelmeden bu yolun açılması planlanıyor. Bize de 'Ben gardaşımsız gitmem Şuşa'ya, beraber gideceğiz' dedi. Sayın Devlet Beyin de gelmesini arzu etti ve orada temel de atılacağını söyledi. 'Ama ben oraya gardaşımsız gitmiyorum' dedi. Hazırlıklarını yaptıktan sonra yol açılışı ve ardından iki cumhurbaşkanımız ve Devlet Beyin katılımıyla okulun temelinin atılması planlanıyor. Sevinç dolu, güzel ve hoş bir sohbet oldu. Zaferini kutladık ve Türk Milleti olarak halkımıza, Cumhurbaşkanımız ve liderimiz Bahçeli'ye de büyük teşekkürlerini sundu" dedi.
ZAFER ÇİÇEĞİ 'HAR-I BÜLBÜL' ANA TEMA
Dönüşte ise bir saatten fazla süre Devlet Bahçeli ile görüştüklerini anlatan Günaydın, çalışmaların yoğun şekilde devam ettiğini belirterek, projenin detaylarını şöyle anlattı:
"Okul ana giriş kısmı Osmanlı ve Selçuklu motifli çinilerle bezenecek. İki tarafına da köşk konulmuştur, onlar da yine çini kaplamadır, özellikle şeritlerde taş malzemesi kullanılmıştır. Şuşa'da çok önemli bir çiçek var, kuşa benzeyen, ismi Har-ı Bülbül. Bahar ve sonbahar ayında açıyor. Azerbaycan halkı 'Özgürlük Çiçeği' de diyor. Hatta Şuşa'nın da bir 'zafer çiçeği' olarak kabul edilmiş. Sanki bir bayrak gibi önemli bir çiçek. Bu çiçeği okulumuzun alnına yerleştirdik, özel bir işleme olacak. Bununla birlikte Türk Milleti verdiği toprağı eninde sonunda alır. Türk Milleti bir gün dünya beyefendisi de olacaktır. Azerbaycan da bizim kardeşimiz ve onlar da yürüyecektir. Burada dünya beyefendiliğini gösteren zeytin dallarıyla da kuşatıldı. Bir nevi zeytin dalı, verdiği toprağı alır ve barış gerekirse barışır, ama savaşı da kazanır anlamıyla birlikte zeytin dalı ve Har-ı Bülbül çiçeği bunu anlatmaktadır. Kapı ise 4 metre yüksekliği ve 150'şer santimetre sağa-sola açıldığında 3 metre genişliğinde, Osmanlı ve Selçuklulardaki gibi büyük kapılar milletin büyüklüğü ve geleceğini ifade ediyor."
EN TEPEDE İKİ BAYRAK
Pencerelerde Safranbolu, Divriği gibi Türk halk mimarisindeki orantılı modülasyon kullanıldığını belirten Günaydın, sağ ve sol kemerli balkonlarda ise o yörenin taş malzemesinin kullanıldığını söyledi. İki tarafındaki atölyelerin olduğu köşklerin payanda usulü 4 metrelik konsolla bağlandığını anlatan Günaydın, okulun en tepesinde ise 30 tona yakın tunç kullanımıyla Türk ve Azerbaycan bayraklarının yan yana dikileceğini kaydetti. Günaydın, sınıflar, öğretmen odaları, atölyeler gibi iç alanların da fonksiyonel olarak, çok rahat ve mimariyle bütünleşik planlandığını dile getirdi.