FETÖ firarisi gazeteci Ahmet Dönmez'in, Cevdet Türkyolu ve Mustafa Özcan gibi isimlerin örgüt paraları ile şahsi servet yapmalarına tepki göstermesi üzerine bu yardım sandığı projesi amacına ulaşamazken sosyal medya üzerinden örgüt içi yolsuzluk konusunda yapılan tartışmaların giderek büyüdüğü görüldü.
Öte yandan Fetullah Gülen'den sonra örgütü ve parasal kaynakları kimin yöneteceği tartışması giderek büyüdü. ABD'nin bazı bölgelerinde ve bir kısım Avrupa ülkelerinde örgüt üyelerinin lokal yapılanmalara gittiği, kendi içlerinde "daha şeffaf ve demokratik" yapılar kurduklarını duyurmaları, bundan sonra Pensilvanya'nın her söylediğini kabul etmeyecekleri, kendi kaderlerini tayin edecekleri şeklinde algılandı.
MUSTAFA ÖZCAN'IN "YÜZDE 15 KASASI"
Firari Dönmez'in, hazırladığı yazı dizisinde, Mustafa Özcan'ın tüm ülkelerdeki FETÖ kurumlarından elde edilen gelirin yüzde 15'ini ve örgütün üyelerinin maaşlarının yüzde 10'unu alarak bir kasada toplattığı ve konuyu bilenlerin buna "Yüzde 15 kasası" ismi verdiği bilgisini paylaştı.
Bu yüzdelerin örgüt içinde kurumlar vergisi ve şahsi vergi gibi görüldüğünü belirten Dönmez, şu ifadeleri kullandı:
"Bölge imamları, il imamları ve birim sorumluları her ay düzenli olarak bütün illerde ve birimlerde toplanan gelirin yüzde 15 payını merkez kasaya aktarıyordu. Maaşlardan 'himmet' olarak toplanan yüzde 10'lar da bu kasada toplanıyordu. Sadece yurt içi de değil. Avrupa'da toplanan himmetlerin, bağışların veya diğer gelirlerin de belli yüzdeleri Özcan'ın kontrolündeki bu kasaya kalıyordu. Avrupa'dan bu kasaya aktarılan paraların, yıllık ortalama 3 milyon avro olduğu belirtiliyor."
Dönmez'in verdiği rakama bakıldığında, tabandan eskisi gibi para toplayamayan örgüt merkezinin ne kadar büyük maddi kayıp yaşadığı ortaya çıkıyor.
KURBANLARIN KESİLMEDİĞİNİN ORTAYA ÇIKMASI, BAĞIŞLARI BÜYÜK ÖLÇÜDE AZALTTI
FETÖ'cü Ahmet Dönmez'in Mustafa Özcan'a yönelik iddialara yer verdiği yazısındaki itiraf niteliğindeki açıklamalarda, örgütün her yıl dini duygularını sömürdüğü yüz binlerce üyeden topladığı kurban paralarının bir kısmının ayrılıp, ABD'deki merkeze gönderildiği bilgisini paylaşarak şunları kaydetti:
"Mesela sadece 2006 yılında Etiyopya'da tam 40 bin kurbanın kesilmediği, kesilmiş gibi tevillere gidildiği ve bu paraların belli kısmı başka harcamalara giderken ilgili oranın da merkezi kasaya aktarıldığı ileri sürülüyor. Bir cemaat görevlisi o yıl aldığı bir duyum üzerine bu iddiaları özellikle araştırıyor ve söylentilerin üzerine gidiyor. Sonuçta yukarıda anlattığım gerçeği ortaya çıkarıyor. Yıllarca bu organizasyonlar içerisinde yer almış aynı yetkili, sadece Afrika üzerinden elde edilen kurban 'karlarının' yani gerçek hisse tutarından arta kalan meblağın yıllar içerisinde 100 milyon avroyu geçtiğini bildiriyor. Aynı kişi, bunun hesabını sormak üzere çok uzun süre uğraşmasına rağmen hiçbir sonuç alamayınca sırf bu nedenle hiyerarşi ile yollarını ayırdığını da özellikle vurguluyor."
ABD'nin New York ve New Jersey eyaletlerinde yaşayan bazı Türk vatandaşları da kurbanların hepsinin kesilmediğine inandıklarını, yaşadıkları bir olayla anladıklarını ifade etti.
İsmini vermek istemeyen bir Türk, kurbanlarını kesmeleri için vekalet verdikleri FETÖ üyesi dernekten Kurban Bayramı'nın ilk günü öğlen saatlerinde telefon aldıklarını ve kendilerine "Etler geldi, isterseniz alabilirsiniz." denildiğini aktardı.
Söz konusu vatandaş, daha önce kendilerine isterlerse kestirecekleri kurbanın 3'te 1 oranında etini alabilecekleri, kalanının hayır için dağıtılacağının söylendiğini, ancak bayram günü aldıkları telefonda özellikle "kurban" kelimesinin zikredilmediğini, sadece "et" denilerek takiye yapıldığını fark ettiklerini belirtti.
Öte yandan ABD yapılanmasını güçlendirmek isteyen FETÖ'nün, darbe sonrası Türkiye'den yanında yüklü miktarda paralarla kaçtığı söylenen örgüt üyeleriyle bulundukları eyaletteki esnafları iş ortağı yaparak hem bu kişilerin vatandaşlık süreçlerini hızlandırma hem de himmet zincirine yeni halkalar ekleme yolunu denediği kaydedildi.