Marmara Denizi yaklaşık 4 aydır deniz salyasının işgalinde. Deniz salyaları kötü görüntülerinin yanında yaydıkları koku çevre sakinlerini de rahatsız ederken denizin altını üstünden daha kötü etkilemeye başladı. Salyalar yüzünden denizatları, yengeçler, küçük balıklar, kum üzerinde yaşayan canlıların solungaçları tıkandığı için ölümün eşiğinde.
Müsilaj her geçen gün yayılırken Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Marmara Denizi'ni kurtarmak için düğmeye bastı.
Marmara Denizi'nde ortaya çıkan müsilajla ilgili eylem planı, Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum tarafından "Türkiye'nin en büyük deniz temizliğini yapacağız" ifadeleriyle pazar günü açıklandı.
Bakanlığın yanı sıra Marmara Belediyeler Birliği, yerel yönetimler, üniversiteler, meslek odaları ve sivil toplum kuruluşlarının katılımıyla Kocaeli'de düzenlenen "Marmara Denizi Eylem Planı Koordinasyon Toplantısı" sonrasında açıklanan 22 maddelik eylem planının ardından Marmara Denizi'ne kıyısı olan 7 ile genelge gönderildi.
ÇALIŞMALAR BİRÇOK İLDE EŞ ZAMANLI BAŞLATILDI
Seferberlik, Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, İstanbul Valisi Ali Yerlikaya, belediye başkanları ve sivil toplum kuruluşlarının da katılımı ile İstanbul'da dün Caddebostan Sahili'nden saat 14.00'de başlatıldı.
Temizlik çalışmaları, İstanbul'da Pendik, Kocaeli'de Karamürsel, Bursa'da Mudanya, Balıkesir, Yalova, Çanakkale ve Tekirdağ'da da eş zamanlı yürütüldü.
HER YERLERİNDEN BASİRETSİZLİK AKIYOR
Başkan Erdoğan, "Şimdi gelelim bir başka konuya. Başımızı ağrıtan bir konu. Müsilaj sorununa da bu anlayışla bakıyoruz. Haliç'i nasıl temizlediysek inşallah müsilaj belasından kısa zamanda Marmara'mızı, İstanbul'umuzu temizleyeceğiz. Meseleyi ilk andan itibaren takip ettik. Alınan numuneler TÜBİTAK'ta incelemeye alındı. 700'ü aşan bilim insanı ile geniş katılımlı çalıştay Kocaeli'nde düzenlendi. Deniz temizliğine ilişkin genelge de Marmara'daki illerimize gönderildi. 15 bölgede temizlik çalışması başladı." dedi.
TEMEL ATMAMA TÖRENLERİ
Erdoğan, "Müsilaj meselesine kalıcı çözüm getirmek için strateji planımızı da inşallah 3 ay içinde tamamlıyoruz. Artıma tesisi inşaatımızı törenle durduran, metroların inşaatını toprakla kapatan, Küçükçekmece'nin derelerini bakterilere teslim eden her yerinden basiretsizlik akan bir zihniyetin emrine bu ülkeyi teslim edemeyiz. Partisine bakmaksızın işini yapmayan kurumların eksiğini yapmak bize düşüyorsa bunu yapmaktan da çekinmeyeceğiz." şeklinde konuştu.
"ARITILMADAN GİREN DEŞARJLAR ÇOK ETKİLEMİŞ"
Arıtmanın üst seviyelerde yapılması gerektiğini vurgulayan ODTÜ Deniz Bilimleri Enstitüsü Öğretim Üyesi ve Enstitü Müdürü Prof. Dr. Barış Salihoğlu, "Özellikle deşarjlardan arıtılmadan giren deşarjlar çok etkilemiş. Havzadan nehirlerden giren tarımsal girdiler olsun, endüstri girdileri olsun bunlar çok etkilemiş. Gördüğümüz kadarıyla bu besin tuzu dediğimiz bu kirliliğin en azından hızla yarı yarıya azaltılması lazım. Hızla yarı yarıya azaltılırsa 5-6 yıllık bir süreçte o oksijendeki eşik değerleri biraz aşmaya başlarız. Biraz iyileşmeye başlar. Sabır gerekiyor, hızlı önlem almak gerekiyor" dedi.
Marmara, Ege ve Karadeniz'i tehdit eden müsilaj vatandaşların Silahtarağa'da temel atmama şovu yapan Ekrem İmamoğlu'na tepkisini artırdı.
Müsilaj oluşumunda atık su tesisi kurulmasını engelleyen Ekrem İmamoğlu yönetiminin büyük payı olduğunu düşünen vatandaş, geçtiğimiz yıl İSKİ'den denize dökülen atık su rezaletini yeniden gündeme getirdi.
MÜSİLAJIN AYAK SESLERİ İSKİ'NİN SORUMSUZLUĞU YÜZÜNDEN Mİ?
Küçükçekmece ile Avcılar arasında bulunan İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi (İSKİ)'ye ait olan günlük 354 bin metreküp arıtma kapasitesi ve 120 bin 829 metreküp debiye sahip Küçükçekmece Atık Su Ön Arıtma Tesisi'nin arka bölümündeki denize açılan kanaldan geçtiğimiz yıl Haziran ayında, pis su bırakıldı.
Kanaldan denize akan su, Marmara denizinin rengini kısa sürede değiştirdi. Denizin Avcılar kıyısı kahverengi olurken kötü koku da yayıldı. Denizde oluşan renk değişimi havadan da fotoğraflandı.
Bazı sosyal medya kullanıcıları "Haber Haziran 2020'den. İSKİ, pis suları arıtmadan denize deşarj ederken suçüstü yakalanmış. Imamoglu, biyolojik arıtma tesisini de gereksiz görüp projeyi iptal etmişti. Bu kadro bu kafa ile mi Türkiye'yi yönetmeye aday oluyor" ifadelerini kullandı.
Bazı sosyal medya kullanıcıları ise müsilajı örtbas etmek isteyen İmamoğlu'nun basın danışmanı Murat Ongun'un 'belediye çalışıyor' algısı yaratmak için yaptığı paylaşıma tepki gösterdi.
"İBB'nin deniz yüzeyi temizleme araçları günlerdir böyle çalışıyor. Müsilaj sorunu ancak Marmara Denizi'nin daha hassas şekilde korunmasıyla çözülebilir. İBB ve İSKİ üzerine düşeni yapmaya devam edecek" ifadelerini kullanan Murat Ongun'a "Günde 4 milyon küp atık Marmara'ya boşalıyor. Bu iptidai çözümlerle yapılan sadece yaranın kabuğunu yolmak. Marmara öldü. Kökten önlem alsanız da denizin yeni bir versiyonunun oluşması tam yedi yıl" diye tepki gösterildi.
Öte yandan AK Parti İstanbul İl Başkanlığı Deniz salyasında (müsilaj) İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin ihmallerini verilerle madde madde açıkladı. AK Parti İstanbul İl Başkanlığı sosyal medya hesabından, "Deniz Salyası (müsilaj) meselesinde "İBB'nin ne ihmali var ki kardeşim?" diyenlere, gerekçesini verilerle açıklayalım" dedi.
İŞTE MADDE MADDE İBB'NİN DENİZ SALYASI MESELESİNDEKİ İHMALLERİ
1- İBB'nin 2020 yılı Faaliyet Raporu yayınlandı. Dikkat çekici pek çok başlığın yer aldığı raporda konumuz "deniz salyası ve onu etkileyen kirlilik, biyolojik arıtma ve atık suların deşarj edilmesi" meselesi olduğu için bu başlıklara değineceğiz.
2- Özellikle son 2 yılda İstanbul'da artan çevre felaketlerinin kaynağı İSKİ raporunda ortaya çıktı. Buna göre; 2020'de günlük 4,5 milyon metreküp olarak planlanan atık su arıtma oranı 3.8 milyonda kaldı.
3- AK Partili İBB döneminde 2018'de atık su arıtımından geri kazanılan su miktarı 29 milyon 379 bin metreküp iken; 2020'de bu rakam 24 milyon 869 bin metrekübe düştü. Bu biyolojik arıtma dahil atık su arıtma tesislerinin düzenli olarak çalıştırılmadığının ispatı.
4- Haliç, çamura terk edilmiş ancak CHP'li yönetim 'alg' açıklamasıyla algı yürütmüştü. CHP'li yönetimin iddiasını da çürüten veriler yine İSKİ raporunda ortaya çıktı. 2020'de Haliç'te dip çamur tarama ve susuzlaştırma hedefi 50 bin ton iken; gerçekleşen sadece 4 bin tonda kaldı.
5- Atık su yönetiminden içme suyuna kadar İSKİ yatırımları, İstanbul için hayati öneme sahip. Ancak CHP döneminde İSKİ'nin yatırım bütçesi de %35 azaldı. Örneğin; 2018 bütçesinde yatırımlar için ayrılan pay 4 milyar 066 milyon TL iken; 2020'de 2 milyar 628 milyon TL'ye geriledi.
6- Bu durum hizmetlere de yansıdı. Örneğin 2018'de yeni hizmete açılan içme suyu şebeke hattı uzunluğu 270 km'ydi; 2020'de 148 km'ye düştü. Önceki yıllarda 116 km olan içme suyu isale hattı da 2020'de 54 km'de kaldı. Pek çok hizmet kaleminde tablo aynı.
7-Silahtarağa Projesini "temel atmama töreniyle" iptal edenler, AK Parti döneminde yapımına başlanıp 2020'de açılması planlanan biyolojik arıtma tesislerini de açamadılar. Örneğin; Tuzla İleri Biyolojik Atık Su Arıtma Tesisi 3. Kademe ++
8-Paşaköy İleri Biyolojik Atık Su Arıtma Tesisi 3. Kademe, Yenikapı Biyolojik Atık Su Arıtma Tesisi, Baltalimanı Atık Su Arıtma Tesisi ve benzeri pek çok proje hala tamamlanıp faaliyete alınmadı.
9-Öte yandan İstanbul'un su tedariğini güvence altına almak için yine AK Parti döneminde yapımına başlanan Ömerli İçme Suyu Arıtma Tesisi Emirli Ünitesi, Taşoluk İçme Suyu Arıtma Tesisi, Şile İçme Suyu Arıtma Tesisleri gibi pek çok tesis hala tamamlanamadı.
10-Özetle; insan sağlığı ve deniz canlılarının ekosistemi için hayati öneme sahip projeler CHP yönetimi tarafından ya iptal edildi ya da çalışmalar yavaşlatıldı. Yeni projeler üretmek şöyle dursun halihazırdaki arıtma tesisleri dahi düzenli çalıştırılmadı. Sonuç, deniz salyası!
