ÇAKMA ÇEVRECİLERE SESLENDİ
Parti kürsülerinden yalan ve iftiraları ısrarla tekrarlayarak çevrecilik olmaz. Ülkenin hayrına olan her projeyi engellemeye çalışarak da çevrecilik yapılmaz. İstanbul'u ve benzer sıkıntıların yaşandığı diğer şehirlerimizi bu tür insafsızlıklara terketmedik, etmeyeceğiz.
Sayın Kılıçdaroğlu'nu, yandaşlarını dinlediniz. Ne diyorlar; 'Bir eserleri var mı?'... Diyoruz ya gözleri var görmez, kalpleri var anlamaz. Git Marmaray'dan geçiver, hiç mi Avrasya'dan geçmedin, Avrasya'dan geçiver. Ya bu otobanlar. Bunları kim yaptı? Biz yaptık. Ankara'daki havalimanını da biz yaptık. Bunlar saymakla bitmez. Nisibi Köprüsü. Bunlar doğuya falan gitmez, salon sosyetesi olduğu için oralara kadar uzanamazlar. İstanbul - İzmir otobanını biz yapmadık mı, 3 saat 15 dakikaya burayı biz düşürmedik mi? Senin hastane hayatını biliriz biz. SGK başındayken orayı nasıl çökerttiğini biliriz. Biz şu anda bu hastaneleri yaparken bu hastanelerin niçin yapıldığını soruyor. İnsanımızın sağlığı için. bu hastaneler şehir hastanesi. Senin SGK'nın başında olduğun dönemde serum yoktu. Rahmetli Savaş Ay bir programında gündeme getirmiş ve seni de yerin dibine sokmuştu. Bunların neyini anlatayım ya... Ve bu devam edecek. İsteseniz de istemeseniz de devam edecek. Bunlar zillet ittifakının işi değil, Cumhur İttifakı'nın işidir.
İNŞALLAH MÜSİLAJ BELASINDAN MARMARA'YI TEMİZLEYECEĞİZ
Şimdi gelelim bir başka konuya. Başımızı ağrıtan bir konu. Müsilaj sorununa da bu anlayışla bakıyoruz. Haliç'i nasıl temizlediysek inşallah müsilaj belasından kısa zamanda Marmara'mızı, İstanbul'umuzu temizleyeceğiz. Meseleyi ilk andan itibaren takip ettik. Alınan numuneler TÜBİTAK'ta incelemeye alındı. 700'ü aşan bilim insanı ile geniş katılımlı çalıştay Kocaeli'nde düzenlendi. Deniz temizliğine ilişkin genelge de Marmara'daki illerimize gönderildi. 15 bölgede temizlik çalışması başladı. Müsilaj meselesine kalıcı çözüm getirmek için strateji planımızı da inşallah 3 ay içinde tamamlıyoruz. Artıma tesisi inşaatımızı törenle durduran, metroların inşaatını toprakla kapatan, Küçükçekmece'nin derelerini bakterilere teslim eden her yerinden basiretsizlik akan bir zihniyetin emrine bu ülkeyi teslim edemeyiz. Partisine bakmaksızın işini yapmayan kurumların eksiğini yapmak bize düşüyorsa bunu yapmaktan da çekinmeyeceğiz.
KANAL İSTANBUL'UN İNŞASINA BAŞLIYORUZ
Kanal İstanbul'un inşasına da başlıyoruz. Planlama sahasının yarıdan fazlası yeşil alanlardan oluşan bu proje İstanbul'un ve ülkemizin iftiharı olacaktır. Depremi tetikleyeceğinden nice zırva ile engellemeye çalışanlar önce bu şehre karşı asgari görevlerini yerine getirsinler. Salda Gölü'ndeki su kalitesini de düzenli izliyoruz. Yılda 9 milyar adet su ambalajını geri dönüşüme kazandırıyoruz. Eşimin öncülüğünde başlayan sıfır atık projesi de BM tarafından ödüle layık görülen bir başarı hikayesine dönüştü. 93 bin kamu binasında hayata geçen bu proje ile ekonomimize 17 milyar liralık neticeler elde edildi. Geri kazanım oranı yüzde 22'ye çıkardık, şimdi yüzde 35'i hedefliyoruz. Bazıları Norveç'e bakmaktan kendi ülkesinde olup bitenleri göremiyor. Millet bahçeleri bile başlı başına bir çevre devrimidir. Çevre bir inanç ve gayret meselesidir. Eserlerimize engel olamadılar ve ısrarla söylüyorum olamayacaklar. Siyaseti de kirli ellerin, niyetlerin operasyon aracı olmaktan kurtaracağız. Bunun için 2023 çok önemlidir. Varsın birileri ülkenin geleceğini lağımlarda arasın, biz güçlü Türkiye'yi inşa edene kadar durmadan bu yola devam edeceğiz.
KANADA'DA YAŞANAN SALDIRI
Kin ve nefret tohumlarının en başta gelen hedefi dünya genelinde Müslümanlar, Avrupa'da da Türklerdir. Mültecileri Akdeniz'de ölüme terk edenlerin sırtını sıvazlayanları tarih ala affetmeyecektir. Kanada'da yaşanan saldırı kin dalgasının ne hale geldiğinin göstergesidir. Pazartesi günü katılacağımız NATO Zirvesi'ndeki oturumlarda gündemimizdeki meseleleri muhataplarımzıla ele alacağız. Herhangi bir geri duruş olmayacak. NATO'nun en önemli üyesi olan Türkiye, üzerine düşen görevleri hakkıyla yerine getirmiş bir ülkedir. Beklentimiz bölgemizdeki gelişmeler hususunda ülkemizin egemenlik hakları ve güvenlik hassasiyetine saygı göstermeleridir. Türkiye olarak ortak diyalog zemini geliştirme amacıyla yürüttüğümüz çalışmaları arttırmayı planlıyoruz.