Şunu da gururla söylüyorum. Ülkemizde, yaklaşık 30 yıldır; iklim değişikliğiyle mücadele ve uyum noktasında, yaşanan afetlere müdahale noktasında, çok büyük bir müktesebat var. Dahası, çok güçlü bir devlet iradesi var, millet desteği var, ülke çapında bir seferberlik şuuru var. Ortak duygu, ortak şuur, ortak mücadele burada da en büyük şiarımız. Van, Elazığ, Malatya ve İzmir'de nasıl seferber olduysak; Giresun'da Trabzon'da, Rize'de, Düzce'de sellerde, heyelanlarda nasıl bir ve beraber olduysak; burada da Marmara Denizi'mizi kurtarma noktasında aynı birlik ve beraberlik şuuru içerisindeyiz. Bu mücadeleyi insani bir ödev ve doğaya saygı, doğaya sevda olarak ifade edip, hemen harekete geçen çevreye sevdalı bir Cumhurbaşkanımız var, liderimiz var" dedi.
"TOPLAM 2 BİN 684 METREKÜP MÜSİLAJI TOPLADIK"
"Geçmişe baktığımız zaman, müsilaj sorununu; Avustralya, Yeni Zelanda'da, Baltık, Adriyatik, Tiren ve Alboran denizlerinde de görüyoruz" diyerek konuşmasını sürdüren Bakan Kurum, "Biz de aynı sorunla mücadele eden diğer ülkeler gibi; ortak bir irade ortaya koyduk, hep birlikte hareket ettik. Hamdolsun aldığımız hızlı aksiyonla, ortaya koyduğumuz çalışmalarla sonuç almaya başladık. Şu anda Marmara Denizi'ni ve kıyılarımızı; denizden, havadan, karadan 7/24 yürüttüğümüz çalışmalarla anlık takip ediyoruz, temizliyoruz. Yaptığımız günlük uçuşlarla, İHA'larla, uydu takip sistemleriyle; havadan tespit ettiğimiz değişimlere karadan ekiplerimizle anında müdahale ediyoruz. 8 Haziran'da başlattığımız Türkiye'nin en büyük deniz temizliği seferberliğimiz ilk günkü hızla ve azimle devam ediyor.
Bin 550 personelimiz, 46 tekne ve çok sayıda karadan temizleme ekipmanıyla çalışmalarımızı aralıksız sürdürüyoruz. Bugün itibariyle; İstanbul, Balıkesir, Kocaeli, Yalova, Bursa, Çanakkale, Tekirdağ'da 169 bölgede 7 gün boyunca yaptığımız çalışmalarla toplam 2 bin 684 metreküp müsilajı topladık. Toplanan müsilajı, Bakanlığımız tarafından izin verilmiş, özel geçirimsizliğe sahip düzenli depolama alanlarına götürerek bertaraf ettik. Tabi bir yandan da aralıksız olarak denetimlerimiz devam ediyor. Bugün itibariyle 7 ilde, bakanlığımız, belediyelerimiz ve İçişleri Bakanlığı Sahil Güvenlik Komutanlığımızla birlikte toplam 2 bin 942 denetim gerçekleştirdik. Farklı noktalardan 550 numune aldık. Denetimlerimiz neticesinde, Balıkesir'de bir gübre fabrikası, bir termal tesisi; yine Yalova'da 3 tersane işletmesini kapattık. 55 tesis, 9 gemiye, 10 milyon lira idari para cezası uyguladık, denetimlerimize gece gündüz aralıksız olarak devam ediyoruz" diye konuştu.
MÜSİLAJ TEHLİKELİ Mİ?
Marmara Denizi'nde belirlenen bölgelerde sürekli ölçümlerin yapıldığını belirten Bakan Kurum, "Marmara Denizi'nde belirlediğimiz bölgelerde, hem su altından hem de su üstünden aldığımız örneklerle sürekli ölçümler yapıyoruz. Bu noktaların her birinde denizdeki oksijen, azot ve fosfor seviyelerindeki değişimleri de an be an takip ediyoruz. Bu noktada şu iyi haberi de sizlerle paylaşmak istiyorum. Müsilajın tehlikeli atık olup olmadığını gösteren 5 metal elementi var. Müsilaj örneklerini, her birinin üzerinden ayrı ayrı test ettik. Yaptığımız ilk çalışmalar neticesinde; bugün itibariyle müsilajın tehlikeli atık olmadığı veya toksik özellik göstermediğini tespit ettik. Bu çalışmalar ilk test sonuçlarımız. Sağlık Bakanlığımız, ODTÜ, TÜBİTAK ve bilim insanlarımızla yürüttüğümüz ileri analiz ve test çalışmalarımız devam ediyor. İstanbul Üniversitesi Su Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Gülşen Altuğ hocamızın, 'Marmara Denizi'nden izole edilen bakterilerle' yaptığı çalışmayı takip ediyoruz. Çeşitli kuruluşlar tarafından 'deniz ortamı dışında üretilen mikroorganizmalar' vasıtasıyla müsilajın giderilmesine dair çalışmaları izliyoruz. Şunu çok rahat söyleyebilirim ki; yaptığımız bu çalışmalarla Marmara Denizimiz bugün, dünden, bir hafta öncesinden çok daha temiz durumda. Tabi, Marmara Denizi'nin su kalitesini artırmak, denizdeki canlı yaşamını korumak için daha büyük, sürdürülebilir ve kalıcı tedbirler almamız gerekiyor. Bu tedbirleri almak için yapmamız gerekenleri 22 eylem planımızla ortaya koyduk. İnşallah kısa ve uzun vadeli eylemlerimizi hep birlikte, el ve gönül birliğiyle hayata geçireceğiz" şeklinde konuştu.
BAKAN KURUM, EYLEM PLANI KAPSAMINDA ALINAN KARARLARI AÇIKLADI
Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, konuşmasının devamında Eylem Planı kapsamında alınan kararları açıkladı. Eylem planında şunlar yer aldı:
- Özel Çevre Koruma Bölgesi ilan edeceğimiz Marmara Denizi için başlattığımız bilimsel çalışmaları 2021 yılı Temmuz ayının sonuna kadar tamamlayacağız. Koruma bölgesi ilan etme kararımız; buradaki biyoçeşitliliği korumak ve geleceğe aktarmak için, Akdeniz ve Karadeniz'in korunmasına katkı sağlamak için çok önemli bir karardı ve biz bu kararı hep birlikte aldık. Marmara Denizi Koruma Alanımız; Türkiye'nin en büyük denizel koruma alanı, yine dünyada sayılı büyüklükte ve etrafında 7 şehrin olduğu ilk koruma alanı olacak.
- Koordinasyon Kurulu içinde 14 alt çalışma grubu kuruyoruz. Bunlar; Noktasal Kaynaklı Kirliliğin Tespiti, Yeni Yapılacak Kentsel Atıksu Arıtma Tesisleri, Yeni Yapılacak Endüstriyel Atıksu Arıtma Tesisleri, Yayılı Kaynaklı Kirliliğin Tespiti, Teknolojik ve Biyolojik Mücadele, Balıkçılık Faaliyetlerinin Kontrolü; Müsilajın Çevre ve İnsan Sağlığına Etkilerinin Belirlenmesi, Müsilaj Temizleme Çalışmalarının Düzenlenmesi, Gemi Kaynaklı Kirliliğin Önlenmesi, Deniz İzleme, Denetim, Özel Çevre Koruma, Bilgilendirme ve Farkındalık, İletişim alt çalışma gruplarımızla eylemlerimizin çok daha etkin, verimli ve hızlı bir şekilde hayata geçmesini amaçlıyoruz. Valiliklerimiz, belediyelerimiz de bu alt çalışma gruplarımızın çalışmalarına destek verecek.
- 3 hafta içerisinde, Marmara Denizi Havzası'nda yer alan tüm evsel/kentsel/endüstriyel atıksu arıtma tesislerini yerinde inceleyeceğiz. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığıyla birlikte özellikle OSB'lerdeki arıtma tesislerin mevcut durumunu ve iyileştirme kapsamında yapılması gerekenleri belirleyeceğiz. Bu kirletici kaynaklardan Marmara Denizi'ne yapılan deşarjlara ilişkin kirlilik yüklerini tespit edecek ve iş planımızı buna göre oluşturacağız.
- Bakanlık olarak 15 gün içerisinde yayımlayacağımız mevzuatla, Marmara Denizi Havzası'nda yer alan atıksu arıtma tesislerinin kimyasal oksijen ihtiyacı ve deşarj standartlarına yeni kısıtlamalar getiriyoruz.
- Marmara Denizi'ne kirlilik taşıyan kaynakların tamamını kontrol altına almak için, tüm arıtma tesislerine Sürekli Atıksu İzleme Sistemi getiriyoruz. Tesisleri online olarak izleyeceğimiz bu sistemi kurmak için yaptığımız yeni mevzuat düzenlemesini 1 ay içinde yayınlayacak ve tesislerde sistemin hızlı bir şekilde kurulmasını sağlayacağız.
- Marmara Denizi'nde deniz suyu kalitesi izleme nokta sayısını 150'ye çıkarılması için ODTÜ ve TÜBİTAK MAM ile ortak çalışmalar yürüteceğiz.
- Arıtılan atık suyun yeniden kullanımı için gereken ilave yatırım ihtiyaçlarını Bakanlık olarak destekleyeceğiz. Biliyorsunuz arıtılmış atık suların kullanımında Türkiye geneli için hedefler belirledik. Şu an hâlihazırda yüzde 3,2 olan arıtılarak yeniden kullanılan atık su oranımızı 2023 yılında yüzde 5'e, 2030 yılında ise yüzde 15'e çıkarma hedefimiz var. Marmara, kapalı bir deniz olduğu için hem daha hızlı hareket etmemiz hem de daha çok atık suyun yeniden kullanımını sağlamamız gerekiyor. Bu kapsamda; hedeflerimizi Marmara Bölgemiz için 2023 yılında yüzde 10'a, 2030 yılında ise yüzde 20'ye çıkaracak şekilde büyüttük.