Marmara Denizi müsilaj işgalindeyken CHP'li Tarık Balyalı'dan skandal açıklama: "Silahtarağa Arıtma Tesisi Projesi iyi ki iptal edilmiş"

Ekrem İmamoğlu’nun 2019’da yaptığı “temel atmama” şovu yüzünden Marmara Denizi can çekişirken İBB’nin CHP Grup Sözcüsü Tarık Balyalı’dan skandal bir açıklama geldi. Balyalı, "Silahtarağa Arıtma Tesisi Projesi iyi ki iptal edilmiş" dedi.

Giriş Tarihi :15 Haziran 2021 , 11:10 Güncelleme Tarihi :15 Haziran 2021 , 11:30
Marmara Denizi müsilaj işgalindeyken CHP’li Tarık Balyalı’dan skandal açıklama: Silahtarağa Arıtma Tesisi Projesi iyi ki iptal edilmiş

Marmara Denizi'nde son dönemde müsilaj sorunu yaşanıyor.

Başkan Recep Tayyip Erdoğan'ın talimatının ardından harekete geçen Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, temizlik olayını belediyelere bırakmadı ve büyük bir seferberlikle Marmara'yı yeniden eski günlerine çevirmeye başladı.

Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, müsilajın oluşmasındaki 3 nedeni; küresel ısınma, durağanlık ve kirlilik olarak açıkladı.

Bu süreçte Ekrem İmamoğlu'nun düzenlediği temel atmama töreni şovu da akıllara geldi.

"ÇOK PROJEYİ DURDURDUK ASLINDA..."
Bilindiği üzere CHP'li İmamoğlu, "Yarın bir temel atmama törenim var gerçekten. Durdurduk. Çok projeyi böyle durdurduk aslında. Arkadaşlarıma araştırma yaptırıyorum. Birçok projeyi yapıyoruz. Buna da yaptık. Gerek yok böyle yatırıma. Böyle bir arıtma tesisine gerek yok." ifadeleriyle AK Parti döneminde hazırlanan ancak İBB'nin CHP'ye geçmesiyle birlikte rafa kaldırılan Silahtarağa Arıtma Tesisi'ni durduracağını açıklıyordu.

Müsilaj sorununun ortaya çıkmasıyla CHP'li Ekrem İmamoğlu'na temel atmama töreni nedeniyle tepkiler yeniden yükseldi.

CHP ise temel atmama törenini savunuyor.

CHP SÖZCÜSÜ: İYİ Kİ İPTAL EDİLMİŞ
İBB CHP Grup Sözcüsü Tarık Balyalı, "Ne kadar ileri teknoloji kullanırsanız kullanın, arıtılmış olsa dahi içinde en az 2 ton katı madde 4 ton azot en az 400 kilogram fosfor olan atık suları her gün Haliç'e bırakacaktınız. Bu kadar özensiz bir proje. Sadece maliyet anlamında değil, uygulama anlamında da plansız bir proje. Yani siz bu tesisle Haliç'i öldürüyordunuz, biz kurtardık. Bu yüzden Silahtarağa Arıtma Tesisi Projesi iyi ki iptal edilmiş. Biz o bütçeyi çok daha doğru yerlerde kullanacağız." dedi.

"TESİSLERİN BİR AN ÖNCE İLERİ BİYOLOJİK ARITMA TESİSİNE DÖNÜŞTÜRÜLMESİ GEREKİR"
İTÜ Öğretim Üyesi Prof. Dr. İzzet Öztürk yaptığı açıklamada, İstanbul'daki atık su arıtma tesislerinin günlük kapasitesinin 5,8 milyon metreküp civarında olduğunu belirterek, bunun 4 milyonunun ön arıtma olduğunu söyledi.

Marmara Denizi'nin ve çevrenin kirlenmemesi için tesislerin bir an önce ileri biyolojik arıtma tesisine dönüştürülmesi gerektiğini vurgulayan Öztürk, şöyle konuştu:

"Kapasitesi yetersiz olanların genişletilmesi gerekiyor. İstanbul'da asıl sorun biyolojik arıtmaya dönüşme sorunu. İstanbul Boğazı'nın girişinde olan ve deşarjını Boğaz'a yapan arıtma tesislerinin biyolojik ve ileri biyolojik arıtma tesisine çevrilmesi lazım. Temel sorun bu. Ama Boğaz'ın girişindeki Yenikapı ve Kadıköy tesisleri başta olmak üzere Baltalimanı, Paşabahçe ve Küçüksu tesislerinin hızlıca ileri biyolojik arıtmaya çevrilmesi lazım."

Sorunun kapasite değil proseslerin kademelerinin yükseltilmesi olduğunu dile getiren Öztürk, mekanik denilen ön arıtmaların mutlak surette biyolojik ve ileri biyolojik arıtmaya çevrilmesi gerektiğini aktardı.

İhale aşamasında iptal edilen Silahtarağa İleri Biyolojik Arıtma Tesisi'nin hayata geçirilmesi durumunda Yenikapı'nın yükünü de alarak Marmara'nın kirlenmesinin önüne geçileceğine dikkati çeken Prof. Dr. Öztürk, şu değerlendirmede bulundu:

"Bir defa Yenikapı tesisini büyütüp gerçek kapasitesine ulaştıracak yerimiz yok. Orada en fazla 300-350 bin metreküplük ileri biyolojik tesis yapabiliyoruz. Tesise gelen debi çok fazla. 700 bin metreküp civarında. Kalan yarısını da Silahtarağa'da ileri biyolojik arıtmadan geçirme düşüncesiyle böyle bir proje hazırlanıp ihaleye hazır hale getirildi. Silahtarağa'nın bir diğer önemli amacı oradan çıkan suları bütün Haliç ve Kağıthane bölgesindeki yeşil alanların sulanmasında kullanılacak olmasıydı. Bu da en az yüzde 5, hatta yüzde 10 su tasarrufuna denk geliyor. İçme suyu çekimimiz o kadar azalacaktı şebekeden. Şu anda o yeşil alanları biz içtiğimiz suyla suluyoruz. Şu anda dünyada bu alanlar ileri derecede arıtılmış atık sularla sulanıyor. Bizim İstanbul'da böyle bir potansiyelimiz var. Asya Yakası'nda atık su sulaması yapıyoruz ama Avrupa Yakası'nda bunu yapamıyoruz."