Öte yandan Korkmaz'ın "ablam" dediği Sevilay Yılman dün ilginç bir tweet attı ve Korkmaz'ın hangi gazetecileri evinde veya otelinde ağırladığını, "kimlerin kredi kartını ödediğini" sordu. Sonra da bu tweet'i sildi. Esas bizler daha on gün öncesine kadar "Dolandırdıysa Amerika'yı dolandırdı" mealinde suçunu hafifletmeye kalktığı "kardeşi"nin neler yaptığını bilmeyi talep etmeliyiz.
SBK'nın çıkışından sonra içlerinde Fatih Altaylı'nın da olduğu dört kişiye HaberTürk'ten "izin verildiği" söyleniyor. Bahçeli'nin tepkisi sonrasında da iki kişi izne çıkarılmıştı. Şahsıma yönelik HaberTürk yayınında alınan ah'lar çıkıyor, diyebilir miyiz?..
YAZININ TAMAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYIN
Melih Altınok'un yazısından öne çıkanlar;
Habertük'teki skandalı yine grubun yazarları patlattılar.
Fatih Altaylı ve Sevilay Yılman, firari iş adamı Sezgin Baran Korkmaz ve Veyis Ateş arasındaki "aracılık pazarlığını" doğrulayan bir telefon görüşmesinin ses kaydını defalarca dinlediklerini yazdılar.
Korkmaz da iddialarını canlı yayında Ateş'in yüzüne söyledi.
Bir kere balıkçının kapısında bir kere de otel lobisinde ayak üstü gördüğü bir kanun kaçağıyla mesleki ilişkileri aşan bir "dostluk" geliştirdiğini kabul eden, ancak "para istemedim" diyen Ateş ise tapenin "montaj" olduğunu iddia ediyor.
Ayrıca bu onur kırıcı iddiayı reddetmek için onca zaman beklemesini de "Habertük'ün itibarını düşündüm. Herkes eteğindeki taşı döksün dedim" gibi ikna edicilikten uzak gerekçelerle izah ediyor.
Dün İsmail Saymaz söz konusu tapenin dökümünü köşesinde yayınladı.
Saymaz'ın defalarca dinleyerek aktardığını söylediği diyalogda Ateş'in Korkmaz"ın yurda dönüşüne aracılık etmek için 10 Milyon Euro istediği açıkça yer alıyor.
Ancak Pazar günü internete koyulan ve Ateş ile Korkmaz arasındaki pazarlığı içerdiği iddia edilen ses kaydı, "dikkatle dinledik" diyen gazetecilerin söylediği gibi net anlaşılmıyor. Çok gürültülü bir kayıt.
Şimdi söz sırası "Kaseti dinledik kulaklarımıza inanamadık" diyen gazetecilerde...
Aman bu işte "Kabataş görüntülerini izledim dehşete düştüm" dedikten birkaç ay sonra "öyle söyleyiverdim işte" diye "özeleştiri" veren İsmet Berkan vakasına dönmesin de...
YAZININ TAMAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYIN