"Yani Türk isminin burada olması Türkiye'de geliştirilen bir aşının insanlığa, mazlumlara ulaşacağını düşünecek olursak geçekten müthiş bir isim, hayırlı, uğurlu olsun." diyen Çalış, bulunan ismin birçok kesim tarafından beğenildiğini de kaydetti.
Yerli aşıya karşı güven olacağını anlatan Çalış, şöyle devam etti:
"Sağlık Bakanlığımızın izin verdiği tüm aşılar zaten etkili ve güvenilir aşılardır. O soru hep geliyor. Tabii yerli aşımızı bekleyen birçok vatandaşımız oldu. İnşallah yerli aşımız da ticari olarak da kullanılacağını düşünüyorum ama şu anda hangi aşıya ulaşabiliyorlarsa olmaları gerekiyor çünkü bir pandemi durumu var. Sayın Bakanımız da açıklamıştı ileriki dönemlerde takviye olarak veya 3. doz olarak yerli aşımız yetişir diye ümit ediyoruz."
Çalış, yerli aşının antikor düzeyi ile ilgili şunları kaydetti:
"Tüm aşı olan gruptaki gönüllülerimizde yüzde 100 antikor oluştu. Bu, çok büyük bir veri. Aynı zamanda etkinlik gösteren başka parametreler de var. Onlar da çok etkin çıktı, sadece antikor değil, diğer etkinlik parametreleri de çok iyi çıktı. Bunu Sağlık Bakanlığımız da biliyor. Biz onlara gönderdik verileri. Etkinlik çok iyi tabii Faz-2'deki etkinlik değil Faz-3'teki çalışma bu amaçla yapılacak. Hem güvenlik hem etkinlik Faz-3'te de yapılacak. İnşallah onun sonucu da iyi çıkar diye ümit ediyoruz. Mutant virüslerle ilgili Aykut hocamız ve ekibimiz çalışıyor. İlk İngiliz varyantı ön plana çıktığında da hemen çalışmalara başladılar. Onunla ilgili güzel sonuçlar var ama bunu şimdiden söylemek istemiyoruz, çalışmalar devam ediyor."
ERÜ olarak her şeyi prosedüre uygun olarak yaptıklarını vurgulayan Prof. Dr. Mustafa Çalış, şöyle devam etti:
"Aslında aşılar 3-5 belki 10 yılda çıkabilecek ürünler. Bizim aşı uygulama araştırma merkezimiz 2013 yılında kuruldu ve 2015 yılında resmi olarak faaliyete geçti. Çok etkin bir merkez. Niye bu kadar hızlı sorusuna, gerçekten hem bizim ekibimiz, Aykut Özdarendeli ve ekibi çok çok etkin ve yetkin bir ekip hem de 2013'ten beri devam eden fiziki altyapımız buna uygundu. Bu bizim hızlı olmamızı gerektirdi. Tecrübe olduğu için neyin ne zaman gerekeceğini bildiği için Aykut hoca ve ekibi, onunla ilgili önce tedbir aldı, bize sundu, biz de gereklerini yaptık. 5 ay sonra gerekecek bir malzemeyi 5 ay önce temin etmeye çalıştık. Bunlar çok etkili oldu. Bazı ülkelerin SARS ve MERS virüsü ile ilgili çalışmaları vardı, dolayısıyla onların en az 6-7-8 ay bizden önce olacağını biz tahmin ediyorduk. Yani sıfırdan başlayıp 1,5 yıl içerisinde Faz-2'yi de içinde olacak şekilde tüm aşamaları çok başarılı bir şekilde geçmemiz çok büyük bir başarı, biz bununla gurur duyuyoruz Erciyes Üniversitesi olarak."
"KALİTEDEN ASLA TAVİZ VERMEDİK"
Prof. Dr. Aykut Özdarendeli'nin başarılı çalışmalara imza attığını belirten Çalış, yapılan tüm çalışmaların dünya standartlarında prosedürlere uygun bir şekilde yapıldığını söyledi.
"Biz kaliteden asla taviz vermedik, prosedürden asla taviz vermedik." diyen Çalış, İyi Klinik Uygulama ve Araştırma Merkezinin dünya çapında kuruluşlarca, Avrupa İlaç Ajansı, Kanada, ABD gibi birçok yer tarafından denetlendiğini ve kabul edilen bir merkez olduğunu ifade etti.
Dünya çapında büyük şirketlerin faz çalışmalarının yapıldığı bir merkezin aşı çalışmalarında kendilerinin hızını artırdığını vurgulayan Çalış, "Onun için araştırma üniversitelerinin misyonu Ar-Ge çalışması yapmak, ürün geliştirmek, çıktı ortaya koymak. Özellikle Erciyes Üniversitemizin bu alanda çok yetkin olması bizi çok ön plana geçirdi." dedi.
Çalış, 17-18 merkezde aşı çalışması yapıldığını hatırlatarak, onlarda da çok iyi sonuçlar çıkacağını ümit ettiğini dile getirdi.
Yakın zamanda birden çok yerli aşının olacağına inandığını belirten Çalış, Aşı Uygulama ve Araştırma Merkezinde Aykut Özdarendeli ile beraber 8-10 kişilik çekirdek ekip tarafından aşının geliştirildiğini aktardı.
Çalış, İyi Klinik Uygulama ve Araştırma Merkezinde ise 28-30'a yakın ekibin olduğunu, orada da faz çalışmalarının bu ekip tarafından yürütüldüğünü sözlerine ekledi.