HER KESİMİN KATKILARIYLA HAZIRLANAN ÇED RAPORU 16 BİN SAYFA
Kanal İstanbul'un Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) sürecinin çevre hassasiyeti en üst düzeyde tutularak yürütüldüğü vurgulanan raporda, İstanbul'un havasına, suyuna, ormanlarına, toprağına, göllerine, her 2 denizine ve ekolojik dengesine tamamen koruma eksenli bir bakışla yaklaşılarak rapora son halinin verildiği belirtildi.
ÇED raporunun ekleriyle birlikte 16 bin sayfadan oluştuğu bilgisine yer verilen raporun hazırlanması sürecine 56 kurum ve kuruluşun yanı sıra, belediyeler, üniversiteler ile 204 bilim insanı ile vatandaşların görüş ve fikirleriyle katıldığı ifade edildi.
İstanbul'da beklenen depremin olası etkilerini en aza indirmek amacıyla proje bölgesinde 32 bin 932 hektarlık alanın "Yenişehir rezerv yapı alanı" ilan edildiği aktarılan raporda, bölgedeki planlamaya ilişkin şu bilgilere yer verildi:
"Yenişehir Rezerv Alanı toplam 7 etaptan oluşmaktadır. Öncelikle Kanal İstanbul güzergahının açılmasını sağlayacak, ilk 3 etabın planlama süreci tamamlanmıştır. Bölgedeki konut, ticaret, turizm alanı büyüklüğü 55 milyon 702 bin 630 metrekaredir. Kanal alanı, eğitim, sağlık, kültürel tesis, yol, yeşil alan büyüklüğü 68 milyon 550 bin 957 metrekaredir. Bakanlık oluruyla onayladığımız imar planlarında, proje alanının yüzde 55'i donatı alanı olarak planlanmıştır. Yine Kanal İstanbul Proje alanında 2 liman, 1 yat limanı, 1 rekreasyon alanı ve 1 lojistik merkezi yapılacaktır."
YENİ NÜFUS GELMEYECEK
Projede, akıllı şehir modelini yansıtan bir kentsel tasarım ve planlama süreci yürütüldüğü belirtilen raporda, "sıfır atık" prensiplerine dayanan sürdürülebilir bir şehir modeli kurgulandığı ifade edildi.
Kanal çevresine uygulanacak yeni nesil şehircilik uygulaması gerçekleştirileceği belirtilen raporda, "Şehirlerdeki nüfus maksimum 500 bin olacaktır. Buraya yeni nüfus gelmeyecek, kentsel alan büyük oranda deprem dönüşüm kapsamında kullanılacaktır. Yine İstanbul'un nüfus yoğunluğunun fazla olduğu bölgelerdeki vatandaşlar burada ikamet edecektir." değerlendirmesi yapıldı.
Raporda, imar planlarında lojistik merkezi olarak planlanan Yeniköy'ün ve fuar alanıyla teknoloji bölgesi olarak görülen Tayakadın ile Baklalı köylerinin imarlarının bölge halkından gelen talep doğrultusunda yeniden düzenlenerek başka bölgelere kaydırıldığı bildirildi.
PROJE ALANINDA YABANCILARIN ALDIĞI ARAZİ ORANI YÜZDE 0,35
Proje alanının büyük oranda yabancı, gerçek ve tüzel kişilere satıldığı iddialarına da cevap verilen raporda, "Proje alanında toplam 41 bin 586 parsel vardır. Nisan 2021 itibarıyla 294 milyon 263 bin 748 metrekarelik proje alanı içerisinde Tapu ve Kadastro Bilgi Sistemi (TAKBİS) kayıtlarına göre aktif olarak kayıtlı bulunan gerçek kişi ve yabancı sermayeli şirketlere ilişkin toplam 1 milyon 15 bin 772 metrekarelik ana taşınmaz alanı mevcuttur. Bu miktar proje alanında yüzde 0,35'lik orana karşılık gelmektedir. Yani iddiaların tamamı gerçek dışı ve asılsızdır." denildi.
Kanal İstanbul'un toplam 7 yılın sonunda hizmete alınacağı, maliyetin 75 milyar lira olarak hesaplandığı aktarılan raporda, proje dolayısıyla vatandaşlara ilave bir vergi yükünün getirilmeyeceği belirtildi.
İSTİHDAMA KATKISI
Kanal İstanbul'un ekonomiye sadece su yolu geçişleriyle katkı sağlamayacağını, bunun yanı sıra limanlar, araştırma, lojistik merkezler ve endüstriyel alanlarda yüksek katma değer oluşturacağı kaydedilen raporda, "Projenin hazırlık ve inşaat aşamasında yaklaşık 10 bin kişi çalışacak. İşletme aşamasında yine 10 bin kişi çalışacak. Bunun yanı sıra kurulacak yeni işletme ve tesislerde de yaklaşık 50 bin vatandaş istihdam edilecek." değerlendirmesinde bulunuldu.
Tek yönlü işletmenin yapılacağı Kanal İstanbul'un kazalara karşı İstanbul Boğazı'ndan 13 kat daha güvenli olduğu vurgulanan raporda, acil durumlarda 2 römorkör, 2 demirleme alanı, 7 acil bağlama alanının dışında 30 römorkörün daima hazır bekletileceği belirtildi.
İstanbul Boğazı'ndan ücretsiz geçen firmaların Kanal İstanbul'u neden tercih edeceklerine ilişkin soruya da yanıt verilen raporda, şunlar kaydedildi:
"Boğaz'dan ücretsiz geçiş yoktur. Geçen gemiler aldıkları bazı hizmetler nedeniyle ücret ödüyorlar. Fakat gemiler tek geçiş için 15 saat beklemektedir. Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı verilerine göre bazı tanker gemileri 30 saat, hatta 4 gün beklemektedir. 2017'de gemilerin bekleme süreleri nedeniyle yaşadığı kayıp milyonlarca dolar olmuştur. 200 metreden uzun tankerler günlük ortalama 120 bin dolar kaybetmektedir. Tüm bu nedenlerle Kanal İstanbul firmalar için son derece hayati önem taşıyacak, büyük ekonomik avantaj sağlayacaktır."