Akşener'in ana gündeminde temeli geçtiğimiz cumartesi günü Başkan Recep Tayyip Erdoğan tarafından atılan ve Türkiye'nin mega projelerinden olan Kanal İstanbul vardı.
Akşener'in ana gündeminde temeli geçtiğimiz cumartesi günü Başkan Recep Tayyip Erdoğan tarafından atılan ve Türkiye'nin mega projelerinden olan Kanal İstanbul vardı.
TEHDİTLER SAVURDU
İktidara gelmeleri halinde Kanal İstanbul projelerini durduracaklarını belirten Akşener, yaptığı konuşmada "Kanal İstanbul Projesi, halihazırda çalışan ve değer üreten firmaları ayakta tutmayı veya milletimizin refah seviyesini yükseltmeyi amaçlıyor mu? Hayır. Projenin, bölgede arsa kapatanlar ile malum müteahhitler dışında milletimizin refahına ve insani gelişmişlik düzeyine, yapacağı bir katkı var mı? Yok. Bu vesileyle buradan sizlerin aracılığıyla, Kanal İstanbul için avuç ovuşturan, projeye dahil olmak isteyen, yerli ve yabancı bütün finans kuruluşlarını ve müteahhitlik firmalarını bir kez daha uyarıyorum. Bütün bu veriler ışığında, bu 'tiksindirici borcu', milletimizden değil, bizzat Recep Tayyip Erdoğan'dan isteyeceksiniz" ifadesini kullandı.
"YIKIM ZİHNİYETLERİNDE VAR"
Başkan Erdoğan, partisinin grup toplantısında muhalefetin Kanal İstanbul tehditlerine değindi. Erdoğan'ın açıklamaları şu şekilde:
Altını çizerek tekrar ifade etmek istiyorum; biz 19 yıldır ülkeyi eser ve hizmet siyasetiyle yönetiyoruz. Bunlar ise yıkım siyaseti üzerine bina etmeyi planlıyorlar. Yıkım siyaseti CHP'nin zihniyetinde var. Osmanlı'dan miras demiryolu projelerinin hepsini CHP rafa kaldırmıştır.
Uçak kapısının kapısına CHP kilit vurmuştur. GAP'a, Keban'a karşı çıkmıştır. Bu ülkede vurulan her fabrika kazmasının önüne CHP dikilmiştir. İstanbul Boğazı üzerinde dizilen 3 köprüye de CHP karşı çıkmıştır. Ne kadar baraj, bölünmüş yol, havalimanı, şehir hastanesi varsa CHP hepsinin önünü kesmeye çalışmıştır.
Son olarak Kanal İstanbul için aynı takozluğu yapmaya çalışıyorlar. Yeminli Türkiye düşmanları bile seviyeyi böyle bir seviyeye indiremez. Yatırımlarını Türkiye'ye çekmeye çalıştığımız ülkelere parmak sallayacak kadar muavizeyi yitirdiler. Deutsche Bank'a tehdit savuruyorlar. Bunlar daha şimdiden devlet nedir, devlet yönetmek nedir bunlardan haberleri yok.
Uluslararası bir tahkim var haberleri yok. Biz iktidar olduk, bizden önceki borçlanmaları ödemedik mi, ödüyoruz. Ama bunlar devlet değil, zillet. Bunlar böyle bir şeye talip. Hayal bile değil bunların iktidar olma süreci, bildikleri için atıyor. Tutarsa ne ala. Bunlar lafa gelince tek adımlıkla, diktatörlükle itham ederler, kendileri Kanal İstanbul beyanlarıyla ne anayasa, ne yasa, ne teamül tanıdıklarını, millete saygıları olmadığını ortaya koymaktadırlar.