Sosyal medyadaki yalanların ortakları deşifre oldu: %32 FETÖ %23 Marjinal sol %18 PKK %12 DHKP-C

Kontrol ve denetimden uzak sosyal medya, her toplumsal olayda dezenformasyonun, manipülasyonun ve provokasyonun komuta merkezi haline getiriliyor. Türkiye bunu son olarak orman yangınlarında gördü. Bir yandan ormanlarındaki yangınlarla mücadele eden ülkemiz, diğer yandan bu yangına körükle giden sosyal medya hesaplarıyla boğuşuyor.

takvim.com.tr takvim.com.tr
Giriş Tarihi :04 Ağustos 2021 , 09:48 Güncelleme Tarihi :04 Ağustos 2021 , 09:55
Sosyal medyadaki yalanların ortakları deşifre oldu: %32 FETÖ %23 Marjinal sol %18 PKK %12 DHKP-C

Sosyal medya kundakçıları orman yangınlarında da üzerine düşeni yaparak ülkeyi karıştırma, vatandaşları provoke etme peşine düştü. Yangınlara ilişkin birçok yalan haber dolaşıma sokuldu.

Emniyet Müdürlüğü kaynaklarına göre, sosyal medya üzerinde sistemli bir şekilde dezenformatif, manipülatif ve propaganda içeriklerini barındıran hashtag ve paylaşımların yüzde 32'si FETÖ'cü hesaplar tarafından gerçekleştiriliyor. Konuyu bugünkü köşesine taşıyan gazeteci Nedim Şener, çarpıcı bilgiler aktardı. Şener'in ilgili yazısı şu şekilde:

Türkiye, bir yandan ormanlarındaki yangınlarla, diğer yandan bu yangına körükle giden sosyal medya hesaplarıyla boğuşuyor.

28 Temmuz ile 3 Ağustos arasında 38 ilde 154 yangından 145'i kontrol altına alındı, 9 yangın ise devam ediyor.

Ancak, sosyal medyadaki kundakçılar hiç boş durmadı, bir türlü kontrol altına alınamıyor.

İletişim hakkı ve fikir özgürlüğünün en ileri düzeyde kullanımını sağlayabilecekken, terör örgütlerinin, istihbarat örgütlerinin, etki ajanlarının, kötü niyetlilerin elinde; insanların ruh sağlığını, toplumların huzurunu bozan bir mecraya dönüştürülen sosyal medya platformları elbette tüm devletler tarafından yasalar çerçevesinde yakından izleniyor.

TERÖR ÖRGÜTLERİ VE MEDYA KULLANIMI
Eskiden her tür terör örgütü, amacı doğrultusunda; toplumda korku ve paniği yaymak ve propaganda yapmak için, hazırladığı yazılı metin ve görselleri bir araya getirir, basacak matbaa bulur, kâğıt temin edip dergi veya kitabını basardı. Sonra da onu dağıtmak ya da gizli gizli satmaya uğraşırdı. Bu yolla da çok sınırlı sayıda kişiye ulaşabilirdi.

Şimdi ise, ister örgüt propagandasını yapmak, ister korku ve panik yaymak, ister "algı operasyonları" için bir sosyal medya hesabı açması yeterli. Kapatılsa dahi kendisi ya da aynı örgütten bir başkası hemen benzerini açabiliyor.

Bilinen nedenlerden kaynaklandığı gibi, terör örgütü PKK tarafından da üstlenilen sabotajlarla çıkarılan yüzlerce orman yangını ile ilgili sosyal medyada yaşanan tartışmalar nasıl bir kaos ortamına itildiğimizi gösteriyor.

Avrupa'da yüzde 30 olan sosyal medya kullanımının Türkiye'de yüzde 70'i bulması, tüm bu yapıların dikkatini çekiyor. Terör örgütleri de her vesileyle sosyal medyayı operasyon üssü haline dönüştürüyor.

YÜZDE 15 YEM OLUYORLAR
Emniyet Genel Müdürlüğü Siber Suçlarla Mücadele Daire Başkanlığı da süreci yakından takip ediyor. Emniyet Müdürlüğü kaynaklarına göre, sosyal medya üzerinde sistemli bir şekilde dezenformatif, manipülatif ve propaganda içeriklerini barındıran hashtag ve paylaşımların yüzde 32'si FETÖ'cü hesaplar tarafından gerçekleştiriliyor.

Bu tür paylaşımların yüzde 23'ü marjinal sol, yüzde 18'i PKK terör örgütü, yüzde 12'si DHKP-C terör örgütü tarafından yapılıyor. Bu hashtag ve paylaşımların yüzde 15'i ise genel kullanıcılar tarafından gerçekleştiriliyor, yani bir anlamda terör örgütlerine yem oluyorlar.

Emniyet kaynaklarının, terör örgütlerinin sosyal medya kullanımıyla ilgili tespitleri de şöyle:

FETÖ başta olmak üzere terör örgütleri ve bunlara bağlı kitle sosyal medyayı etkin olarak kullanıyor. Özellikle yurtdışında firari olarak bulunan örgüt mensuplarının açıktan, yurtiçindeki destekçilerinin ise sahte hesaplar aracılığı ile meydana gelen her olayı kullanarak toplumu ayrıştırmaya ve devlet tarafından yürütülen faaliyetleri manipüle ederek değersizleştirilmeye uğraşıyor. Bu tür faaliyetlerini, çeşitli ideoloji ve cinsel kimlikler altına girerek "ters algı/trolleme" (içine büründüğü kimliği kötü savunarak ya da radikal göstererek) yönetimiyle yapmaya çalışıyor. Bu dezenformasyon unsurlarıyla, orman yangınları ile ilgili olarak ülkede yaşayanların üzerinde endişe, panik, korku ve toplumda kaos yaratmayı amaçlıyorlar.

DİKKAT YEM OLMAYIN
Elbette, sosyal medya, karşısındakinin fikrine saygı duyarak, her fikrin dile getirildiği bir yer olmalı. Hakaret edilip küfür edilmemeli. Yalan değil gerçekler paylaşılmalı.

Ama bunun için artık çok geç. Sadece terör örgütleri değil, bazı devletler bile asimetrik savaşı buradan yürütüyor. Hatta toplumsal ayaklanma ve darbeye giden süreçler tetikleniyor. Tüm bunlara karşı Almanya ve Fransa'nın çıkardığı gibi etkili yasal önlemler zaman içinde tüm ülkelerde gündeme gelecektir. Ama o güne kadar kendi kimliği ile bu mecrada olanların, yalandan, hakaretten, iftiradan, algı operasyonlarından uzak durarak emin olmadığı paylaşımlardan kaçınması ve yem olmaması yerinde olur.

ALGI OPERASYONUNA DİRENEN ÜÇ CESUR KADIN
Sadece Türkiye değil dünyada sosyal medya gündemine giren, "Help Turkey" başlığıyla yurtiçi ve yurtdışından yapılan paylaşımlar, dezenformasyon ve algı operasyonlarının en büyük örneklerinden birisini oluşturdu. Çoğu aynı gün açılan sahte ve bot hesaplarla başlayan, takipçi sayısı çok olan hesaplar tarafından da "kopyala-yapıştır" yöntemiyle büyütülen, Türkiye'de bazı ünlü kişileri de içine alan bir algı operasyonu girdabına dönüştü. Belli ki daha önceki bazı olaylarda olduğu gibi ünlü kişilere bu yönde paylaşım yapılması yönünde girişimlerde bulunuldu. Bu tuzağa düşenler, bu tür algı operasyonların gönüllüsü gazeteciler hemen kendisini belli etti. Ama ses sanatçısı Nilüfer, tiyatro sanatçısı Nilgün Belgün ve söz yazarı Şehrazat Türkiye'yi güçsüz ve aciz göstermeyi amaçlayan bu paylaşımı yapmayacaklarını açıkladılar. Sadece ülkelerine sahip çıkan, siyasetle ilgisi olmayan, zaman zaman da hükümeti eleştiren görüşleriyle bilinen bu sanatçıları sosyal medyada linç ettiler. Anında, "yalaka", "AKP'li", "sarayın sanatçısı" gibi sıfatlarla hakaret ettiler.

Ama bu algı oyunun parçası olan sözüm ona sanatçılar ise nasıl kullanıldığının farkına varmadan, utanmadan ortalarda dolaşıyorlar. (Yazının sonu)



DÜNYACA ÜNLÜ PROFESÖRDEN DİKKAT ÇEKEN ANALİZ
Orta Doğu, dijital otoriteryenlik, sosyal medya ve dezenformasyon konularında çalışmalar yapan İngiliz uzman Mark Owen Jones, Türkiye'deki orman yangınları için Twitter'da yapılan küresel yardım çağrılarında bir manipülasyon kampanyasının izlerinin görüldüğünü ortaya çıkardı.

Katar Hamad Bin Halife Üniversitesi'nde öğretim üyesi olarak da görev yapan Jones, "Help Turkey" ve "Global Call" etiketleriyle yapılan paylaşımların gerçek insanlar ve ünlüler tarafından kullanılmakla birlikte, sahte ve bot hesaplar üzerinden yapay olarak yayıldığını ve bu yönüyle bir manipülasyon kampanyasının ürünü olduğunu açıkladı.

Görünürde Türkiye'de devam eden orman yangınlarına dikkati çekmek üzere uluslararası yardım çağrısı yapan İngilizce ve farklı dillerdeki mesajlar, çok sayıda hesap tarafından yinelenerek paylaşılmıştı.

Jones, söz konusu etiketleri Twitter hesabında yaptığı seri paylaşımlarla analiz etti.

BOT VE SAHTE HESAPLAR
Jones, "Help Turkey" etiketi için dünya genelinde 46 bin hesaptan yapılan 160 bin etkileşim üzerine yaptığı ağ analizinde, etiketle en fazla paylaşım yapanların sahte ve bot hesaplar olduğunu tespit etti.

Bu tür hesaplardan örnekler veren Jones, etiket ile en fazla paylaşım yapan "@ege20281770" adlı hesabın, aynı gün (2 Ağustos) içinde yaratılan bir hesap olduğuna ve etiket belirli bir yaygınlığa ulaştıktan sonra tüm paylaşımlarını sildiğine dikkat çekti.

Jones ayrıca "Badboy2147" adlı mevcut bir hesabın da etiketi kullanarak yoğun paylaşımlar yaptıktan sonra kullanıcı adını değiştirdiğini ve tüm paylaşımlarını sildiğini belirledi.

Etiketle en fazla paylaşım yapan 7 bin 400 hesaptan en az 70'inin isim değiştirdiğini veya kapatıldığını belirten Jones, tam rakamın belirlenebilmesi için daha detaylı inceleme yapılması gerektiğini vurguladı.

KOPYALA VE YAPIŞTIR
Jones, etiket aracılığıyla yürütülen kampanyada bir diğer dikkat çekici noktanın, hazır mesajların kopyala yapıştır yöntemiyle paylaşılarak yayılması olduğuna işaret etti.

Mevcut paylaşımı yeniden paylaşmak yerine içeriğini yeni bir "twit"e kopyalayarak paylaşmanın anlamsızlığına değinen Jones, bu yönteme başvuran 35 bin tekil paylaşım yapıldığının ve bu paylaşımların Türkiye'de gece yarısını geçen bir saatte yoğunlaştığının altını çizdi ve mesajların belirli bir merkezden yapay olarak üretilerek yayılmış olabileceği değerlendirmesinde bulundu.

Jones, Koreli pop müzik gruplarının hayran hesapları üzerinden yapılan destek paylaşımlarının da manipülasyon amaçlı kullanılmış olabileceğine vurgu yaparak "Help Turkey etiketinin çok fazla manipülasyon içerdiği açık. Gerçek insanlar ve ünlüler tarafından yayılmakla birlikte binlerce sahte hesap tarafından yapay olarak yönlendirilen bir etiket bu." dedi.

"HELP TURKEY" BİR MANİPÜLASYON KAMPANYASI ÖRNEĞİ
Konuyla ilgili AA muhabirinin sorularını yanıtlayan Jones, "Help Turkey" etiketiyle yapılan paylaşımların "manipülasyon" kategorisinde değerlendirilmesi gerektiğini belirterek, "Bu türden kampanyalarda etiketlerde birden çok şey bir arada bulunur. Gerçek, meşru kullanıcılar vardır, bu etiketleri teşvik eden ve yayan influencer'lar vardır ve özellikle bu örnekte gördüğümüz gibi manipülasyon vardır. Tek bir kişinin veya merkezin yönettiği çok sayıda bot ve sahte hesap etkileşimi arttırmaya ve etiketi trendler içine sokmaya çalışır. Mümkün olduğunca çok paylaşım yaparak etiketi Trend Topic (TT) haline getirmeye çalışırlar. 'Help Turkey' etiketinde bu manipülasyonun varlığını tespit edebiliyoruz." ifadelerini kullandı.

Jones, böyle bir manipülasyonu kimin, neden yapmış olabileceği sorusuna, "Bunun manipülasyon olduğunu biliyoruz ama neden başladığını bilmiyoruz. Bu yöntemin zaman zaman reklam ve pazarlama amacıyla kullanıldığını biliyoruz. Ama burada amacın bu olduğunu söylemek mümkün değil. Bu sistematik manipülasyonun arkasında kimin olduğu belli değil. Genelde kişiler ve organizasyonlar bu türden operasyonları o ülkelerdeki hükümetleri zor duruma sokmak için yaparlar. Bunları yapan organizasyonların çok sayıda adı olabilir; PR ajansı, reklam ajansı vs. ama asıl amaçları budur; hükümeti zayıf göstermek." değerlendirmesinde bulundu.



"İNSANLARI ÖFKEYE, ENDİŞEYE VE PANİĞE SÜRÜKLEMEK İSTİYORLAR"
Bu türden siber saldırıların insanların bilgiye erişimini engellemeyi ve algısını etkilemeyi amaçladığını vurgulayan Jones, "Bu manipülasyonu yapanlar, 'Help Turkey' etiketine tıklayan insanları öfkeye, endişeye ve paniğe sürüklemek istiyorlar. Onları mevcut hükümetin işlevini yerine getiremediğine ikna etmeye çalışıyorlar. Saldırının amacı bu. Bu türden bir operasyonu yürütmek son derece geniş ve maliyetli bir çaba, bunu yalnızca paylaşımların sayısında gözlemlemek mümkün." şeklinde konuştu.

GENÇLER KAYNAĞINI BİLMEDİKLERİ İÇERİKLERİ PAYLAŞMAMALI
Jones, sosyal medya kullanıcılarının bu türden sistematik saldırılara karşı korunmak için kaynağını bilmedikleri içerikleri paylaşmaktan kaçınmaları gerektiğini vurgulayarak, "Genç kullanıcılar kendilerini sosyal medya manipülasyonuna karşı eğitmeli. Kim olduklarını bilmedikleri, daha önce paylaşımlarını görmedikleri kaynakların içeriklerini paylaşmaktan kaçınmalı." ifadelerini kullandı.

TAKVİM UYGULAMASINI İNDİRMEK İÇİN TIKLAYIN