Son dakika: Başkan Erdoğan'dan Yunanistan Başbakanı Miçotakis ile 'Afganistan’ görüşmesi!

Son dakika haberi... Başkan Recep Tayyip Erdoğan, Yunanistan Başbakanı Miçotakis ile telefon görüşmesi gerçekleştirdi. Görüşmede Afganistan'daki gelişmeler ve göç meselesi ele alındı. Erdoğan, Afganistan'da geçiş dönemi tesis edilemezse, zaten üst seviyelere ulaşan göç baskısının daha da artacağına, bu durumun herkes için ciddi bir meydan okuma teşkil edeceğine dikkati çekti.

takvim.com.tr takvim.com.tr
Giriş Tarihi :20 Ağustos 2021 , 20:38 Güncelleme Tarihi :20 Ağustos 2021 , 21:13
Son dakika: Başkan Erdoğan’dan Yunanistan Başbakanı Miçotakis ile ’Afganistan’ görüşmesi!

İÇİNDEKİLER

Başkan Recep Tayyip Erdoğan, Yunanistan Başbakanı Miçotakis ile telefon görüşmesi gerçekleştirdi. Görüşmede Afganistan'daki gelişmeler ve göç meselesi ele alındı.

İletişim Başkanlığından yapılan açıklamaya göre, görüşmede, Afganistan'daki gelişmeler ve göç meselesi başta olmak üzere bölgesel konular ile ikili ilişkiler ele alındı.

ORMAN YANGINLARI
Başkan Erdoğan ve Yunanistan Başbakanı Miçotakis, görüşmede, her iki ülkede yaşanan orman yangınları dolayısıyla karşılıklı olarak geçmiş olsun dileğinde bulundu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'de orman yangınlarını kontrol altına aldıklarını, Yunanistan'ın orman yangınlarıyla mücadelesine de katkı vermeye hazır olduklarını belirtti.

Ekonomik ve ticari ilişkilere dair Ortak Eylem Planında yer alan mekanizma ve projeler noktasında ilgili kurumlar arasındaki toplantıların başlamasından memnuniyet duyduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, Yüksek Düzeyli İşbirliği Konseyi toplantılarını yeniden canlandırmak gerektiğini dile getirdi.

AFGANİSTAN MESELESİ
Afganistan'ın bir kez daha kritik bir dönemden geçtiğini belirten Başkan Erdoğan, Afganistan'da yumuşak bir geçiş olmasını temenni ettiklerini, kurulacak yeni hükümetin Afgan halkının çeşitliliğini yansıtacak şekilde kapsayıcı ve temsil edici olması gerektiğini, Taliban'ın bazı Cumhuriyet liderleriyle geçiş dönemi için görüşmelerde bulunmasını bu bakımdan umut verici bulduklarını ifade etti.

CİDDİ BİR MEYDAN OKUMA TEŞKİL EDER
Erdoğan, Afganistan'da geçiş dönemi tesis edilemezse, zaten üst seviyelere ulaşan göç baskısının daha da artacağına, bu durumun herkes için ciddi bir meydan okuma teşkil edeceğine dikkati çekti.

Avrupa Birliği'nin Afgan halkına Afganistan'da ve Afganistan'a komşu ülkelerde, özellikle İran'da yardım etmesi gerektiğini belirten Başkan Erdoğan, Afganistan ve İran'da gerekli tedbirler alınmazsa yeni göç dalgasının kaçınılmaz olduğunu, bu bakımdan İran'la temas halinde olduklarını ve İran'la sınırlarda ilave önlemler aldıklarını dile getirdi. Erdoğan, göç konusunda iş birliğinin karşılıklı anlayış ve çıkarlara dayalı olarak ilerletilmesi gerektiğini vurguladı.

Avrupa Birliği'nden 18 Mart Mutabakatından kaynaklanan yükümlülüklerini samimi bir şekilde yerine getirmesini beklediklerini belirten Başkan Erdoğan, Türkiye'yi güvenli üçüncü ülke ilan etmenin uluslararası yükümlülükleri ortadan kaldırmadığını, bu konuda samimi bir işbirliği sergilenmesini beklediklerini ifade etti.

"TÜRKİYE ELBETTE YOL GEÇEN HANI DEĞİLDİR"
Dün Kabine Toplantısı sonrası konuşan Başkan Erdoğan, düzensiz göçmenlerin Türkiye'de yol açtığı huzursuzluğun farkında olduklarını belirtti.

Dünyada bu kadar sığınmacıyı barındırıp, bu kadar az asayiş sorunuyla karşılaşan bir başka ülke olmadığına dikkati çeken Erdoğan, şunları kaydetti:

"Münferit birtakım hadiselerin medya ve sosyal medya vasıtasıyla farklı boyutlarda takdim edilmesini iyi niyetli bulmuyoruz. Muhalefetin bu konudaki nefret söylemlerini de tehlikeli ve art niyetli olarak değerlendiriyoruz. Türkiye elbette yol geçen hanı değildir. Bu ülkenin kanunlarına, kurallarına, düzenine uymayanların kaos çıkartacak tavırlar sergilemesine asla izin vermeyiz. Zaten bu tür davranışlar içine girenler yakalanarak derhal sınır dışı edilmektedir. Ülkemizde hukuk herkes içindir. Misafirlerimiz de bunun dışında değildir. Ancak sığınmacıları ve düzensiz göçmenleri kendi kirli gündemlerine meze etmek isteyenlere de göz yummayız. Hele hele kamu güvenliğini tehdit edecek şekilde bu insanların hayatlarına kast edenleri, yağmaya yeltenenleri asla affetmeyiz."

Erdoğan, alınan sınır tedbirleri ve düzensiz göçmenlerin ülkelerine gönderilmesini sağlayacak mekanizmaların güçlendirilmesi sayesinde bu sıkıntıların yakında büyük ölçüde çözüleceğini vurguladı.

"Tabii şu gerçeği de Avrupalı dostlarımıza hatırlatmamız gerekiyor." ifadesini kullanan Erdoğan, milyonlarca insanın cazibe merkezi haline gelen Avrupa'nın sırf kendi vatandaşlarının güvenliğini ve refahını korumak için sınırlarını sert bir şekilde kapatarak bu sorunun dışında kalamayacağını belirtti.

"DÜZENSİZ GÖÇMENLERİ EVLERİNE GÖNDERDİKTEN SONRA NEREYE GİDECEĞİ KENDİ BİLECEKLERİ İŞTİR"
Avrupa'nın bu tutumuyla sadece uluslararası hukuku ihlal etmekle kalmadığını, insani değerlere de sırtını döndüğünü söyleyen Erdoğan, "Türkiye'nin Avrupa'nın mülteci ambarı olmak gibi bir görevi, sorumluluğu, mecburiyeti de yoktur. Biz ülke olarak sınırlarımızı güçlü bir şekilde kapattıktan ve mevcut düzensiz göçmenleri evlerine gönderdikten sonra bu insanların diğer kanallardan nereye gideceği kendi bilecekleri iştir." dedi.

Türkiye'deki Suriyelilere ilişkin ise Erdoğan, "Ülkemizdeki Suriyeliler meselesi ise farklı bir konudur. Bu insanlardan dilimizi öğrenerek, mesleki yeteneklerini geliştirerek, sosyal uyumu sağlayarak ülkemizde kalacak elbette olacaktır. Ama bunu başaramayanların kendi ülkelerindeki durumun iyileşmesine paralel şekilde evlerine dönüşlerine yardımcı olmak da bizim kendi vatandaşlarımıza karşı sorumluluğumuzun gereğidir." ifadelerini kullandı.

Şu ana kadar yaklaşık 450 bin Suriyelinin kendi rızasıyla Türkiye'nin güvenli hale getirdiği bölgelere döndüğünü aktaran Erdoğan, şunları kaydetti:

"Afganistan'a gönderdiğimiz kişi sayısı da 235 bini bulmuştur. İnşallah bu konuda kurumlarımızın yürüttükleri kapsamlı çalışmaları hızla sonuçlandırıp orta vadede meseleyi tamamen çözeceğiz. Bizim inancımızda, tarihimizde ve kültürümüzde topraklarımıza sığınmış insanlara karşı haksız şekilde nobranlık yapmak, hele hele canlarına, mallarına, ırzlarına kastetmek kesinlikle yoktur. Misafirlerimizden suç işleyenler olursa herkes gibi onlar da hukuk önünde hesabını verir. Bunun dışındaki yöntemlerin ülkemize ve milletimize yakışır tarafı olmadığının altını bilhassa çizmek istiyorum. Kendi vehimleri veya sinsi hesapları sebebiyle masumun canına ve malına el uzatanların karşılarında sadece devleti değil milleti de bulacaklarına inanıyorum. Milletimiz bunca badireyi kendi gücü ve mücadelesi yanında el uzattığı, kol kanat gerdiği mazlumların duası sayesinde atlattığını gayet iyi biliyor."