Daha sonra söz alan, küratör Yasin Tütüncü, müzenin konsepti hakkında katılımcılara bilgi verdi.
Menderes ailesinden Ümran Menderes ise müzenin yapılması dolayısıyla Cumhurbaşkanı Erdoğan'a teşekkür etti.
Aydın'a güzel bir eser bırakıldığını vurgulayan Ümran Menderes, "Umarım gençlerimiz de buraları gezerler, demokrasi için verilen mücadeleye şahitlik ederler, buradan bir ders çıkarırlar. Ülkesini seven, ülkesi için çalışan değerli insanlarımızı rahmetle minnetle anıyorum. Keşke eşim de bugünü görseydi. O da çok mutlu olurdu. Çok mutluyum, gururluyum. Şükranlarımı iletiyorum." dedi.
Menderes'in kendi ile aynı adı taşıyan torunu Adnan Menderes ise dedesini gerçekten tanıyan, onun bu ülke için hissettiklerini, ideallerini, yapmak istediklerini gerçekten bilen çok az kişinin olduğunu ifade etti.
Dedesinin hatırasını yaşatabilecek ve onu genç nesillere daha iyi anlatabilecek ortamların oluşmasının çok önemli olduğuna dikkati çeken Menderes, müzenin bu yolda atılmış çok önemli bir adım olduğunu bildirdi.
"HER BABAYİĞİDİN KOLAY KOLAY SIĞDIRAMADIĞI ESERLERİ SIĞDIRDILAR"
Erdoğan, daha sonra söyleşiye katılan gençlerin sorularını yanıtladı. Bir gencin, "Hayatı mücadeleyle geçen şahsiyetler, siyasette daha mı başarılı oluyor?" sorusu üzerine Erdoğan, şunları kaydetti:
"Ben bugün bir şey daha öğrendim. Farklı bir tanımını bilirim. Biz topraktan geldik, toprağa gideceğiz, malum. Tabii Menderes merhumun toprak adam olduğunu öğrenmek de enteresan. Aşağıda onun güzel de bir çevirisi var. Malum orada yaşlı bir teyze nasihatte bulunuyor toprakla ilgili. Menderes merhum da orada çapayla hemen toprağı eşelemeye başlıyor ve asıl maharetini toprakla buluşmada gösteriyor. Bir diğeri de Berin Hanım evlenmeden önce 'eğer siyasete gireceksen bu iş olmaz' diyor. Daha sonra Fethi Okyar nasihatte bulunuyor. Onun nasihatini veya ricasını merhum kıramıyor ve siyasete giriyor.
Siyaset öyle veya böyle inişli çıkışlı bir yolculuk. Menderes ve yol arkadaşlarının 10 yıllık başbakanlık dönemi çok çileli geçiyor. 10 yılın içine Türkiye Cumhuriyeti tarihinde her babayiğidin kolay kolay sığdıramadığı eserleri sığdırdılar. O bizim için adeta bir izdir. Bizler de o izi takip ederek eğitimde, sağlıkta, adalette, emniyette, ulaşımda, tarımda neler yapabiliriz? Tarım, artık devletlerin, atması gereken en önemli adımıdır. Petrol filan ayrı bir konu ama tarım, varsa yoksa en önemli çıkış yolu. Bizim de bu dönemde tarım üzerindeki yatırımlarımız çok çok farklı olacak. Tarımla beraber Allah nasip ederse Karadeniz'den petrolümüzü çıkardığımız andan itibaren durum çok farklı olacak."
"BUNLAR AYNI TEZGAHIN ÜRÜNÜ"
Bir gencin "Yıllar önce rahmetli Adnan Menderes, muhalefetin ülkemizde gerçekleştirilen güzel şeylere hiç değinmediğini söylemişti. Onlarca yıl önce de muhalefetin tutumu aynıydı, şu anda da aynı, bunlar neden değişmiyor?" sorusuna Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bunlar, yavrum bunlar aynı tezgahın ürünü, bunların cibilliyeti bozuk. Maya aynı nasıl değişsinler. Üstat diyor ki 'Ey düşmanım sen benim ifadem ve hızımsın gündüz geceye muhtaç bana da sen lazımsın'." yanıtını verdi.
Erdoğan, "Demokrasiye inanmış bir genç olarak demokrasinin simgesi olan Meclisimizde terör kamplarına gitmiş, teröristlerle sevgili olmuş kişilerin yer almasını istemiyorum. Bu konu ile ilgili bir adım atılacak mı?" sorusu üzerine, şöyle konuştu:
"Ne demek, ne demek sorulur mu ve adımlarımızı attık zaten. Geçenlerde konuşmamda da söyledim, biz bu parlamentoda bunları görmek istemiyoruz dedik. Hemen biz müracaatımızı yaptık ve şu anda da 14 kişi onunla beraber olan var ve süratle dokunulmazlıklarının kaldırılması ile alakalı adım atıldı. Hatta bu ismini anmamıza gerek yok kişi, sözde milletvekili onun diğerlerinden dosyasını ayırıp bir an önce onunla ilgili adım atılsın diye de Meclis Başkanı ile bunu ayrıca konuştuk. Bunun dışındakileri de süratle adımlarının atılması, onların da dokunulmazlıklarının kaldırılması sürecini başlatalım diye de kendilerine söyledik. Meclis Başkanımız da bu konuda kararlı, tabii işin öyle bir yanı var ki hem parlamentoda malum bu işin oylaması yapılacak ama orada bitmiyor iş. Ondan sonra da yargı süreci başlıyor, fakat bunların da takipçisi olacağız.
Geçenlerde İçişleri Bakanımız Süleyman Bey'in de biliyorsunuz bir televizyon programı ağırlıklı buna yönelikti. Orada da zaten bunların ne gibi affedersiniz kirli çamaşırlarının olduğunu orada da anlattılar. Bir gerçek ortadaki o da şu, Kandil ile ilgili ana muhalefetin başındaki zat 'Kandil'i başlarına geçireceğiz' diyor biz gelirsek iktidara, gelemeyecek de ama 'Kandil'i başlarına geçireceğiz veya yıkacağız' diyen kişi şu anda onlarla el ele kol kola Millet İttifakı adı altında adım atıyor, bu nasıl oluyor da bu adamların Kandil'ini onların başına yıkmak gibi bir adım olacak. Biz şu anda Kandil'i her gün bombalıyoruz. Onların tedbirlerini almışlar ve bütün inlerine giriyoruz, aynı şekilde devam ediyor ve Süleyman Bey zaman zaman sayı da veriyor 'Şuraya kadar artık indiler' düştüler filan diye. Fakat bunların artık sonu geldi, Allah'ın izniyle kökünü kazıyoruz, kazıyacağız ve bunlardan tek terörist kalmayıncaya kadar da bizim bu mücadelemiz devam edecek. Çünkü bu parlamento ve bu milletin paraları onların cebine girmemeli."
"BİZ BU YOLA ÇIKARKEN KEFENİMİZİ GİYEREK ÇIKTIK"
Erdoğan, "Menderes darbeciler tarafından katledildi, Turgut Özal'ın ölümü ise şaibeli. Siz hiç başınıza bir şey gelmesinden korktunuz mu, yola çıktığınız arkadaşlarınızdan korkanlar oldu mu?" sorusunu da şöyle yanıtladı:
"Çok teşekkür ediyorum da ben her zaman bir ifadeyi kullanıyorum arkadaşlarım da kullanıyorlar. Biz bu yola çıkarken kefenimizi giyerek çıktık. Eğer kefenimizi giyerek bu yola çıkmamış olsaydık devamlı o korkuyu sayıklardık. Onun için az önce 'Ey düşmanım sen benim ifadem ve hızımsın gündüz geceye muhtaç, bana da sen lazımsın' diyoruz. Ölüm mukadderdir, her zaman rahmetli Sezai üstadımızın o 'Kaderin üstünde bir kader vardır' diyor ya işte, biz de diyoruz ki kaderin üstünde bir kader vardır. Hiç korkmak diye bir şey Müslüman'ın kitabında yazmaz. Ölümü öldüreceksin."
Erdoğan, AK Parti kurulduğunda ilk önce "Yeter söz milletindir' diyerek yola çıktıklarını, ardından "Yeter söz de karar da milletindir' diyerek yola devam ettiklerini belirterek, "Tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet dedik böyle yürüdük. Hamdolsun bugünlere öyle geldik." dedi.
Erdoğan'ın konuşmasının ardından Yücel Arzen tarafından yeni hazırlanan "Menderes Zeybeği" isimli türkü seslendirildi.
Programın sonunda Çamlıca Camisi İmam Hatibi Yunus Balcıoğlu da aşır okudu.