ÇÖZERSE TEKNOLOJİDE KADIN ÇÖZER
2002'den bu yana teknoloji alanında çalıştığını söyleyen Teknolojide Kadın Derneği Kurucu Başkanı Zehra Öney, "2017'de arttırılmış gerçeklikle ile ilgili çalışmalar yapıyordum. Burada bir şey dikkatimi çekti. Çalıştığımız yerlerde, teknoparklarda, Ar-Ge tarafında kadın varlığının çok az olduğunu fark ettim. O zamana kadar 'keyfi' dönüşüm çalışmaları vardı. Ancak 2017'den sonra olay hızlandı. Örneğin yazılımcı almak için bir iş ilan verilirdi. Başvurular hep erkeklerden gelirdi. Buradaki sıkıntıyı gördük. Verilere bakıldığında bu alanlarda kadın çalışan oranının ne kadar az olduğu görülebiliyor. Türkiye teknoloji tüketiminde çok güçlü ancak üretimde zayıf. Bu noktadan da hareketle 31 Ocak 2019'da derneğimizi kurduk. Şimdi 150 kurumun içinde yer aldığı büyük bir aileyiz. Dernek olarak 3 alana odaklandık. Bunlardan ilki eğitim oldu. Burada iki akademi kuruldu. Hedefimiz teknolojide uzman kadrolar yetiştirmekti. Bu sistemden 1.500 genç mezun oldu. Bunların yüzde 75'i de kadındı. Mezun olanların yüzde 81'i de işe yerleşti. Mülteciler için de e-ticaret eğitimi verdik. Kadın oranı burada da çok iyiydi. Beklemediğimiz kadar başarı elde edildi. Diğer odak noktamız da sürdürülebilirlik oldu. Sürdürülebilirlik ile ilgili çalışmalar yapıyoruz. Tarımı konu alan bir yarışma yaptık. Gen mühendisi kadınlardan oluşan bir grup ödül aldı. Son olarak da 1 yıldır IPSOS ile birlikte teknoloji ve insan endeksini araştırdık. Algı var ancak tutuma ve davranışa dönüyor mu? Dönüşümü gerçekleştirebiliyor muyuz? buna baktık" diye konuştu.
Teknolojide çok fazla iş fırsatı olduğuna dikkat çeken Öney, sözlerini şöyle sürdürdü: "Cinsiyeti olmayan yeni bir alan burası. Teknolojide uzman olarak yetişmek isteyen kadınlar olursa, kız çocukları genç kızlar STEM alanlarına yönlendirilirse, kız çocukları teknolojide güçlü hale gelirse cam tavanlar da olmayacak Teknoloji öyle bir güç ki inanılmaz bir çalışan ihtiyacı var. Burada yazılımcı ya da mühendis bulmak çok zor. Dünya bu sektörlerde çalışacak elemanlar arıyor. Dünya Türkiye'ye yatırıma gelmek istiyor ancak yatırım yaptığı yerde insan kaynağını da istiyor. Bu açıdan Türkiye için çok fırsat olduğunu düşünüyorum. Şu anda dernek olarak eğitimler veriyoruz. 100 kadına veri analitiği ve siber güvenlik eğitimi veriyoruz. 100 veri ve siber güvenlik uzmanı kadını mezun edeceğiz. Teknolojide kadının güçlendirilmesi gerekiyor. Biz 'Teknolojide çözerse kadın çözer' diyoruz."
'SEKTÖR FARKETMEKSİZİN DAHA TALEPKAR OLMALIYIZ'
Sanayici bir aileden geldiklerini ve iş hayatına erken yaşta atıldıklarını söyleyen NG Hotels Yönetim Kurulu Başkanı Hediye Güral Gür şunları söyledi: "Kadın olduğum için iş dünyasında bir zorluk yaşadım diyemem. Ancak anne olduğum noktada, zaman ayarlama konusunda vicdanen 'Acaba çocuğumdan alıp işime mi veriyorum' diye düşündüğüm dönemler oldu. Ancak şanslıydım iyi bir aileden geldiğim için, baba bir patronla çalıştım. Kadına değer veren bir aileden geldim. Böylece iş dünyasına 1-0 önde başladım. Cinsiyetçi yaklaşımla karşılaşmadım. İçinde bulunduğumuz porselen, seramik ve turizm gibi sektörlerde kadın ön plana çıkıyor. 3 kız 1 erkek olmak üzere 4 kardeşiz. Kardeşler olarak da her zaman birbiriyle rekabet eden değil, birbirini destekleyen konumdaydık. En başta birlikte çalışmaktan keyif almayı başardık. Grup olarak yüzde 31'lik kadın çalışan oranına sahibiz. Porselen sektörü ağır emek isteyen bir sektör olmasına rağmen, kadın çalışan oranımızın iyi olduğunu düşünüyoruz. Yönetici oranımız ise yüzde 42 seviyelerinde. Kadın çalışan sayısının artması için de elimizden gelen gayreti gösteriyoruz. Kadınlar olarak kendimize güvenin artması, sektör gözetmeksizin daha talepkar olmamız gerekiyor. Örneğin Kütahya'da bir fabrikamızda sadece kadınlar çalışıyor. Kimi forklift kullanıyor, kimi elinde İngiliz anahtarıyla fırını tamir ediyor. Babamın vizyonuyla oluşturulan bu fabrika ile kadınların her işte başarılı olabileceğini göstermiş olduk. Biz kendimize güvenirsek erkekler de bizlere güvenmeyi öğrenecektir."
'ÜRETEN KADININ BANKASI OLMAK İÇİN YOLA ÇIKTIK'
Halkbank Üreten Kadınlar Yarışması'nın kısa süre önce sonuçlandığını ve hak sahiplerinin ödüllerini aldığını söyleyen Halkbank Bireysel Pazarlama Bölümü Daire Başkanı Filiz Avukat, "Tam bir yıl önce üreten kadının da bankası olmak için yola çıktık. Bu kapsamda çalışmalar yaptık. Yarışma için 5 haftalık kısa bir süre içinde 2 bin 994 başvuru aldık. 7 bin kadınla buluşmalar gerçekleştirdik. 4 ayrı kategoride 10 kazanana toplam 1.5 milyon TL'lik ödül verdik. Bunun için çok gururluyuz. Çok güzel hikayelere şahitlik ettik" dedi.
Banka olarak kadın girişimciliği müdürlüğü kurduklarının altını çizen Avukat, "Kadınların finansa ulaşmasını kolaylaştırmak ve kadınların iş dünyasına katılımını teşvik etmek istedik. 105 bin kadına 10.7 milyar TL kredi sağladık. 1 yılda 7 bölgede '10 Üreten Kadınlar Toplantısı' düzenledik. Üreten kadınların hikayelerini katılımcılarımızla paylaştık. Oradaki kadınların 'ben de yapabilirim' demelerini sağladık. Kadın girişimci ürünümüzü oluşturduk. İşini yeni kurmuşlara 100 bin TL, işlerini büyütmek isteyenlere de 150 bin TL kredi verdik. Kadın kooperatiflerine de destek sağladık. Kadın kooperatiflerine makine ve istihdam destek paketi sunduk. Biz bu işi sürdürülebilir hale getirmek istedik. Üreten kadınlar akademileri kurduk. Kadın girişimcilere finansal destek dışında eğitim de vermek istedik. Dijital bir platformumuz var. Marka, finansal okur yazarlık, liderlik gibi birçok eğitim alanı var. Şu anda 1500 aktif üyemiz var. Bu sayının daha da artmasını bekliyoruz. Bu projelerimizle 5 tane de ödül kazandık" diye konuştu.
"BEN ARTIK TECRÜBELERİMİ PAYLAŞMAK İSTİYORUM"
Türkiye Cumhuriyeti 22. Başbakanı Prof. Dr. Tansu Çiller, Turkuvaz Medya Grubu'nun amiral gemisi Sabah Gazetesi ve ekonomi kanalı A Para'nın düzenlediği 'Güçlü Türkiye'nin Güçlü Kadınları Zirvesi'nde aktif siyasete girip girmeyeceği konusunda sorulan bir soru üzerine, "Benim artık kişisel olarak bir beklentim yok. Ben artık milletime bir şeyler vermek, her şeyden daha fazla tecrübelerimi paylaşmak istiyorum. Sadece hazır değilim, ancak bunu istiyorum. Kim ne kadar isterse, o kadarını alır. Bu benim bir borcum. Bu benim üstümde bir vebal. Yani karar vermiş durumda değilim. Ama neye karar verirsem vereyim, bunu koltuk için yapmayacağım, bunu bir ikbal için yapmayacağım" dedi.
'Güçlü Türkiye'nin Güçlü Kadınları Zirvesi'nde konuşan Tansu Çiller, aktif siyasetten yeni ekonomi politikalarına kadar önemli açıklamalarda bulundu. ATV Spikeri Nihan Günay'ın sorularını cevaplayan Türkiye'nin ilk ve tek kadın başbakanı Tansu Çiller, şunları söyledi: "Türkiye'nin ilk kadın başbakanıyım. Bu millet bana sadece ilk kadın başbakanlığı görevini vermedi. İlk kadın hazine bakanı, ilk kadın içişleri bakanı, ilk kadın başbakan yardımcısı ve sonrasında ilk kadın başbakanlığı verdi. Ülkede sağ bir partinin de ilk kadın genel başkanı oldum. Millet bana bunları verdi ve kucakladı. Beni Anadolu kucakladı. Ben milletimi özledim. Beni aktif siyasete katmak için geçmişte de otobüslerle geldiler. Eğer ülkemi büyük bir sıkıntıda görmezsem, ona çözüm üretebilecek bir katkım olmazsa, bana bir talep de olmazsa siyasetle meşgul olmam. Ancak gelinen noktada dünyanın o kadar çok farklılaştığını, nelere meyillendiğini gördükçe, ben artık milletime bir şeyler vermek istiyorum. Her şeyden daha fazla tecrübelerimi paylaşmak istiyorum. Tecrübelerimi özellikle gençlerle paylaşmak istiyorum. Çünkü onlar bilmiyorlar. Önlerine konan şeyleri kabul ediyorlar. Bunu karşılaştırmak lazım. Bunları tecrübelerimle, aldığım derslerle paylaşmaya hazırım. Sadece hazır değilim, bunu istiyorum. Kim ne kadar isterse, o kadarını alır. Bu benim bir borcum. Bu benim üstümde bir vebal. Yani karar vermiş durumda değilim. Ama neye karar verirsem vereyim bunu koltuk için yapmayacağım, bunu bir ikbal için yapmayacağım. O kadar açık ki içimde, o kadar buna kararlıyım ki. Neye ihtiyaç görürsem orada olmaya çalışacağım. Ben verebildiğim kadarıyla, kim almak isterse alabildiği kadar..."
ALTIN SİSTEMİYLE EMEKLİLİK ÖNERİSİ
Son dönemlerde devreye giren altın tasarruf sistemi hakkında da değerlendirmelerde bulunan Prof. Dr. Çiller, bu konuda eleştiri yapanların ekonominin 'e'sinden anlamadığını söyledi. Çiller, "Altın borsasını ilk ben kurdum. O zamandan beri hayalimdi. Bütün ev kadınları neden emekli olmasın diyordum. Buradan yol alınacağını umut ediyorum. Türkiye'de 5 bin ton altın var. Bunun değeri 300 milyar dolar. 3 bin 500 ton kadarının kadınların elinde ziynet olarak bulunduğu tahmin ediliyor. Burada yeni bir sistem kurulabilir. Dört unsur bir araya gelmeli. Bunlar, Hazine ve Maliye Bakanlığı, Merkez Bankası, BES sistemi ve SGK. Oluşturulacak sistemle kadınlarımız 10 yıl geriye doğru borçlanmak suretiyle 5 yıl boyunca ayda 1.2 gram altın yatırabilir. Devlet de buna altın olarak yüzde 30 destek verir. Sistemde en az 5 yıl kalma şartı konur. 5 yılın sonunda isterse parayı yatıran kadınlarımız, parasını çekebilir. Ancak sistemde geriye doğru 10 yıl borçlanarak üzerine 5 yıl süreyle sistemde kalırsa devlet katkıları ile birlikte toplamda 300 gram altın toplanmış olur. 15 yıl kalan isterse elde ettiği getiri ile birlikte parasını çeker ya da SGK vasıtasıyla Merkez Bankası garantisinde asgari ücret üzerinden maaş bağlanması sağlanabilir. Her yıl 1 milyon kadın bu sisteme dahil olursa 5 yılın sonunda toplam 87 milyar dolar birikim oluşur. Devlet bu işe destek verirse çöker mi? Hayır. Eğer bu iş iyi yapılır, zorunlu bir karşılık Merkez Bankası'na yatarsa, Merkez Bankası da risk yönetimi yaparsa, değerli taşlar piyasasında bunu işletirse, yurtdışında işletirse bundan kimse zararlı çıkmaz. Bu sistemle kadınlarımız emekliliklerine kavuşur. Yeni dünyada bunları yapmak lazım. Ben kadınlara bunları anlatmaya çalışıyorum" ifadelerini kullandı.
'TÜRK KADINI TEMSİL ETMEKTEN MUTLULUK DUYUYORUM'
İlk kadın başbakan olarak yaşadıkları zorluklardan bahseden Tansu Çiller, "Kabul etmek lazım ilk olmak, öncü olmak çok kolay değil. Yol açıyorsunuz. Bunu bütün çevreniz, aileniz hissediyor. Değişimin arkasında bir rüzgar vardır. Türkiye'nin dışına çıktığımda çok farklı oluyordu" dedi.
Yurtdışında yaşadığı bir anısını da paylaşan Çiller, "Aktif siyaseti bıraktığımda ABD'ye gitmiştim. Asistanımla birlikte taksiye bindik. Arka koltukta oturmuştuk. Türkçe konuşuyorduk. Taksici 'hangi dilde konuşuyorsunuz' diye sorduğunda 'Türkçe' dedim. 'Oranın o kadar akıllı bir başbakanı var ki' dedi. Benim olduğumu bilmeden, benden bahsediyordu. Bu söyledikleri çok hoşuma gitmişti. Türk kadının bu şekilde temsil etmekten mutluluk duyuyorum. Bu fırsat verildiği için şükranlarımı sunuyorum" dedi.
'KADIN DİŞİ ASLAN GİBİDİR BİR ÇAKIL TAŞINI BİLE VERMEZ'
Başbakan seçildikten sonra kadını üretkenliğini, sevgisini, kararlığını temsil etmek istediğini söyleyen Tansu Çiller, "Kadın vericidir, koruyucudur. Buraları öne çıkarmak istedim. Terörle mücadelede de Kardak'ta yaşanan sorunda da kadının kararlılığını ortaya koymak istedim. Eğer bu olmasaydı Kuşadası'ndan Bodrum'a Yunanistan'dan izin almadan geçemezdik. Kadın ağaç gibidir, kök salar. Bu şekilde topluma gitmek istedim" diye konuştu.
Türkiye'de kadının yeri konusunda gelinen noktayı yeterli bulmanın mümkün olmadığına vurgu yapan Çiller, şunları söyledi: "Bütün parlamentolar içinde kadınların ortalama oranı yüzde 25. Biz de yüzde 17. Bu toplum, ilk kadın başbakanı yaptıysa bu ortalamanın altında da kalmamak gerekiyor. Kadınlar genelde biraz daha çekingen, kararlı olmayan olarak görülür, ancak bu tam tersidir. Siyasette de kadın reflekslerinin çok gerekli olduğunu düşünüyorum. Aslında ben kadının mağduriyetini değil gücünü ortaya koymaya çalıştım. Kadın olarak kendimize özgü gücümüz var. Dişi aslan gibi cesaretimiz var. Evladına bir şey olunca nasıl dikilirsin, Kardak'ta da böyleydi... Bir çakıl taşını vermezsin. Ben hep bununla cevap vermeye çalıştım. 'Ben mağdurum' demeyi kullanmadım. Ama bunlar olmadı, anlamına gelmiyor Bazen yapılanla canınız acıyor. Ben kadının bir güç olabilecek, bir lider olabilecek vasıflarını göstermek istedim."
Bu anlamlı günde dünyadaki bütün kadınları yürekten selamlıyorum. Şu anda dünyamızın en hassas noktası Ukrayna ve Rusya. Başta o bölgedeki kadınlar ve tüm insanlar olmak üzere tüm dünyamızın barışa kavuşmasını diliyorum.
OYA BAŞAR
'SIRF KADIN OLDUĞUM İÇİN HAKKIM YENDİ'
Oğlumu da ve kızımı da aynı şekilde büyüttüm. Annelerin en büyük görevi bu eşitliği sağlamak, unutmayın ki erkekleri de bir anne yetiştiriyor. Oğlumu evdeki görevlerin tümüne hep katılım. Çocuk yaşta başladım tiyatroya. Tiyatroyu bana seçtiren babamdı. Kendi tiyatro sanatçısı olmak istemiş, müsaade etmemişler. Ama o, kızı olarak beni tiyatro sanatçısı yaptı.
Kocamın çok şerefli bir soyadı var ama soyadımı değiştirmeyi tercih etmedim. Ben zaten bu işe başlamıştım ve Oya Başar'dım. Benden önce de bunu yapanlar var; Gönül Ülkü, Gazanfer Özcan'ın eşi, Nisa Serezli ise Tolga Aşkıner'in eşiydi ama tiyatrolarında kendi isimlerini kullandılar.
Toplum sizin eşinizin gölgesinde kaldığınızı görmek istiyor. Toplum algısına göre erkekler daha başarılı, kadınlar onların gölgesinde ya da arkasında. Şöyle bir laf vardır; her başarılı erkeğin arkasında bir kadın vardır. Hiçbir zaman kadın arkada değildir. Doğa bize her şeyi eşit vermiştir. Bir kadın erkeğin gölgesinde ise ışık veremez ki... Almadığınız hangi ışığı yansıtacaksınız! Birlikte yürürseniz bir ışık alabilirsiniz ve birbirinize destek olursunuz. Levent Kırca-Oya Başar, söylerken bile Oya Başar önde değil. Maalesef toplumda hep erkek ön planda tutulmuş. Ama ben bunun böyle olmadığını daha sonraki yıllarda da hep ispat ettim. Bunun mücadelesini de verdim, en azından soyadımı değiştirmeyerek.
Bir kadın olarak başaramayacağımız hiçbir şey yok, yeter ki isteyelim. İşimiz hep zordu ama biz kadın olarak zoru başarabileniz. Aynı işi yapan bir erkekle kadın eşit ücret almaz. Kadınlar gününün maksadı da bu, eşit ücret. Şimdi şimdi gözümüzü açmaya başladık, haklarımızı istememiz gerektiğine inandık.
Sırf kadın olduğum için hakkım yendi. Üstesinden gelmek için bayağı çaba sarf ettim.
'GÜZELLİK GELİP GEÇİCİDİR KARİYER YAPMAK ÖNEMLİ'
Yaşam gücünüzü bırakmadan, çalışmayı bırakmadan, öz güvenle yenemeyeceğimiz şey yok. Güzellik gelip geçici, kültür, kariyer sahibi olmak geçmez, geliştirilir.
Şimdi birbirinin aynısı kadınlar var. Bir davete gidiyorsun; tüm kadınlar uzaylı gibi, avatar gibi... Estetiğe karşı değilim ama hepimiz birbirimizin aynısı olmayalım. Yaşlanmanın da bir güzelliği var, yaşanmışlık var, yüzünüzde biraz çizginiz olacak. Güzellik insanın tavrındadır, yaptığı iştedir. Ne iş yaparsanız yapın, en iyisini yapın.
FADİK SEVİN ATASOY
'CİNSİYET EŞİTLİĞİ BİZİM TOPLUMUMUZUN ÖZÜNDE VAR'
Annem devlet tiyatrosu sanatçısı, işine aşkla ve disiplinle yaklaşan bir kadın. Hem çalışan, hem anne olan, bunları dengede tutmuş bir kadının kızıyım. Her zaman bana umudu aşılamış bir annedir. Zorlukların olduğu yerde her zaman umudun olduğunu söylemiştir. Bu, benim için önemli bir düstur...
Babam da devlet tiyatro sanatçısı. Ben devlet memuru anne ve babanın çocuğuyum. Ankara'da büyüdüm, etik bizim için önemliydi. Annem umut derdi, babam da yaptığın şeyin hakkını ver derdi.
Annem ve babamın mesleği normal karşılanmıyordu. Turne otobüslerinde, kulis arkalarında büyüdüm. Çocukluktan yetiştim mesleğe...
İngilizce yazdığım Los Angeles'ta prömiyer yapan 'Muse' isimli tek kişilik kadın müzikali, şu anda dünyanın en büyük tek kişilik oyunlar festivaline seçildi Broadway'de. Duygulanıyorum çünkü memleketimizde ilk kez böyle bir şey oluyor. İnşallah alnımın akıyla dönerim. Sorumluluğum yüksek...
Türk kadınını anlatır mısın diyecekler, Anadolu kadınını okuyun. Medeniyetler bu topraklardan doğdu, biz Yunus Emre'nin, Aşık Veysel'in torunlarıyız... Cinsiyet eşitliğini geçmişinde, geleneklerinde katmer katmer yaşamış bir toplumuz, bunu hatırlayalım yeter!
GÜÇ İNSANIN KALBİNDEDİR!
Ayrımcılığa uğradığım olmuştur ama farkına varmamışımdır çünkü kanıksamışımdır. Biz kadınlar kanıksıyoruz maalesef. Güç, insanın kalbindedir. Güçlü bir kalp sevmeyi bilendir. İnsan sevmekten korkuyorsa vay onun haline.
YASEMİN SAKALLIOĞLU
'KADIN OLMAKTAN GURUR DUYULAN HER ANI KUTLARIM'
"Sadece 8 Mart'ınızı değil, kendi hayallerinizin peşinden koştuğunuz her anınızı, kadın olmaktan gurur duyduğunuz her anınızı kutluyorum."
GÜÇLÜ SPONSOR DESTEĞİ
'Güçlü Türkiye'nin Güçlü Kadınları Zirvesi'nin ana sponsorluğunu Halkbank, Türk Telekom, Koza Altın İşletmeleri Yıldız Holding üstlenirken, Borsa İstanbul, Türk Hava Yolları ve Vakıfbank Zirve'de co-sponsor olarak yer aldı. Zirve'nin destek sponsorları ise A-101, Hafele, Gaziantep Büyükşehir Belediyesi ve Karaca oldu.