YASA TEKLİFİ NELER GETİRECEK?
Dezenformasyonla mücadele yasasıyla, özel hayatın dokunulmazlığına ve kişisel verilerin korunmasına hukuki zemin kazandırılacak.
Sosyal medyada yalan ve yanıltıcı haberleri yayanlara Türk Ceza Kanunu'nda ilk kez yaptırım getirilecek.
Sosyal medya şirketlerinin temsilcilerinin 'tüzel kişi' yerine 'gerçek kişi' olması sağlanacak. İnternet haberciliği yasal altyapıya kavuşturulacak.
SOSYAL MEDYADA HALKI YANILTANA HAPİS
Sabah yazarı Dilek Güngör de konuyu bugünkü köşesine taşıdı. Güngör'ün yazısı şöyle:
Sosyal medya televizyonun, gazetenin, derginin yerini almaya başladıkça dezenformasyon (yanlış bilgilendirme) aldı başını gitti. Hele Türkiye'de…
Farkındaysanız, önce geleneksel haber kuruluşları şeytanlaştırılıyor. Sosyal medya üzerinden sahte haberler ortaya atılıyor. Yalan haber bot hesaplar tarafından dolaşıma sokulan etiketlerle kitlelere yayılıyor. Dezenformasyon sistematik bir şekilde yaygınlaştırılıyor. Hatta kitlesel bir silaha dönüştürülüyor. Tabii, bu durum memlekette kaos ortamı yaratma amacındaki terör örgütlerinin, kötü niyetli kişilerin ekmeğine yağ sürüyor.
Peki ne yapılabilir?
Birçok ülkede sosyal medyayı zapturapt altına alacak düzenlemeler yapıldı. Almanya 2017'de, İngiltere 2020'de, Avustralya'da 2014'te sosyal medya düzenlemeleri yaptı. Türkiye ise uzun zamandır hazırlık yapıyor. 1 Ekim 2020'de 'İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun' çıkarıldı. Belli çevreler 'Sansür geliyor' diye ortalığı ayağa kaldırınca, düzenleme cılız kaldı. Şimdi ise yeni bir kanun hazırlanıyor.
Bu sefer daha kapsamlı…
Önümüzdeki hafta salı günü AK Parti ve MHP milletvekilleri ile ilgili kurumların toplanacağı bir toplantı olacak. Orada sosyal medya platformlarında dezenformasyona ilişkin maddeler masaya yatırılacak.
Ancak öğrendiğim kadarıyla, şu anda hazırlanan taslakta, halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayanlar hakkında ağır yaptırımlar öngörülüyor.
Teklifte yer alan maddeye göre, "Sırf halk arasında endişe, korku veya panik yaratmak amacıyla gerçeğe aykırı olduğunu bildiği bir bilgiyi alenen yayan kimse, fiilin kamu güvenliğini, kamu barışını veya kamu sağlığını bozmaya elverişli olması halinde, altı aydan iki yıla kadar hapis veya adli para cezasıyla cezalandırılır. Suçun, gerçek kimliğini saklamak suretiyle veya bir örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenmesi hâlinde, kişi hakkında iki yıldan beş yıla kadar hapis cezasına hükmolunur."
Ayrıca mahkeme kararına rağmen içerikleri kaldırmayan sosyal medya platformlarına da kademeli yaptırımlar gündemde… Örneğin, mahkeme kararını yerine getiremeyen platforma önce reklam yasağı getirilecek, buna rağmen içeriği kaldırmazsa internet trafiği bant genişliğinin daraltılması öngörülüyor. (Bu sosyal medya kuruluşlarının temsilci atanması konusunda da devreye sokulmuştu, sonra platformlar tek tek temsilci atamıştı) Tabii, platformları kullananların haklarını koruyacak birtakım düzenlemeler de planlanıyor.
Bunları Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) belirleyecek. Kullanıcı haklarını çıkarması için kanunda BTK'ya yetki verilmesi düşünülüyor.
Sanırım, kısa süre içinde sosyal medyaya çekidüzen verecek yasal düzenleme Meclis'e gelecek. Bu haliyle çıkarsa, çarpıtılmış videolar, işlemden geçirilen görseller, sahte bilgilerle vatandaşın gerçeklik algısını yitirmesine neden olanlar için tehlike çanları çalmaya başlayacak.
YAZIYA GİTMEK İÇİN TIKLAYIN