SİRTAKİ HAYRANI
Eralp'in Sitarkiye olan ilgisi de biliniyor. Emekli büyükelçi Yalım Eralp'in sirtakinin tüm çeşitlerini ustalıkla oynadığını 2016 yılında Kadıköy'deki bir dans merkezinde yaptığı açıklama ile ifade etmişti.
Eralp yapıtğı bir açıklamada da, "Türk-Yunan Dostluk Derneği'nin başkanıyım. Bir festivalde Yunanlılara dedim ki; "Söz veriyorum, gelecek sene sirtaki yapacağım". İnanmadılar tabii. Hırs bastı. Fasafisa diye bir dans okulu var. Haftada dört gün oraya gidiyorum. 15 kilo verdim. 4.5 yılda 22 dans öğrendim." demişti.
ERALP'İN TÜRKİYE'YE YAPTIĞI DEZENFORMASYONLAR!
Eralp'in skandalı ilk değil. 2017 yılında Oray Eğin köşesinde Yalım Eralp ile ilgili çarpıcı bilgilere yer vermişti. Eralp'in Irak'ta kitle imha silahları bulunduğuna dair Türkiye'yi ikna etmeye çalıştığı ve Türkiye'nin ABD'nin yalan savaşı uğruna Irak'a girmesini istemişti.
Eğin'in Eralp ile ilgili yazdığı yazı şu şekilde:
"Ertuğrul Özkök dün Yalım Eralp'in anı kitabını tanıtmış. Dışişleri görevinden sonra televizyon yorumcusu olan ve hiç kimsenin ihtiyacı olmadığı yorumları papyonuyla yapan Eralp, "Hayatımda bir kere dezenformasyon yaptım" diye yazıyor kitabında...
1985 yılında iki gazeteciye yanlış bilgi vermesini aktarmış...
Oysa Eralp'in bir de tüm Türkiye'ye yaptığı dezenformasyon var...
Ama rahmetli Mehmet Ali Birand'la ekranda Irak'ta kitle imha silahları bulunduğuna dair Türkiye'yi ikna etmeye çalışıyordu. Türkiye, ABD'nin yalan savaşı uğruna Irak'a girsin, Mehmetçik başkasının petrol açlığı uğruna kendini feda etsin diye...
Başkan George W. Bush yalan açıklamayla Saddam'ın silahlarını kamuoyuna aktarırken... Yalım Eralp de papyonuyla kafasını sallayıp "Ben ikna oldum, evet, Saddam'da bu silahlar var" diyordu canlı yayında... Tek bir uyduruk açıklamayla kolaylıkla ikna oluvermişti.
Bu daha büyük ve sonuçları tehlikeli bir dezenformasyondu.
Yıllar sonra "W." bile yanıldığını söyledi... Papyonlu monşerden ise hiç ses çıkmadı.
Kitabı henüz elime geçmediği için bu konuya değindi mi bilmiyorum."
BAŞKAN ERDOĞAN UYARDI: ŞAKA YAPMIYORUM
Başkan Recep Tayyip Erdoğan dün Türk Silahlı Kuvvetlerinin Ege Bölgesi'ndeki en büyük birleşik müşterek fiili atışlı arazi tatbikatı EFES 2022'nin "Seçkin Gözlemci Günü"ne katıldı.
Erdoğan yaptığı konuşmada "Yunanistan'ı tıpkı bir asır önce olduğu gibi pişmanlıkla sonuçlanacak hayallerden ve eylemlerden uzak durması, aklını başına alması konusunda ikaz ediyoruz. Şaka yapmıyoruz ciddiyiz" dedi.
Bazı Yunan siyasetçilerin, dünyada eşi benzeri görülmemiş bir pervasızlıkla gerçeklikten uzak, akla, mantığa, hukuka aykırı söz ve eylemlerle gündem olmaya çalıştıklarını dile getiren Erdoğan, şunları kaydetti:
"Halbuki bu tür konuların iç politikaya yönelik şımarıklıkları kaldırmayacak kadar hassas olduğunun ve ağır sonuçlar doğurabileceğinin sayısız örneği, önümüzde durmaktadır. Ülkelerinin kaynaklarını, enerjilerini ve vakitlerini asla güçlerinin yetmeyeceği hayallerle heba edenler, tarih önünde bunun hesabını mutlaka verecektir. Bu vesileyle bir kez daha Yunanistan'ı, gayriaskeri statüdeki adaları silahlandırmaktan vazgeçmeye, uluslararası anlaşmalara uygun davranmaya davet ediyoruz. Şaka yapmıyorum, ciddi konuşuyorum. Özellikle bu millet kararlıdır ve bu millet bir şey söylerse ardını da takip eder."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Doğu Akdeniz'de, Türkiye ana karasına 2 kilometreden daha az, Yunanistan'a ise 600 kilometreden daha fazla mesafedeki Meis Adası için 40 bin kilometrelik deniz yetki alanı talep etmenin anlamını uluslararası camianın takdirine bıraktıklarını ifade etti.
Gayri askeri statüdeki adaların, çeşitli tatbikatlara dahil edilerek NATO ve üçüncü taraf ülkelerin de bu hukuksuzluğa alet edilmeye çalışılmasının, sonu felaketle bitecek bir çabanın ötesinde anlama sahip olmadığının altını çizen Erdoğan, şöyle devam etti:
"Sayın Miçotakis, herhalde adalara turistik çıkarma yapıyor. Bununla bir yere varmak mümkün değil. Yunanistan, aynı zamanda Avrupa Birliği üyesi olmasına rağmen, birliğin değerlerini, evrensel insan haklarını, uluslararası antlaşmaları hiçe sayarak Batı Trakya, Rodos ve İstanköy'de yaşayan Türk azınlığa baskı uygulamayı hala sürdürüyor. Hukuksuz uygulamaları sebebiyle 1999 ve 2006 yıllarında Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi tarafından mahkum edilen Yunanistan'ın baskıcı tutumunu devam ettirmesine göz yumulması da çifte standart örneğidir. Konu Türkiye olduğunda şahin kesilenlerin, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesini hiçe sayan, terör örgütlerini açıkça destekleyen, sığınmacılara her türlü insanlık dışı muameleyi yapan Yunanistan'a ses çıkarmamasını da ibretle takip ediyoruz."
NATO içinde her bakımdan en yüksek bedeli ödeyen müttefik olarak, son iki yıldır askeri heyet toplantı davetlerine cevap dahi vermeyen Yunanistan'ın kışkırtmalarını soğukkanlılıkla karşıladıklarını belirten Erdoğan, "Ancak bu, sabrımızın ve soğukkanlılığımızın muhatabımız tarafından yanlış anlaşıldığını görüyoruz. Türkiye, kimsenin hakkını, hukukunu çiğnemez ama kendi hakkını, hukukunu da kimseye çiğnetmez." diye konuştu.
Erdoğan, "Esasen bu ülke, kurulduğu tarihten beri hep birilerine sırtını dayayarak, birilerinin hesaplarına alet olarak benzer hamleler yapmıştır. Yunanistan'ı tıpkı bir asır önce olduğu gibi pişmanlıkla sonuçlanacak hayallerden, söylemlerden ve eylemlerden uzak durması, aklını başına alması konusunda tekrar ikaz ediyoruz. Kendine gel. Türkiye, Ege'deki haklarından vazgeçmeyeceği gibi adaların silahlandırılması konusunda uluslararası anlaşmaların kendisine tanıdığı yetkileri gerektiğinde kullanmaktan da geri durmayacaktır." dedi.