SURİYE PKK'SI BÖLGESİNDE İRANİ YAPILANMALAR
Gerçekleşen eylemi ilk duyduğunda arkasında İrani bir faktörün olduğunun altını çizen Arslan, "Orta Doğu'da eline kart almadan hiçbir hareket yapamazsınız. Elinizde mutlaka kart bulunması lazım. Bu bölgedeki Haşdi Şabi üstünlüğüne karşı özellikle Lübnan'da Hizbullah örgütü var. Suriye'de İrani bir örgütlenme sistematiği var. Bakın ben Tel Rıfat'a gittim geçen haftalarda. Tel Rıfat'tan 250 bin insan İdlib'e kaçmak zorunda kaldı. En büyük sebebi, Suriye PKK'sıdır. İrani bir olgu var mı? Var. Rusya burada örtülü bir şekilde İsrail'e izin veriyor. İsrail Hava Kuvvetlerinin bir numaralı hedefi bu İrani bölgeleri. Şam bölgesinden başlıyor. Eğer FETÖ'den sonrasında bunu yaşasaydık bugünkü Suriye gibi olurduk." diye konuştu.
İRANİ KUVVETLER...
Bölgede 3 yeni örgütün olduğunu ifade eden Arslan, "Fatimiyun, Haşimiyun, Zeynebiyun…Bu Halep'in kuzeyinde iki tane bölge var. Nudul bölgesi ve El Zehra bölgesi. Buralar tamamen İrani. Tel Rıfat bölgesinde, TSK, İrani kuvvetleri bombaladı. 20 tane araç ve içerisindekiler etkisizleştirdi. İran'ın bu konuda endişesi var." ifadelerini kullandı.
"ALANDAN ALDIĞIM HABERLER, PKK'NIN SON SALDIRILARI OLDUĞU YÖNÜNDE"
Astane sürecine vurgu yapan Arslan, "Yapılacak harekatta, bu bölgelerin etrafından dolaşacak TSK. Alandan aldığım haberler, özellikle PKK'nın son saldırıları olduğu yönünde. İran'da gördüğüm kadarıyla Türkiye'ye yeşil ışık yakmadılar. Bu gidişten sonra zannediyorum, etrafından geçerek operasyon yapma izni verildiğini düşünüyorum." dedi.
"TÜRKİYE'NİN İSTİHBARAT GÜCÜNDEN RAHATSIZ OLUYORLAR"
Türkiye Cumhuriyeti'nin bir 'diplomatik hasat' içerisinde olduğunu vurgulayan Kaya, "Bu hasatı yaparken diplomasinin yanında güçlü istihbaratınız olmanız gerekiyor. Sınır ötesinde de milli istihbarat yaptığı için diğer istihbaratlar da rahatsız oluyor. Bu gibi toplumsal olaylarla sivil noktaların vurulması gibi Türkiye'nin üzerine ihale, enkaz bırakmaya çalışıyorlar. PKK'lıların sivil kıyafetler giyerek, Türk askeri sivilleri vuruyor şeklinde provokasyonlar yapıldı, yabancı medyada da yer aldı. Medya ayağının da güçlü olduğunu bilmemiz lazım." dedi.
"AMAÇ TERÖR HATTININ AFGANİSTAN İLE BİRLEŞTİRİLMESİ"
Zaho ve Duhok olaylarının, Türkiye'nin operasyonunu engellemeye ve durdurmaya yönelik olduğunu vurgulayan Kaya, "Biz İran'a, 'Size komşuyuz, güvenliğimiz sizin güvenliğiniz, sizin güvenliğiniz bizim güvenliğimiz' diyoruz. ABD'nin nihai hedefi, Büyük Orta Doğu Projesi... Suriye ile beraber Irak ve Suriyenin kuzeyinin terör koridoruyla birleştirilmesi bunun Doğu Akdeniz'e çıkarılması, bir şekilde de İran'ın parçalanıp hattın Afganistan'la birleştirilmesi hedefleniyor" şeklinde konuştu.
"İRAN TÜRKİYE'Yİ RAKİP OLARAK GÖRÜYOR"
İran'ın Türkiye'yi rakip gördüğünü, Karabağ Savaşı sırasında Ermenistan'a verdikleri destek üzerinden de görülebileceğinin altını çizen Kaya, "Burada bir güvenlik bloğu oluşturmazsanız bu yangın sizi de yakacak. Operasyonla beraber her şey bitecek mi. ABD, SGD'ye bir konfor alanı sağladı. Irak'ta Kazımi hükümetinin açıklaması da enteresan. Her şey sıcakken Türkiye yaptı diyor. Bu bana çok yanlış geliyor." dedi.
TERÖRE KARŞI ANKARA-ERBİL İŞBİRLİĞİNE SABOTAJ
Saldırının zamanlaması bir başka açıdan da dikkat çekiyor. Akşam'ın yayınladığı bir analize göre Duhok'taki saldırı, Türkiye'nin Irak'ın kuzeyinde yuvalanan PKK terörüyle mücadelede son yıllarda IKBY hükümetiyle olan dayanışması, özellikle PKK'nın bölgenin kuzeyindeki hakimiyetine ve Sincar'a yerleşme çabalarına karşı birlikte hareket etmesini hedef alıyor. Saldırı aynı zamanda, Türkiye'nin Suriye'nin kuzeyinde terör örgütü PKK uzantısı YPG'ye karşı yeni bir harekatını da önlemeye yönelik.
Saldırı, Türkiye'nin, Suriye'den Türkiye'ye ve TSK unsurlarına yönelik YPG/PKK saldırılarına karşı yeni harekat sinyali vermesinden ve Suriye'deki iç savaşa yönelik Türkiye, İran ve Rusya'nın oluşturduğu 'Astana Formatı'nda Tahran'da yapılan üçlü liderler zirvesinden hemen sonra yapıldı.
Saldırı, PKK'nın daha önce Kürt sivilleri ve IKBY Peşmerge güçlerini hedef aldığı saldırıların gerçekleştiği Duhok bölgesinde 'Iraklı sivil turistlere' yönelik yapıldı. Böylece, Şii/Arap ağırlıklı Irak merkezi yönetimini, Türkiye'ye ve PKK'ya karşı Türkiye ile işbirliği yapan IKBY'ye karşı kışkırtmak hedeflendi.
BAĞDAT'TA GÜÇ SAVAŞI VAR
Irak yönetiminin, Türkiye ile temas kurmadan, izahat istemeden, TSK'yı suçlaması, bu kışkırtmaya geldiğini gösteriyor.
Irak'ta iç siyasi tartışmalar, PKK'nın Goran Hareketi üzerinden, İran'ın Şii kitle üzerinden Bağdat'ı etki altına alma çabaları sıkça medyaya da yansıyor. PKK ile mücadelede Türkiye ile işbirliği yapan IKYB'ye karşı da bir tutum var. Bu nedenle, Irak Parlamentosu'nda KYB'li cumhurbaşkanı Behram Salih'in yerine IKYB yönetiminde bulunan KDP'li bir cumhurbaşkanı seçilmesi gerekirken, bu seçim 3 kez ertelendi. İran destekli gruplar Şii bir cumhurbaşkanı isterken, PKK destekli gruplar da IKBY'ye yakın bir isim istemiyorlar.
Türkiye'nin hem Irak'ta PKK'yı sıkıştırması hem de Suriye'de YPG'ye karşı yeni harekat sinyali vermesi, bu iki örgütle de ilişkileri olan İran ve ABD'yi rahatsız ediyor.
Son olaya önce Bağdat, sonra HDP ve Diyarbakır Barosu'nun hızlı tepki vermesi, Bağdat'ta posterli pankartlı gösteriler, saat farkına rağmen ABD medyasının anında manşet yapması 'hazırlık yapıldığı' izlenimini güçlendiriyor.
PKK IKBY'Yİ DE HEDEF ALDI
Öte yandan, IKBY Başkanı Barzani'nin doğrudan Türkiye'yi itham eden bir açıklama yapmaması önemli bulunuyor.
Türkiye, 2016-18 arası gerginlikler yaşadığı Irak merkezi hükümeti ve Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi ile ilişkilerinde son iki yıldır güçlü bir mesafe aldı.
Özellikle IKBY Başkanı Barzani ile PKK terörüne karşı işbirliği geliştirildi. PKK da buna karşılık IKBY Peşmerge güçlerini, resmi kontrol noktalarını ve sivilleri hedef alan saldırılar yaptı.
Türkiye, Bağdat'ta KDP'li bir cumhurbaşkanının seçilmesiyle birlikte, merkezi hükümetle ilişkilerin de daha güçlenmesini bekliyor.
Son saldırı, Türkiye'nin Bağdat ve IKBY ile ilişkilerine sabotaj niteliğinde.
BU OLAY PKK'YA VE DESTEKÇİLERİNE YARAR
Uzmanlar, bu tür olaylardan sonra 'kim karlı çıktı' sorusunun önemine vurgu yapar.
Bu olayda da, Türkiye, IKBY ve Irak merkezi yönetiminin ilişkilerinin bozulması, en önce ve en çok terör örgütü PKK'nın yararına olur.
Ayrıca, Kuzey Irak'ta IKBY'nin, Suriye'de Türkiye'nin güçlenmesine karşı Şii milisleri kullanan İran'ın çıkarlarına hizmet eder.
Türkiye'nin Suriye'de YPG'ye karşı harekat başlatmasına karşı İran'la aynı tutumu alan ABD ve Rusya'nın da işine gelir.
TSK, TACİZE BİLE KARŞILIK VERMİYOR
Bölge, Türkiye'nin PKK'ya karşı operasyonlar düzenlediği geniş bir alanda bulunuyor. Ancak olay sırasında TSK'nın herhangi bir hava operasyonu veya havan kullandığı bir operasyonu bulunmuyor.
PKK, bölgedeki Türk birliklerine 'havanlı' taciz saldırıları düzenliyor, ancak bu saldırılar, "Suriye'ye yeni harekat" sinyali verildikten sonra son bir aydır yoğunlaştı. Edinilen bilgilere göre, son bir ayda 15'in üzerinde taciz saldırısı meydana geldi. TSK unsurları, taciz saldırılarından sonra, İHA ve SİHA tarafından gözetlemeler yaparak saldırıların yapıldığı bölgeleri tarıyor, terör unsurlarını teyit ediyor ve eğer saldırılar sivil yerleşim yerlerinden yapılmışsa karşılık verilmiyor. Sivillerin kalkan olarak kullanılmadığı bir terörist unsur tespit edilmişse yine emir-komuta zinciri içinde karşılık veriliyor. Bu nedenle sivillerin hedef alındığı bir olay yaşanmadı.
ERBİL'E ÖZEL HEYET
Ankara'dan Erbil'e bir heyetin gitmesi, terör örgütünün ve Irak'ta etkili olmaya çalışan yabancı güçlerin propagandaları savaşına yenilmeden, aceleci davranılmaması ve olayın aydınlatılması için son derece önemli.
Heyetin vereceği raporla, Bağdat yönetimiyle de temasların yürütülmesi bekleniyor.
Dışişleri Bakanlığı'nın IKBY ve merkezi hükümete 'ortak çalışma' daveti ve 'her türlü işbirliğine açık olma' duyurusu Türkiye ve bölgesel ortaklarına yönelik kumpası çözecek en büyük imkan.
PKK'NIN DUHOK'A İLK SALDIRISI DEĞİL
Türkiye'nin, terör örgütü PKK'ya karşı operasyonlarında, Kuzey Irak'ta destek veren Erbil merkezli Irak Kürt Bölgesel Yönetimi (IKBY), bu nedenle son birkaç yıldır terör örgütünün saldırılarına hedef oluyor. Sadece önceki gün havan saldırısının gerçekleştiği Duhok bölgesinde, peşmerge ve sivil hedeflere yönelik PKK saldırıları şöyle:
24 Mayıs 2021'de PKK, Duhok kentindeki bir televizyon kanalına roketli saldırı düzenledi.
27 Mayıs 2021'de IKBY, PKK'nın roket saldırısı sonucu Duhok'un Amedi ilçesinde 2 sivilin öldüğünü açıkladı.
5 Haziran 2021'de PKK, Duhok'un Amedi ilçesinde Peşmerge güçlerine pusu kurdu, saldırıda 5 Peşmerge öldü, 7'si yaralandı.
Duhok Valisi Ali Terter, "Irak'ın Türkiye ile olan sınırlarının büyük çoğunluğu Duhok'ta ve PKK güçleri de 1992'den beri bu bölgede konuşlandı. Maalesef sadece sınırlarda kalmadılar, bölgenin derinliklerine kadar indiler. Köylerimize geri dönmemizi engelleyen Türkiye değil PKK'dir. PKK, Duhok'a havan saldırısı da düzenledi" dedi.