Benim gördüğüm karmaşık, alengirli işlerin içerisinde bir çizgisi olmadığı. Esasında Sayın Berat Albayrak'ın Hazine ve Maliye Bakanlığından ayrıldığı süreci düşünün o da ekonomi üzerinden yürütülen bir operasyonda belli bir neticeye vardırdı birilerini. Türkiye Ekonomi Programı'na geçilirken Sayın Albayrak'ın uyguladığı modele karşı çıkanlar bugün haksızlık yaptıklarının farkındalar.
"SİYASAL MÜHENDİSLİK FAALİYETLERİ TURKUVAZ MEDYA DUVARINA ÇARPIYOR"
Milli medya Turkuvaz Medya hakikatten toplumun en geniş kesimlerine kılcal damarlarına kadar ulaşabiliyor ve iddiası var sorgulama yapıyor eleştirileri ortaya koyuyor. Toplumun moralini çökerterek buradan siyaset üretmeye toplumsal mühendislik yapmaya çalışanlara karşı alternatif yayın yapıyor. Dolayısıyla toplum farklı medya organlarındaki iddia ve yayınları karşılaştırarak sağduyusuyla ferasetiyle bir yere varıyor. Yani toplumsal mühendislik siyasal mühendislik faaliyetleri Turkuvaz Medya duvarına benim tabirimle çarpıyor.
"SON DERECE HASTALIKLI BİR DURUM"
O nedenle şahsen kendisiyle problemi olanlar Türkiye'deki birçok işin içine kendisini göstermeye de çalışıyorlar. Bu anlamda da kendi gerçekliklerini yaratarak yarattıkları bu gerçekliğe inanmaya sonra da bunu bir bulaşıcı hastalık gibi kirli bilgi silsilesi içinde yaymaya gayret ediyorlar. Dolayısıyla şehrin bir ucunda birisinin söylediği söz diğer ucunda kendisi de duyunca inandığı bir gerçekliğe dönüşüyor. Bu hakikatten son derece hastalıklı bir durum.
ALGININ OLGUNUN ÖNÜNE GEÇTİĞİ GÜNLER
Ama biliyoruz çağımız post-truth dediğimiz yeni gerçeklik çağı. Yani her kitle kendi gerçekliğini üretip bunu sorgulamadan kabul etmeye hazır bir topluluğa bunu çok rahatlıkla yayabiliyor. Ve bu yaygınlık bir süre sonra kendi doğrularını üretebiliyor. Yani algının olgunun önüne geçtiği günlerdeyiz. Buna çok dikkat etmek lazım.
Turkuvaz Medya'nın ağırlık merkezinde olduğu arı duru hesap verebilir bilgi ve bilgilendirme zincirinin bir halkası koparsa hakikatten Allah muhafaza birileri için çok önemli ve çok ciddi bir fırsat ortaya çıkabilir.
Çünkü biliyoruz ki medya kurallı hukuk önünde açık hesap verebilir erişilebilir ise Türkiye açısından bir teminat. Hatırlarsanız farklı tarihlerde Türkiye'de medya gruplarına girmek isteyen nüfuz etmek isteyen bu anlamda kamuoyunu yönlendirmenin ne anlama geldiğini bilen grupların denemeleri olmuş bunlar direkten dönmüştü. Bugün de tabii ki sosyal medyanın çok geniş ağları var. Burada çok kolaylıkla dezenformasyon mahiyetinde ya da 9 doğrunun bir kenara bırakılıp sadece bir yanlış ya da yalan üzerinden bir algı oluşturulup kitleler kolaylıkla yönlendirilebiliyor. Buna çok dikkat etmek lazım.
Bu sadece Albayrak soy ismiyle de sınırlı değil bence bu yerli ve milli medyayla da ilgili bir mesele. Buna da son derece dikkat etmek lazım. Dolayısıyla meseleyi şahsileştirerek bir kişinin meselesine indirgemek birilerinin işine geliyor olabilir. Ama bunun ötesinde bir tablo var. O nedenle iddia sahiplerine karşı suç duyurusunda bulunmak hukuken hodri meydan demektir. Ben kendimden eminim demektir. Dolayısıyla hesap verebilirlik bakımından da aynı zamanda size bir hesap sorma gücü kazandırır.
Özeti itibariyle önümüzdeki dönem enformasyonla dezenformasyonun çatıştığı itibar suikastıyla meşru müdafaanın karşı karşıya geldiği, siyasette özellikle muhalefet kanadının amaca ulaşmak için her aracı mübah gördüğü bir dönemi maalesef bize şu anda ipuçlarıyla gösteriyor. Buna çok dikkat etmek lazım. Bu ülke bizim. Bu ülkenin huzuru istikrarı güvenliği sürdürülebilirliği hepimizin ve çocuklarımızın geleceğinin aslında teminatı.
Bu tür girişimler anlık bir dalgalanma yaratsa bile toplum sağduyusuyla ferasetiyle Anadolu irfan geleneği dediğimiz o eşsiz ayırt edici kabiliyetiyle daha sonra bunlara notunu veriyor. Ama anı yönetmek de çok önemli. Çünkü bu tsunami dalgası gibi büyüyerek kıyıya vurduğu zaman çok ağır tahribata yol açabiliyor. O nedenle buna erken vakitte set çekmek hodri meydan demek son derece mühim.
Turkuvaz Medya'yı bununla ilişkilendirmeye çalışmak 17-25 Aralık'ın başka bir versiyonunu hayata geçirmek demektir. Diğer konuda ismi geçenler kendi açıklamalarını yapıyorlar. Onlar da hukuki girişimde bulunuyorlar.
Turkuvaz Medya yayınlarıyla açıklamalarıyla buna karşı ortaya konulan görüşlerle yer yer hukuki girişimlerle cevap ve düzeltme hakkına duyduğu saygıyla zaten farklı bir konumda.
Bir medya organını icracı veya temsil makamı olan kamudakilerle eşdeğer düzeyde gösterip bir organize faaliyet algısı yaratmak hakikatten son derece bilinçli bir o kadar da risklidir.
Özetle bürokraside olanlar parlamentoda olanlar hem millet nezdinde hem de kamu hukuku nezdinde kendi haklarını aramak ve kendileriyle ilgili açıklamaları yapmak durumundadır. Ama medya organı bir aynadır dördüncü güçtür. Kamuoyunu bilgilendirme rolündedir. Türkiye'yi yönetmeye soyunmaz elinde böyle bir imkanı da yoktur böyle bir araç da kullanamaz hukuken mümkün değildir. Geçmişte bunu deneyen medya organları zayıf hükümetler döneminde oldu. Dünle bugünü karıştırmamak lazım.