Küresel meselelere adaletli ve gerçekçi bir yaklaşım ve iş birliği içinde küresel çözümler üretmek gerektiğini vurgulayan Erdoğan, sadece gelişmiş ülkeleri koruyan ve onlara imtiyaz tanıyan mevcut uluslararası sistemde, özellikle Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin beş daimi üyesinin veto yetkisini kendi çıkarları için kullanması nedeniyle dezavantajlı ülkelerin adaletsiz küresel yapının omuzlarına yüklediği haksız bir bedelin altında ezildiğini ifade etti.
Erdoğan, gelecek nesillere yaşanabilir bir dünya bırakabilmek için tüm dünyanın, dezavantajlı bölgelere karşı gözlerini kör, kulaklarını sağır bırakmaması, adaleti sağlamak amacıyla gönüllü bir iş birliği ile koordineli şekilde hareket etmesi gerektiğini vurguladı.
Bu sebeple dünyada barışı korumak ve güvenliği sağlamak için en önemli kuruluş olan Birleşmiş Milletlerin tüm insanlığı önceleyen ve güçlünün haklı değil, haklının güçlü olduğu bir sistemi hayata geçirmesi gerektiğinin altını çizen Erdoğan, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Sadece beş daimi üyenin önceliklerini dikkate alarak hareket eden bir BM Güvenlik Konseyinin çatışmaları önleyerek barış, istikrar ve güvenliği tesis etmesi mümkün değildir. Bugün ve gelecek için daha adil bir dünya kuramayan bir sistemin değişmemesi için ısrar etmeyi, insanlığa karşı işlenen bir suça ortaklık olarak değerlendiriyoruz.
Türkiye, Birleşmiş Milletlerin misyonunu layıkıyla yerine getirebilmesi; günümüz şartlarına, tehditlerine, güvenlik endişelerine ve ihtiyaçlarına cevap verebilmesi için köklü bir reforma ihtiyaç duyulduğunu defaatle ve yüksek sesle dile getirmektedir. BM'nin yeniden yapılandırılması için her platformda uluslararası toplumla paylaştığımız 'Dünya beşten büyüktür' ve 'Daha adil bir dünya mümkün' söylemi ekseninde ilan ettiğimiz ilkeler, sadece bizim değil, BM çatısı altındaki ülkelerin de artık çok büyük bir kısmının hissiyatı haline gelmiştir."
"TÜRKİYE, DAHA ADİL, EŞİT, İSTİKRARLI BİR KÜRESEL DÜZENİN TESİSİ İÇİN ÖNCÜLÜK YAPMAYA DEVAM EDECEK"
Takdim yazısında Türkiye'nin son dönemde yürüttüğü diplomatik çabalara işaret eden Erdoğan, şunları kaydetti:
"Türkiye olarak özellikle son dönemde Rusya-Ukrayna savaşının sona erdirilmesi ve bu savaş kaynaklı küresel gıda krizine çözüm olacak bir tahıl koridorunun oluşması için büyük bir diplomasi başarısı sergiledik. Aynı gayreti BM'de gerekli reformların hayata geçirilmesi ve tüm dünyanın adalete olan ihtiyacının karşılanması için göstermeyi sürdüreceğiz.
Gıda güvenliğinden terörle mücadeleye, savaş ve çatışmalardan mülteci meselesine, küresel salgından iklim değişikliğine, tüm dünyada etkisini gösteren sorunlar karşısında her zaman güçlü bir çözüm ortağı olan Türkiye, daha adil, daha eşit, daha istikrarlı bir küresel düzenin tesisi için öncülük yapmaya devam edecektir."