Erdoğan, AK Parti'nin gerçekleştirdiği pek çok icraatı sanki yokmuş gibi vadetme veya kendileri yapmış gibi anlatma huylarının burada da kendini gösterdiğini vurgulayarak sözlerine şöyle devam etti: "Dün söylediğini bugün inkar eden bu zatın, bugün söylediklerini yarın inkar etme potansiyelini, masadaki ortakları başta olmak üzere kamuoyunun takdirine bırakıyoruz. Bizim ise her zerresini yaşayarak bildiğimiz gerçek şudur: Hükümetlerimiz dönemlerinde, inanç, köken, meşrep alanlarındaki tüm özgürlükleri CHP'ye rağmen hayata geçirdik. Başörtüsü meselesi başta olmak üzere inanç ve ibadet özgürlüğü alanındaki tüm engelleri onlara rağmen aştık. Kürt meselesi diye ülkemize giydirilmeye çalışılan deli gömleğinden onlara rağmen kurtulduk. Bizim 'Kürt meselesi' diye bir sorunumuz yok ki. Şu anda benim kabinemde iki tane Kürt arkadaşım var. Bizim böyle bir derdimiz yok ama sende bu noktada dert çok çünkü dürüst değilsin. Her numara var. Akşam yalan, sabah yalan. Türkiye düşmanlığının kanlı ve sinsi araçları... Terör örgütlerinin tepelerini onlara rağmen ezdik. Bu da terör örgütlerinin temsilcileriyle Ankara'dan İstanbul'a dirsek dirseğe yürüdü. Hadi buna da yalan de."
"ALEVİ KARDEŞLERİMİZİ ÜLKEMİZDEN KOPARMA PROJELERİNİ AKAMETE UĞRATIYORUZ"
Hayat tarzları üzerinden milleti birbirinden düşürme çabalarının önünü onlara rağmen kestiklerini belirten Erdoğan, "İnşallah önümüzdeki cuma günü yeni bir adımını atacağımız çalışmalarla Alevi kardeşlerimizi ülkemizden koparma projelerini de onlara rağmen akamete uğratıyoruz." diye konuştu.
Girdikleri her seçimde birinci çıkmalarının gerisinde CHP faşizminin insanların ruhunda açtığı derin yaraların izlerini silmelerinin önemli payı olduğunu vurgulayan Erdoğan, "Türkiye Yüzyılı" vizyonuyla demokrasi ve kalkınma hayallerini en üst düzeyde hayata geçirmeyi sürdüreceklerini kaydetti.
Erdoğan, laiklik ve başörtüsü konularının ve ülke ve millet meselelerinin "CHP faşizminin" umurunda olmadığını ifade ederek şöyle konuştu: "Bunların, hastalıklı bir saplantı olan faşizmlerini her devirde farklı renklere boyayarak yapmak istedikleri tek şey, ülkemizi siyasi olarak bağımlı ve milletimizi refah olarak geri bırakarak, kendi gizli iktidarlarını sürdürmektir çünkü CHP faşizmi, cehaletten, geri kalmışlıktan, yoksulluktan, emperyalizmin ileri karakolu gibi çalışmaktan beslenir. Gençlerimizin eğitim, istihdam, üretim yoluyla kendilerine ve ülkelerine hayırlı insanlar olarak yetişmeleri, bu zihniyete en büyük tehdittir.
Sayın Kılıçdaroğlu, senin üst düzey yöneticilerin üniversitelerimizde ikna odalarını kurmadılar mı? Bu ikna odalarından isim kızlarımızın başlarındaki örtüleri çıkartmadılar mı? Az önce izledik. Bu kızlar bizim kızlarımız. Başörtülerini çıkartmak suretiyle ikna odalarına sokmadılar mı? Ve bunlara yapılan zulümden sen kurtulacağını mı zannediyorsun. Bunun hesabını kolay kolay veremeyeceksin. Onlar da veremeyecek. Ve onların benzerleri ne yazık ki bu ülkede hala var. Belediye başkanıyım, bunlardan bir tanesi, ismini vermeyeceğim, gerek yok, propaganda olur. 'Benim anam başörtülü' dedi. Dedim 'ananın başörtüsü beni ilgilendirmiyor, beni kızlarımızın başörtüsü ilgilendiriyor, sen önce onun hesabını ver.' İstanbul Üniversitesinin Rektörü olacaksın ananın başörtüsünü bana örnek olarak vereceksin. Bu üniversiteye girecek kızlarımızın başörtüsü bizi ilgilendiriyor. Böyle zulmetmediler mi, bu zulmü yapmadılar mı? Vatandaşlarımızın vesayet güçlerinin baskılarından, terör örgütlerinin saldırılarından, küresel sömürgecilerin pençelerinden emin bir şekilde hayatlarını sürdürmeleri, bu zihniyetin kabusudur. Devlet kurumlarının her birinin kendi görev ve sorumluluk alanı çerçevesinde milletimize hizmet ederek anayasal sınırlarının dışına çıkmaması, bu zihniyetin köklerinin kurumasıdır. Biz, demokrasi ve kalkınma devrimlerimizle CHP zihniyetinin, CHP faşizminin gizli iktidarına da son verdik."
"TAKTİK ADIM OLARAK GÖRÜYORUM"
CHP hastalıklı zihniyetinin millete dayatmada hevesinden vazgeçmediğini ve anlaşılan vazgeçmeyeceğini söyleyen Erdoğan, Kılıçdaroğlu'nun son teklifini de bu çerçevede bir taktik adım olarak gördüğünü kaydetti.
Erdoğan, Kılıçdaroğlu'nun 2010'da verdiği bir röportajda, başörtüsü meselesinde kendilerini yasa değişikliğiyle çözüm bulmaya çalışmakla itham ettiğini dile getirdi.
Kılıçdaroğlu'nun yasa değişikliğine karşı önerdiği çarenin de sorunun uygulamada çözülmesi olduğunu ifade eden Erdoğan, "Aradan geçen 12 yılın ardından, bir gece vakti aklına, geçmişteki bir televizyon programında muhatabının 'çul' diyerek hakaretler savurduğu ve kendisinin de dudağını büzerek 'bir metrekarelik bez parçası' diye onu teyit ettiği başörtüsü gelmiş. Bay Kemal, bir metrekarelik bez parçası, moderatör 'çul' diyor, sen de bez parçası diyorsun. Ne farkınız var birbirinizden. Al birini vur öbürüne." dedi.
"KANUN TEKLİFİ, SORUNU ARZU EDİLEN ŞEKİLDE ÇÖZMEKTEN UZAK"
Kanun teklifi diye Meclise sunulan metnin sorunu tüm boyutlarıyla kucaklamaktan, arzu edilen şekilde çözmekten çok uzak olduğunu vurgulayan Erdoğan, tam tersine, geçmişte olduğu gibi kötü niyetli yorumlar eliyle yeni yasakların dayanağı haline bile gelebileceğini vurguladı.
Erdoğan, Kılıçdaroğlu'nun gündeme getirdiği teklifi daha öte bir teklifle mukabele edeceğini ifade ederek şöyle konuştu: "Eğer dürüstsen, eğer samimiysen, şayet bu zat temel bir insan hakkı olan başörtüsü meselesini ülkenin gündeminden kati şekilde çıkarmakta samimiyse, şayet bu zat, gençlerimizin en büyük hassasiyetleri olan özgürlük alanlarından biri konumundaki bu meselenin ahdi temelini güçlendirme sözünün arkasındaysa... Gelin çözümü yasa değil Anayasa düzeyinde sağlayalım. Üstelik bu konuda elimizde, Cumhur İttifakı olarak başlattığımız girişimle Meclisimizin 2008 yılında ortaya koyduğu bir irade de mevcuttur. AK Parti ve MHP olarak o dönemde hazırladığımız 5735 sayılı Anayasa değişikliği teklifini, kamuda çalışmayı da kapsayacak şekilde, bu hususta aksi yönde düzenleme yapılamayacağı, uygulamaya gidilemeyeceği açık kaydıyla birlikte yeniden çıkartalım."
Bugün Meclis'te basit çoğunlukla çıkan bir yasayla verilen hakkın, yarın bir başka Meclis denkleminde aynı şekilde alınabilmesinin de mümkün olduğunu aktaran Erdoğan, mesele Anayasa düzeyine taşındığında daha kalıcı, daha sağlam bir iş ortaya çıkacağını kaydetti.
Erdoğan, Kılıçdaroğlu'na, "Dürüstsen, samimiysen, adam gibi adamsan gel bunu böyle yapalım. 6'lı masada yanında seni destekleyen arkadaşların da var ya; İşte hep beraber gelin bu işi bu şekilde çıkaralım." diyerek seslendi.
Böylece CHP'ye, 14 yıl sonra, üzerindeki utanç lekelerinden en azından birini temizleme fırsatı vermiş olacaklarını belirten Erdoğan, teklifinde samimi olup olmadığının Kılıçdaroğlu'nu ilgilendirdiğini söyledi.
Erdoğan, demokrasiye ve milli iradeye saygı gereği, ağızdan çıkan söze göre kendi tekliflerini sunduklarını ifade ederek sözlerini şöyle tamamladı: "Ben arkadaşlarıma talimatı bugün burada veriyorum. Adalet Bakanı'm başta olmak üzere, aynı şekilde Anayasa Komisyonu'ndaki arkadaşlarım hep birlikte çalışmalarını süratle hazırlayacaklar, önümüze getirecekler. Gerisi CHP ve başındaki zatın bileceği iştir. Hatta bununla kalmayalım, kadının ve erkeğin birlikteliğinden oluşan aile kurumumuzu da güçlendirerek geleceğimize güvenle bakmamızı sağlayacak ilave değişiklikler de yapalım. Tabii bizim hayalimiz olan, ülkemizi yeni, sivil, özgürlükçü bir anayasaya kavuşturma hedefimiz bakidir. İnşallah, 2023'ten sonra böyle bir anayasayı da konuşacağımız iklime hep birlikte kavuşacağız."
Öte yandan Erdoğan'ın, başörtüsüne yönelik anayasa değişikliği çağrısı partililerce ayakta alkışlandı.