Kılıçdaroğlu'nun başörtüsü istismarına tepki! Başkan Erdoğan'dan hodri meydan: Anayasa düzeyinde değiştirelim

Başkan Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti Grup Toplantısı'nda gündeme dair önemli açıklamalarda bulundu. Başörtüsüne düşmanlıkla dolu parti ve kişisel siyasi geçmişini unutarak, yasa teklifi girişiminde bulunan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na sert sözlerle yüklendi. Erdoğan, geçmişte 'üniversitelerde başörtüsü serbestisi sağlayan' yasa teklifini, Anayasa Mahkemesi'ne götüren CHP yönetiminin başvurusunun altında Kılıçdaroğlu'nun imzasının olduğunu hatırlattı. Başkan Erdoğan, "Eğer dürüstsen, temel bir insan hakkı olan başörtüsü meselesini ülke gündeminden çıkarmak için samimiysen, gençlerimizin hassasiyetleri olan bu meselenin ahdi temelini güçlendirmenin peşindeysen bunu yasa değil, anayasa düzeyinde sağlayalım." diyerek Kılıçaroğlu'na açık bir teklifte bulundu.

takvim.com.tr takvim.com.tr
Giriş Tarihi :05 Ekim 2022 , 13:04 Güncelleme Tarihi :05 Ekim 2022 , 16:07
Kılıçdaroğlu’nun başörtüsü istismarına tepki! Başkan Erdoğan’dan hodri meydan: Anayasa düzeyinde değiştirelim

AK Parti Grup Toplantısı'nda konuşan Başkan Recep Tayyip Erdoğan, başörtüsü istismarına kalkışan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na sert sözlerle yüklendi. CHP tarafından, üniversitelerde 'başörtüsü serbestisi getiren yasaya' karşı Anayasa Mahkemesi'ne yapılan başvurunun belgesini paylaşan Başkan Erdoğan, belgenin altından bulunan Kılıçdaroğlu'nun imzasına dikkat çekti. 'Başörtüsüne yasa güvencesi' önerisi yapan Kılıçdaroğlu'na hodri meydan diyen Erdoğan, "Eğer samimiysen gel bunu anayasa düzeyinde sağlayalım" teklifinde bulundu.

Başkan Erdoğan'dan Kılıçdaroğlu'na hodri meydan | Video

BAŞÖRTÜSÜ SORUNUNU ÜLKE GÜNDEMİN ÇIKARDIK
Başkan Erdoğan, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve partililerin Meclis Başkanlığına sunduğu başörtüsüyle ilgili kanun teklifine değindi.

Başkan Erdoğan, şunları kaydetti: "Bizim ömrümüzü verdiğimiz bir mücadele neticesinde adım adım çözdüğümüz başörtüsü meselesiyle ilgili, güya günah çıkartıyor, güya yeni bir teklif getiriyor. Gerçi, dün açıkladıkları kanun teklifiyle önceki akşam atıp tuttukları arasında dağlar kadar fark var ama yine de biz söz üzerinden gidelim. Doğrusu bu zatın niye böyle bir teklifle ortaya çıktığını anlamakta zorlandık. Çünkü biz, bir dönem zulüm düzeyine varan bu konuyu, her alanda ülke gündeminden çıkarttık. Ülkemizde şu anda üniversitelerde veya diğer eğitim kademelerinde böyle bir mesele var mı? Hayır.

Ülkemizde şu anda kamuda veya özel sektörde çalışan hakiminden akademisyenine, subayından polisine tüm hanım kardeşlerimizle ilgili böyle bir mesele var mı? Hayır. Türkiye bir dönem Meclis'e başörtüsüyle girdiği için, ey CHP senin yandaşın, fikir baban, düşünce baban şimdi ebedi alemde, kürsüden 'haddi bildirilmeye davet edilen' milletvekilleri görmüştü. Siz de Meclis'ten dışarı atmak için hep birlikte ayağa kalkıp alkışlamıştınız. Bugün milletvekillerimizle veya diğer konumlardaki seçilmişlerle ilgili böyle bir sıkıntı var mı? Hayır."

RİYAKARLIĞI GÖRÜYORUZ
AK Parti, Cumhur İttifakı, Meclis ve hükümet olarak bu doğrultuda attıkları her adımın kazananının Türkiye, millet, fert fert her bir insan olduğunu vurgulayan Erdoğan, "Kemal doğru ol. Yanına bir iki tane başörtülü alıp onlara rozet takmakla bu işi çözdüğünü veya çözeceğini mi zannediyorsun? Dürüst ol, adam gibi dürüst ol. İstismar siyaseti yaparak milletin karşısına çıkma. Bu zatın, artık yaşanmayan bir sorunla ilgili bir gece yarısı ortaya çıkıp kanuni düzenleme teklif etmesinin gerisindeki riyakarlığı görüyoruz da başka ne hesap var, onu da değerlendirmemiz lazım." diye konuştu.

Başkan Erdoğan, CHP'nin ve Kılıçdaroğlu'nun başörtüsü meselesiyle ilgili yaklaşımlarını içeren kısa bir video izlettirdi. Tablonun gayet net bir şekilde ortada olduğunu belirten Erdoğan, "Bugün Türkiye'nin gündeminde başörtüsü diye bir mesele, verdiğimiz mücadele ve yaptığımız düzenlemeler sayesinde, hamdolsun artık kalmamıştır." dedi.

ÜLKEMİZ BU TARTIŞMALARIN İÇİNE SOKULMUŞTU
Türkiye'de geçmişte "başörtüsü" diye utanç verici bir mesele yaşandıysa bunun tek müsebbibinin Kılıçdaroğlu'nun temsil ettiği CHP zihniyeti olduğunu dile getiren Erdoğan, şöyle devam etti:

"İşin esasına bakılacak olursa, genelde kılık kıyafet ve özelde de başörtüsü meselesi, ne yasa ne Anayasa konusu olmaması gereken tabii bir haktır. Ne diyor? Devletin kurumlarına bu şekilde girilemez, devletin kuralları, kaideleri var. Bu ülkede başörtüsünü örten niye örtüyor? Rabb'imin emri olduğu için örtüyor bu seni neden rahatsız ediyor? Nasıl başı açık bir hanım kardeşimizin bu şekilde hayatın her alanında var olabilmesi için herhangi bir yasa ve Anayasa düzenlemesi gerekmiyorsa, aynı durum başörtülü kardeşlerimiz için de geçerlidir. Hani herkesin her ağzını açtığında söze başladığı 'temel hak ve özgürlükler' diye bir kalıp var ya başörtüsü hakkı da işte bu kalıbın doğal bir parçasıdır. Ama ülkemizde, milletimizin inancına, değerlerine, tarihine, kültürüne düşman olan CHP faşizmi, geçmişte bürokratik vesayetle ve darbecilerle el ele vererek, önümüze böyle bir sorun çıkarmıştır. Ortada böyle bir yasağa mesnet teşkil edecek ne bir Anayasa, ne bir yasa hükmü olmamasına rağmen, zorlama yorumlarla ülkemiz bu tartışmaların içine sokulmuş, insanlarımız mağdur edilmişti."

SİZİ NİYE RAHATSIZ EDİYOR?
Kamuda, üniversitelerde herhangi bir kanuni temeli olmadan bir günde uygulama değiştirten, insanları mağdur eden mekanizmanın perde gerisini işletenin CHP zihniyeti olduğunu dile getiren Erdoğan, "Aynı zihniyet, 1960 darbesini yaptırdıktan sonra, sırf siyasi iktidarı rahatça ele geçirebilmek için 'milletin adamı' olarak gönüllerde taht kuran Menderes'i darağacına göndermekte de tereddüt etmemişti. Rahmetli Özal'ın Türkiye'ye çağ atlatma çabalarının önüne en büyük engelleri de aynı faşist kafa çıkarmıştı. Bunun için biz eskiden beri mücadelemizi CHP zihniyetine karşı verdiğimizi söylüyoruz. Bu faşist kafa, kendi çıkarları için dün ülkemizdeki bir kısım insanların laiklik hassasiyetini istismar etmişti. Şimdi de aynı kafa milletimizin başörtüsü hassasiyetini istismarın peşindedir.

2008'DEKİ ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİ
Başkan Erdoğan, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na dürüst ve samimiyse bu konunun çözümünü yasa değil Anayasa düzeyinde sağlama çağrısında bulundu.

Başkan Erdoğan Kılıçdaroğlu'na Anayasa Mahkemesi hatırlatması | Video

Erdoğan, partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, 2008'de MHP ile Meclis'te CHP zihniyetinin emrivakiye dayalı zulümlerinin önünü kesmek adına, başörtüsü tartışmalarını kökten çözecek bir Anayasa değişikliği yaptıklarını söyledi. Bu değişikliği, işin özü ve mantığı itibarıyla böyle bir düzenlemeye ihtiyaç olmamasına rağmen, sırf CHP faşizmini dizginlemek için yaptıklarını vurgulayan Erdoğan, "Meclisimizin tarihinde ender görülen bir uzlaşmayla hayata geçirdiğimiz Anayasa değişikliği birilerini öyle rahatsız etmişti ki, bunu '411 el kaosa kalktı' manşetiyle duyurmuşlardı." diye konuştu.

Erdoğan, bu düzenlemenin Anayasa Mahkemesince Anayasa'nın bu konuda kendisine tanıdığı sınırın ötesine geçerek verdiği kararla iptal ettiğini belirterek şunları söyledi: "İptal edilmeseydi, Türkiye başörtüsü tartışmalarını ta o zaman gündeminden tamamen çıkarmış olacaktı. Bu değişikliği, iptali için büyük bir keyifle Anayasa Mahkemesine götüren kişi kimdi biliyor musunuz? Bizzat Kılıçdaroğlu'nun kendisiydi. İşte ismi, işte imzası. Kılıçdaroğlu, dürüst ol dürüst. Yalanların yetti.

Kılıçdaroğlu'nun iptal başvurusunda yer verdiği 'başörtüsünün çağdaş demokrasiye tehdit oluşturduğu, kamu düzenini, toplum huzurunu ve beraberliği zedeleyeceği' ifadeleri, hem bu şahsın alnına hem de demokrasi tarihimize kara bir leke olarak kazınmıştır. Aynı dönemde partimize açılan kapatma davasının gerekçelerinden biri de başörtüsü konusundaki özgürlükçü yaklaşımımızdı. Partimiz bu kapatma davasından kıl payı kurtulmuştu. O dönem aynı partinin başındaki zat 'Ankara'da hakimler var, savcılar var' diye de memnuniyetini ifade etmişti. Dönemin YÖK Başkanı hakkında 'Başörtüsü yasağını kaldırın.' dediği için görevini kötüye kullanma iddiasıyla dava açanların başında da kim geliyordu? Bu Kılıçdaroğlu. İşte ismi ve imzası. Kılıçdaroğlu, belgeyle konuşuyorum belgeyle. Senin imzalarınla konuşuyorum. Şimdi yanına birkaç tane başörtülü kardeşimizi öyle veya böyle aldatarak alıyorsun, onlarla beraber resim çektiriyorsun ve onlarla birlikte bu milleti aldatmaya gayret ediyorsun."

Kürt meselesi diye ülkemize giydirilmeye çalışılan deli gömleğinden onlara rağmen kurtulduk. Bizim Kürt meselemiz yok, kabinemde iki Kürt arkadaşım var. Sende bu dert çok. Terör örgütlerinin temsilcileriyle Ankara'dan İstanbul'a dirsek dirseğe yürüdü. Önümüzdeki cuma günü Alevi kardeşlerimizi ülkemizden koparma projelerini de onlara rağmen akamete uğratıyoruz.

"BENİM KIZLARIM MAĞDURİYETİNİ ÇEKTİ"
Kemal Kılıçdaroğlu'nun okullardan kamu kuruluşlarına kadar her yerde başörtüsü hakkını kadınlara vermek için yaptıkları tüm düzenlemelere karşı çıktığını ifade eden Erdoğan, "Kılıçdaroğlu, benim kızlarım bu işin mağduriyetini çekti. Ben, kızlarımın bir tanesini, üstelik de imam hatipte İstanbul'da okutamadım çünkü oradaki yönetim sıkıntılıydı. Türkiye'nin bir başka iline göndermek suretiyle oradaki okulda kızım imam hatip okulunu tamamladı. Bunun çilesini ben çektim. Kızlarımla, yeğenlerimle çektim. Ve imam hatip okulu, onun kapısında anneleri günlerce, aylarca nöbet tuttular. Çünkü polis verilen emre uyarak çocuklara maalesef istenmeyen müdahaleler yapıyordu. Bunları biz yaşadık. Şimdi 'Kanunlarla bu işi düzenleyelim, halledelim.' diyorsun. Sabırlı ol.

Bu zatın, her konu gibi, başörtüsü meselesinde de birbiriyle taban tabana zıt o kadar çok demeci var ki biz söylediklerine değil gerisindeki zihniyete bakmayı tercih ediyoruz. Kendisi bir proje olarak kaset kumpasıyla bulunduğu yere gelenlerin, elbette ülkenin ve milletin hayrına proje üretemezler. Ülkemizin pek çok kazanımdan haberdar olmadıkları veya gördükleri halde anlayamadıkları gibi, bu meseleyi de geriden takip ediyorlar."

Erdoğan, AK Parti'nin gerçekleştirdiği pek çok icraatı sanki yokmuş gibi vadetme veya kendileri yapmış gibi anlatma huylarının burada da kendini gösterdiğini vurgulayarak sözlerine şöyle devam etti: "Dün söylediğini bugün inkar eden bu zatın, bugün söylediklerini yarın inkar etme potansiyelini, masadaki ortakları başta olmak üzere kamuoyunun takdirine bırakıyoruz. Bizim ise her zerresini yaşayarak bildiğimiz gerçek şudur: Hükümetlerimiz dönemlerinde, inanç, köken, meşrep alanlarındaki tüm özgürlükleri CHP'ye rağmen hayata geçirdik. Başörtüsü meselesi başta olmak üzere inanç ve ibadet özgürlüğü alanındaki tüm engelleri onlara rağmen aştık. Kürt meselesi diye ülkemize giydirilmeye çalışılan deli gömleğinden onlara rağmen kurtulduk. Bizim 'Kürt meselesi' diye bir sorunumuz yok ki. Şu anda benim kabinemde iki tane Kürt arkadaşım var. Bizim böyle bir derdimiz yok ama sende bu noktada dert çok çünkü dürüst değilsin. Her numara var. Akşam yalan, sabah yalan. Türkiye düşmanlığının kanlı ve sinsi araçları... Terör örgütlerinin tepelerini onlara rağmen ezdik. Bu da terör örgütlerinin temsilcileriyle Ankara'dan İstanbul'a dirsek dirseğe yürüdü. Hadi buna da yalan de."

"ALEVİ KARDEŞLERİMİZİ ÜLKEMİZDEN KOPARMA PROJELERİNİ AKAMETE UĞRATIYORUZ"
Hayat tarzları üzerinden milleti birbirinden düşürme çabalarının önünü onlara rağmen kestiklerini belirten Erdoğan, "İnşallah önümüzdeki cuma günü yeni bir adımını atacağımız çalışmalarla Alevi kardeşlerimizi ülkemizden koparma projelerini de onlara rağmen akamete uğratıyoruz." diye konuştu.

Girdikleri her seçimde birinci çıkmalarının gerisinde CHP faşizminin insanların ruhunda açtığı derin yaraların izlerini silmelerinin önemli payı olduğunu vurgulayan Erdoğan, "Türkiye Yüzyılı" vizyonuyla demokrasi ve kalkınma hayallerini en üst düzeyde hayata geçirmeyi sürdüreceklerini kaydetti.

Erdoğan, laiklik ve başörtüsü konularının ve ülke ve millet meselelerinin "CHP faşizminin" umurunda olmadığını ifade ederek şöyle konuştu: "Bunların, hastalıklı bir saplantı olan faşizmlerini her devirde farklı renklere boyayarak yapmak istedikleri tek şey, ülkemizi siyasi olarak bağımlı ve milletimizi refah olarak geri bırakarak, kendi gizli iktidarlarını sürdürmektir çünkü CHP faşizmi, cehaletten, geri kalmışlıktan, yoksulluktan, emperyalizmin ileri karakolu gibi çalışmaktan beslenir. Gençlerimizin eğitim, istihdam, üretim yoluyla kendilerine ve ülkelerine hayırlı insanlar olarak yetişmeleri, bu zihniyete en büyük tehdittir.

Sayın Kılıçdaroğlu, senin üst düzey yöneticilerin üniversitelerimizde ikna odalarını kurmadılar mı? Bu ikna odalarından isim kızlarımızın başlarındaki örtüleri çıkartmadılar mı? Az önce izledik. Bu kızlar bizim kızlarımız. Başörtülerini çıkartmak suretiyle ikna odalarına sokmadılar mı? Ve bunlara yapılan zulümden sen kurtulacağını mı zannediyorsun. Bunun hesabını kolay kolay veremeyeceksin. Onlar da veremeyecek. Ve onların benzerleri ne yazık ki bu ülkede hala var. Belediye başkanıyım, bunlardan bir tanesi, ismini vermeyeceğim, gerek yok, propaganda olur. 'Benim anam başörtülü' dedi. Dedim 'ananın başörtüsü beni ilgilendirmiyor, beni kızlarımızın başörtüsü ilgilendiriyor, sen önce onun hesabını ver.' İstanbul Üniversitesinin Rektörü olacaksın ananın başörtüsünü bana örnek olarak vereceksin. Bu üniversiteye girecek kızlarımızın başörtüsü bizi ilgilendiriyor. Böyle zulmetmediler mi, bu zulmü yapmadılar mı? Vatandaşlarımızın vesayet güçlerinin baskılarından, terör örgütlerinin saldırılarından, küresel sömürgecilerin pençelerinden emin bir şekilde hayatlarını sürdürmeleri, bu zihniyetin kabusudur. Devlet kurumlarının her birinin kendi görev ve sorumluluk alanı çerçevesinde milletimize hizmet ederek anayasal sınırlarının dışına çıkmaması, bu zihniyetin köklerinin kurumasıdır. Biz, demokrasi ve kalkınma devrimlerimizle CHP zihniyetinin, CHP faşizminin gizli iktidarına da son verdik."

"TAKTİK ADIM OLARAK GÖRÜYORUM"
CHP hastalıklı zihniyetinin millete dayatmada hevesinden vazgeçmediğini ve anlaşılan vazgeçmeyeceğini söyleyen Erdoğan, Kılıçdaroğlu'nun son teklifini de bu çerçevede bir taktik adım olarak gördüğünü kaydetti.

Erdoğan, Kılıçdaroğlu'nun 2010'da verdiği bir röportajda, başörtüsü meselesinde kendilerini yasa değişikliğiyle çözüm bulmaya çalışmakla itham ettiğini dile getirdi.

Kılıçdaroğlu'nun yasa değişikliğine karşı önerdiği çarenin de sorunun uygulamada çözülmesi olduğunu ifade eden Erdoğan, "Aradan geçen 12 yılın ardından, bir gece vakti aklına, geçmişteki bir televizyon programında muhatabının 'çul' diyerek hakaretler savurduğu ve kendisinin de dudağını büzerek 'bir metrekarelik bez parçası' diye onu teyit ettiği başörtüsü gelmiş. Bay Kemal, bir metrekarelik bez parçası, moderatör 'çul' diyor, sen de bez parçası diyorsun. Ne farkınız var birbirinizden. Al birini vur öbürüne." dedi.

"KANUN TEKLİFİ, SORUNU ARZU EDİLEN ŞEKİLDE ÇÖZMEKTEN UZAK"
Kanun teklifi diye Meclise sunulan metnin sorunu tüm boyutlarıyla kucaklamaktan, arzu edilen şekilde çözmekten çok uzak olduğunu vurgulayan Erdoğan, tam tersine, geçmişte olduğu gibi kötü niyetli yorumlar eliyle yeni yasakların dayanağı haline bile gelebileceğini vurguladı.

Erdoğan, Kılıçdaroğlu'nun gündeme getirdiği teklifi daha öte bir teklifle mukabele edeceğini ifade ederek şöyle konuştu: "Eğer dürüstsen, eğer samimiysen, şayet bu zat temel bir insan hakkı olan başörtüsü meselesini ülkenin gündeminden kati şekilde çıkarmakta samimiyse, şayet bu zat, gençlerimizin en büyük hassasiyetleri olan özgürlük alanlarından biri konumundaki bu meselenin ahdi temelini güçlendirme sözünün arkasındaysa... Gelin çözümü yasa değil Anayasa düzeyinde sağlayalım. Üstelik bu konuda elimizde, Cumhur İttifakı olarak başlattığımız girişimle Meclisimizin 2008 yılında ortaya koyduğu bir irade de mevcuttur. AK Parti ve MHP olarak o dönemde hazırladığımız 5735 sayılı Anayasa değişikliği teklifini, kamuda çalışmayı da kapsayacak şekilde, bu hususta aksi yönde düzenleme yapılamayacağı, uygulamaya gidilemeyeceği açık kaydıyla birlikte yeniden çıkartalım."

Bugün Meclis'te basit çoğunlukla çıkan bir yasayla verilen hakkın, yarın bir başka Meclis denkleminde aynı şekilde alınabilmesinin de mümkün olduğunu aktaran Erdoğan, mesele Anayasa düzeyine taşındığında daha kalıcı, daha sağlam bir iş ortaya çıkacağını kaydetti.

Erdoğan, Kılıçdaroğlu'na, "Dürüstsen, samimiysen, adam gibi adamsan gel bunu böyle yapalım. 6'lı masada yanında seni destekleyen arkadaşların da var ya; İşte hep beraber gelin bu işi bu şekilde çıkaralım." diyerek seslendi.

Böylece CHP'ye, 14 yıl sonra, üzerindeki utanç lekelerinden en azından birini temizleme fırsatı vermiş olacaklarını belirten Erdoğan, teklifinde samimi olup olmadığının Kılıçdaroğlu'nu ilgilendirdiğini söyledi.

Erdoğan, demokrasiye ve milli iradeye saygı gereği, ağızdan çıkan söze göre kendi tekliflerini sunduklarını ifade ederek sözlerini şöyle tamamladı: "Ben arkadaşlarıma talimatı bugün burada veriyorum. Adalet Bakanı'm başta olmak üzere, aynı şekilde Anayasa Komisyonu'ndaki arkadaşlarım hep birlikte çalışmalarını süratle hazırlayacaklar, önümüze getirecekler. Gerisi CHP ve başındaki zatın bileceği iştir. Hatta bununla kalmayalım, kadının ve erkeğin birlikteliğinden oluşan aile kurumumuzu da güçlendirerek geleceğimize güvenle bakmamızı sağlayacak ilave değişiklikler de yapalım. Tabii bizim hayalimiz olan, ülkemizi yeni, sivil, özgürlükçü bir anayasaya kavuşturma hedefimiz bakidir. İnşallah, 2023'ten sonra böyle bir anayasayı da konuşacağımız iklime hep birlikte kavuşacağız."

Öte yandan Erdoğan'ın, başörtüsüne yönelik anayasa değişikliği çağrısı partililerce ayakta alkışlandı.

TAKVİM UYGULAMASINI İNDİRMEK İÇİN TIKLAYIN