Yunanistan'ın uluslararası hukuka uymayan şekilde düzensiz göçmenlere yaptığı müdahaleler artık tüm dünya tarafından bilinen bir gerçek haline geldi.
Yunanistan'ın uluslararası hukuka uymayan şekilde düzensiz göçmenlere yaptığı müdahaleler artık tüm dünya tarafından bilinen bir gerçek haline geldi.
Türkiye karşısında kendisini aklama telaşına girişen Atina yönetimi, geçtiğimiz günlerde, 2019 yılında çekilen görüntüler üzerinden Türkiye'yi suçlamıştı..
Yunanistan Göç ve İltica Bakanı Notis Mitarachi, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımla, Türkiye'nin mültecileri geri ittiğini, botlarını batırmaya çalıştığını iddia etmişti.
Mitarachi, Yunan güvenlik güçleri tarafından soyulup sınırda ölüme terk edilen göçmenlere ait eski bir fotoğrafla, Türkiye'yi hedef almıştı.
Ankara'yı göçmenlere yönelik 'kötü muamele ile' suçlayan Yunan Bakan'a, İçişleri Bakan Yardımcısı İsmail Çataklı yanıt verdi. Çataklı, "Türkiye ile ilgili tek bir insan hakları ihlali bulamadığınız için kendi yaptığınız zulmün fotoğrafını Türkiye yapmış gibi göstermeye çalışıyorsunuz!" demişti.
İçişleri Bakanlığı, Yunanistan'ın son günlerde sosyal medya üzerinden algı operasyonuna giriştiği 'göçmen fotoğrafları' oyununa yanıt verdi.
İşte Bakanlık tarafından yapılan açıklamala;
"Göçmenlere karşı insanlık dışı uygulamalarla sık sık gündeme gelen Yunanistan'ın Göç ve İltica Bakanı Notis Mitarichi, bu kez de nerede ve ne zaman çekildiği belli olmayan çırılçıplak bırakılmış göçmenlere ait fotoğraf üzerinden algı operasyonuna girişmiştir.
Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nda gerçekleştirdiği hitaplarında Yunanistan''ın insanlık dışı muamelelerini gözler önüne sererek dünya kamuoyunun dikkatine sunduğu belge ve görsellerin Yunanistan'ı uluslararası alanda soktuğu çaresizliğin de farkındayız.
Rutin olarak göçmenlerin para, telefon, kimlik ve pasaportları da dâhil olmak üzere tüm eşyalarına el koyan, göçmenleri kıyafetleri ve ayakkabılarını alarak denize atan, çırılçıplak bir şekilde sopalarla darp eden, elektro şok cihazıyla yaralayan, plastik mermilerle vuran, lastik bot veya hurda durumdaki can sallarına bindiren Yunanistan'ın, bu girişimiyle insanların ölümüyle sonuçlanan sistematik hukuka aykırı geri itmelerin üzerine örtmeyi amaçladığı apaçık ortadadır.
Yıllardır, göçmenlere ait lastik botların patlatıldığı, motorlarının söküldüğü, göçmenlerin darp edildiği ve hatta öldürmek pahasına üzerlerine ateş açıldığına ilişkin Yunanistan'ın bu insanlık dışı muameleleri ve eylemleri hem görüntüler hem de uluslararası raporlar ile gözler önüne serilmiştir. Daha geçtiğimiz ay Lübnan üzerinden İtalya'ya geçmeye çalışan bir göçmen botunu patlatarak ve içindeki göçmenlerin değerli eşyalarını alarak aralarında bebek ve çocukların da bulunduğu göçmenleri ölüme terk etmiştir. Bu insanlık dışı davranış sonrası 9 aylık Asım bebek ve 4 yaşındaki ağabeyi Abdülvahap hayatını kaybetmiştir.
Yunanistan, bu eylemleri nedeniyle uluslararası kamuoyunda yoğun baskı oluşmasına rağmen geri adım atmayarak gerek Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi gerek BM İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi gerekse 1951 Tarihli Cenevre Sözleşmesi bakımından insan hakları ihlalleri gerçekleştirmeye devam etmektedir. Özellikle yaşam hakkı ile işkence ve kötü muamele yasağı bağlamında hak ihlalleri yaşanmakta olup, kadın ve çocuk ayırt etmeksizin silah, zor kullanarak şiddet ve kötü muamele uygulaması, ülkeye girmek isteyen yabancıların kıyafet ve paralarının ellerinden alınması, değerli eşyalarına yasal olmayan şekilde el konulması uluslararası hukuka aykırıdır.
Avrupa Birliği Yolsuzlukla Mücadele Ofisi'nin (OLAF) çeşitli uluslararası ajans ve medya organları tarafından da paylaşıldığı raporunda, Avrupa Birliği Sınır ve Sahil Güvenlik Ajansı, FRONTEX'in üst düzey yetkililerin "Yunanistan'dan Türkiye'ye geri itmeleri örtbas ederek, soruşturmayarak ya da uygun ve doğru bir şekilde sorunu ele almayarak ciddi suiistimaller ve usulsüzlükler yaptığı; ayrıca doğru olmayan ve taraflı bilgileri AB Kurumlarıyla paylaştığı" ifşa edildikten sonra Yunan Bakan'ın bu raporu ve ülkesinin Ege Denizi'nde ve kara sınırlarında yaptıkları ihlalleri perdelemek için sahte bir paylaşımda bulunmasını da tesadüfi olarak değerlendirmemekteyiz.
Bu bağlamda, geri itmelere yönelik incelemeler ve denetimler devam ederken, FRONTEX İcra Direktörünün görevden alınmış olması; ancak Yunan Göç ve İltica Bakanı'nın hala görevine devam ediyor olmasını ve ülkemizi zan altında bırakmaya yönelik asılsız suçlamalarına devam etmesinin kabul edilemez olduğunun altını çizerek kamuoyunun takdirlerine bırakıyoruz.
İnsanlık dışı muamelelerinden geri adım atmayan Yunanistan'ın geri itme uygulamaları neticesinde; 2020 yılından bu yana 46.840'ı Ege Denizinde, 14.897'si Yunanistan kara sınırında olmak üzere toplam 61.737 göçmen geri itmeye maruz kalmıştır. Bu geri itmeler sonucunda 152 göçmen hayatını kaybetmiş, 200 göçmen de yaralanmıştır. 2022 yılına baktığımızda ise 21.770'i Ege Denizinde ve 4.593'ü Yunanistan kara sınırında olmak üzere toplam 26.363 göçmen geri itmeye maruz kalmıştır. Bu geri itmelerde 21'i Ege Denizinde ve 38'i Yunanistan kara sınırında olmak üzere toplam 59 göçmen hayatını kaybetmiştir. Yine bu geri itmelerde 5'i Ege denizinde ve 49'u Yunanistan kara sınırında olmak üzere toplam 54 göçmen yaralanmıştır.
Henüz Ege'de boğulmuş bebeklerin hesabını vermeyen Yunanistan'ı, göçmenlere karşı takındığı insanlık dışı uygulamalardan, ölümlerle sonuçlanan göç politikasından vazgeçmeye davet ediyoruz.
Yıllardır herhangi bir ayrım gözetmeksizin düzensiz göçmenler için de uluslararası kuralları esas alarak insani politikalarını sürdüren Türkiye'nin isminin, yıllardır göçmenlere uyguladığı insanlık dışı muamelelerle tüm dünyanın yakından tanıdığı Yunanistan ile bu konuda yan yana getirilmesini bile şiddetle reddediyoruz.
24.09.2022 tarihinde Çanakkale ili Ayvacık ilçesinde Sahil Güvenlik Komutanlığınca 15 düzensiz göçmen (7 çocuk, 8 yetişkin) deniz yüzeyinden sağ olarak kurtarılmış, 6 düzensiz göçmenin (4 çocuk, 2 yetişkin) cansız bedenine ulaşılmıştır. Göçmenlerden edinilen ilk bilgiler doğrultusunda; Yunan Sahil Güvenliği tarafından lastik botun patlatılarak Türk karasularına yakın bir noktada geri itildikleri ve lastik botun su alarak battığı bilgisi alınmıştır.
13.09.2022 tarihinde Lübnan üzerinden İtalya'ya geçmeye çalışan ve Yunanistan tarafından geri itilen 3 adet can salı içeresinde toplam 66 düzensiz göçmen kurtarılmıştır. Ayrıca bir can salı daha olduğu ihbarı üzerine yarı batık durumda olan can salına tutunan 7 düzensiz göçmen daha kurtarılmış ve can salı etrafında 2 bebek, 3 çocuk ve 1 kadın olmak üzere toplam 6 düzensiz göçmenin cansız bedenine ulaşılmıştır.
02.02.2022 tarihinde İpsala İlçesi Paşaköy Köyü Mandakoru mevkiinde Yunanistan unsurları tarafından geri itilen ve donarak vefat eden 19 düzensiz göçmenin cansız bedenine ulaşılmıştır.
03.02.2022 tarihinde Sazlık Mevkiinde Yunanistan'ın Sisam (Samos) Adasından Yunan Sahil Güvenlik tarafından geri itme mağduru 5 düzensiz göçmen tespit edilmiş olup Sahil Güvenlik ekipleriyle yürütülen ortak çalışma neticesinde yabancılar kurtarılmıştır. Kurtarılan düzensiz göçmenler, Yunan polisinin kendilerini küçük bir araca bindirip marinaya götürdüğünü, oradan tekne ile Türk sularına getirdiklerini, dövdüklerini ve denize bırakıp hızlıca uzaklaştıklarını ifade etmiştir. Yapılan ilk incelemelerde yabancıların gözle görülür ciddi darp izleri bulunduğu anlaşılmıştır.
23.02.2021 tarihinde 7 Suriye, 4 Mısır, 5 Hindistan, 2 Pakistan,2 Irak,1 Afganistan ve 1 İran uyruklu toplam 22 düzensiz göçmenin, yine gün 24.02.2021 tarihinde de 16 Suriye, 4 Afganistan, 5 Pakistan,1 Yemen, 1 Fas ve 2 Tunus toplam 29 düzensiz göçmen Yunanistan güvenlik güçleri tarafından önce darp edilerek ardından Meriç Nehrinin ortasındaki adacığa bırakıldığı ve her iki olayda da göçmenlerin telefonları ve eşyaları alınarak şiddet ve kötü muamelelere maruz bırakıldıkları tespit edilmiştir. İki olayın devamında çaresiz bir şekilde adacıkta bekleyen göçmenlerin insan onuruna yakışacak şekilde mağduriyetlerinin giderilmesi ve ihtiyaçlarının karşılanabilmesi adına yetkili personeller aracılığıyla Türk tarafına alınmıştır.
20.10.2021 tarihinde Kuşadası Sahil Güvenlik Komutanlığı görevlilerince Sazlık Koyunda kayalıklar üzerinde 11 şahıs tespit edilmiş ve burada yapılan ilk görüşmede, Yunanistan Sahil Güvenlik unsurları tarafından geri itme yöntemiyle bırakıldıklarını, Yunan polisinin kendilerini zorla lastik bota bindirip paralarını ve eşyalarını alarak denize açılmaya zorladıklarını, bot içerisinde bulunan mazotun bazı arkadaşlarının vücutlarında yanıklara neden olduğu belirtmişlerdir.
18.05.2021 tarihlerinde Yunanistan-Türkiye sınırında teslim alınarak Edirne İl Göç İdaresi Müdürlüğüne teslim edilen Irak uyruklu düzensiz göçmenin, Yunanistan kolluk kuvveti oldukları iddia edilen kişilerce çeşitli şiddet olaylarına maruz kalmasının devamında Türkiye topraklarına itilmesi söz konusu olduğu anlaşılmıştır.
08.12.2020 tarihinde saat 20:15 sıralarında Tekağaç Burnu açıklarında yardım talebinde bulunan bir grup düzensiz göçmenin olduğu ihbarı sonrası olay yerine intikal eden Sahil Güvenlik Komutanlığı unsurları; 2 adet can salı içerisinde tespit edilen ve kurtarılan 11 (7 Orta Afrika uyruklu, 2 Kongo uyruklu,2 Kamerun uyruklu) düzensiz göçmenin Yunan Sahil Güvenlik ekiplerince darp edilerek geri itme işlemine maruz bırakıldıklarını tespit etmiştir."