AK Parti Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş'tan 'İstiklal' saldırısına ilişkin açıklama: Kuklacıyı biliyoruz

İstiklal Caddesi'nde terör örgütü PKK tarafından yapılan alçak saldırı sonrası 6 vatandaşımız hayatını kaybetti 81 vatandaşımız yaralandı. Saldırıya ilişkin bombayı bırakan terörist Ahlam Albashır dahil 17 kişi tutuklandı. AK Parti Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş söz konusu saldırı ile ilgili önemli açıklamalar yaptı. Kurtulmuş "Kuklacıyı biliyoruz" derken "Çok hain bir saldırı sadece bu saldırı o saldırıyı yapan teröristten o caniden ya da onları oraya sürükleyen terör örgütlerinden ibaret bir terör saldırı değildir. Teröre silah ve istihbarat desteği veren ülkeler var." ifadelerini kullandı.

Giriş Tarihi :18 Kasım 2022 , 16:21 Güncelleme Tarihi :18 Kasım 2022 , 16:59
AK Parti Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş’tan ’İstiklal’ saldırısına ilişkin açıklama: Kuklacıyı biliyoruz

İstiklal Caddesi'nde terör örgütü PKK tarafından yapılan alçak saldırı sonrası saldırıya ilişkin bombayı bırakan terörist Ahlam Albashır dahil 17 kişi tutuklandı.

"KUKLACIYI BİLİYORUZ"
AK Parti Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş söz konusu saldırı ile ilgili A Haber'e önemli açıklamalar yaptı.

Kurtulmuş "Kuklacıyı biliyoruz" ifadelerini kullandı.

Kurtulmuş'un açıklamalarından öne çıkanlar şu şekilde;

"Maalesef uzun yıllar sonra Türkiye böylesine kitlesel bir terör saldırısıyla karşılaştı.

Öncelikle bir kere daha ölenlere rahmet diliyorum. Ama hemen olayın arkasından milletimizin bütün kesimleriyle birlikte göstermiş olduğu olağanüstü dayanışma ruhu için de aziz milletimize şükranlarımızı, minnettarlıklarımızı ifade etmek istiyorum.

"TERÖR ÖRGÜTLERİNDEN İBARET BİR SALDIRI DEĞİL"
Çok hain bir saldırı sadece bu saldırı o saldırıyı yapan teröristten o caniden ya da onları oraya sürükleyen terör örgütlerinden ibaret bir terör saldırı değildir. Ne yazık ki ismini de çok güzel süslü bir şekilde koydukları proxy war ya da vekalet savaşları üzerinden dünyanın dört bir tarafında bazı devletler kendi güçlerini artırmak nüfuz alanlarını genişletmek istiyorlar. Çok net bir şekilde terör ve terör örgütleri bu amaçla kullanılıyor.

Hatta diyebiliriz ki vekalet savaşları terör örgütlerini bir şekilde dış politikanın da araçlarından birisi haline getirmiş oldu. Dolayısıyla ümit ediyoruz bu saldırganlarla bu tutuklananlarla birlikte esas itibariyle olayın arkasındaki esas failler ortaya çıkarılabilir.

"BİZ KUKLACILARIN KİMLER OLDUĞUNU BİLİYORUZ"
Bunlar bulunup bütün dünya kamuoyuna ve Türkiye kamuoyuna deşifre edilir. Bu önemli bir mesele. Üzerinde durulması gerekir. Biz hep şunu söylüyoruz biz kukla ile ilgilenmiyoruz esasında kuklayı oynatan kuklacıların kimler olduğunu biliyoruz. Bunlara karşı bir mücadele verilmesi lazım. Terörü sadece bütün teröristleri ortadan kaldırana kadar değil terörü ortaya çıkaran şartların tamamını bir şekilde kontrol altına alana kadar bu mücadelemiz devam edecektir. Yani mücadeleyi bir üst seviyeye çıkarmak mecburiyetindeyiz.

TERÖRÜN ARKASINDAKİ ESAS SORUMLULAR
Bu örgütlere silah desteğini verenler bu örgütlere istihbarat desteği verenler lojistik desteği verenler hatta ve hatta kendi ülkelerinde bunlara yer açarak siyasi destek verenlerin terörün arkasındaki esas sorumlular olduğunun bilinmesi lazım. Türkiye aşağı yukarı 40 yılı aşkın bir süredir hain bir terör saldırısıyla karşı karşıya.

40 bine yakın insanımız maalesef hayatını kaybetti. Türkiye trilyonlarca dolarını bu işte kaybeden bir ülkedir. Burada kararlı bir şekilde şunu söylüyoruz gerçekten teröre karşı olanlar insanlık cephesinde bir araya gelsinler terör örgütleri ve terör örgütlerini ortaya çıkaran şartların dünyada artık hiçbir şekilde etkili olmaması için ortak mücadele verelim. Taksim saldırısı bu anlamda herkesin gözünü açmalıdır. Ve herkesin bu konuda samimiyetle teröre karşı mücadelede ortak bir cephede buluşmasını sağlamalıdır diye düşünüyoruz.

Yani zor bir süreç. Şunu da hatırlatmak isterim bu neo-emperyal stratejilerin bir parçası olarak kullanılan bu vekalet savaşları dünyanın birçok yerinde terör örgütleri ortaya çıkarıyor.

TAHIL ANLAŞMASI 120 GÜN UZATILDI
Numan Kurtulmuş Tahıl anlaşmasının 120 gün uzatılmasına ilişkin de konuştu. Kurtulmuş, "Cumhurbaşkanımızın küresel liderliğinin göstergesi." ifadelerini kullandı.

İŞTE SALDIRININ AYRINTILARI
Beyoğlu'nda 6 kişinin yaşamını yitirdiği, 81 kişinin yaralandığı terör saldırısına ilişkin gözaltına alınan 51 kişiden, terörist Ahlam Albashır'ın da aralarında bulunduğu 17'si tutuklandı.

İstiklal Caddesi'nde 13 Kasım Pazar günü saat 16.14'te meydana gelen terör saldırısında 6 kişi hayatını kaybederken, 81 kişi yaralandı.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının patlamaya ilişkin başlattığı soruşturma kapsamında 8 savcı ve 2 başsavcı vekili görevlendirildi.

Soruşturma kapsamında İstanbul Emniyet Müdürlüğü ekiplerince gözaltına alınan terörist Ahlam Albashır'ın da aralarında bulunduğu 51 şüphelinin emniyetteki işlemleri tamamlandı.

İstanbul Emniyet Müdürlüğünün Vatan Caddesi'nde bulunan yerleşkesinde zırhlı araçlara ve 4 polis minibüsüne bindirilen 49 şüpheli, sağlık kontrolü için çevredeki hastanelere götürüldü.

Terörist Ahlam Albashır'ın da aralarında bulunduğu şüpheliler, sağlık kontrolünün ardından Çağlayan'daki İstanbul Adalet Sarayı'na sevk edildi.

Şüphelilerden 2'si emniyetten serbest bırakılırken, terör saldırısının gerçekleştirilmesinde yardım-yataklık ettiği belirlenen ve Suriye Azez'de emniyet güçlerince gözaltına alındıktan sonra İstanbul'a getirilen "Hüsam" kod adlı terör örgütü mensubunun emniyetteki işlemleri sürüyor.

Bu arada, terörist Ahlam Albashır ile firari şüpheli Bilal Hassan'ın birlikte kaldığı Esenler'deki atölyenin sahibi Ferhat Habeş'in de terör örgütü ile bağlantısı belirlendi.

Ferhat Habeş'in sosyal medya hesabından terör propagandası yaptığı, örgütün talimatı ile Ahlam Albashır ve Bilal Hassan'ı evinde misafir ettiği öğrenildi.

AHLAM ALBASHIR'IN EMNİYET İFADESİNE ULAŞILDI
Terör saldırısını gerçekleştiren terörist Ahlam Albashır, emniyetteki ifadesinde saldırının nasıl planlandığını itiraf etti.

Albashır ifadesinde, terör örgütüyle erkek arkadaşı aracılığıyla 2017'de tanıştığını belirterek, bir süre sonra izini kaybettiği sevgilisi ile görüşemediğini ancak örgütle bağlantısını devam ettirdiğini anlattı.

Örgüt içerisindeyken temmuz ayında Münbiç'te bölgenin önde gelenlerinden olan ve daha sonra terör örgütü YPG'nin istihbarat biriminden olduğunu öğrendiği "Hasan" isimli kişinin, yanına gelerek, "Hacı sana önemli bir görev verecek" dediğini belirten Albashır, "Daha sonra bölgedeki bir çiftlik evinde Hacı ile görüştüm. Burada bana Bilal diye birisiyle Türkiye'ye gideceğimi söyledi. 400 lira ile 2 cep telefonu vererek daha önce hiç tanımadığım ve karı-koca rolü yaptığım kişiyle aracılar vasıtasıyla gittiğim İdlib'de buluştum." şeklinde ifade verdi.

KONUMLA ESENLER'E GELDİLER
Firari şüpheli Bilal Hassan'nın ilk buluştuklarında kendisine Türklerden nefret ettiğini söylediğini öne süren zanlı Albashır, 27 Temmuz'da illegal yollardan Hatay'a, aynı gün ise oradan İstanbul'a geldiklerini anlattı.

İfadesinde, yoldayken nereye gideceğini bilmediğini öne süren Ahlam Albashır, İstanbul'dayken Bilal Hassan'ın telefonuna gelen konumdaki eve gittiklerini, 4 ay boyunca kaldıkları bu ev ile çalışıyor gözüktükleri iş yerinin Ferhat Habeş'e ait olduğunu daha sonra öğrendiğini aktardı.

Albashır, Bilal Hassan'ın bomba yüklü çantayı İdlib'de yanında getirdiğini öne sürdü.

"KEŞİF AMAÇLI İKİ KEZ TAKSİM'E GİTTİM"
Albashır, Bilal Hassan ile 4 ay boyunca ev ve iş dışında bir yere gitmediklerini savunarak, son 1 ay içerisinde gözaltına alınan şüphelilerden Yasir K. ile iki kere keşif amacıyla Taksim'e gittiklerini, yaya olarak da İstiklal Caddesi'nde dolaştıklarını itiraf etti.

Saldırı günü Bilal Hassan ve Yasir K. ile yola çıkarak Beyoğlu'na gittiklerini anlatan şüpheli, Bilal Hassan'ın "İşim var" diyerek çantayı kendisine verdiğini, çantayı alıp caddede yürüdüğünü ve patlamanın yaşandığı banka oturduğunu söyledi.

Burada beklerken bir ara çanta ve poşeti bankta bırakarak karşıdaki bir mağazanın önüne gittiğini öne süren Ahlam Albashır, o sırada telefonuna, oturduğu sırada kendisinin çekildiği fotoğraf ve videonun geldiğini anlattı. Daha sonra "Hacı" kod adlı örgüt yöneticisinin kendisini arayarak "Çantaların yanına geri dön" dediğini iddia eden Albashır, bunun üzerine tekrar bankta oturduğunu savundu.

Albashır, kendisine yine telefonla "Oradan ayrıl" talimatı gelince de Taksim Meydanı'na doğru yürüdüğünü anlattı.

Şüphelinin ifadesi üzerine, güvenlik kamerası kayıtları ve yapılan detaylı araştırma sonucunda Albashır'ın, fotoğraf ve videosunun çekildiği iddiasının gerçeği yansıtmadığını belirleyen polis, teröristin İstiklal Caddesi'nde oturduğu banktan 41 dakika boyunca hiç kalkmadığını tespit etti.

ŞÜPHELİLERİ ADLİYEDE 29 CUMHURİYET SAVCISI SORGULADI
İstanbul Adliyesi'nde, şüphelilerin ifadesinin alınacağı İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Soruşturma Bürosu koridorundaki güvenlik önlemleri artırıldı. Şüphelilerin ifade vereceği yerlerin bulunduğu koridorda bariyerler genişletildi.

Soruşturma kapsamında adliyeye getirilen 49 zanlının ifadesini, görevlendirilen 29 cumhuriyet savcısı aldı.

Şüpheliler için ayrıca Arapça ve Kürtçe bilen tercümanlar da ifade işlemleri sırasında hazır bulunduruldu.

TERÖRİST AHLAM ALBASHIR'IN SAVCILIK İFADESİ
Terör saldırısını gerçekleştiren terörist Ahlam Albashır'ın Arapça tercüman eşliğinde gerçekleştirilen ifade alma işlemine İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Şaban Yılmaz ile başsavcı vekilleri katıldı.

Şüpheli Albashır ifadesinde, terör örgütü YPG'den Türkiye'ye gitmesi için talimat aldığını ancak niye gitmesi gerektiğinin söylenmediğini, ailesiyle tehdit edildiğini ileri sürdü.

Türkiye'ye Bilal Hassan ile geldiğini ve daha önce 3 kez Taksim'e keşif değil gezme amacıyla gittiğini öne süren Albashır, olay gününü şöyle anlattı:

"Bilal ile birlikte taksiye bindik, Taksim'e gidiyorduk. Taksideyken Bilal'e telefon geldi, 'Sen git, ben geleceğim.' dedi. Elimdeki çantayla İstiklal Caddesi'ne gittim. Bankta oturuyordum. Çantayı elledim, cips falan gördüm, altında da yumuşak bir şey vardı. 40 dakika kadar oturdum. Orada beklerken Hacı'dan telefon geldi. 'Çantayı bırak, oradan ayrıl' dedi. Bıraktım gidiyordum, yolda parfüm bakıyordum, o anda patlama oldu. Parfümü de bıraktım kaçtım. Sarı taksiye bindim. Esenler'e atölyeye gittim."

TAKSİCİNİN GÖSTERDİĞİ FOTOĞRAFLARDA PATLAMAYI GÖRDÜĞÜNÜ İDDİA ETTİ
Taksicinin gösterdiği fotoğraflarda patlamayı gördüğünü iddia eden Albashır, bankta beklemeye geçmeden önce bir mağazadan kozmetik alışverişi yaptığını ileri sürdü.

Türkiye'ye 27 Temmuz'da Bilal Hassan ile geldiğini yineleyen Arap kökenli Albashır, "Münbiç'te YPG içinde Arap kökenli var mı?" sorusuna, "Var, en ön safta onları kullandılar." yanıtını verdi.

6 kardeşinden 3'ünün savaşta öldüğünü öne süren Albashır, ifadesinin devamında taksiyle Esenler'e vardıktan sonra korsan taksiyle yakalandığı adrese gittiğini anlattı.

Öte yandan, Albashır İstiklal Caddesi'ne giderken Bilal Hassan'ın kaçmak üzere Edirne'ye doğru yola çıktığı tespit edildi.

Şüpheliyi, saldırının ardından Esenler'den araçla alıp Küçükçekmece'de yakalandığı eve götüren Ahmed Jarkas ise ifadesinde, korsan taksicilik yaptıklarını, sadece insanları götürüp getirdiklerini iddia etti.

TERÖRİST ALBASHIR'IN DA ARALARINDA BULUNDUĞU 17 ŞÜPHELİ TUTUKLANDI
İfade işlemlerinin ardından savcılık, 49 şüpheliden Ahlam Albashır'ın da aralarında bulunduğu 17'sini "devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozmak", "kasten öldürme", "kasten öldürmeye teşebbüs" ve "kasten öldürmeye yardım" suçlarından tutuklanmaları talebiyle hakimliğe sevk etti.

Savcılık, 3 şüpheliyi adli kontrol talebiyle hakimliğe sevk ederken, diğer 29 şüphelinin sınır dışı edilmesine karar verildi.


İstanbul 3. ve 4. nöbetçi sulh ceza hakimliklerinde tercümanlar eşliğinde ifadeleri alınan Albashır'ın da aralarında bulunduğu 17 şüphelinin tutuklanması kararlaştırıldı.

Şüphelilerden 3'ü ise haklarında adli kontrol tedbiri uygulanarak serbest bırakıldı.

ŞÜPHELİLERDEN 6'SININ HAKİMLİK İFADELERİ ORTAYA ÇIKTI
İstanbul 3. Nöbetçi Sulh Ceza Hakimliğinde ifadeleri alınan şüphelilerden Ammar Jarkas, Edirne üzerinden kaçan Bilal Hassan'ı tanımadığını öne sürdü.

Korsan taksicilik yaptığını söyleyen Jarkas, "Halil Menci, onu (Ahlam Albashır) taşımamı istedi. Menci, Suriye Kamışlı'da oturuyor. Hiçbir şey bilmeden sadece onu taşımam söylendi. Yakalandığım yer de komşumuzun evidir. Biz sonradan o evdeyken onun fotoğrafını gördüğümüzde polise bildirmek istedik ancak biz bildirmeden polis geldi." dedi.

Şüphelilerden Mahmud Haso ise ifadesinde, Türkiye'de yeni olduğunu, Ahlam Albashır'ın yakalandığı evde otururlarken şüpheli Hatice El Kurdi'nin yanında siyahi bir kızla geldiğini, kuzeninin 'Bu kim?' diye sorması üzerine El Kurdi'nin "Bunu Ahmed oğlum getirdi, yurt dışına gidecekmiş." dediğini belirtti.

Söz konusu eve, Emine adlı bir kadının yeni doğmuş çocuğunu görmek için gittiklerini iddia eden Mahmud Haso, "Bombayı patlatan şahsın eve gelen şahıs olduğunun farkında bile değildim. Ammar ile Bakar telefondan birbirlerine bir şeyler gösterdi. Sonra mutfağa konuşmaya geçtiler. Misafir onların misafiriydi. Hiçbir şeye karışmadım. Zekeriya'yı içeri çağırdılar. 10 dakika geçti, Zekeriya'nın küfrünü duydum. 'Siz kimi eve getirdiniz?' dedi. Çıkarken kapının orada durdu, 'Polisi arayacağım telefonu getirin.' dedim. Kuzenim kapıdayken bağırıp birbirlerine girmişlerdi. Ammar, 'Bak o olmayabilir.' diye söyledi. Daha sonra kapı çaldı, polisler geldi. Kuzenim, 'Kız burada' dedi" şeklinde konuştu.

Şüphelilerden Hadir Carkes ile Hatice El Kurdi, çocuk ziyareti için, Muhammed Şiho ve Mesut Hesso ise kısa süreliğine ilaç almak için Ahlam Albashır'ın yakalandığı eve uğradıklarını öne sürdüler.

İstanbul 3. Nöbetçi Sulh Ceza Hakimliği, 9 şüphelinin, "devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozmak", "bombalama, nükleer veya kimyasal silah kullanarak tasarlayarak öldürme" ve "bombalama, nükleer veya kimyasal silah kullanarak tasarlayarak öldürmeye teşebbüs" suçlarından tutuklanmalarına karar verdi.

Şüphelilerden Zekeriya Muhammed Şemmuni'nin dosya kapsamında yakalanan bir başka şüpheliyle WhatsApp uygulamasından irtibat kurduğu bilgisine yer verilen kararda, Ammar Jarkas'ın, şüpheli Albashır'la birlikte hareket eden Bilal Hassan'ı kaçması için araçla Edirne'ye götürdüğü, Jarkas'da patlamaya dair WhatsApp yazışmaları bulunduğu ve Albashır'a kıyafetlerini değiştirmesi için ses kaydı attığı vurgulandı.

TAKVİM UYGULAMASINI İNDİRMEK İÇİN TIKLAYIN