Masa mensubu bir parti genel başkanının Anayasanın 106. maddesinde yer alan; 'Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri, Cumhurbaşkanı yardımcısı veya bakan olarak atanırlarsa üyelikleri sona erer' açık hükmüne rağmen kabinede görev almaları halinde milletvekili olma vasfını yitirmemek için bu anayasa maddesinin bir tüzük değişikliğiyle aşılabileceğini düşünmesi cehaletten başka bir şey ile açıklanamaz..
HALKIMIZIN TEVECCÜHÜNÜ KAZANMIŞTIR
Ülkeyi anayasanın dışında paralel bir anlayış ve kurguyla, pozisyonel siyaset yapma hırslarını tatmin edecek bir anlayışla yönetmeye talip oldukları açıktır. Bu anlayışın samimiyetinden ve inandırıcılığından söz etmek de mümkün değildir. Dolayısıyla aralarındaki iktidar ve güç paylaşımı kavgalarından ülke meselelerine vakit ayırabileceklerine siyasi feraseti çok yüksek olan bu memleketin evlatlarını inandırmaları da mümkün değildir.
Türkiye'nin ve dünyanın geldiği aşamada etkin ve güçlü bir yürütmenin elzem olduğu, yoğunlaşan ve çeşitlenen sorun ve ihtiyaçların etkili bir şekilde ele alınmasını sağlayabilecek bir kapasitenin ancak bu şekilde oluşturulabileceği yakın tarih pratiğiyle kabul görmüştür. Devletimizin bölgemizde ve dünyada yeni/yükselen jeopolitiğe yönelik vizyon ve liderliği halkımızın teveccühünü kazanmıştır.
Cumhurbaşkanımızın şahsında halkımızın devletine olan güçlü inancı ve umudunu koruduğunu görüyoruz. Herkes emin olsun; bu ülkenin insanları darbeci, kapalı ve karanlık yapı ve oluşumlara oy vererek bu ülkenin yarınlarını maceraya atmazlar.
SARI: TALİMATL İLE İŞLEM YAPMASI ANAYASAMIZA AYKIRI
Türkiye Adalet Araştırmaları Merkezi (TÜRKAD) Başkanı avukat Mehmet Sarı: Cumhurbaşkanın kaynağını Anayasa'dan alan yetkilerini 6 masa bileşenleri paylaşmaya karar vermişlerdir. Temel Karamollaoğlu yaptığı açıklamada 6 siyasi parti genel başkanın Cumhurbaşkanı yardımcısı olacağını ve Cumhurbaşkanının, yetkilerini kullanmada 6 parti genel başkanı ile istişare ile kararları alacağını ifade etmiştir.
Temel Karamollaoğlu'nun bu açıklamaları Anayasamızın 104. maddesine açıkça aykırıdır. Anayasamızda 'Cumhurbaşkanı devletin başıdır. Yürütme yetkisi Cumhurbaşkanına aittir' hükmü yer almaktadır. Dolayısı ile yürütme yetkisinin devri ve başka kişilere havalesi mümkün değildir. Yasama, yürütme ve yargı makamları kuvvetler ayrılığı çevresinde anayasadaki hak ve yetkilerini kullanmaktadırlar.
Aynı şekilde her bir erk anayasanın kendisine verdiği yetkiyi kullanmaktadır. Bu anlamda milletin yetki verdiği Cumhurbaşkanı 6 kişinin talimatları ile işlem yapması açıkça anayasamıza aykırıdır. Diğer yönden anayasanın verdiği yetkinin paylaşılması yönetimde istikrarsızlık ve yürütme erkinin parçalamasına sebep olacaktır.
SİYASİ SORUNLARIN DERİNLEŞMESİNE SEBEP OLACAKTIR
Türkiye'nin geçmiş dönemlerde yaşadığı parçalı ve kavgalı yönetim yapısı istikrara tehdit oluşturacaktır. 6'lı masanın birbiri ile anlaşamayan farklı genel başkanlarının devletin başının yani Cumhurbaşkanın karar alması önünde büyük bir bariyer oluşturacaktır. Güçlü hükümetin önündeki bu teklif ülkemizdeki siyasi sorunların derinleşmesine sebep olacaktır. Dolayısı ile ekonomik problemlerinde çözümüne engel teşkil edecektir.