İşte ithal danışman Jeremy Rifkin'in programı! CHP için ne önerdi? Almanya'yı çökerttiği enerji politikasında ısrarlı...

Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun 'İkinci Yüzyıl Vizyonu' adı altında düzenlediği toplantının yankıları sürüyor... Türkiye'ye gelmeye bile tenezzül etmeyen ABD'li danışman Jeremy Rifkin'in videokonferans yönetimi ile bir sunum yapması CHP'lilerin bile tepkisini çekti. Rifkin sunumunu İngilizce yaparken salonda çeviri kulaklığı olmaması sebebiyle katılımcılar Rifkin'i anlamadı. Peki Rifkin CHP'ye ne önerdi?...

Giriş Tarihi :05 Aralık 2022 , 16:12 Güncelleme Tarihi :05 Aralık 2022 , 16:27
İşte ithal danışman Jeremy Rifkin’in programı! CHP için ne önerdi? Almanya’yı çökerttiği enerji politikasında ısrarlı...

İÇİNDEKİLER

Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ABD ve İngiltere ziyaretlerinin ardından dillendirdiği 'vizyon' projesini 3 Aralık'ta açıkladı.

'İkinci Yüzyıla Çağrı Buluşması' adı altından gerçekleştirilen toplantı CHP yandaşlarını da hüsrana uğrattı.

KILIÇDAROĞLU'NUN DANIŞMANLARI SALONA GELMEDEN VİZYON ÇİZDİ
Kemal Kılıçdaroğlu'nun birlikte çalışacağı Jeremy Rifkin, Ufuk Akçiğit ve Daron Acemoğlu Türkiye'ye gelmeye bile tenezzül etmeden ABD'den videokonferans yöntemiyle sunum yaptı.

JEREMY RIFKIN UZUN UZUN İNGİLİZCE KONUŞTU
Kemal Kılıçdaroğlu'nun parlattığı ve en çok önemsediği isimlerden olan Almanya'nın enerji sektörünü "yeşil enerji" politikaları ile batıran ABD'li Jeremy Rifkin küresel ısınma ve iklim konusunda uzun uzun İngilizce bir sunum yaptı.

JEREMY RIFKIN NE ANLATTI BİZ YAZALIM
Salona çeviri kulaklığı dağıtılmaması sebebiyle katılımcıların birçoğu Rifkin'in ne anlattığını ve tezlerini anlamadı.

Biz kısa ve öz anlatalım... Rifkin kısaca şunları öneriyor;

*Kömür santralletini kapatın. Nükleer santral inşa etmeyin.

*Rusya'dan gaz almak yerine yeşil enerjiye yönelin

*Hayvancılığa son verin

*Özel Mülkiyeti kaldırın

* Et yemeyin

*Homo Sapiense geri dönün

Rifkin'in önerileri AB ve Almanya'ya sunduğu önerilerle aynı. Özellikle enerji meselesinde Almanya'yı batırmasına rağmen görüşlerini ısrarlı bir şekilde sürdürüyor.

EN ÇOK YAPTIĞI ÖNERİYLE ALMANYA'YI ÇÖKERTTİ
Jeremy Rifkin'in "Yeşil Enerji" politikaları, Almanya'yı enerji krizine soktu. Jeremy Rifkin'in yenilenebilir enerji ısrarı üzerine şekillenen Angela Merkel politikaları neticesinde Almanya, nükleer santrallerini kapattı.

Nükleer santralleri kapanan Almanya, tamamen yeşil enerjiye geçene kadar Rusya'dan gelen doğalgaza bağımlı oldu.

Rusya – Ukrayna Savaşı başladıktan sonra Rusya'ya karşı tavır alan Almanya, Rus gazından mahrum kaldı. Almanya'nın enerji devi Uniper iflasın eşiğinden kamulaştırma ile döndü. Binlerce Alman şirketinin iflas ettiği ve ağır sanayinin can çekiştiği ortamda Almanya, yeşil enerjiyi bir kenara bıraktı ve kömür santrallerini yeniden açtı.

FOSİL YAKIT...
Rifkin bu tezi CHP'ye yine önerdi.

3 Aralıkta'ki sunumda şu ifadelerle tezini savundu;

"Kozmetikten gıdaya, gıdadan inşaat malzemelerine, oradan ısınma ve aydınlanmaya kadar her şey fosil yakıtlarla sağlanıyor. Tam da böyle bir durumda, Rusya Ukrayna'yı işgal etti. Bu aslında enflasyonu da yükseltti, aynı şekilde fosil yakıtlarla ilgili de sorun yaşamaya başladık. Buradan nereye gideceğiz?

Müsaadenizle sizinle bir hikâye paylaşayım: Angela Merkel, Şansölye olduğunda 'İlk birkaç hafta zarfında Alman ekonomisini nasıl büyütürüz?' bağlamında benden yardım istedi. Ben de Şansölyeye şunu sordum: 'İşletmeleriniz, ikinci sanayi devrimine bağımlı yaşarken nasıl yapacaksınız?' 10 yıl öncesinden bahsediyorum aslında. Burada işgücü devrimi, finans devrimi, piyasa devrimi gibi şeyler karşımıza çıkıyor. Tüm bunlar olurken Almanya'nın sahip olduğu altyapı, eski bir altyapıydı. Daha sonra Şansölye ile yaptığımız konuşmalarda AB ve Çin'de yükselen yeni bir sanayi devriminden, iletişim devriminden bahsettik.

OKYANUSLARI KULLANMAYA BAŞLAYACAĞIZ
Önümüzdeki 20 yılda güneş ve rüzgâr enerjisini, aynı şekilde okyanusları kullanmaya başlayacağız, küresel enerji üretiminde. Dolayısıyla, milyonlarca insan halihazırda kendi enerjisini üretiyor ve ürettikleri fazlayı da şebekelere satıyorlar. Dünyanın başka bir yerinde geceyken, oraya elektrik satıyorlar. Bu da aslında daha demokratik ve duyarlı bir dünyada yaşamak anlamına geliyor.

Jeremy Rifkin, "paylaşım ekonomisi" adlı bir tezi savunuyor.

RIFKIN'IN SAVUNDUĞU TEZ: PAYLAŞIM EKONOMİSİ
Özel mülkiyetin kaldırılmasını talep eden Rifkin daha önce Alman Başbakanı Angela Merkel, Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy, Portekiz Başbakanı Jose Socrates ve Slovenya Başbakanı Janez Jansa'ya danışmanlık yapmıştı. Jeremy Rifkin, "paylaşım ekonomisi" adlı bir tezi savunuyor.

Bu teze göre zenginler hariç kimse mülkiyet sahibi olmayacak. İşçiler ve fakirler, her şeyi kiralayarak yaşayacak. Evler, odalar, cep telefonları… Her şey kiralanacak, her şey "kiralama ve paylaşım" temelli olacak. Dev şirketler hayatın her alanını ticari hale getirecek. İnsanlar, bir şeylere "abone olarak" hizmet alacak. Yani kimse ev sahibi olmayacak, telefon sahibi olmayacak yahut bir şeyler elde edemeyecek.

Abonelik ve kiralama ile kullanım hakkına sahip olunacak. Bu durum, en uç seviyede kıyafetlerin dahi kiralanması ve daha sonra geri dönüşüme verilmesi anlamına gelecek. Jeremy Rifkin, dijital dünyada birçok şeyin masrafının olmadığını, dolayısıyla en ucuza "abonelik" sistemiyle "hizmet verilebildiğini" öne sürüyor.

Bu durumun, olabilecek her sektörde yaşanabilmesi için, dijitalleşmenin tam anlamıyla sağlanmasını ve bu yolla "3. Sanayi Devrimi" dediği teorinin gerçekleşmesini savunuyor. Jeremy Rifkin'in bu tezlerinde, işçi sınıfının hiçbir gücü bulunmuyor. İşçi sınıfı, zenginlerin kârını devam ettirmek için, kendisi ile paylaşılanları kabul ediyor, tamamen şirketlerin ve zenginlerin insafına kalıyor. Devlet ise bu "sınıfsal işbirliğini korumak" görevini üstelenen bir kurum olarak kendisine yer buluyor.

DEĞİŞTİRMEK YERİNE DOĞAYA UYALIM
Doğa ile uyum içinde yaşanmasını talep eden Rifkin insanlığın 200 bin yıl önce Homo Sapiens olarak ortaya çıktığını söyleyerek, "Uzun zamandır doğayı kendimize adapte etmeye çalıştık ve bu bizi aslında yıkıma götürdü. Şimdi, şunu öğrenmenin zamanı: Biz kendi türümüzü doğaya adapte etmek ve yeni yollar bulmak zorundayız." dedi.

Rifkin "Gezegeni, kendi ihtiyaçlarımıza uydurmaya çalışmak yerine kendi türümüzü gezegene uydurmaya başlamanın da zamanı.'" ifadeleriyle tezlerini savundu.

KÜRESELCİ EMELLER: İNSAN NÜFUSUNU AZALTMALIYIZ
Jeremy Rifkin küreselci ifadeleriyle de ön plana çıkıyor. Rifkin, 'Nesnelerin İnterneti ve İşbirliği Çağı' kitabındaki "Kıtlıktan kurtulmak için insan nüfusunu azaltmalıyız." ifadesi görüşünü de açıkca belli ediyor.

Söz konusu kitapta şu ifadeler dikkat çekiyor;

"İnsan nüfusuyla gezegenimizin biyolojik kapasitesini uyumlu hale getirmek ve kıtlıktan bolluğa doğru bir sıçrama yapmak için, zenginle yoksul arasındaki ekolojik ayak izinde yaşanan büyük orantısızlığı ortadan kaldırmalı, bunu yaparken de insan nüfusunu azaltmalıyız"

KARANLIK AİLE ROCEFELLER TARAFINDAN FONLANDIĞI ORTAYA ÇIKTI
Küresel emellerle insan nüfusunun azaltılması gerektiğini talep eden Jeremy Rifkin'in tarihin en karanlık ailelerinden, küresel siyasete yön verme hedefi olan Rockefeller tarafından fonlandığı ortaya çıktı.

Jeremy Rifkin'e ait "Foundation on Economic Trends" kuruluşunun sponsorları arasında Rocefeller'in olduğu öğrenildi.

Karanlık ailenin, Rockefeller Brothers Fund, Rockefeller Family Fund, Rockefeller Philanthropy Advisors isimli kuruluşlarıyla Rifkin'i fonladığı görüldü.

KILIÇDAROĞLU ROCKEFELLER BAĞLANTILI VAKFI ZİYARET ETMİŞTİ
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu da 8 saatlik sırla döndüğü ABD ziyaretindeki temasları kapsamında, German Marshall Fund'u (Alman Marshall Vakfı) ziyaret ederek vakıf yöneticileri ile bir araya gelmişti.

Görüşmeye ilişkin CHP tarafından fotoğraf paylaşılmış ancak içeriğine ilişkin bilgi verilmemişti. Söz konusu vakfın Rockefeller'a ait vakıflar tarafından desteklendiği biliniyor. Vakıf Türkiye'de uzun yıllardır tartışılıyor. Kaos simsarı George Soros'un kurduğu Açık Toplum Vakfı tarafından da fonlanan Marshall Fund, 'ABD'ye açılan kapı' olarak da tanımlanıyor.