İthal danışman Jeremy Rifkin'in sponsoru Rockefeller çıktı! O bir şarlatan mı? CHP'ye maliyeti ne kadar olacak?

Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun 'İkinci Yüzyıl Vizyonu' adı altında etrafına topladığı isimlerle yaptığı konferans toplantısı fiyaskoyla sonuçlandı. Türkiye'ye gelmeye bile tenezzül etmeyen ABD'li danışman Jeremy Rifkin'in videokonferans yönetimi ile bir sunum yapması CHP'lilerin bile tepkisini çekti. Washingtong'dan bağlanıp 'Türkiye’nin yeni yol haritasını oluşturacağız' diyen ABD'li danışman Jeremy Rifkin ile ilgili bomba detaylar da ortaya çıktı. Küresel emellerle insan nüfusunun azaltılması gerektiğini talep eden Rifkin'in tarihin en karanlık ailelerinden Rockefeller tarafından fonlandığı öğrenildi. ABD'li danışmanın geçmişte 'Şarlatan' olarak eleştirildiği ortaya çıkarken CHP'ye maaliyeti de netleşmeye başladı. İşte detaylar...

Giriş Tarihi :05 Aralık 2022 , 10:39 Güncelleme Tarihi :05 Aralık 2022 , 13:09
İthal danışman Jeremy Rifkin’in sponsoru Rockefeller çıktı! O bir şarlatan mı? CHP’ye maliyeti ne kadar olacak?

Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu tartışılan ABD ve İngiltere ziyaretlerinin ardından sık sık dile getirdiği 'vizyon' projesini geçtiğimiz hafa sonu Türkiye'ye duyurdu.

Lütfi Kırdar Uluslararası Kongre ve Sergi Sarayı'nda 'İkinci Yüzyıla Çağrı Buluşması' adı altından gerçekleştirilen toplantı fiyasko ile sonuçlandı.

ABD'DEN 'VİZYON' ÇİZDİLER
Kemal Kılıçdaroğlu'nun danışman olarak seçtiği Jeremy Rifkin, Ufuk Akçiğit ve Daron Acemoğlu ABD'den videokonferans yöntemiyle katılarak sunu yaptı.

JEREMY RIFKIN HEYECAN YARATAMADI
Kılıçdaroğlu'nun en çok bel bağladığı isimlerden ABD'li Jeremy Rifkin küresel ısınma ve iklim konusunda uzunca İngilizce bir sunum yaptı.

FİYASKOYA DÖNDÜ
Rifkin sunumunu yaparken bir süre yayın kesildi. İzleyicilere çeviri kulaklığı dağıtılmaması partilerin tepkisine neden olurken Rifkin'in konuşmasını salondakilerin birçoğu anlamadı.

CHP'nin 'Endüstri 4.0' danışmanı Jeremy Rifkin konuşurken CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun eşi Selvi Kılıçdaroğlu'nun uyuklaması da sosyal medyada gündem olurken CHP bu durumu 'Kovid-19 testi pozitif çıktı' olarak açıkladı.

Tartışmalı sunumlar Fondaş'a yayın kestirirken, Yılmaz Özdil'den Şaban Sevinç'e kadar birçok CHP'li isim de sert eleştirilerde bulundu.

JEREMY RIFKIN'LA İLGİLİ BOMBALAR ORTAYA ÇIKTI
Kemal Kılıçdaroğlu'nun öve öve bitiremediği ve en çok bel bağladığı isimlerden olan Jeremy Rifkin salonda heyecan yaratamazken ithal danışman ile ilgili bomba detaylar da ortaya çıkmaya devam ediyor.

Eski Almanya Başbakanı Angela Merkel'e danışmanlık yaptığı bilinen ve Almanya'da enerji krizine neden olan Rifkin'in yenilenebilir enerji politikalarının hayata geçirilmesi neticesinde Almanya, nükleer santrallerini kapatmıştı. Santralleri kapanan Almanya, Rusya'dan gelen doğalgaza bağımlı oldu.


*Jeremy Rifkin

RIFKIN'IN SAVUNDUĞU TEZ
Rifkin daha önce Alman Başbakanı Angela Merkel, Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy, Portekiz Başbakanı Jose Socrates ve Slovenya Başbakanı Janez Jansa'ya danışmanlık yapmıştı. Jeremy Rifkin, "paylaşım ekonomisi" adlı bir tezi savunuyor.

Bu teze göre zenginler hariç kimse mülkiyet sahibi olmayacak. İşçiler ve fakirler, her şeyi kiralayarak yaşayacak. Evler, odalar, cep telefonları… Her şey kiralanacak, her şey "kiralama ve paylaşım" temelli olacak. Dev şirketler hayatın her alanını ticari hale getirecek. İnsanlar, bir şeylere "abone olarak" hizmet alacak. Yani kimse ev sahibi olmayacak, telefon sahibi olmayacak yahut bir şeyler elde edemeyecek.

Abonelik ve kiralama ile kullanım hakkına sahip olunacak. Bu durum, en uç seviyede kıyafetlerin dahi kiralanması ve daha sonra geri dönüşüme verilmesi anlamına gelecek. Jeremy Rifkin, dijital dünyada birçok şeyin masrafının olmadığını, dolayısıyla en ucuza "abonelik" sistemiyle "hizmet verilebildiğini" öne sürüyor.

Bu durumun, olabilecek her sektörde yaşanabilmesi için, dijitalleşmenin tam anlamıyla sağlanmasını ve bu yolla "3. Sanayi Devrimi" dediği teorinin gerçekleşmesini savunuyor. Jeremy Rifkin'in bu tezlerinde, işçi sınıfının hiçbir gücü bulunmuyor. İşçi sınıfı, zenginlerin kârını devam ettirmek için, kendisi ile paylaşılanları kabul ediyor, tamamen şirketlerin ve zenginlerin insafına kalıyor. Devlet ise bu "sınıfsal işbirliğini korumak" görevini üstelenen bir kurum olarak kendisine yer buluyor.

KILIÇDAROĞLU'NUN SÖYLEMLERİYLE ÇELİŞİYOR
Jeremy Rifkin, neo-liberalizmin çöktüğünü söylüyor ancak alternatif olarak daha güçlü bir kapitalizm için "paylaşım ekonomisi" modelini savunuyor. Yani neo-liberalizme alternatif olarak, başka bir liberalizm modeli öngörüyor. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, yaptığı mitinglerde birçok defa neo-liberalizme karşı olduğunu açıklamıştı.

KÜRESELCİ EMELLER: İNSAN NÜFUSUNU AZALTMALIYIZ
Jeremy Rifkin küreselci ifadeleriyle de ön plana çıkıyor. Rifkin, 'Nesnelerin İnterneti ve İşbirliği Çağı' kitabındaki "Kıtlıktan kurtulmak için insan nüfusunu azaltmalıyız." ifadesi görüşünü de açıkca belli ediyor.

Söz konusu kitapta şu ifadeler dikkat çekiyor;

"İnsan nüfusuyla gezegenimizin biyolojik kapasitesini uyumlu hale getirmek ve kıtlıktan bolluğa doğru bir sıçrama yapmak için, zenginle yoksul arasındaki ekolojik ayak izinde yaşanan büyük orantısızlığı ortadan kaldırmalı, bunu yaparken de insan nüfusunu azaltmalıyız"

KARANLIK AİLE ROCEFELLER TARAFINDAN FONLANDIĞI ORTAYA ÇIKTI
Küresel emellerle insan nüfusunun azaltılması gerektiğini talep eden Jeremy Rifkin'in tarihin en karanlık ailelerinden, küresel siyasete yön verme hedefi olan Rockefeller tarafından fonlandığı ortaya çıktı.

Jeremy Rifkin'e ait "Foundation on Economic Trends" kuruluşunun sponsorları arasında Rocefeller'in olduğu öğrenildi.

Karanlık ailenin, Rockefeller Brothers Fund, Rockefeller Family Fund, Rockefeller Philanthropy Advisors isimli kuruluşlarıyla Rifkin'i fonladığı görüldü.

KILIÇDAROĞLU ROCKEFELLER BAĞLANTILI VAKFI ZİYARET ETMİŞTİ
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu da 8 saatlik sırla döndüğü ABD ziyaretindeki temasları kapsamında, German Marshall Fund'u (Alman Marshall Vakfı) ziyaret ederek vakıf yöneticileri ile bir araya gelmişti.

Görüşmeye ilişkin CHP tarafından fotoğraf paylaşılmış ancak içeriğine ilişkin bilgi verilmemişti. Söz konusu vakfın Rockefeller'a ait vakıflar tarafından desteklendiği biliniyor. Vakıf Türkiye'de uzun yıllardır tartışılıyor. Kaos simsarı George Soros'un kurduğu Açık Toplum Vakfı tarafından da fonlanan Marshall Fund, 'ABD'ye açılan kapı' olarak da tanımlanıyor.

Kılıçdaroğlu'nun söz konusu temaslar sonrası Rockefeller bağlantılı Rifkin'i danışman seçmesi dikkat çekerken Rifkin'le ilgili bombalar bununla sınırlı değil.

BATIL İNANÇ SATICISI
Kılıçdaroğlu ne kadar 'bilim' dese de Rifkin, aktivistler hakkında detaylı analizler yapan 'Activist Facts' isimli platformda 'Batıl inançların satıcısı' olarak tanımlanıyor.

Rifkin, 1977 yılından itibaren etkisi artan biyoteknoloji çalışmalarına tepki göstermeye başladı. Rifkin'e göre DNA konularında yapılan araştırmalar ve biyoteknolojik deneyler iptal edilmeliydi.

Rifkin bu tezi için birçok toplantı yapıp temas kurarken New York Times'ta "Genetik mühendisliğine savaş açan aktivist." olarak nitelendi.

"SADECE KİŞİSEL ŞÖHRET PEŞİNDE"
Rifkin'in çıkışları o çıkışları yaptığı dönem bilim alanında herhangi bir uzmanlığının olmamasına rağmen böyle bir tutum alması Nobel ödüllü biyoloji uzmanı MIT profesörü David Baltimore tarafından "Konuştuğu şey hakkında hiçbir fikri yok. Sadece kişisel şöhret peşinde" ifadeleriyle eleştirildi.

Baltimore, MIT Technology Review'un Ekim 1983 sayısında yine Rifkin'i şöyle eleştirdi;

"Bence Rifkin, biyoteknolojide olup biten her şeyi durdurmaya çalışıyor. Bu yüzden önemsiz düşüncelere odaklanıyor..."

Norton Zinder, Rifkin'e "salak ve şarlatan" dedi.

"KIYAMET İSTİSMARCISI"
The American Spectator'ın Nisan 1993 sayısında Hukuk Profesörü Jonathan Adler, Rifkin'i "Korkunç derecede yanlış tahminler sunma sanatını bir yazlık endüstrisine dönüştürdüğü için kıyamet istismarcısı" olarak tanımladı.

Adler, "Her yıl öngörülen felaketler gerçekleşmiyor ve her yıl korkunç tahminlerin bir sonraki turu, cazip başlıklarla şaşırtıcı hikayeler üretmek için çaresiz bir çevre basını tarafından hevesle benimseniyor." dedi.

CHP'YE MALİYETİ NE OLACAK
Peki Rocefeller tarafından fonlanan ve bilim insanları tarafından eleştirilen Rifkin'in CHP'ye maliyeti ne kadar olacak. Takvim.com.tr Rifkin'in CHP'den sunumu için 100 bin dolaraka yakın bir para alacağını yazmıştı.

YILLIK 1 MİLYON DOLARI BULUYOR
Konuya ilişkin Hürriyet Yazarı, Abdülkadir Selvi de bir yazı kaleme aldı. Selvi Rifkin'in alacağı paraya ilişkin şunları yazdı;

"Rifkin'in bu tür sunumlar için günlük ortalama 20 bin dolar ücret aldığı söyleniyor. Artı masraflar... Uçak, otel gibi harcamaların karşılanması gerekiyormuş. Kılıçdaroğlu ile ne kadara anlaştı, orasını bilemiyorum ama aylık 5 sunum yapsa yıllık 1 milyon dolara denk geliyor. Doğrusu Rifkin'i heyecanlandıracak bir ücret. Çünkü her ağzını açtığında kronometre işleyip para yazacak."

ROCKEFELLER AİLESİ
Küresel siyasete yön veren ailelere baktığımızda karşımıza ilk çıkan ilk isim: Rockefeller. Bu ailenin sırlarla dolu geçmişi ve bu güce nasıl eriştikleri de herkes tarafından merak ediliyor.

İşte tarihin en karanlık ailesi Rockefeller'ların merak edilen geçmişi...

Rockefeller ailesi, kendi emeğiyle zengin olmuş bir aile değil. Duluth, Mesaba ve Northern demir yollarına sahip olmaları, başka insanların parasını çalarak mümkün oldu. Demir yollarının esas sahipleri 1911 yılında rayların inşasını bitirdiğinde, istasyonları yapmak için paraya ihtiyaçları vardı ve Rockefeller ailesi bunun için bağışta bulundu. Ancak iki ay sonrasında, Rockefellerlar parayı 24 saat içerisinde geri istediğini söyledi ve demir yolu sahipleri bu parayı ödeyemeyince demir yollarının kontrolü ederinin çok altında bir ücrete Rockefeller ailesine geçti…

AMERİKA'DA DOĞAN İMPARATORLUK
Rockefeller ailesi 1800'lü yılların ortalarında John D. Rockefeller tarafından kuruldu. John D. Rockefeller bir şirkete muhasebeci olarak girdi, kısa süre içerisinde sivrilerek muhasebeci olarak girdiği şirketin ortağı oldu. Sonrasında bir arkadaşı ile birlikte Clark and Rockefeller Co. ismindeki ilk şirketini kurdu. Şirket Amerikan iç savaşı esnasında büyüdü ve gelişti. Savaş esnasında petrolün önemini ve ileride çok değerli bir maden olacağını sezinleyen John D. Rockefeller , 1863 yılında efsanevi petrol şirketi Standart Oil'i kurdu. Kardeşi William ile birlikte Amerikan petrol piyasasının tek hâkimi olmayı amaçladı. Çeşitli yollarla petrolün trenlerle taşınması noktasında en uygun tarifeyi elde etti. Rakip petrol firmalarının petrolü taşıyamamaları için demir yolu şirketlerine tazminatlar ödedi.


Fotoğraf: John D. Rockefeller

1874 yılında Cleveland'daki 26 bağımsız rafinericiye, kendisiyle birleşmesini önerdi. Yirmi bir rafinerici bu öneriyi kabul etti. Birlikte National Rafinery Association'u kurdu. Kısa süre sonra demiryollarını da sahiplenen Rockefeller, böylece 10 yıl içinde birçok petrol kuyusu işletmecisini kendisine bağladığı gibi rakiplerini de aynı fiyatla petrol satmaya zorlayarak iflas etmelerine yol açtı.

Suikaste kurban gitme korkusuyla evlerinde dâhi onlarca koruma barındıran aile, Amerikan tarihine bir leke olarak düşen pek çok uygulamanın sahibi. 1896 yılında suikaste uğradı ve bundan sağ çıkmayı başardı. Bu arada petrol çıkarma ve taşıma işlerinde yenilikler yaptı. 1982'de Amerika'nın ilk gerçek milyoneri oldu.

HER ÇALIŞANIN KENDİ DEĞERİ KADAR MAAŞ ALMASI
1882 içinde "Standard Oil Trust" kuruldu. Petrol alanında ABD'nin en büyük şirketler topluluğu idi. Petrol çıkarılmasında yeni teknikler geliştirilmesini sağladı. Gazyağı fiyatlarının yüzde 80 aşağı çekerek aynı işi yapan rakiplerinin iflas etmesini sağladı.

John D. Rockefeller, altında çalışan işçilerin ne durumda olduğuyla pek az ilgilendi ve o dönemde tüm halkın bu durumdan haberi vardı. Harvey Pratt Judson, 1913 yılında aile adına yaptığı bir açıklamayla, Rockefellerlar'ın asgari bir ücrete karşı çıktığını, her çalışanın kendi değeri kadar maaş almasını uygun gördüklerini belirtti. Bu ücretler işçilerin yaşamını sürdüremeyeceği kadar düşük olsa bile...

Rockefeller'in sınır tanımaz zengin olma hevesleri dizginlenemedi. Ama kendisine karşı rakiplerinin açtığı basın kampanyaları sonucu 1911 yılında ABD Yüksek Mahkemesi, Standard tröstünün bir tek kişinin tekelinde olmasına son veren yasayı uygulamaya koydu.

ABD'DE ÜRETİLEN PETROLÜ TEK BAŞINA KONTROL EDİYORDU
Aynı yıl ABD'de üretilen petrolün yüzde 64'ünü tek başına kontrol ediyordu. Anti-Trust yasasının uygulanması ile birlikte Standard şirketi parçalandı ve 34 şirket ortaya çıktı. Ama en büyükleri 6 kız kardeş olarak isimlendirilen "Conoco" adını alan Continental Petrol, "Amacon" adını alan İndiana Standard, "Chevron" adını alan Kaliforniya Standard, "Exxon" adını alan New-Jersey Standard, "Mobil" adını alan New-York Standard, "Sohio" adını alan Ohio Standard idi

LUDLOW KATLİAMI VE YALAN HABERLER
Aile, Amerikan tarihine bir leke olarak düşen pek çok uygulamanın sahibiydi. Bunlardan birisi de Ludlow katliamıydı. Lodlow madencileri 1914 yılında çok zor şartlar altında çalışıyorlardı. Madende çalışmak çok tehlikeliydi ve işçiler emeklerinin çok çok altında ücretlere çalıştırılıyordu. Üstelik ödemeler Amerikan dolarıyla yapılmıyor, verilen para yalnızca madenci kamplarında bulunan dükkânlarda harcanabiliyordu. Kısacası madenciler yaşamsal ihtiyaçlarını yalnızca madenin sahibi olan Rockefeller Jr.'dan satın alabiliyorlardı.

İnsanlık dışı şartlar altında çalıştırılan madenciler bir süre sonra grev kararı aldı ve Rockefeller Jr. bunun üzerine eli silahlı adamlarını devreye sokarak işçileri madende çalışmaya zorladı. Madenci aileleri evlerinden çıkarılarak bir çadırda yaşamak zorunda bırakıldı ve çadır bir gece makineli silahlarla tarandıktan sonra ateşe verildi. Olayda 2 kadın ve 11 çocuk yaşamını yitirdi.

Ludlow katliamında hayatta kalmayı başaran madenci aileleri, Rockefeller Jr.'ın adamları tarafından öldürüleceklerini düşündükleri için korku içinde yaşamaya başladılar. Madencileri destekleyen bir isim olan Don MacGregor, madene yaptığı bir ziyarette kadın ve çocukların bir yabancı gördüklerinde nasıl korkuyla kaçıştıklarını anlatır. Ludlow katliamından sonra aile, bir reklamcı tuttu ve ailelerinin Amerika'ya getirdiği faydaları yazan bir ticaret dergisi başlattılar. 1915 yılında Hearst Press ile anlaşan aile, kendileri hakkında yüceltici makaleler yayımlattılar ve onlara karşı çıkan herkesi susturdular.

YÖNLENDİRİLMİŞ EĞİTİM
John D. Rockefeller Jr., 1915 yılında ailesine ait madenlerden bir tanesini ziyaret etmek üzere Colorado'ya gitti. Madeni gezdikten sonra gece vakti dönemeyecek kadar yoruldu ve geceyi maden yöneticilerinden birinin kulübesinde geçirmeye karar verdi. Rockefeller Jr., günde 12 saat çalışmalarına rağmen ailenin oldukça kötü şartlar altında yaşadığına şahit oldu. Ertesi gün madene geri dönen Rockefeller Jr., madencilerden oldukça kötü muamele gördü ve madeni terk etti.

John D. Rockefeller, halkın zihnini kontrol etmek için yüksek öğrenim kurumlarına büyük bağışlar yaptı. Aileye ait Rockefeller Vakfı, öğrencilere "güvenli ve muhafazakâr bir eğitim" sunmayı kabul eden akademisyenlere bağışta bulundu ve Rockefeller İmparatorluğu'na faydalı olacak düşünceleri yaymayı kabul eden profesörlerin maaşlarına zam yaptı.

BENZİN FİYATLARINA GELEN AŞIRI ZAMLAR
1916 yılında servetine servet katmakta olan ailenin kazançları nasılsa vergilerden muaftı. Kaldı ki o dönemde ailenin parasını yönetmekte olan John D. Rockefeller, bağışlanması beklenen paraların tümünü kendi çıkarları için kullanıyor, böylece en basit anlamıyla vergi kaçakçılığı yapıyordu.

Amerikan Meclisi, 1916 yılında John D. Rockefeller'dan benzin fiyatlarına gelen aşırı zamlara bir açıklama getirmesini istedi. Sorgulanmaktan rahatsız olan Rockefeller'ın verdiği cevap ise, bunun bir arz-talep meselesi olduğuydu. Bu dönemde gazeteler, Rockefeller ailesinin bu mağdur tavrını iğneleyici yazılarla eleştirdi. "Dürüst bir adamın dertleri" adı verilen meşhur bir yazıda, meclisin Rockefeller ailesinin üstüne gelmemesi ve ailenin yükünü azaltması gerektiği yazılarak Rockefellerlar'ın acımasız politikaları eleştirildi. Aile şu an dünyanın en zengin ve en nüfuzlu ailesi olarak gösteriliyor.

ŞİRKETLERİ VE KONTROL ETTİĞİ SERVET
101 yaşında ölen David Rockefeller, ölünce 912 milyon dolar servet bıraktı. Böylece insanlık tarihinin en zenginleri listesinde birinci oldular. Rockefeller Ailesi, John Davison Rockefeller'in ölümünden sonra da gelişmeye devam etti. Aile bankacılığa el attı ve Chase Manhattan Bank ile bankacılık sektörüne girdi ve ABD'de dev haline geldi. Banka daha sonra ünlü yatırım devi J.P Morgan ile birleşerek J.P Morgan and Chase adını alsa da kontrolü Rockefeller Ailesi'nde kaldı.


Fotoğraf: David Rockefeller

Sadece finans ve para piyasasında kalmadılar. Petrolden endüstriye çok geniş bir alana yayılmış ve oldukça güçlü bir sermayenin sahibi olmuşlardır. Özellikle petrol alanında tam bir dev ve tröst haline gelmişlerdir ve Amerika'nın en önemli petrol şirketleri onların elindedir.

Aile tüm bunların yanı sıra birçok yardım kurumu ve binlerce vakıf açtı. Kendi mal ve gelirleri bu vakıflar ve emanetçi kuruluşlar aracılığı ile yönetiliyor. Bunun nedeni ise ABD'de vakıflardan hemen hemen hiç vergi alınmaması. En bilinen yardım kuruluşları Chicago Üniversitesi, Tıp Araştırma Enstitüsü en ihtişamlı yapılan New York'taki ünlü Rockefeller Center'dır.

Halen Exxon-Mobile, Chevron, Citi Group, J.P Morgan and Chase en çok bilinen ve tanınan Rockefeller Ailesi şirketleridir. Aile'nin Beyaz Saray için stratejiler hazırlayan ve ABD'nin en önemli thik-tank kuruluşlarından birisi olan Rockefeller Vakfı adıyla bir vakıfları da bulunmaktadır.

Rockefeller Ailesi'nin kontrol ettiği para konusunda kesin bir tahmin yapılamamakla birlikte 15 trilyon dolar civarında bir rakam söz ediliyor. Rockefeller Ailesi'nin sadece New York'ta bir trilyon dolarlık gayrimenkulü olduğu biliniyor.

TAKVİM UYGULAMASINI İNDİRMEK İÇİN TIKLAYIN