Başkan ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Rusya-Türkiye-Suriye olarak bir süreç başlattık. İnşallah dışişleri bakanlarımızı yine üçlü olarak bir araya getireceğiz. Daha sonra da gelişmelere göre liderler olarak bir araya geleceğiz." dedi.
Erdoğan, parti genel merkezinde düzenlenen AK Parti Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı'nda, Türkiye'nin makroekonomik görünümüne bakıldığında 2012, 2013 ve 2014 yıllarında hedeflerine uygun bir zirve yaptığının görüldüğünü belirtti.
Başkan Erdoğan, "Demokraside sessiz devrimlerle milletimizin her kesiminin hak ve özgürlük taleplerini karşıladığımız, yaptığımız yatırımlarla asırlık ihmalleri giderdiğimiz, sergilediğimiz başarılı yönetimle ülkemizi hızla kalkındırdığımız bir dönemden söz ediyoruz. Milli gelirimizden enflasyona, faiz oranlarından büyük projelerin ritmine kadar her alanda tarihi bir yükseliş yakalamıştık. Dünyanın en büyük 10 ekonomisi hedefimize emin adımlarla ilerlediğimiz bu süreçte, bir anda önümüze akılla, izanla, mantıkla, siyasi ve sosyal gerekçelerle açıklanamayacak hadiseler çıkmaya başladı." diye konuştu.
Gezi olayları bahanesiyle önlerine konulan taleplerin bile tek başına alenen ve resmen Türkiye'ye "Dur" ikazı niteliğinde olduğuna dikkati çeken Erdoğan, şunları kaydetti:
"Biz bu resti görüp, yolumuza devam edince 17-25 Aralık yargı-emniyet darbe girişimiyle ülkenin meşru yönetimini devirmeye yönelik kumpas devreye sokuldu. Milletimizle birlikte bu kumpası da akamete uğratınca, çukur eylemleriyle vatan topraklarının bütünlüğüne saldırdılar. Kahraman güvenlik güçlerimizle, teröristleri açtıkları çukurlara gömünce sınırlarımızı ve şehirlerimizi hedef aldılar. Tehditleri kaynağında yok etme stratejisiyle yeni güvenlik konseptimizi hayata geçirerek, ardı ardına yaptığımız harekatlarla bu oyunu da bozduk. Ordu içine sızdırdıkları hainler vasıtasıyla başlattıkları 15 Temmuz darbe girişimi de milletimizin sinesine çarpıp, akamete uğradı."
"RUSYA, AFRİKA ÜLKELERİNE BİLABEDEL TAHIL VERMEYE HAZIR"
Başkan Erdoğan, yönetim sistemini değiştirip mücadeleyi bir üst seviyeye çıkartmaları üzerine Türkiye ekonomisini çökertme tehdidine maruz kaldıklarını belirterek, şöyle devam etti:
"Aldığımız tedbirler ve hayata geçirdiğimiz mekanizmalarla bu meseleyi de hal yoluna koyarken, bu defa tüm dünyayı etkileyen krizlerin rüzgarı esmeye başladı. Kovid-19 salgını ile başlayan süreç, uzunca bir süredir bizi köşeye sıkıştırmaya, sinsi yol ve yöntemlerle diz çöktürmeye çalışanların aslında ne kadar kırılgan bir siyasi, sosyal, ekonomik, güvenlik mimarisine sahip olduğunu gösterdi. Rusya-Ukrayna Savaşı ile genişleyen kriz, gelişmiş diye tabir edilen ülkelerin kendi güvenlik ve refahları dışında hiçbir şeyi umursamadıklarını, bunu korumak için her yola başvuracaklarını bir kez daha ispatladı."
Bu sabah Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile bir görüşme gerçekleştirdiğini duyuran Erdoğan, şu bilgileri paylaştı:
"Etraflıca Rusya-Ukrayna Savaşını ele aldık. Bunun yanında bölgede neler yapabileceğimizi konuştuk. Türkiye-Rusya ilişkilerini değerlendirdik. Suriye'deki gelişmeler. Rusya-Türkiye-Suriye olarak istihbarat, savunma bakanlarımızın Moskova'da bir araya gelişleriyle bir süreç başlattık. Ardından inşallah dışişleri bakanlarımızı yine üçlü olarak bir araya getireceğiz. Daha sonra da gelişmelere göre liderler olarak bir araya geleceğiz. Derdimiz bölgedeki sükuneti, suhuleti sağlamak, bölgede barışı egemen kılmak.
Bugün yine biraz sonra izninizi alacağım, Zelenskiy ile bir görüşmem olacak. Bu görüşmede de aynı şekilde Sayın Putin ile yaptığımız görüşmeler ve Rusya-Ukrayna ilişkilerini daha yumuşak zemine nasıl oturtabiliriz, bunları görüşeceğiz. Tahıl koridorunu görüşeceğiz. Amonyak olayını görüşeceğiz, gübre olayını görüşeceğiz ve fakir Afrika ülkelerine bilabedel Rusya, tahıl verme noktasında hazır olduğunu Sayın Putin yine söyledi. Biz de bu tahılı alıp, bunları fabrikalarımızda öğüterek una çevirmek suretiyle bu az gelişmiş Afrika ülkelerine bunları göndermenin gayreti içerisinde olacağız."
"MÜCADELEYİ HİÇ BIRAKMADIK, DURUŞUMUZDAN HİÇ TAVİZ VERMEDİK"
Küresel üretim ve tedarik zincirlerindeki aksamanın ortaya çıkardığı boşluğu, yatırım, istihdam, üretim, ihracat ve cari fazla yoluyla büyümeyi sağlayan bir Türkiye için kullanacaklarını ifade eden Erdoğan, "Küresel ekonomik işleyişi bozmanın ötesinde barışı da tehdit eden Rusya-Ukrayna Savaşında izlediğimiz dengeli ve hakkaniyetli siyasetle bölgedeki ateşin genişlemesini engelledik." dedi.
Kuruluşunu ve işleyişini temin ettikleri tahıl koridoru sayesinde tüm dünyayı büyük bir açlık tehdidinin pençesinden kurtardıklarını vurgulayan Erdoğan, "Esir değişimine de vesile olan aracılık faaliyetlerimizle hem insani bir görevi yerine getirdik hem de barış umutlarının canlı kalmasını sağladık." ifadelerini kullandı.
Bu arada faiz ve kur sistemindeki dengesizliğin faturasını, yüksek enflasyon ve hayat pahalılığı olarak ödedikleri bir dönemi de yaşadıklarını dile getiren Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bir yandan ülkemizin büyüme, kalkınma, gelişme seyrini kesintisiz sürdürecek politikaları, diğer yandan da insanımızı hayat pahalılığına ezdirmeyecek tedbirleri uyguladığımız bir yılı geride bıraktık. Tüm bu çalışmaları yürütürken, elbette sancıların, sıkıntıların, belirsizliklerin üzerimize kara bulut gibi çöktüğü günler de oldu ama mücadeleyi hiç bırakmadık, duruşumuzdan hiç taviz vermedik. Maruz kaldığımız tüm telkinlere ve hatta baskılara rağmen kendi özgün politikalarımızı hayata geçirmekte kararlı davrandık. Tercihimizi yatırım, istihdam, üretim, ihracat ve cari fazla yoluyla ülkemizi büyütme yönünde yapmış olmaktan çok çok memnunuz."
Başkan ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, "'Ayasofya'yı açacağız.' dedik; açtık, 'Savunma sanayimizde ülkemizi dışa bağımlılıktan kurtaracağız.' dedik; kurtardık, İHA'ları, SİHA'ları, Akıncı'yı, Kızılelma'yı yaptık mı, yaptık. Dünya medyası bunları yazıyor, çiziyor, her yönüyle ortaya koyuyor ama bizdekilerde göz var görmüyor, kulak var duymuyor." dedi.
Erdoğan, parti genel merkezinde düzenlenen AK Parti Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, istihdamdan ihracata her başlıkta aldıkları başarılı sonuçların yaptıkları fedakarlıkların ve verdikleri emeklerin boşa gitmediğinin göstergesi olduğunu söyledi.
Pazartesi günü yapılacak kabine toplantısının ardından bu sürecin ekonomik boyutunu tekrar millete anlatacağını belirten Erdoğan, AK Parti il başkanlarından, AK Parti'nin "Cesaret edilemez." denilen her şeye cesaretle girişen, "Yapamaz." denilen her şeyi yapan, "Başaramaz." denilen her şeyi başaran velhasıl millete verdiği her sözü tutan bir parti olduğu gerçeğini bıkmadan, usanmadan anlatmayı sürdürmelerini istedi.
Erdoğan, muhalefet partilerinin temsilcilerinin, yapılamayacağını iddia ettiği bazı yatırım ve düzenlemelerin hayata geçirildiğini gösteren bir video izletti.
"BİZİM GÖREVİMİZ, YALAN DEĞİL İCRAATTIR"
Videonun ardından "Evet, AK Parti budur." diyen Erdoğan, şöyle devam etti:
"(Togg için) Nerede diyor? Adres Gemlik. Bay Kemal, lütfeder de Gemlik'e gidersen sana rehberlik edecek kişiler de görevlendirebiliriz ama Sanayi ve Teknoloji Bakanı'mı da göndermem lazım. Fakat ondan da çok korktu mu ne yaptı, 'O gelirse gelmem.' demiş. Öbürü 'Oraya (Büyük Çamlıca Camisi) 60 bin kişi gelirse.' diyor, 'Bir kere doldursunlar elini öperim.' diyor. Biz öyle herkese el öptürmeyiz ama Büyük Çamlıca Camimiz nice defalar 60 binleri ağırladı. Hamdolsun. Bu zattan bu ifadeyi duymamız bizi çok üzmüştür. Yani bunu o masanın etrafında birileri söyleyebilir ama onun söylemesine akıl kar erdiremedik, yazıklar olsun. Öbürü de çıkmış, 'Erdoğan Ayasofya'yı açamaz' diyor. Açtık, ne yapacaksın şimdi? Aslında Meral Hanım bizi gayet iyi tanır, iyi bilir de bu lafı nasıl etti ben onu anlamadım. Meral Hanım, şu anda cami, müze değil. Şöyle bir teşrif edersen isabetli olur ve Ayasofya'yı bu haliyle de görmüş olursun. Bizim görevimiz, yalan değil bizim görevimiz, icraattır, dürüstlüktür ve yapılamayanları Allah'ın izniyle yapmaktır."
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun "Bir tane eserleri yok." dediğini anımsatan Erdoğan, şu ifadeleri kullandı:
"Sen İzmir milletvekili değil misin? İzmir'in yollarını kim yaptı? Hiç olmazsa Türkiye'yi dolaşmıyorsun, İzmir'e de mi gitmiyorsun? Yani 7-7,5 saatte gidilen İzmir'e şu anda 3 saat 15 dakikada arabayla gidiliyor. Bundan da mı haberin yok. Sabuncubeli Tüneli'ni açtık, o tünelden de mi geçmedin? Bunlarda yalan yenilir yutulur gibi değil. Ne derse desinler, şimdi ben İzmir milletvekillerime sesleniyorum, arkadaş daha çok çalışacaksınız, daha çok çalışacaksınız ve bunu tüm İzmirli kardeşlerimize anlatacaksınız. Bunların yalanlarına İzmirli, Manisalı vatandaşların artık daha fazla esir olmamaları gerekir. Bunları bölgenin milletvekilleri olarak anlatmak durumundayız. Bunlarla bu yolculukta biz evelallah öyle bir yarışa gireriz ki bizi yakalayamazlar. Bizler yapıyoruz, yaparız, onlar ya seyreder ya konuşur ya iftira atar. 'Ayasofya'yı açacağız' dedik, açtık, 'Savunma sanayimizde ülkemizi dışa bağımlılıktan kurtaracağız' dedik, kurtardık, İHA'ları, SİHA'ları, Akıncı'yı, Kızılelma'yı yaptık mı, yaptık. Dünya medyası bunları yazıyor, çiziyor, her yönüyle ortaya koyuyor ama bizdekilerde göz var görmüyor, kulak var duymuyor çünkü kalpleri mühürlü. Onun için bunları anlatmak durumundayız."
"BAY KEMAL, PARAYI, FİNANSMANI YÖNETMENİN YOLLARI VAR"
Kılıçdaroğlu'nun, şehir hastanelerinin bütçeye getireceğini iddia ettiği yükle ilgili eleştirilerine değinen Erdoğan, Kılıçdaroğlu'nun bütçe tekniğinden haberinin olmadığını ve her şeyin bütçeyle yapıldığını zannettiğini ifade etti. Erdoğan, şunları kaydetti:
"Bay Kemal, parayı, finansmanı yönetmenin yolları var. Onun için işte PPP diyoruz. Ne demek o? Kamu-özel işbirliği. Bunu biz yaptık mı? Yaptık. Milli bütçeden ortaya para koymadan bu yatırımları gerçekleştirdik mi? Gerçekleştirdik. Bu şehir hastanelerini yapan firmalar yatırımı kendileri yaptılar, biz kendilerine yaptıkları iş karşılığında ne yapıyoruz, ödeme yapıyoruz. Eğer bunları biz milli bütçeden yapmaya kalksaydık şöyle bir faiz hesaplaması yapmaya kalkın bunun faizini bile ödeyemezsin. Biz hiç o yollara başvurmadık. Sadece şehir hastanelerinde değil tüm yollarda, viyadüklerde, havalimanlarında aynı uygulamayı yaptık. Onun için de ülkemizi ne yaptık, adeta bir uçuşa kaldırdık.