Küresel çetenin 14 Mayıs hazımsızlığı: 10 yıllık hesaplaşma! Seçimlerde dikkat çeken IMF detayı: Türkiye'nin borcu 14 Mayıs 2013'te kapandı

Son dakika haberi! Başkan Recep Tayyip Erdoğan'ın seçimin tarihini 14 Mayıs 2023 olarak açıklamasının ardından küresel çete saldırılarını artırdı. 14 Mayıs öylesine şifrelerle dolu ki, Adnan Menderes'in 73 yıl önce demokratik zaferinin yıldönümü olması dışında, küresel çete için de mesaj yüklü bir tarih. Türkiye IMF'ye olan borcunu son kuruşuna kadar ödeyerek boyunduruk altından kurtuldu. 14 Mayıs 2023 tarihi IMF'ye borcun sıfırlanmasının 10. yılı. 14 Mayıs 2013 tarihinden 2 hafta sonra Türkiye'ye karşı sokak eylemleri ve ekonomik saldırılar başlamış ve yıllarca farklı yollarla Türk ekonomisi hedef alınmıştı. İşte 14 Mayıs tarihindeki seçimlerde dikkat çeken IMF detayı.

Giriş Tarihi :19 Ocak 2023 , 16:58 Güncelleme Tarihi :19 Ocak 2023 , 17:01
Küresel çetenin 14 Mayıs hazımsızlığı: 10 yıllık hesaplaşma! Seçimlerde dikkat çeken IMF detayı: Türkiye’nin borcu 14 Mayıs 2013’te kapandı

Başkan Recep Tayyip Erdoğan, TBMM'deki AK Parti grup toplantısında, "Milletimiz 73 yıl sonra bir kez daha aynı gün, altılı masa diyerek karşımıza çıkan bu darbe şakşakçılarına, bu kifayetsiz muhterislere, bu müstemleke heveslilerine 'yeter' diyecektir." diyerek seçimin 14 Mayıs 2023'te yapılacağını işaret etmişti.

BAŞKAN ERDOĞAN'DAN SEÇİM AÇIKLAMASI | VİDEO İZLE

Başkan Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Rahmetli Menderes 14 Mayıs 1950'de 'Yeter söz milletindir.' diyerek milletin gönlüne girmiş ve sandıktan ezici bir zaferle çıkmıştı. Aynı şekilde rahmetli Özal, darbenin gölgesinde girdiği seçimde 'Türkiye'ye çağ atlatma' vaadiyle önemli bir başarı kazanmıştı. Biz de 'Artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak.' diyerek özgürlük ve refah özlemi içindeki milletimizin büyük desteği ile hükümete gelmiştik. Şimdi de 'Yeter söz de karar da gelecek de milletindir.' diyerek 2023'te milletimizin desteğine talibiz. Sözü de kararı da geleceğini tayin hakkını da milletimize bırakmak istemeyen vesayet heveslilerine rağmen Türkiye Yüzyılı'nı başlatacağız. Milletimiz 73 yıl sonra bir kez daha aynı gün, altılı masa diyerek karşımıza çıkan bu darbe şakşakçılarına, bu kifayetsiz muhterislere, bu müstemleke heveslilerine 'yeter' diyecektir.

KÜRESEL ÇETENİN PARALI KÖLELERİ HAREKETE GEÇTİ
Başkan Erdoğan'ın 14 Mayıs 2023 tarihini açıklamasının ardından saldırıya geçen küresel çetenin paralı köleleri saldırıya geçti.

ABD'nin en ünlü gazetelerinden Wall Street Journal'da (WSJ) bugün yayınlanan haberde Başkan Erdoğan bu kez de HDP ve Ekrem İmamoğlu üzerinden hedef alındı. Erdoğan'ın seçimleri kazanmak için "hileye" başvuracağının ima edildiği yazıda Avrupa ve ABD'nin buna sessiz kalmayacağı belirtildi.

BATI MEDYASI BOŞ DURMUYOR
WSJ'nin algı dolu haberi öncesi geçtiğimiz günlerde Washington Post, Bloomberg ve Financial Times'ta da benzer içerikte yazılar çıkmıştı. Çıkan yazılar "Küresel çete"nin masanın üzerindeki etkilerini gözler önüne serer nitelikte.

BOLTON DA TÜRKİYE'Yİ HEDEF ALDI
Beyaz Saray eski Ulusal Güvenlik Danışmanı John Bolton, daha önce bir televizyon programında kendisini, "başka ülkelerde darbe planlamalarına yardımcı olmuş biri" olarak tanımlamıştı. Bolton şimdi de Türkiye'deki seçimler ile ilgili skandal ifadeler kullandı.

PERDE ARKASI ORTAYA ÇIKTI
Başkan Erdoğan'ın seçimin tarihini 14 Mayıs olarak açıklamasının yalnızca 1950'deki seçimleri işaret etmediği, CHP'nin Türkiye'yi yıllarca Uluslararası Para Fonu IMF'ye teslim eden politikalarının bittiği tarihin de 14 Mayıs 2013 olduğu biliniyor. Türkiye bu tarihte IMF'ye olan son borcunu da ödemiş ve aylar sonra IMF'ye borç verecek konuma gelmişti.

Başkan Erdoğan, o tarihlerde yaptığı açıklamada, "IMF ile borç ilişkisini tarihe havale ettik, şimdi biz IMF'ye 5 milyar dolar borç vereceğiz." ifadelerini kullanmıştı.

"BİZ O DEFTERİ KAPATTIK, 2013'TE SIFIRLADIK, IMF İLE İŞİMİZ BİTTİ"
Başkan Erdoğan, 7 Ekim 2018'de partisinin Kızılcahamam'da gerçekleştirilen 27. İstişare ve Değerlendirme Toplantısı'nın son gününde yaptığı konuşmada ise, şu ifadeleri kullanmıştı:

"Biz görevi unutmayın 23,5 milyar dolar IMF'ye borçla devraldık. 2013'te ne yaptık, tamamen sıfırladık. Bunu yapan Bay Kemal biz değil miyiz? IMF boyunduruğundan bu ülkeyi kurtaran biz değil miyiz? Peki bu IMF meselesi niye bu kadar önemli? IMF'nin misyonu, ödemeler bilançosu bozulmuş olan ülkelere kredi vermek ve onları sadece mali değil aynı zamanda siyasi yapılarını da dönüştürmektir. Bu misyonu gereği IMF, kurumlara veya özel firmalara değil sadece devletlere borç verir. Davos'ta o zamanki (IMF) Başkanı Strauss-Kahn ile görüşme yapıyoruz. O zamanın Maliye Bakanı ve Başbakan Yardımcım da yanımda. Kendisine dedim ki 'Eğer siz siyaseten bizi yönetmek istiyorsanız, Türkiye'nin Başbakanı benim. Bu yönetimi size vermem. Verdiğiniz parayı, borcu bizden almak istiyorsanız, biz de bu taksitleri tıkır tıkır ödüyor muyuz, ödüyoruz. Bitti, bizim sizinle ilişkimiz bu, daha ileri bir ilişki olamaz. Bundan sonra da sizden borç istemiyoruz, biz o defteri kapattık, 2013'te sıfırladık, IMF ile işimiz bitti."


İlk IMF anlaşmasının altında darbecilerin ardından CHP yönetiminin imzasının bulunduğu belirten Erdoğan, "Bırakın onu, ondan sonra onlar bizden borç istediler, 5 milyar dolar borç istediler. Hatta, ben o zamanki arkadaşlara 'verelim' dedim. Baktılar ki çılgın Türkler yine azıttı, vazgeçtiler. Türkiye, 1960 darbesinin ardından IMF'nin pençesine düşmüş ve AK Parti'ye kadar da kurtulamamıştır. İlk IMF anlaşmasının altında darbe yönetiminin başı Cemal Gürsel'in, onu takip eden 4 anlaşmanın altında da devrin CHP Genel Başkanı İnönü'nün imzası vardır Bay Kemal, bunu da öğren." ifadelerini kullanmıştı.

14 MAYIS'TAN İKİ HAFTA SONRA GEZİ OLAYLARI BAŞLAMIŞTI
Zira Türkiye'ye karşı başlatılan kara propaganda ve ekonomik saldırıların 14 Mayıs 2013 sonrası daha da alevlendiği bir gerçek. Aynı gün Financial Times gazetesi, "Türkiye Washington'a baş kaldırıyor" diye manşet attıktan sonra bütün işbirlikçiler ayaklandı ve 2 hafta sonra da küresel çetenin organize ettiği hükümeti devirmeyi ve ekonomiyi hedef alan Gezi olayları başladı.

IMF'NİN 'ACI REÇETELERİ' HATIRALARDA KALDI
Türkiye'nin, Uluslararası Para Fonu'na (IMF) borcunu sıfırlamasının üzerinden 14 Mayıs 2023 tarihinde 10 yıl geçmiş olacak. Ekonomik istikrarın sağlanması ve güven ortamının oluşmasıyla IMF ile yarım asrı bulan borç serüveni ve sunulan "acı reçeteler" geride kalırken, Türkiye, artık borç alan değil, Fon'a kaynak taahhüdünde bulunan ülke konumuna geldi.

Türkiye'nin IMF ile 1961'de başlayan stand-by yolculuğuna 8 cumhurbaşkanı ve 37 hükümet eşlik etti. Borcun bittiği tarihe kadar 50 milyar doları aşan kaynak kullanan Türkiye, Uruguay ve Filipinler ile birlikte "en çok anlaşma imzalayan" 3 ülkeden biri oldu. Türkiye, IMF ile toplam 19 stand-by anlaşmasına imza koydu.

Türkiye 188 ülkenin üye olduğu IMF ile 1947'de İsmet İnönü döneminde tanıştı. İlk stand-by anlaşması 1 Ocak 1961'de bir yıllık süreyle imzalandı.Türkiye, 1961-1970 arası her yıl IMF ile bir stand-by anlaşması yaptı. Anlaşmalar genellikle bir yıl dolmadan sona erdi.1970'ten 1978'e kadar IMF ile stand-by anlaşması yapmayan Türkiye, 1978'ten 1980 yılına kadar yeniden birer yıllık anlaşmalara imza attı.

Türkiye'de 1980 yılında 24 Ocak Kararları ile ekonomide değişim süreci başlarken, 18 Haziran 1980'de ilk kez, 3 yıllık vadeyle IMF ile en uzun stand-by anlaşmasını gerçekleştirdi. 1983 yılında yeni bir stand-by düzenlemesine giden Türkiye'nin bu anlaşması ise 1 yıl sürdü. IMF'den kullanılan kaynak miktarı 1980'e kadar daha düşük seviyelerde gerçekleşirken, bu tarihten itibaren daha yüksek miktarlar için IMF'nin kapısı çalındı.

EN ZORLU ANLAŞMAYA 2001 KRİZİNDEN SONRA İMZA ATILDI
Uzun süre kısa vadeli anlaşmalarla IMF ile ilişkisini sürdüren Türkiye, en zorlu anlaşmasına 2001 krizinden sonra imza attı. Başbakanlığını Bülent Ecevit'in yaptığı 57. hükümet, uzun görüşme ve pazarlıklar sonucunda Fon'dan 19 milyar dolarlık kredi aldı. Bu dönemde Fon'un "acı reçeteleri" çok tartışılırken, görüşmeleri yürüten IMF Türkiye Masası Şefi Carlo Cottarelli de "bond çantasıyla" hafızalara kazındı.

Son anlaşmaya 2005'te imza koyan Türkiye, 2008 yılında IMF ile stand-by anlaşması yapmama kararı aldı. IMF Türkiye Yerleşik Temsilciliği program ilişkisinin sona erdiği 2008'den itibaren, IMF ile üyelik ilişkileri doğrultusunda faaliyetler sürdürüldü. Türkiye'de küresel ekonomik krizin etkilerinin ciddi şekilde hissedildiği 2009 ve 2010 yıllarında ödemeler dengesinde sorun yaşanmaması ve en kritik dönemin IMF'siz atlatılması bu noktadan sonra IMF ile yola devam edilmemesinin herhangi bir sorun teşkil etmeyeceği beklentilerini de güçlendirdi. Türkiye'nin bu dönemde kredi derecelendirme kuruluşlarından aldığı notlarda önemli artışlar yaşanırken, ülke ekonomisinde başarılı bir performans sergilendi.

SON ÖDEME 14 MAYIS 2013'TE YAPILDI
Türkiye'nin IMF'ye olan kredi borcunun son taksidi 14 Mayıs 2013 tarihinde gerçekleştirildi. Böylelikle 52 yıllık borç defteri kapandı.

IMF'DE EN YÜKSEK OY GÜCÜNE SAHİP 20'NCİ ÜLKE
Fon nezdinde bir dönem sadece borçlarıyla gündeme gelen Türkiye, artık en yüksek oy gücüne sahip 20. ülke konumunda bulunurken, IMF'ye kaynak taahhüdünde bulunan ülke durumuna geldi.

Ekonomik istikrar ve güven ortamını sağlayan Türkiye'nin, IMF'ye borcunu sıfırlamasının üzerinden 3 yıl geçerken, Fon'un "acı reçeteleri" tarihin tozlu sayfalarında yerini aldı, dönemin en çok konuşulan ismi Cottarelli de unutuldu.

TAKVİM UYGULAMASINI İNDİRMEK İÇİN TIKLAYIN