Kahramanmaraş'taki depremler sonrası Tevekkelli köyünde kilometrelerce uzanan fay hattındaki kırık böyle görüntülendi.
FAY KIRIĞI GÖRÜNTÜLENDİ | VİDEO İZLE
Kahramanmaraş'taki depremler sonrası Tevekkelli köyünde kilometrelerce uzanan fay hattındaki kırık böyle görüntülendi.
FAY KIRIĞI GÖRÜNTÜLENDİ | VİDEO İZLE
Merkez üssü Pazarcık ve Elbistan ilçeleri olan ve 10 ili etkileyen depremlerin ardından oluşan kırık görüntülendi.
Kahramanmaraş'ın Tevekkeli köyünde kilometrelerce uzunlukta olan kırık depremin büyüklüğünü gözler önüne seriyor.
TÜRKİYE'DE ART ARDA GELEN DEPREMLER "OLAĞAN DIŞI"
ABD'de yaşayan deprem uzmanları, merkez üssü Kahramanmaraş olan depremlerin bu kadar kısa sürede bu şiddette meydana gelmesini "şaşırtıcı" ve "nadir rastlanan" bir durum olarak nitelendirdi.
ABD'deki Güney California Üniversitesinde deprem fiziği üzerine araştırmalar yapan Doç. Dr. Sylvain Barbot, "asrın felaketi" olarak nitelenen; Akdeniz, Güneydoğu ve Doğu Anadolu'daki 10 ili etkileyen 7,7 ve 7,6 büyüklüğündeki depremleri ve bu depremlerin büyüklüğünü değerlendirdi.
YÜZYILIN ÇİFT FELAKETİNDE YER YERİNDEN OYNADI | VİDEO İZLE
Söz konusu depremlerin yapısal olarak "şaşırtıcı" birçok unsuru olduğuna dikkati çeken Barbot, "Sadece birkaç saat aralıklarla iki büyük deprem oldu ve bunlar, birbirine yakın olan ancak aynı olmayan iki farklı fay hattında bir araya geldi. Bu kadar büyük bir depremde bu durumun daha önce görülmüş bir şey olduğunu düşünmüyorum." ifadesini kullandı.
KAHRAMANMARAŞ DEPREMİNDEN ETKİLENEN NÜFUS ONLARCA ÜLKEDEN FAZLA
İKİNCİ DEPREMİN OLDUĞU HAT PASİFTİ
Barbot, ikinci depremin daha önce bilinmeyen bir hat üzerinde olduğuna işaret ederek "Buna biz 'hayalet hat' diyoruz. Bu hat, tarih boyunca sismik olarak pasifti. Şu anki bilgilerimize göre bunun çok uzun zaman önce aktif olduğunu ve şu anda depreme yol açmamasını beklerdik ama yanıldık. Bu hat, 7,6 büyüklüğünde bir depreme yol açtı." değerlendirmesinde bulundu.
Türkiye'de ve Doğu Anadolu bölgesinde birçok fay hattı bulunduğunun altını çizen Barbot, "İlk deprem, Doğu Anadolu fay hattında oldu. Bu hat, Anadolu ile doğu arasında bir sınır. Bu hat, iki büyük fay hattıyla bağlanıyor. Bunlardan biri Kuzey Anadolu fay hattı ki, bu hat 1999'da kırılmıştı. Bir diğeri ise güneye gidiyor. Bu depremin başka hatlarda depreme yol açması da olası." diye konuştu.
ADIYAMAN'I YIKAN DEPREM KAMERADA | VİDEO İZLE
Barbot, deprem bölgesinde birkaç metrelik kayma olduğunu belirterek şöyle devam etti:
"Bunun nedeni de tektonik levhaların kıtaları zamanla sürüklemesi. Bu, genelde yılda birkaç milimetre, bazen birkaç santimetre olur. Ancak bu durumda tektonik levhalar, on yıllar, yüzyıllar boyunca faylarla direnç gösterdi."
"Bu nedenle de faylar uzun zamandır oynayamıyordu. En nihayetinde de birkaç dakika içinde tektonik levhaların hareketleriyle güç çıktı. Yüzyıllar boyunca çok stabil kalınca bir anda çok büyük bir patlama oldu, bu da depremlerin daha yıkıcı olmasına yol açtı."
"İKİNCİ DEPREME 'BİR NEVİ İLK DEPREMİN ARTÇISI' DİYEBİLİRİZ"
ABD Jeolojik Araştırma Merkezinde (USGS) deprem hasarları konusunda araştırmacı olarak görev yapan David Shelly de "Türkiye, depremlere çok yatkın. Üç ana tektonik levhanın üzerinde. Birçok aktif fay hattı var, meydana gelen depremler çok çok büyük ve bu, göreceli olarak nadir rastlanan bir durum." açıklamasında bulundu.
Shelly, 1999'daki depremlerin de üç ay arayla meydana geldiğini anımsatarak "Dünkü depremler çok yakın bir zamanda oldu ancak ikinci depreme 'bir nevi ilk depremin artçısı' da diyebiliriz." dedi.
Artçı sarsıntıların bir süre daha devam etmesini beklediğini dile getiren Shelly, "Önümüzdeki günler, haftalar ve aylarda bölgenin alışık olmadığı depremler olabilir. 7,8'lik depremin ardından 3 metrelik kayma normal. Yerin 10 kilometre altına inerseniz fayın bir tarafının diğer tarafına kıyasla birkaç metre üstte olduğunu görürsünüz. Bu hareketler de yüzeye bir şekilde yansıyor ama bu tam aynı metre hesabı olmuyor." diye konuştu.
Judith Hubbard, Türkiye'de yıkıcı bir depremle yüzleşen bölgenin bundan sonra da güvende olduğunun söylenemeyeceğine vurgu yaparak "Depremden sonraki zaman, başka bir deprem olma ihtimalinin en yüksek olduğu zamandır. Fayın etrafındaki bölgeler artık ekstra stres altındadır ve bence Türkiye muhtemelen özellikle Kuzey Anadolu Fay Hattı'nın durumu nedeniyle bu riskin farkında." ifadelerini kullandı.
"DEPREMLER KAÇINILMAZDIR, ONLARI DURDURAMAZSINIZ"
Güney Asya'dan ABD'ye, dünyanın çeşitli bölgelerinde yer hareketlerini gözlemleyen Judith Hubbard, depremlerin öngörülemez olduğunu şu sözlerle açıkladı:
"Depremler kaçınılmazdır. Onları durduramazsınız ve biz onları tahmin bile edemeyiz. Ancak onlar hakkında bilgi edinebilir ve ne kadar büyük olabileceklerini ve etkilerinin ne olacağını öğrenebiliriz. Hangi yerlerin, diğerlerinden daha yüksek risk altında olduğunu öğrenebiliriz ve bu gibi araçlarla daha güvenli hale gelebiliriz."
Yer bilimcilerin, deprem araştırmaları yaparken Türkiye'yi bir ders kitabı gibi gördüklerini belirten ABD'li akademisyen Hubbard, "Çünkü gerçekten büyüleyici bir tektonik ortam. Arap levhası kuzeye, Avrasya'ya çarpıyor ve Türkiye'de, Himalaya'da, İran'da ya da Alpler'de gördüğümüz gibi dev dağlar inşa etmek yerine, ekstrüzyon tektoniği denen bir şey var; bu da bu iki fay sisteminin Kuzey Anadolu'da birbirlerine göre bir açı geliştirdiği anlamına geliyor. Türkiye'nin doğusu, batısı sıkışıp gidiyor." dedi.
Son olarak, depremlerdeki can ve mal kayıplarının artmasına ilişkin konuşan Hubbard, dünyada eskisinden daha fazla insan olduğu için, kıyı şeritleri ve fay hatları gibi tehlikeye açık bölgelerde yoğunlaşan toplulukların, doğal afet durumunda eskiye nazaran daha büyük zarar uğradığına, aksi takdirde dünyanın durumumun tektonik olarak eskisinden farklı olmadığına atıfta bulundu.
"DOĞU ANADOLU FAY SİSTEMİNDE BU BÜYÜKLÜKTE BİR DEPREM MEYDANA GELMEDİ"
Hubbard, 7,8'lik depremlerin sık sık görüldüğünü ve Türkiye'de de bu büyüklükte depremlerin daha önce olduğunu belirterek "Ancak aynı fay üzerinde ve kırılan Doğu Anadolu fay sisteminde bu büyüklükte bir deprem meydana gelmedi." diye konuştu.
Türkiye'de depreme maruz kalmamış binalar olduğunun altını çizen Hubbard, özellikle fayların sarsıldığı bir dönemde buna tepki olarak daha fazla deprem olma riskinin de bulunduğunu aktardı.
Hubbard, 1930 ile 1960'lı yıllar arasında Kuzey Anadolu fay hattında depremlerin birbirini tetiklediğini anımsatarak net olarak bilinemese de güneyde de bunun olabileceğini ifade etti.
Levhaların hareketiyle fay hatlarının etkilendiğine değinen Hubbard, bugüne kadar yapılan saha araştırmalarında fayın bazı kısımlarında 3 metre civarında bir kayma olduğunun tespit edildiğini dile getirdi.
Hubbard, normalde bulunan fay hattına göre depremlerin 2 ile 8 metre arasında bir kaymaya sebep olabileceğini kaydederek "Bu (3 metre), 7,8'lik bir deprem için normal bir değer. Şu ana kadar kaydedilen en büyük değer 50 metreydi ancak bu 2011'de Japonya'da su altında meydana gelmişti ve hiçbir insan tarafından tecrübe edilmemişti. 2008'de Çin'de gerçekleşen 7,9'luk depremde ise 8 ila 10 metre arasında bir ölçüm yapılmıştı." ifadelerini kullandı.
Japonya, Çin veya ABD'nin California eyaletindeki bina yapılarının Türkiye'ye uygun olmayabileceğini söyleyen Hubbard, "Binalar ve gelenekler farklı. Buna göre çalışmalı ve bu trajediyi anlayabilmeliyiz." dedi.
Deprem uzmanı akademisyen, Türkiye'deki depremin ardından Twitter'da, "7,8 büyüklüğünde bir depremde ortalama 5 metre kayma olabilir. Yani bugünkü deprem yaklaşık 300 yıllık sürece yayılmış bir gerilmeye dayanıyor." şeklinde değerlendirme yapmıştı.