Astana sonuç bildirisinde çok konuşulacak madde! PKK projesi çöküyor... Terör koridoruna hançer saplanacak!
Suriye konulu Astana görüşmelerinin garantörleri Türkiye, Rusya ve İran dün bir bildiri yayınladı. Yayınlanan sonuç bildirisinde "Suriye’nin kuzeydoğusundaki (PKK/YPG) gayrimeşru öz yönetim girişimleri ve terör oluşumlarını destekleyen ülkelerin eylemleri kınandı. Bu bölgede sürekli güvenlik ve istikrarın ancak ülkenin egemenliğinin ve toprak bütünlüğünün korunması temelinde sağlanabileceği konusunda anlaşma sağlandı. " ifadeleri yer aldı. Madde terör örgütünü ve özellikle örgütün kuklacısı ABD'yi işaret ederken terör örgütünün bölgede sayılı günlerinin kaldığının da işareti oldu. İşte detaylar...
Dün Kazakistan'ın başkenti Astana'da 20'ncisi düzenlenen "Suriye konulu Astana Görüşmeleri"nin ardından ortak sonuç bildirisi açıklandı.
BİLDİRİDE YER ALAN MADDELER
Ortak bildiriye göre Astana garantörleri Türkiye, Rusya ve İran, bir kez daha Suriye'nin egemenliğine, bağımsızlığına ve toprak bütünlüğüne bağlılıklarını teyit etti.
Bildiride, 6 Şubat 2023 tarihinde Suriye'de meydana gelen yıkıcı depremin sonuçlarıyla daha da ağırlaşan insani durumdan duyulan ciddi endişe dile getirildi.
Astana toplantısında, Suriye-Türkiye ilişkilerinin normalleşmesi için yapılan istişarelerde yol haritası hazırlanmasına ilişkin ilerleme tartışıldı. Ayrıca Türkiye, Rusya, İran ve Suriye dışişleri bakan yardımcıları düzeyindeki 4'lü toplantının yapıcı ruhuna dikkat çekildi.
Suriye-Türkiye ilişkilerinin normalleştirilmesi için 4 ülkenin savunma, istihbarat ve dışişleri bakanlıkları arasında koordineli yürütülen dörtlü toplantılarda, varılan düzenlemeler uyarınca bu alandaki aktif çabaların sürdürülmesinin önemine işaret edildi.
Bu sürecin Suriyeli mültecilerin güvenli, gönüllü ve onurlu geri dönüşleri için uygun koşulların yaratılması, siyasi sürecin canlandırılması ve insani yardım akışının engellenmemesi için iyi niyet ve iyi komşuluk ilişkileri temelinde ilerletilmesinin önemli olduğu konusunda mutabık kalındı.
Terörün her biçimi ve tezahürüyle mücadele etmek için birlikte çalışmaya devam etme ve sınır ötesi saldırılar dahil olmak üzere, Suriye'nin egemenliğini ve toprak bütünlüğünü baltalayan ve Suriye'ye komşu ülkelerin ulusal güvenliğini tehdit eden ayrılıkçı gündemlere karşı mücadeledeki kararlılık yinelendi.
Suriye'nin çeşitli yerlerinde farklı isimler altında faaliyet gösteren terör örgütlerinin ve bağlı kuruluşlarının sivil tesislere saldırıları kınandı.
Ayrıca Suriye'nin kuzeyiyle ilgili tüm düzenlemelerin tam uygulanması gerekliliğinin altı çizildi.
CAN ALICI MADDE Suriye'nin kuzeydoğusundaki (PKK/YPG) gayrimeşru öz yönetim girişimleri ve terör oluşumlarını destekleyen ülkelerin eylemleri kınandı. Bu bölgede sürekli güvenlik ve istikrarın ancak ülkenin egemenliğinin ve toprak bütünlüğünün korunması temelinde sağlanabileceği konusunda anlaşma sağlandı.
Terörle mücadele bahanesiyle gayri meşru özyönetim girişimleri de dahil olmak üzere, sahada yeni gerçeklikler yaratmaya yönelik tüm girişimler reddedildi.
Suriye'ye ait olması gereken petrol gelirlerinin yasa dışı yollarla ele geçirilmesine ve ihraç edilmesine karşı tutum bir kez daha teyit edildi.
Barışçıl gösterilerin bastırılması, zorla askere alınma ve eğitim alanındaki ayrımcı uygulamaların yanı sıra siyasi faaliyetlere, gazetecilere, miting yapma hakkına getirilen kısıtlamalar da dahil olmak üzere ayrılıkçı grupların Fırat'ın doğusunda sivillere yönelik her türlü baskısından derin endişe duyulduğu ifade edildi.
Suriye'de sivil unsurları hedef alan İsrail'in askeri saldırıları kınandı. İsrail'in bu eylemleri bölgede istikrarsızlaştırıcı ve gerilimi tırmandırıcı olarak kabul edildi.
Suriye ihtilafının askeri bir eylemle çözülmeyeceğinin altı çizildi ve BM Güvenlik Konseyi'nin 2254 sayılı Kararı doğrultusunda kalıcı siyasi süreci ilerletme taahhütleri yeniden teyit edildi.
Suriye Anayasa Komitesinin önemli rolüne dikkat çekildi ve bu bağlamda komitenin engelsiz çalışması için gerekli tüm koşulların derhal sağlanması çağrısında bulunuldu.
Suriye yönetiminin BM İnsani Yardım Kurumlarına 6 Şubat depreminden etkilenen bölgelere yardım ulaştırması için Türkiye ile olan sınır geçiş noktaları Bab al-Salam ve Al-Rai'nin 13 Ağustos 2023'e kadar kullanımına izin verme kararı memnuniyetle karşılandı.
Mültecilerin ve yerinden edilmiş kişilerin Suriye'deki ikamet yerlerine güvenli, onurlu ve gönüllü dönüşlerini kolaylaştırmak ve geri dönüş haklarının güvence altına alınması gereği vurgulandı.
Ayrıca BM Mülteciler Yüksek Komiserliği ve Uluslararası Kızılhaç temsilcileri arasında zorla alıkonulanlarla ilgili çalışma grubunun yetkileri doğrultusunda cenaze teslimi ve kayıp kişilerin kimlik tespitine yönelik faaliyetlerini genişletmeye karar verildi.
Bir sonraki Türkiye, Rusya ve İran arasında yapılacak Üçlü Zirve'nin Rusya'da gerçekleştirilmesine yönelik anlaşma kaydedildi.
DIŞİŞLERİ BAKANLIĞINDAN AÇIKLAMA
Dışişleri Bakanlığından yapılan açıklamada, görüşmelerde, sahadaki durum ve terörizmle mücadele, bölgesel gelişmeler, siyasi süreç ve geri dönüşler ile insani yardım konuları ele alındı.
Taraflar, Suriye'nin siyasi birliği ve toprak bütünlüğüne yönelik güçlü taahhütlerine, Astana Süreci'nin Suriye meselesinin barışçı çözümünde öncü rolüne vurgu yaptı.
Sınır ötesi saldırılar ve sızmalar dahil olmak üzere, komşu ülkelerin ulusal güvenliğini tehdit eden ayrılıkçı gündemlere karşı mücadeledeki kararlılık vurgulandı.
Taraflar, Suriye'de faaliyet gösteren terör örgütlerinin farklı isimler ve uzantılar altında artan varlığı ve saldırılarını kınadı.
Terörle mücadele bahanesiyle hayata geçirilmeye çalışılan gayrimeşru, sözde "öz yönetim" teşebbüslerinin kabul edilemez olduğunu kaydeden taraflar, Suriye'nin kuzey doğusundaki ayrılıkçı yapının ihlallerini kınadı, bu girişimler dahil olmak üzere terör oluşumlarını destekleyen ülkelerin eylemlerinden duyulan rahatsızlığı ifade etti.
Suriye'nin kuzeyine ve ayrıca İdlib'e ilişkin tüm düzenlemelerin fiilen uygulanmasının önemine dikkat çekilen bildiride taraflar, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin (BMGK) 2254 sayılı kararı uyarınca Suriye ihtilafında siyasi çözüm sürecinin ilerletilmesine bağlılıklarını teyit etti.
Bu çerçevede taraflar, Anayasa Komitesi'nin müteakip turunun bir an evvel gerçekleştirilmesi hususunda çağrıda bulundu.
6 Şubat depremlerinin yarattığı, ağırlaşan insani durumdan duyulan endişeyi dile getiren taraflar, insani yardımların Suriye'nin bütününe yönelik kesintisiz sürdürülmesinin önemini vurguladı.
Bu bağlamda BM sınır ötesi mekanizmasına ilişkin 2672 sayılı BMGK kararı temelinde insani yardımların artırılarak devamının önemine vurgu yapılan açıklamada, "Taraflar, Suriyelilerin ülkelerine güvenli, gönüllü ve onurlu geri dönüşlerinin sağlanması için Suriye içinde gerekli koşulların oluşturulmasının ve bu dönüşlerin kolaylaştırılmasının gerekliliğini kaydetmişlerdir. Toplantı vesilesiyle, Astana Süreci'nin gözlemci üyeleri ve BM kuruluşları ile ikili görüşmeler de yapılmıştır." ifadeleri kullanıldı.
RUSYA: ANKARA İLE ŞAM ARASINDAKİ ZİRVE "YOL HARİTASI" HAZIRLANDIKTAN SONRA GÜNDEME GELECEK
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in Suriye Özel Temsilcisi Aleksandr Lavrentiyey de Astana görüşmelerinin ana oturumu sonrası düzenlenen basın toplantısında açıklamalarda bulundu.
İki gün süren görüşmeler kapsamında Rusya, Türkiye, İran ve Suriye dışişleri bakan yardımcıları düzeyinde Suriye-Türkiye ilişkilerinin normalleştirilmesine yönelik "yol haritasının" görüşüldüğü 4'lü toplantıyı gerçekleştirdiklerini aktaran Lavrentiyev, söz konusu "haritanın" cumhurbaşkanları düzeyinde onaylanması için daha fazla çalışılması gerektiğini belirtti.
Lavrentiyev, "yol haritasının" hazırlanmasına ilişkin çalışmaların oldukça yoğun ve sıkı bir şekilde ilerlediğine dikkati çekerek "(Yol Haritası) tamamlanır tamamlanmaz Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esed'in üç garantör ülkenin cumhurbaşkanlarının da hazır bulunduğu görüşmede, bir araya gelme konusunun tartışılması için söz konusu çalışmanın sonuçları liderlerimize sunulacaktır." ifadesini kullandı.
"TERÖR DEVLETİ" PROJESİ ÇÖKÜYOR!
Sonuç bildirisi Dışişleri Bakanlığı ve Rusya'nın yaptığı açıklamalarla birlikte çarpıcı madde göze çarptı. O maddede "Suriye'nin kuzeydoğusundaki (PKK/YPG) gayrimeşru öz yönetim girişimleri ve terör oluşumlarını destekleyen ülkelerin eylemleri kınandı. Bu bölgede sürekli güvenlik ve istikrarın ancak ülkenin egemenliğinin ve toprak bütünlüğünün korunması temelinde sağlanabileceği konusunda anlaşma sağlandı." ifadeleri yer aldı.
NE ANLAMA GELİYOR?
Maddede yer alan "Bu oluşumları destekleyen ülkelerin kınanması"ayrıca önemli.
O ÜLKE ABD
Öyle ki bu sözde özerk bölgelerin oluşturulmasını destekleyen ve PKK/YPG terör örgütünü 'müttefik' olarak adlandıran ülke ABD...
Bu maddenin benzerleri önceki görüşmelerin sonuç bildirgelerinde de yer alıyordu. Ancak içinde bulunulan koşullarda bu maddenin yeni gelişmelere yol açması olası görünüyor.
RUSYA'NIN TAVRI DA NET: KABUL EDİLEMEZ
Türkiye ile Suriye arasında normalleşme adımlarını destekleyen Rusya'nın bu konudaki tavrı da net. Rus temsilci Bogdanov görüşmelerinden sonra basına demeç vererek "Amerikalılar elbette orada kendi yönetimi olan bir tür mini yarı devlet örgütleyen bir dizi Kürt örgütünü destekliyor. Bu kesinlikle kabul edilemez. Elbette biz Kürtlerin sorunlarının diyalog yoluyla çözülmesinden yanayız. Fakat ne yazık ki Amerikalıların bununla ilgilenmediğini ve Kürt müttefiklerine, Şam ile diyalog kurmalarına izin vermediklerini düşünüyorum." ifadelerini kullandı.
SURİYE DE AYNI NOKTADA
Suriye heyeti de aynı noktada... Suriye heyetinin başkanı Ayman Susan, Terörle mücadelede "seçici" olmamak gerektiğine dikkat çekerek sınır güvenliğini sağlamanın komşu ülkelerin ortak sorumluluğu olduğunu vurguladı. Susan, Rus kanalı RT'ye de açıklamalarda, "Kürtler ulusal yapımızın bir parçasıdır. Kürtlerle diyalog Suriye'nin birliği temelinde yapılmalı. Washington er veya geç Suriye'den çıkacak, o zaman Kürt dosyası kolayca kapanır." dedi. Suriye Dışişleri Bakan Yardımcısı Susan ABD'nin Suriye'nin istikrarını bozmak için çalıştığını vurguladı.
MİT VE TSK HER GÜN BİR BÜYÜKBAŞ AVLIYOR!
Bölge Türkiye gerçekleştirdiği operasyonlarda PKK'ya ağır darbe indirmeye devam ediyor. Neredeyse her gün bir üst düzey terörist etkisiz hale getiriliyor.
Geçtiğimiz günlerde MİT, Suriye'nin kuzeyindeki terör yapılanmasına yönelik başarılı bir operasyon gerçekleşitrdi. Ayn El Arap'taki sözde özerk yönetim yetkilileri tarafından Türkiye'nin insansız hava aracıyla yaptığı operasyonda "Kamışlo Kantonu Eşbaşkanı Yusra Derwêş, yardımcısı Lîman Şiwêş ve aracın şoförü Firat Tûma'nın" etkisiz hale getirildiği duyuruldu. Operasyonda Kamışlı Kantonu'nun diğer Eşbaşkanı terörist Gabi Şemûn'un da yaralandığı açıklanmıştı.
MİT'in bölgede operasyonları devam ederken terör örgütü PKK'nın elebaşları da ağlamaya devam ediyor.
SALİH MÜSLİM'DEN ÇARESİZLİK İTİRAFI
PKK'nın Suriye kolu YPG'nin elebaşlarından Salih Müslim, terör örgütünün yaşadığı çaresizliği itiraf etti.
"ERDOĞAN BİZİ VURUYOR"
Saklandığı ininden konuşan Müslim, Başkan Erdoğan'ı kastederek "Fırsat buldukça bizi vuruyor." dedi.
Başkan Erdoğan'ın kazandığı seçimi 'Seçimsi' diyerek küçümsemeye çalışan Salih Müslim şunları söyledi;
"Hiçbir şey 8 senedir durmadı. Fırsat buldukça saldırılarına devam ediyor. Kendi konumunu güçlendirdikten sonra seçimsi şeyden sonra her tarafa saldırıyor."
DAHA ÖNCE DE İTİRAFLARDA BULUNMUŞTU
Müslim seçimlerin ardından yaşadığı hayal kırıklığı ile birlikte daha önce de itiraflarda bulunmuştu. TSK'ya Suriye'de hava sahasının açıldığını ve PKK/YPG'nin savaş uçakları ile vurulduğunu söylemişti. Müslim, "Yalnız dronlar değil savaş uçakları için de hava sahasını açmışlar. Rusya Ukrayna savaşı sebebiyle Türkiye'ye muhtaç. Ukrayna ile savaş, Batı'nın bundan dolayı yıllardır uyguladığı yaptırımlar, ambargolar nedeniyle Rusya Türkiye'ye muhtaç." demişti.
PKK/YPG terör örgütünün sözde lideri Ferhat Abdi Şahin Nisan ise Nisan ayında verdiği bir röportajda, Türkiye ile Suriye'nin normalleşmesi için çalışan Dörtlü Mekanizma'yı hedef almıştı. ABD güçlerinin bölgeden çekilmesini bu mekanizmanın istediğini belirten Şahin, "Koalisyonun bölgeden çekilmesini isteyen birçok güç var ve bunu özellikle dörtlü anlaşma aracılığıyla açıkça söylüyorlar. Bu anlaşma, İran, Türkiye, Rusya ve Suriye'yi içeriyor. " ifadelerini kullanmıştı.
8 Nisan'da Ferhat Abdi Şahin ve ABD askerlerinin içinde olduğu bir helikopteri hedefleyen dron saldırısı düzenlenmişti. Şahin bu saldırıdan sağ çıkarken, ABD'li askerlerin yaralandığı açıklanmıştı.