"1000 YILLIK ANADOLU MEDENİYETİNDE KARŞILAŞILAN EN BÜYÜK FELAKET"
Özhaseki, 6 Şubat depreminin, "asrın afeti" olarak tarif edilse de kendisinin 1000 yıllık Anadolu medeniyetinde karşılaşılan en büyük felaket olduğunu düşündüğünü dile getirdi.
Depremden etkilenen 11 il olduğunu, çevresindeki 7 ilin de önemli ölçüde etkilendiğini belirten Özhaseki, depremden etkilenenlerin sayısının 14 milyonu bulduğunu, bağımsız birim olarak 850 bin konut ve iş yerinin yıkıldığını, 51 bine yakın insanın hayatını kaybettiğini anlattı.
Özhaseki, zor bir dönem yaşandığını, felaketin altından kalkabilmenin de kolay olmadığını ifade ederek, şöyle konuştu:
"320 bin bina yıkılmış, 2, 3 ve 5 katlı. Toplam 850 bin ediyor. Bağımsız görüldüğünde bina olarak 320 bin. Siz bu depremi önceden haber alsanız, bir gün önceden her binanın başına 10 kişi koyacak olsanız, 3 milyon 200 bin kişiyi orada tutmanız gerekir.
10 kişinin de kocaman binaya yapacağı bir şey yok. Belki her birine 10 tane iş makinesi gerekir. Her bina başına 100 kişi koyacak olsanız, orada 32 milyon insan gerekir. Böyle bir imkan dünyanın hiçbir yerinde yok."
Depremin olduğu ilk dakikalardan itibaren Başkan Recep Tayyip Erdoğan'ın çalışmalar yürüttüğüne dikkati çeken Özhaseki, parti, bakanlar ve devletin tüm kurumlarının yoğun çalıştığını dile getirdi.
Bakanlık olarak deprem olduktan sonra hemen sert zeminler üzerinde uydu kentler kurulabilecek rezerv alanları tespit çalışmasına başladıklarını ve ufak tefek artçıların etkilemeyeceği bir biçimde inşaat çalışmalarının hızla devam ettiğini hatırlatan Özhaseki, şu bilgileri verdi:
"Şu ana kadar 179 bin konutun ihalesi yapıldı, yüzde 90'ı başladı. Büyük bir bölümünü bu senenin sonuna doğru teslim edeceğiz. Sayın Cumhurbaşkanı'mız bu rakamın 319 bine çıkarılmasını istemiş, bunun için de arkadaşlarımız o konuda hızlı bir şekilde çalışıyor ve 319 bin konutu başladığı günden itibaren bir sene içerisinde teslim edeceğiz. Geçici barınma alanlarında kalan vatandaşlarımızın hepsini o bölgeye taşıyacağız."
"REZERV ALAN YOKLUĞU VAR"
Özhaseki, Hatay, Kahramanmaraş, Adıyaman, Malatya'da vatandaşlar, sivil toplum kuruluşları, partililer ile bir araya gelerek bölge için istişarelerde bulunduklarını, vatandaşlardan memleketlerinde kalma talebi gelmesi üzerine Yerinde Dönüşüm Projesi'ni hayata geçirdiklerini ifade etti.
"Vatandaş yerinde dönüşüm istiyor ama bir taraftan da rezerv alan yokluğu var. Sizin elinizde geniş alanlar yapabileceğiniz, yeni şehirler kurabileceğiniz alanlar yok ki. Hatay da bile mecburen orman vasfını yitirmiş arazilere girmek zorunda kaldık." diyen Özhaseki, Anadolu'da 100 metrekarelik bir evin maliyetinin 1 milyon lira, metrekaresinin de 10 bin lira olduğunu, bakanlığın 100 metrekarelik evin yarısını hibe verdiğini, yarısını da kredilendirdiğini bildirdi.
"Bütün kredilerin ödemesi, 2 yıl inşaat süresince ödemesiz, sonra 10 yıl ödemeli ama sıfır faizle. Sanki vermiş olduğumuz 1 milyon lira vatandaşa tamamı hibe gibi gözüküyor. Eğer yıkılan ev 150 metrekareden fazla ise kredi miktarını 800 bine çıkarıyoruz. Dükkanlar içinde ayrı bir sistem var. İnternet ortamında yayınlıyoruz." ifadelerini kullanan Özhaseki, bu projenin şehirlere çok faydası olduğuna, yerinde dönüşümle birlikte şehirlerde ekonominin canlanacağına işaret etti.
"YERİNDE DÖNÜŞÜM YERELDEKİ MİMAR, MÜHENDİSLERİ HAREKETLENDİRİYOR"
Rezerv alanlarda yapılan 3 bin, 5 bin konutluk yerler için genellikle bu işi üstlenecek firmaların fabrikalarla anlaştığını, bunun şehre faydasının olmadığını dile getiren Özhaseki, "Yerinde dönüşüm başladığı zaman yereldeki mimar, mühendisler hareketleniyor. Yerel müteahhitlik grupları hareketleniyor. İstihdam çıkıyor, ihtiyaç duyulan inşaat malzemesi çevredeki tüccarlardan, esnaftan alınıyor. Müthiş şekilde ekonomide canlılık doğacak diye düşünüyoruz." dedi.
Şehirlerin yeniden inşasında 4 kırmızı çizgilerinin olduğunu vurgulayan Özhaseki, "fay hatları", "sel yatakları", "sıvılaşma" olan yerlerde yapılaşma yasakları bulunduğunu, binaların yapım aşamasında "sıfır tolerans" göstereceklerini ve sıkı denetim yapacaklarını söyledi.