Dijital kargoda, başta ABD, Kanada, Birleşik Krallık, Fransa, Almanya, Belçika, Hollanda, İsveç, Norveç, Danimarka, İsviçre, Avusturya ve İspanya gibi Avrupa ülkeleri vatandaşı olup bombalı saldırı düzenleme kapasitesine sahip özel eğitilmiş binlerce "yalnız kurt" adlı terörist savaşçılar vardı.
Batılı istihbarat servisleri için bu bilgiler biçilemeyecek kadar çok değerliydi. Gizli arşiv içinde örgüt üyelerinin özgeçmişleri, aldıkları özel eğitim, örgütsel kabiliyetleri, hangi silahı kullandığı, hangi ülke vatandaşı olduğu, ailesi, bulunduğu ülkedeki adres ve iletişim bilgileri yer alıyordu. ABD özel kuvvetler operasyonuna karşı eldeki kargo, Kureyşi tarafından görevlendirilen bir canlı kuryeye teslim ettirilerek güvenli bir ülkeye gönderilmeye karar verildi. Kargonun içeriğine vâkıf olan kurye, ölümü göze alarak kargoyu satmayı planladı ve kayıplara karıştı. Kendisinden haber alınamayan kurye, aylar sonra uzun uğraşlar sonucu DEAŞ tarafından yakalanarak sorgulandı.
Önce iki ayak bileği kesilen canlı kurye, kargoyu kaybettiğini öne sürdü. Her iki bacağı da kılıçla koparılan kuryenin canı bağışlanarak serbest bırakıldı. DEAŞ, Özbekistan'da bir, Suriye'de iki örgüt üyesini kılıçla infaz etti ancak kargo ele geçirilemedi. Özbekistan'daki gruplara satılan kargo, Batılı istihbarat servislerine de pazarlanmak istendi.
'İSTİHBARİ ÖNLEME' ÇALIŞMASI
İşte İstanbul Emniyet Müdürlüğü İstihbarat ve Terörle Mücadele ekipleri DEAŞ'ın bugüne kadar Türkiye'de gerçekleştirdiği 24 farklı kanlı terör eylemi nedeniyle olası yeni saldırılara karşı örgüte yönelik 'istihbari önleme' çerçevesinde telefon dinlemesi yaparken DEAŞ'a ait bir dijital kargodan bahsedildiğini fark etti.
MÜDÜR AKTAŞ'A ÖZEL RAPOR
Konu İstanbul İl Emniyet Müdürü Zafer Aktaş'a özel olarak raporlandı. Emniyet teşkilatında istihbaratçı kimliğiyle bilinen ve eski Ankara istihbarat şube müdürlüğü görevini de yapan Aktaş, tespit edilen bu hassas bilgiyi, dönemin İstanbul Terörle Mücadele Şube Müdürü Abdurrahman Soğuksu'ya aktararak konunun derinleştirilmesi talimatını verdi.
Emniyete çalışan sivil bir istihbarat elemanı da bu konuyu teyit edince aylar süren takip süreci başlatıldı. Konunun İstanbul'daki bir kafede de İran istihbaratına çalışan 5 kişi tarafından konuşulduğu tespit edildi.