Özel şunları söyledi:
"İttifak ortakları ile müzakere sürecinde ön seçim CHP'nin güçlü bir argümanı olabilirdi. 'Ben ön seçim yaptım arkadaşlar orayı size veremem' diyebilirdi. Elini rahatlatabilirdi. Genel başkana ayrılan kontenjan diğer partilere verilirdi hiç olmasa. Örgütün hakkı verilmezdi. Antalya'da, Edirne'de, Karadeniz'de, büyükşehirlerde hep CHP'lilerin hakkı olan sıralar ittifak ortaklarına gitti. Ben onlarda suç bulmam. Müzakereyi iyi yürütmüş. Ama bizim orada hatamız var. en çok karşı çıktığım konu, ittifak varsa iç hukuku yazılmalıydı. Denilecekti ki 'Seçim ilan edildikten bir hafta sonra ve ondan 15 gün sonra yapılacak altı ölçümün aritmetik ortalaması seçim sonucu kabul edilerek protokol yapılır.' Şimdi sen 0,7 olan adama 10 milletvekili verirsen olmaz. Bunun iç hukuku olmazsa iş son anda müzakereye kalır, pazarlığa girer. Şu anda da onun zararını çekiyoruz zaten."
ZİNCİRLE BAĞLANMIŞ KOŞUCULAR GİBİ
Özel seçim sürecinde savunduğu ittifak meselesine ilişkin eleştirilerini şöyle sürdürdü:
"Yüzde 50 + 1'lik siyaset, Türkiye'yi ittifak siyasetine mecbur kılıyor. Geçen sefer yaptığımız hata, seçim bitince ittifak bitmeli. Bir seçimden önceki veya listelerden önceki 40 gün ittifak konuşalım ama beş yıl boyunca serbest koşalım. İttifak siyasetini CHP açısından şöyle görüyorum, birbirine karnından zincirle bağlanmış koşucular gibi. O oradan çekiyor bu buradan çekiyor, koşamıyorsun.
Rakipler de bağlıydı ama birbirlerine çok benziyorlar. El ele tutuştu koştu onlar.
Benim yönettiğim CHP ittifak yapacaksa günü gelince konuşacağız. O güne kadar kimliksizleşmeyeceğiz. Günü geldiğinde nasıl ittifak yapacağımızın iç hukukunu yazabiliriz. 2 bin 300 madde Türkiye'yi nasıl yöneteceğimizi yazmışız, iki maddeyi yazmamışız. Benim yönettiğim CHP ittifaka girerse önce iç hukuku resmen imza altına alacak.
"CHP'Yİ KENDİ KİMLİĞİNİN TARTIŞILDIĞI BİR SÜRECE SOKTU"
Bu yapı ittifakın büyük ortağını maalesef kimliksizleştiriyor. "Aman şunun yanında duralım, bunun karşısında durmayı ihmal etmeyelim, bununla çok yaklaşmayalım, bu tarafa yaklaşırsan diğer tarafı küstürürsün" diyerek hep rakiplere yönelik pozisyon alınıyor. Oysa sosyal demokrat, sol parti işçiden yana emekten yana pozisyon alır. Nerede duracağın belli senin. CHP'nin kendi pozisyonun tayin etmeme ve ittifakı gözeterek pozisyon almakta esnekleşmesi meselesi CHP'yi kendi kimliğinin tartışıldığı bir sürece soktu."
4 AY ÖNCE BÖYLE SAVUNUYORDU: SONUNA KADAR KEFİLİZ
Özgür Özel'in 7 Mayıs'ta yaptığı açıklamada ise "0.7 adama 10 vekil kaptırılan" söz konusu listeleri savunduğu biliniyor.
Özel'in Malatya'daki Gençlik Buluşması'nda yaptığı konuşmada "Bizim listemizde hesabını veremeyeceğimiz kimse yok. 600'üne de sonuna kadar kefiliz" dediği görüldü.
PARTİ İÇİ DEMOKRASİ BAŞ AŞAĞI ÇAKILDI
Öte yandan verdiği röportajda Kılıçdaroğlu'na yönelik eleştirilerini sürdüren Özel parti içi demokrasinin baş aşağı çakıldığını söyledi.
Özel, "Ben partinin karar alma süreçlerinin nasıl gitgide seçilmişlerden atanmışlara kaydığını, parti içi demokrasinin işlevsizleştiğine tanıklık ettim. Karar alma mekanizmalarında kayıt dışı siyaset dediğim atanmışlarla karar verme ve onun seçilmiş kurullar tarafından onaylanmasına, ya da bazen konuşulmadan uygulamaya geçildiğine tanık oldum. Parti içi demokrasinin nasıl aşağıya doğru gittiğinin ve baş aşağı çakıldığının tanığıyım. Bütün seçilmişlerin de böyle şeyler hissettiğini biliyorum. Sona doğru sık aralıklarla seçilmiş kurullara önem verilmesi gerektiğini hatırlatmak zorunda kaldığımızı biliyorum." dedi.
"CHP SAĞA KAYDI"
Özgür Özel ayrıca CHP'nin sağa kaydığını ancak kendilerinin bu durumu düzelteceklerini iddia etti.
EKREM'E Mİ SALLADI
Ayrıca Özel'in aynı röportajda kullandığı bazı ifadeler de dikkat çekti.
Genel Başkanlık yarışına ilişkin konuşan Özel, "CHP'ye bir Macron aramıyoruz. Siyasetsiz birini bulmayacağız. Sırf beyaz gömlek yakışıyor, kollarını kıvırdı diye partili olmayan birini partinin başına getiremeyeceğimize göre… Bu partinin başına yeni, güçlü ve partili bir figürü biz yakıştırmaz ve halka benimsetmezsek halk bir başka siyasetsiz birini partinin başında görebilir, Macronlaşma riski çıkar." dedi.
Bu sözler "Özel İmamoğlu'nu hedef aldı" yorumlarını da beraberinde getirdi.
Sosyal medyada yapılan yorumların ardından açıklama yapan Özgür Özel, Ekrem İmamoğlu'nu kast etmediğini iddia ederek, "Siyasetten ve partilerden kopuş tehlikesine dikkat çekip, Macron tipi partisiz figürlere yönelim riskine işaret ettim." dedi.