Türkiye'de din, dil, ırk ayrımı olmadığının, azınlıkların da çoğunluk kadar hakları ve din özgürlüğüne sahip olduğunun en büyük kanıtını yaşadık ve gördük. Dünyaya da bu açıdan önemli bir mesaj verdik. İnsanların inançları ne olursa olsun kardeşçe yaşayabildiğinin en güzel örneklerinden birini gösteriyoruz dünyaya. Batı'da son yıllarda ifade özgürlüğü kapsamında yaşanan bazı olaylara şahit olduk. Hadsiz kişi ve odaklar tarafından Kur'an-ı Kerim'e yönelik tekrarlanan insanlık dışı saldırıları bütün fikrimizle ve bütün gücümüzle kınıyoruz. Toplumların manevi değerlerine yapılan böyle saldırıların fikir özgürlüğü adı altında yapılmasını kabul etmemiz mümkün değildir. Böyle provokatif nefret eylemlerinin hedefi ise insanları ayrıştırmak ve dünya barışını zora sokmaktır. Bu tarz provokatif eylemlerin son bulması için ülkeler gerekli önlemleri almalıdır. Dünya barışını zora sokacak böyle eylemlerin bir an önce son bulmasını diliyorum. Kutsal Kitabımız "Herkes devletin yönetimine bağlı olsun. Yönetime karşı direnen Allah'ın buyruğuna karşı gelmiş sayılır. Çünkü yönetim, senin iyiliğin için Allah'a hizmet etmektedir" diyor. Süryaniler bu öğretiyi takip ederek yaşadıkları topraklarda yönetimlere bağlı kalmış ve din, dil ayırmaksızın herkesle kardeşçe yaşamışlardır.
AÇILIŞTA SEVİNÇ GÖZYAŞLARI DÖKTÜK
Kilise açılışını cemaat nasıl karşıladı? sorusuna yönelik ise şunları söyledi:
Yurt içinden ve yurt dışından gece-gündüz arayıp tebrik ediyorlar. Çok büyük bir mutlulukla duygulanıp ağlayanlar bile oldu. Ortadoğu'da 5 bin 500 senelik geçmişi olan bir toplumuz. Süryaniler, Arap coğrafyasından İsrail'e uzanan geniş bir alana dağıldı. Savaş, işsizlik gibi nedenlerden dolayı da 50 yıldan bu yana Avrupa ülkelerine göç başladı. Güneydoğu Anadolu Bölgesi'ndeki terör ve ekonomik sorunların etkisiyle oradan İstanbul'a gelen çok fazla Süryani aile oldu. Cemaat olarak bizim İstanbul'da Tarlabaşı'nda Meryem Ana Kilisemiz var. Bir asırdan fazla bir süre sonra İstanbul'da ikinci kilisemize kavuştuk. Cumhuriyetimizin 100. yılına denk gelmesi de mutluluğumuzu arttırdı. Bu vesileyle Cumhuriyetimizin 100. yılını kutluyor ve Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal'i saygı ile anarak ruhu şad olsun diyorum. Dün Patriğimiz Antakya Doğu ve dünyadaki tüm Süryani Kilisesinin Genel Patriği Kadasetli Moran Mor Ignatıus II. Efrem Kerim başkanlığında birçok ülkeden bu sevincimizi paylaşmak üzere gelen gelenlerin katılımlarıyla kilisemizin takdisi yapıldı. Kilisemizin toplumumuza hayırlı olmasını diliyorum. Barışın dünyada egemen olması için dua ediyorum.
HEPİMİZ AYNI GEMİDEYİZ
Türkiye'nin azınlıklara yönelik politikasına ilişkin de değerlendirmelerde bulunan Çetin, "İyi bir noktaya geldiğini düşünüyorum. Bu topraklarda yaşayan biz cemaatler böyle önemli jestlere alışık değildik. Kiliselerimizi onarmak bile kolay değilken, sıfırdan bir kilise yapılması çok önemli. Bir ülkenin demokratikleşme derecesi o ülkedeki azınlıklara nasıl davrandığı ile doğru orantılıdır. Ben de kendi adıma ülkemizin gerek demokrasi gerek özgürlük açısından doğru bir politika izlediğini düşünüyorum. Hepimiz aynı gemideyiz. Türkiye büyük bir ailedir ve biz Süryaniler de bu ailenin bir parçasıyız. Etnik, din, dil ayrımı olmadan barış ve kardeşlik içinde bu topraklarda yaşamanın kıymetini bilmeliyiz." dedi.
ORTADOĞU'DAKİ ÜLKELER TÜRKİYE'Yİ ÖRNEK ALMALI
İsrail-Filistin olaylarına dair de konuşan Çetin, "Yaşadığımız coğrafyaya baktığımızda bizim ülkemizin her açıdan örnek bir ülke olduğunu düşünüyorum. Asırlardır kapalı olan kiliseler açılabiliyor, ayin yapılmasına, onarılmasına izin veriliyor veya bizim kilisemiz gibi sıfırdan kilise inşa edilebiliyor... Cumhurbaşkanımız kilisenin temelini atıyor ve açılışını yapıyor. Bu bence dünyaya en önemli mesajdır. Demokrasi, din özgürlüğü, kardeşçe yaşama hepsi Türkiye'de var.