Kongre sürecinde İstanbul'u Ekrem İmamoğlu ve İmamoğlu'nun "Tavşan" adayı Özgür Özel'in desteklediği Özgür Çelik kazandı. Genel Merkezin desteklediği Ümit Erkol Ankara'da, Şenol Aslanoğlu da İzmir'de il başkanı olarak seçildi.
Kongre sürecinde İstanbul'u Ekrem İmamoğlu ve İmamoğlu'nun "Tavşan" adayı Özgür Özel'in desteklediği Özgür Çelik kazandı. Genel Merkezin desteklediği Ümit Erkol Ankara'da, Şenol Aslanoğlu da İzmir'de il başkanı olarak seçildi.
KILIÇDAROĞLU: BİR SORUN YOK, GENEL BAŞKANLIĞI ALIRIM
Koltuğu sağlama almak isteyen Kemal Kılıçdaroğlu ise kongreler sonrası pek çok milletvekilini, il başkanını, ilçe başkanını ve kurultay delegesini CHP Genel Merkezi'nde ağırladı. Daha sonrasında da DEVA'lı il başkanlarıyla yaptığı gizli görüşmesi ifşa olan Kılıçdaroğlu'nun bu hamlesi CHP ve DEVA'yı karıştırdı. Kılıçdaroğlu'nun DEVA'lı il başkanlarına "Bir sorun yok. Genel Başkanlığı alırım" dediği öğrenildi.
İmamoğlu'nun "Tavşan" adayı Özgür Özel ise il il gezerek Kılıçdaroğlu'nu yıpratma konuşmaları ile kurultaya hazırlandı.
KILIÇDAROĞLU'NDAN PLANLAR... "GEL DİVAN BAŞKANI OL EKREM"
Bu tartışmaların gölgesinde Kemal Kılıçdaroğlu ve Ekrem İmamoğlu ikilisi Ahlatlıbel'de bir araya geldi. Kılıçdaroğlu, İmamoğlu'na 4-5 Kasım'da kurultay için Divan Başkanlığı teklif etti İmamoğlu da bu teklifi kabul etti.
Kılıçdaroğlu bu hamle ile hem İmamoğlu'nun kurultay sürecinde tarafsız kalmasını hem de "Özgür Özel'i devirip kendi zaferini İmamoğlu'nun ağzıyla ilan etmeyi" amaçladı. Bir taşla iki kuş vurmak isteyen Kılıçdaroğlu'na Ekrem İmamoğlu'dan yeni hamlelerle yanıt geldi.
Divan başkanlığı teklifini kabul eden Ekrem İmamoğlu "tarafsız" kalmayacağını açıklayıp İstanbul delegelerinden Özgür Özel lehine imza topladı. Takip eden süreçte İmamoğlu, "Özgür Özel'le tariflediğimiz yol yürüyüş biçiminde de aynı noktadayım" diyerek Kılıçdaroğlu'na rest çekti.
Kurultaya sayılı günler kalan yapılan hamleler parti içindeki yeni entrikaların da habercisi oldu.
Yaşanan bu gelişmeler tüm sıcaklığını korurken Kılıçdaroğlu'ndan 'değişimci' kadroyu hedef alan dikkat çeken bir çıkış geldi.
"KURULTAYDA BENİM İÇİN SORUN YOK"
Kemal Kılıçdaroğlu, 4-5 Kasım tarihinde genel başkanın seçileceği kurultayda kendisinin açısından bir sorun olmadığını ifade etti.
'DEĞİŞİM' SORUSUNA YANIT
Gazeteci İsmail Küçükkaya'nın "Değişim yapacak mısınız?" şeklindeki sorusuna Kılıçdaroğlu, "Evet, değişim yapacağım. Kurultayın hemen arkasındaki Tüzük Kurultayı'na dikkat edin. Kamuoyunun benden beklediği değişimi yapacağım" cevabını verdi.
HEM İMAMOĞLU'NA HEM ÖZEL'E...
Bilindiği üzere Kemal Kılıçdaroğlu, geçtiğimiz günlerde gizli görüşme yaptığı DEVA'lılara "Bir sorun yok. Genel Başkanlığı alırım" teminatı vermişti.
Kurultayda kendisinin açısından bir sorun olmadığını dile getiren Kılıçdaroğlu'nun yaptığı 'değişim' çıkışıyla hem Ekrem İmamoğlu'na hem de Özgür Özel'e 'Ben sizinle kurultay sonrası uğraşacağım' mesajı vermesi partideki iç savaşın en somut örneği olarak kayıtlara geçti.
Öte yandan Özgür Özel'den de gündeme bomba gibi düşecek bir açıklama geldi. Özel CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun 'partiyi bilgili, iyi bir sosyal demokrata devredeceğim" sözlerini yandaş Sözcü Gazetesi'nden İpek Özbey'e değerlendirdi.
KILIÇDAROĞLU HİÇBİR ŞEY OLMAMIŞ GİBİ DAVRANDI
Özel, Kılıçdaoğlu'nun CHP yandaşı Sözcü TV'ye çıkacağı gün bir daha genel başkan adayı olmayacağını ilan etmesini beklediğini ifade ederek, şunları söyledi:
"İnsanların sessizliğinin bizim yapacaklarımızı görmek için olduğunu, koltukta kalmaya devam edersek toplumda ciddi tepkilere sebebiyet vereceğini söylemiştim. Yayınını izleyince gördüm ki, sayın genel başkanımız hiçbir şey olmamış gibi devam edeceğini söylüyordu, yerel seçim önemli diyordu. Ben o gün "Artık devam edemeyeceğim" dedim. CHP seçmenini gördüğüm her yerde konuştum, partililerle konuştum. Dikili Festivali'nde insanlar alkışlıyor ama gözlerinde fer yok. "O kadar iyi insanlarsınız ki, ele güne rezil olmayalım diye beni alkışlıyorsunuz, partinin evladına sahip çıkıyorsunuz" dedim. Özür diledim ve bu sefer alkış daha da yükseldi. İnsanlar gördüm ki özeleştiri istiyorlar. Devam eden süreçte herkesle konuştum, süreç şuraya geldi: Değişim sadece isimlere dayalı olmamalı, içi doldurulmalı. Değişimin lidere ihtiyacı oldu. Dört saat kendimle kaldım ve karar verdim. "Eğer bugün kimse çıkmazsa partili partiden umudunu kesecek dedim ve Eylül ayının ilk haftasında adaylığımı açıklamaya karar verdim."
ELLERİNİ KOLLARINI BAĞLAYAN YOKTU
Kılıçdaroğlu'nun "Acımasızca eleştirildik, bir bırakmadılar ki muhasebe yapalım." sözlerini de değerlendiren Özel; "Genel başkana sürekli "Bir muhasebe yapılmalı" dedik. Muhasebe yapmalarına ne engelmiş onu anlamadım. "Birlikte muhasebe yapalım" dese zaten ortaya değişim hareketi çıkmayacaktı. Ellerini, kollarını bağlayan yoktu." şeklinde konuştu.
Kılıçdaroğlu'nun "Seçilseydim yanımda olacaklardı, şimdi karşımdalar" şeklinde sözlerine ilişkin olarak ise Özel, "Taa dokunulmazlıklar sürecinde Veli Ağbaba, Selin Sayek Böke ve birkaç arkadaşımız MYK'da çok ciddi şekilde genel başkanın "Anayasaya aykırı ama evet diyeceğiz" tutumuna itiraz ettik. Yenikapı'ya gitmemesi, istikşafi görüşmelerin kesilmesi, referandumdan sonra YSK'ya itiraz meselesi, ittifakın dörtten altıya genişlemesi gibi altı kritik kavşakta çok ciddi itirazlarım oldu." dedi.
8 KOALİSYON KONTROLSÜZ GENİŞLEDİ
8 koalisyonun bilinçsiz bir şekilde genişlediğine yönelikte Kılıçdaoğlu'nu eleştiren Özel, "Kontrolsüz genişlemeydi. Davutoğlu gelir gider oldu, Babacan sık gelir gider oldu, birden altı olduk. Dedim ki, "İttifakın iç hukuk belgesinin olması lazım. Milletvekili seçiminde ittifak kuracak partiler yöntemi şöyle belirleyecektir diye bir belge hazırlayalım. Altına imza atalım. Üç kamuoyu şirketinin 15 gün arayla yaptığı altı araştırmanın aritmetik ortalamasını seçim sonucu kabul ederek milletvekili listelerini oluşturalım. Herkes kantara çıkacak, kilosu kadar karşılık alsın"…
CHP'yi nasıl dönüştürüceğine ilişkin de konuşan Özel, CHP'nin yaşlı isimleri barındırdığına ve atanmış danışmanlar konusuna işaret ederek şunları söyledi:
1- CHP şu anda edilgen, bizim dönemimizde etken olacak.
2- Şu anda savunmada, biz hücumda olacağız.
3- Şimdi sokaktan, eylemden uzak duran bir CHP var, biz gelirsek meydanlardan, sokaklardan kaçmayacağız.
4- Mevcut CHP, "oyuna gelmeyelim, yanlış anlaşılmayalım, sağcıları küstürmeyelim" diyor, biz oyuna gelmeme oyununa itiraz edeceğiz.
5- "Sivil toplum ve meslek örgütleri itiraz etsin, biz arkadan gidelim" tutumu yerine, sivil topluma ve toplumsal muhalefete önderlik edeceğiz.
6- "Sağ-sol kavramları 18'inci yüzyılda kaldı" diyen bir CHP yerine, sol kimliğe sahip çıkan bir CHP göreceksiniz.
7- Altı oku yeterince savunamayan bir CHP yerine, laiklik başta altı oka sahip çıkan, aşındırmadan geliştiren bir parti olacağız.
8- Çok yaşlı ve çok erkek bir parti yerine, gençlerin ve kadınların CHP'sini yaratacağız.
9- Tarım, salgın, mavi vatan ve birçok sorun olmasına rağmen bu alanlarda genel başkan yardımcısı yoktu, bu koltuklar danışmanlarla dolduruldu. Atanmış danışmanlar değil seçilmişlerle yönetilen bir CHP olacak.
KILIÇDAROĞLU'NA ZEHİR ZEMBEREK SÖZLER: ŞEHZADEMİZ NEREDE, HANGİ KAFESTE?
Kılıçdaroğlu'nun"Partiyi bilgili, birikimli iyi bir sosyal demokrata devredeceğim" sözlerini yönelikte zehir zemberek açıklamalar yapan Özel,
Devretme meselesi demokrasi değil monarşide olur. Biz bunu 1 Kasım 1922'de saltanatın kaldırılmasıyla reddettik. Her yıl övünüyoruz. Yarın 1 Kasım ve saltanatın kaldırılışının yıldönümü. Biz partimize demokrasi getiremediysek, ülkeye getireceğimiz demokrasiyle nasıl övüneceğiz? Karşısındaki aday olarak baktığınızda ise, öyle bir tanımlama yapar ki, hiç alınmam. Beş yabancı dil bilen, 3 üniversite bitirmiş, geçmişinde şu tecrübe olsun denilen bir tanıma itiraz etmezsin. Ama tanımlama bilgili, birikimli, iyi bir sosyal demokrat… Ben ve Örsan Öymen adayız. Bu tanımı yapınca meşru rakiplerine "İyi bir sosyal demokrat değil" diyor. Bu açıdan centilmence değil. Örsan Bey ile bizi bırakın, bu partide bu tanıma uyan yüz binler var.
Görünür olmayan bizim bilmediğimiz birinden bahsediyor. Bu kişi nerede? Hangi görevlerde sınanmış. Yarın partinin başına geldiğinde ne yapacağı nereden belli. Bakın bu bana ne hatırlattı: Saltanatın kaldırılmasıyla ortadan kalkan bir durumdan bahsedeceğim. Fatih Sultan Mehmet kardeş katlini uygun gördüğünden beri Osmanlı'da bir kafes uygulaması var. Sarayda haremin yanında, tahta geçmesi muhtemel şehzadeler kafeste tutuluyor. Bazen padişah çok uzun yaşayınca bekleyen şehzadenin yaşlanıp öldüğü oluyor. Kafeste delirenler var. Onu bir tek padişah biliyor. Bu uygulamayı görünce dedim ki "Şehzademiz nerede şimdi, hangi kafeste"… dedi.
GEMİYİ TEHLİKELİ SULARA KENDİSİ SÜREKLEDİ
Ayrıca CHP lideri Kılıçdaoğlu'nun liman ve kaptan metaforuna itirazı olduğunu belirten Özel,"Gemi güvenli bir limana ihtiyaç duyuyorsa demek ki fırtınanın içinde. Buradan limana ben götüreceğim diyor ya, "O gemiyi tehlikeli sulara kim sürükledi" diye sorarlar." diye konuştu.