"AİLELERİN MAL VARLIĞI VE HESAP BİLGİLERİNE ULAŞMAYA ÇALIŞTILAR"
Sanığın klinikte kişisel verilerin yasa dışı şekilde depolandığı bir database kullandığına dikkat çekilen iddianamede, Süleyman Salih Zoroğlu'nun diğer sanık Ahmet Aktaş'la illegal bir sorgulama paneli üzerinden hastaların aile üyelerine, bu kişilerin adres ve telefon bilgilerine erişim sağladıkları kaydedildi.
İddianamede, sanıkların ellerindeki bu database'in daha gelişmiş, mal varlığı-hesap bilgilerini de içeren versiyonlarını temin etmeye çalıştıkları, ulaştıkları bu verileri hasta çocukların seanslarında ve şantaj süreçlerinde kullanmayı planladıkları ifade edildi.
Tüm sanıkların iştirak halinde, hukuka aykırılık bilincine sahip olarak ve kasten mağdur çocuklara fiziksel ve ruhsal zarar verdikleri, ailelerini maddi ve manevi açıdan mağdur ettikleri ve yargı makamlarını aldatmaya çalıştıkları vurgulandı.
"ENSESTİ ALLAH'IN VERDİĞİ YETENEKLE HEMEN ANLIYORMUŞ"
İddianamede, sanık Zoroğlu'nun söz konusu hastalığı yüzde 99,5 gibi yüksek bir oranla net bir sebep-sonuç ilişkisi kurarak küçük yaşta yaşanmış cinsel istismara bağlayıp Çoklu Kişilik Bozukluğu bağlantılı bozuklukların Türkiye'de de yüzde 18 civarında olduğunu iddia ettiği aktarıldı.
Bu rakamların dosya kapsamında alınan bilirkişi heyet raporunda belirtilen orandan uzak olduğuna işaret edilen iddianamede, ifadesine başvurulan uzman tanıkların da söz konusu tanının bu kadar yaygın olamayacağını belirttikleri ifade edildi.
İddianamede, Zoroğlu'nun teşhisleri doğru kabul edilse dahi teşhis koyma yönteminden sonra başlayan sürecin hukuka aykırılıklarla örülü bir biçimde ilerlediği vurgulanarak, şunlar kaydedildi:
"Her şeyden önce başlangıçta bizzat çocuklar direnç göstererek istismara uğramadıklarını, müracaat sebeplerinin bu olmadığını doktora anlatmaya çalışsalar da sanık, ensesti, 'Allah'ın verdiği özel yeteneklerle bir önsezi sayesinde, manevi bir gözle bakarak hemen anladığını' iddia etmekte ve çocuklara bu olayları kesinlikle yaşadıklarını ama sonradan unuttuklarını, böyle bir olay yaşanmasaydı bu hastalığın gelişemeyeceğini açıklamaktadır."
"GÖRMEDİĞİ KİŞİLERE BİLE TEŞHİS KOYMUŞ"
İddianamede Zoroğlu'nun seanslarda hastaların aile bireylerine yönelik küfürlü provokatif ifadeler kullandığı belirtildi.
Sanığın hiç görmediği kişilere ihtimale binaen ÇKB teşhisi koyduğu anlatılan iddianamede, "Sanığın bu bağlamda özellikle istismarla suçladığı kişide de çoklu kişilik bozukluğu olduğunu, bu sebeple onun da faili olduğu istismar eylemlerini hatırlamıyor olabileceğini, hatta onun da kendi ailesinden istismar görmüş olabileceğini sıklıkla tekrarlamaktadır. Keza hiç görmediği kişilerin de ÇKB olduğunu iddia etmiştir." değerlendirmesinde bulunuldu.
"HEP FETÖ'CÜLER Mİ YATACAK? BİRAZ DA SİZ YATIN"
Zoroğlu ve 6 şüpheli hakkında hazırlanan İddianamede FETÖ vurgusu 'bacıhane' dışındaki bölümlerde de yapıldı. İddianamede mağdur olarak olarak yer alan anne S.E., Zoroğlu'nun verdiği rapor doğrultusunda kendi çocuğuna istismarda bulunduğu gerekçesiyle gözaltına alınmıştı. S.E. savcıya verdiği ifadesinde bilimdışı yöntemler uygulanarak çocuğunun manipüle edildiğini söylemişti. S.E. soruşturma sürecinde Zoroğlu'nun kendisine "Hep FETÖ'cüler mi yatacak? Biraz da siz yatın" dediğini aktardı.
BAZI ÇOCUKLARI UYUŞTURUCU KULLANIMINA YÖNLENDİRDİ
Bazı çocuklara sadece kendisi ketamin vermedi, onları esrar kullanımına da özendirdi teşvik etti. Bir doktor olarak açıkça onayladığını dile getirdi. Bazı mağdurlara vücutlarından kan çekmelerini tavsiye etti. Hatta bunun için gerekli şırınga gibi aparatları temin edebileceğini söyledi. Çocukları bedenlerine zarar vermeye yönelik teşvik etti. Çocukları vahşice gerçekleşmiş istismar hikayelerine maruz bırakarak onları bu yolla manevi açıdan istismar etti. Ayrıca mağdur çocuklardan birini klinikte hasta kabul edecek şekilde gayri resmi çalıştırdı. Kliniğinde çalışan Ahmet Aktaş da birlikte kliniklerine gelen mağdurların ailelerinin kişisel verilerini yasadışı yollarla ulaşmaya çalıştılar. Buradaki amaç mal varlığı ve hesap bilgilerini içeren özel bilgilere ulaşarak onlara şantaj yapmaktı.
972 YILA KADAR HAPİS CEZASI İSTENDİ
Bakırköy 21. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edilen iddianamede, sanık Süleyman Zoroğlu hakkında 21 kez "uyuşturucu veya uyarıcı madde ticareti yapma veya sağlama", 21 kez "eziyet", 4 kez "iftira", 2 kez "kişiyi hürriyetinden yoksun kılma", 2 kez "şantaj", 2 kez "uyuşturucu madde kullanımını özendirme", 1 kez "kişisel verileri hukuka aykırı olarak ele geçirme", 1 kez "özel hayatın gizliliğini ihlal etme" suçlarından toplamda 96 yıldan 972 yıla kadar hapis cezasına çarptırılması istenmişti.
İddianamede ayrıca, Süleyman Salih Zoroğlu'nun eşi ve klinik idaresini takip eden sanık Özgül Zoroğlu, klinikte psikolog olan sanık Ahmet Aktaş, klinikte bir süre çalışan doktor sanık Hüsnü Ağca, klinik sekreteri sanık İnci Arslan ve klinikte psikolog olarak görev yapan Zeynep Akgül'ün de benzer suçlardan hapis cezalarına çarptırılması talep edilmişti.