Çocuk, 8. sınıfa geldiğinde durumu kötüleşti.
2021'de Prof. Zoroğlu'ndan online terapi aldı. Bu terapilerde doktor, çocuğun odada yalnız olmasını ve ailesinin kesinlikle terapiyi dinlememesini söylüyordu.
Doktor, çocuğa "Abin özel bölgelerine dokunuyor mu?", "Abinin özel bölgelerini gördün mü?", "Abin senin yatağına gelip bir şeyler yaptı mı?" diye soruyordu. Kız ise "Hayır böyle bir şey olmadı" dedi, cinsel istismarla ilgili bu soruların hepsine "Hayır" diye yanıt verdi. Anne bu konuşulanlara kulak misafiri oldu.
Anne daha sonra doktorun çocuğun ağabeyini kötüleyen sözlerini duydu. Zoroğlu, "Abin pislik, senin abin bir şerefsiz" diyordu. Bu sözleri duyunca anne büyük şaşkınlık yaşamıştı. Kızı ve ondan 10 yaş büyük ağabeyi her kardeş gibi ufak tefek sorunlar yaşıyordu.
Duydukları karşısında şoke olan anne, online seanstan sonra Prof. Zoroğlu'nu aradı. "Hocam bunları söylemeniz doğru mu? Abisine 'Pislik' diyorsunuz. Kin besliyor, araları bozuluyor" dedi.
Prof. Zoroğlu, ise "Ben bilinçaltına inmeye çalışıyorum. Belki anlatmadığı şeyler var. Bana güvensin, anlatsın diye böyle konuşuyorum" diye yanıt verdi.
AİLE İLE GÖRÜŞMEYİ REDDETTİ
Profesör aileden apar topar İstanbul'a gelmelerini isteyerek durumum acil olduğunu belirtti. Durum karşısında kaygılanan aile, soluğu klinikte aldı. Terapi çıkışında aileye bir A4 kağıt verildi. Kağıtta yazanlar ise dehşete düşürdü. İşte o detaylar;
"Bugünkü seansta çok öfkeli bir alterle karşılaştık. Kendini Kanlı Berk olarak tanıttı. Adının neden Kanlı Berk olduğunu sorduğumda; insanların etini kanlı kanlı yemek istediğini söyledi.
Baba, anne ve ağabeyi. Bu üç kişi için çok olumsuz ve kötü konuştu.
Bu alter kişiliği çağırdığımızda çok kötü ve öfkeli davrandı. Telefonu fırlattı.
Sakın bulaşmayın. (Baba da evde bulunmasın. Bir bildiğim var da söyledim.)
Ağabeyini canlı canlı öldüreceğini belirtti.
Ağabeyi ile onu karşılaştırmamalı.
Siz de sakın bir odada yalnız kalmayın.
Zira fırsat arıyor. Vicdan, insaf, merhamet yok.
Otopsi izleyip hayalini kuran ve bundan zevk alan bir kişilik.
Valla bu hastalığı bilmesem bu 'Cin', 'Şeytan' diyeceğim.
Allah size sabır versin.
Not: Telefonuna dokunmayın. Şifresini sormayın.
Kişisel ve şahsi alanlarına girmeyin."
Yazılanlara anlam veremeyen ailenin profesörle konuşma talebi reddedildi. Çocuk, teapiden çıktığında elinde oyuncak bir araba şeklindeki hoparlör vardı. Bu hoparlörü doktorun verdiğini bununla müzik dinleyeceğini söylemişti. "Ben sonra hoparlörü doktora geri vereceğim" demişti. Ama bu hoparlörle bir kez bile şarkı dinlemedi. Sadece şarja takmıştı. Annesi 'Şarjı dolmuştur, çıkartayım" dediğinde izin vermiyordu, "Şarj olması gerekiyor" diyordu.
TEHDİT MESAJLARI
Bir süre sonra çocuğun durumu iyice kötüleşince aile kendi yaşadıkları yerde bir psikologa gitmeye karar verdi.
Bu kararlarını Zorluoğlu'na bildikdiklerinde profesör kendilerini tehdit ederek, kızınızı bana getirin benimle kalsın. diyerek "Böyle olursa çocuk sağlığına kavuşur kavuşmaz tüm bildiğim şeyleri ve bendeki ses, görüntü, çizim, yazı gibi bilgi, belge ve delilleri alır yok eder ve hayatınızdan çıkarım." dedi. Durumun karşısında ne yapacağını şaşıran anne, kızına profersörün ona bir şey yapıp yapmadığını sordu.