"Filistin topraklarında 2. Dünya Savaşı'ndan beri süren sistematik gasp eylemlerini meşrulaştıran hiçbir ülkenin ve halkın geleceği güvende olmayacaktır." ifadesini kullanan Erdoğan, bugün Filistinliler için reva görülen cinayet ve hırsızlık eylemlerinin yarın kendilerine uygulandığında bu ülkelerin ve halkların kimseden yardım isteyecek yüzlerinin bile kalmayacağını kaydetti.
Acı ama gerçek olan bu tespitin amacının kimseyi tehdit etmek olmadığını sadece gelecekte neler yaşanacağını hatırlatmak olduğunu belirten Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Türkiye ve Türk milleti olarak siyasetimizle, ekonomimizle, savunma sanayimizle, ordumuzla, sosyal yapımızla ve kurumlarımızla güçlü olmazsak, bizim başımıza gelecek olan da budur. Günübirlik sıkıntıların heyecanına kapılıp ülkemizin verdiği bu büyük mücadeleyi görmezden gelmek demek, ülkeyi işte böyle bir girdabın içine atmak demektir. Geçtiğimiz 21 yılda her alanda çok mesafe katettik ama henüz gerçekten kendimizi rahat ve güvende hissedeceğimiz yerde değiliz. Başlattığımız projelerin sonuçlanması ve onları takip edecek programların hayata geçmesi için biraz daha vakte ihtiyacımız var. İnşallah o günleri de hep birlikte göreceğiz."
Önceki hafta ilk uçuşunu başarıyla gerçekleştiren 5. nesil savaş uçağı KAAN vesilesiyle savunma sanayinde gelinen yerin, Türkiye'de ve dünyada epeyce konuşulduğunu belirten Erdoğan, şöyle devam etti:
"KAAN başta olmak üzere savunma sanayi hamlelerimiz, Antalya Diplomasi Forumu'nda da muhataplarımızın gündemindeydi. Bugün bu başarı hikayesinin ihracatımıza olan etkisi üzerinde durmak istiyorum. Bilindiği gibi savunma sanayinde son 21 yılda büyük aşamalar kaydeden Türkiye, bu sayede sektörde yüzde 20'lerde olan yerlilik oranını yüzde 80'lerin üzerine taşımıştır. Öyle ki 850'yi aşkın yerli savunma sanayi projesi ve 90 milyar dolarlık proje büyüklüğüyle bu alanda kendi kendine yeterliliği en yüksek ülkelerden biri haline geldi."
"SİHA İHRACAT LİGİNİN DE ZİRVESİNDE YER ALIYORUZ"
Başkan Erdoğan, sadece bununla kalmadıklarını ifade ederek, şunları söyledi:
"Sahip olduğumuz yüksek teknoloji ürünlerini dost ve müttefik ülkelerle de paylaşarak savunma ihracatımızı 10 yılda yaklaşık 4,5 kat artırdık. Geçtiğimiz yıl dünyanın 185 ayrı ülkesine 230 çeşit savunma sanayi ürünü satarak 5,5 milyar dolarlık ihracat yaptık. Sahip olduğumuz kara, deniz, hava savunma platformlarıyla kardeş ülkelerin ordularının ihtiyaçlarına cevap vererek Türkiye'nin bölgesel ve küresel gücüne katkıda bulunduk. Savunma sanayi üretimimizi deprem bölgesine de yayarak hem bu alandaki gücümüzün artmasını sağlamayı hem de şehirlerimizin hızla ayağa kalkmasına destek olmayı amaçlıyoruz."
Erdoğan, "Savunma sanayi ihracatında dünyadaki yerimize baktığımızda karşımıza çıkan fotoğraf şu şekildedir, TB2, AKINCI, ANKA ve AKSUNGUR silahlı insansız hava araçlarımız ile SİHA teknolojisinde dünyada ilk 3 ülke arasında SİHA ihracat liginin de zirvesinde yer alıyoruz. Bugüne kadar 50 ülkeyle 770 insansız hava aracı için sözleşme imzaladık. Sadece geçtiğimiz yılın İHA ihracat tutarı, 1,8 milyar dolardır. 2024 yılının ilk iki ayında savunma ve havacılık sektöründe 633 milyon dolarlık ihracat rakamıyla yeni bir rekor kırdık." diye konuştu.
Kara araçlarında bir dünya markasına dönüşen savunma sanayisinin, her kıtadan 40 ayrı ülkeye yaklaşık 4 bin 500 4x4, 6x6 ve 8x8 taktik tekerlekli araç ihracatı yaptığını aktaran Erdoğan, geçen yıl kara araçları ihracatının 500 milyon doları bulduğuna dikkati çekti.
"İLK SIRALARDA YER ALIYORUZ"
Erdoğan, şunları söyledi:
"Mühimmat ve füze sistemlerinin her çeşidinde tasarımda, geliştirilmesinde ve üretiminde ilk sıralarda yer alıyoruz. Deniz araçlarında kendi korvetini, kendi Anadolu gemisini üreten Türkiye, bu gemileri kendi radarlarıyla sensörleriyle muhabere sistemleriyle füzeleriyle ve torpidolarıyla donatıyor. Şirketlerimiz iki ülkeyle 6 korvet inşası için sözleşme imzalayarak ihracat yolunda hızlı bir giriş yaptı. Ayrıca ürettiğimiz tank çıkarma gemisi, havuzlu çıkarma gemisi, karakol botları, hızlı müdahale botları ve lojistik destek gemisi gibi deniz platformlarından 10 ülkeye 140 ihracat gerçekleştirdik."
Erdoğan, yerli tasarım ve üretim olan ATAK taarruz helikopterlerinden, Türk Silahlı Kuvvetlerinin envanterindekilerinin yanında Uzak Doğu ve Afrika ülkelerine 8 tane de ihraç edildiğini ifade ederek, "Türkiye'nin ilk insanlı eğitim ve yakın taarruz uçağı olan HÜRKUŞ'un 5 adedi halen iki ayrı ülkenin hava kuvvetleri tarafından kullanılıyor. Kara araçlarındaki başarımızı, bunlara entegre edilen uzaktan komutalı silah sistemleri ihracatında da yakalamaya başladık. Kendi ürettiğimiz araçlar yanında yabancı menşeli araçlarda da bizim silah kulelerimiz tercih ediliyor. Bugüne kadar 24 ülkeye yaklaşık 1200 silah kulesi satışı yaptık. Son dönemde yaşanan asimetrik savaşların vazgeçilmez unsuru olan kamikaze İHA'lar da talep gören ürünlerimiz arasındadır. Halihazırda şirketlerimiz vasıtasıyla 11 ülkeye 1500 kamikaze dron ihracatı gerçekleştirdik. Hafif silah ve tabanca üretiminde de önemli bir marka haline geldik. Bugün dünyanın 111 ayrı ülkesinde hafif silahlarımız ve tabancalarımız kullanılıyor." bilgisini verdi.
Başkan Recep Tayyip Erdoğan, yüksek teknoloji içeren radar sistemlerinin tasarımı ve üretimi konusunda Türkiye'nin, 10 ülkeye yaptığı 40 adet ihracatla dünyadaki ilk 3 ülke arasında yer aldığının söyledi.
"TÜRKİYE'NİN NEYE İHTİYACI OLDUĞUNA, HANGİ ADIMLARI ATMASI GEREKTİĞİNE BAKIYORUZ"
Henüz çalışmaları süren projelere de çok büyük ilginin olduğunu belirten Erdoğan, şunları kaydetti:
"21 Şubat'ta ilk uçuşunu yapan KAAN'ımızın bizimle birlikte pek çok dost ülkede yol açtığı heyecanı, ilgiyi, umudu hep birlikte gördük. Bir başka ifadeyle, ülkemizin tasarımını ve üretimini tamamlayıp hizmete aldığı her ürünün müşterisi zaten hazır. Yeter ki biz sabırla azimle dikkatle kararlılıkla çalışarak projelerimizi birer birer sonuçlandıralım. Bölgesel ve küresel krizlerin yaygınlaştığı, çatışmaların derinleştiği, tehditlerin arttığı bir dönemde Türkiye için bu tablo zaten çok önemlidir.
Biz gerçekten ihtiyacımız olduğunda, müttefikimiz dediğimiz kurumların ve ülkelerin yanımızda olmayacağını son 10 yılda defalarca tecrübe ettik. Suriye sınırlarımız terör örgütleri tarafından roketlerle tehdit edildiğinde bize yardım etmek bir yana, ülkemizdeki mevcut hava savunma sistemlerini söküp götürenler oldu. Türkiye'ye parasıyla satmadıkları silahları ve mühimmatları terör örgütlerine bilabedel dağıtanları, bunların bize karşı kullanılmasına göz yumanları da unutmadık, unutmuyoruz. İşte bunun için diyoruz ki biz artık kimin ne dediğine, kimin ne istediğine bakmıyoruz. Biz artık sadece Türkiye'nin neye ihtiyacı olduğuna, hangi adımları atması gerektiğine bakıyoruz."
Türkiye'nin bugünüyle birlikte geleceğini de şekillendirecek tarihi bir ekonomik dönüşümden geçtiğini belirten Erdoğan, "Açıklanan her veri, ekonomimizin güçlü temeller üzerinde yükseldiğine işaret ediyor. Geçtiğimiz yıl maruz kaldığımız 'Asrın Felaketi' 6 Şubat depremlerine ve seçime rağmen ekonomimiz yüzde 4,5 gibi dünyada eşine az rastlanır bir oranla büyümeyi sürdürdü. Dünya ortalamasının 1,5 katına tekabül eden bu büyüme oranı, yaşadığımız tüm olumsuzluklara rağmen ekonomimizin direncini ve dinamizmini ispatlıyor." diye konuştu.
Büyümenin yaklaşık yarısının yatırımlardan kaynaklanmasının ayrıca önemli olduğunu vurgulayan Erdoğan, "Milli gelirimizin 1,1 trilyon doların ve kişi başına milli gelirimizin 13 bin doların üzerine çıkması, fevkalade sevindirici bir gelişmedir." dedi.
Erdoğan, satın alma paritesine göre dünyanın en büyük 11. ekonomisi haline gelen Türkiye'nin, kısa vadeli kazanımlar yerine uzun vadeli kalıcı refah artışlarına odaklanarak yoluna devam edeceğini aktardı.
AK Parti iktidarları döneminde her yıl ortalama 700 bin istihdam artışı sağlandığını belirten Erdoğan, "İstihdamdaki başarı hikayemizi geçtiğimiz yıl 855 bin yeni istihdam artışıyla sürdürdük. İşsizlik oranını yüzde 9,4 ile son 10 yılın en düşük seviyesini ifade eden tek haneli rakamlara düşürdük. Hatta bu oran, 2023 yılının aralık ayında yüzde 8,8 olarak gerçekleşti." diye konuştu.
Enflasyonla mücadelede henüz istenen yere gelinmediğini belirten Erdoğan, "Ama kararlıyız. Daha önce ülkemizi enflasyondan nasıl kurtardıysak inşallah bu defa da aynı başarıyı sergileyeceğiz." dedi.
Enflasyon beklentilerinin giderek düşmesinin, bu mücadeleye olan inancın işareti olduğuna dikkati çeken Erdoğan, "Aynı şekilde cari açıktaki düşüş de sürüyor. Bu yılın ilk 2 ayında cari dengede 13 milyar doların üzerinde iyileşme sağladık." bilgisini verdi.
"HEDEFİMİZ 60 MİLYAR DOLAR"
Yenilenebilir enerji yatırımları ve yüksek teknolojiye dayalı üretimlerin artmasıyla cari açığın gerileyeceğini kaydeden Erdoğan, küresel enerji noktasında fiyatlardaki gerilemenin de bu mücadeleye destek olduğunu söyledi.
Turizm gelirlerinin her yıl rekor kırdığına işaret eden Erdoğan, "Geçtiğimiz yılı 54,5 milyar dolarla kapattığımız turizmde, bu yılki hedefimiz 60 milyar dolardır. Tabii tüm bu programları uygularken hep yaptığımız gibi mali disiplinden asla taviz vermiyoruz. Kalıcı fiyat istikrarını sağlayacak, yapısal dönüşümü hızlandıracak afetlere karşı güvenli şehirler oluşturma çabalarımıza kaynak oluşturacak bir anlayışla maliye politikalarımızı yönetmeye devam edeceğiz." diye konuştu.
"ELBETTE YAŞANAN SIKINTILARIN FARKINDAYIZ"
Başkan Erdoğan, "Ülkemizin risk priminin düşmesi, borçlanma maliyetlerimizin azalması, yatırımcıların ilgisinin artması, derecelendirme kuruluşlarının notlarının olumluya dönmesi, yaklaşık 132 milyar dolarlık döviz rezervine sahip olmamız, ekonomi programımızın doğru yolda ilerlediğini gösteriyor." diye konuştu.
Erdoğan, şu açıklamalarda bulundu:
"Bu vesileyle şu hususun altını bir kez daha çizmek isterim. Cumhuriyet tarihimizin en büyük demokrasi ve kalkınma adımlarını atarken, en olumlu gelişmeleri çalışanlarımızın, emeklilerimizin, dezavantajlı kesimlerin hayatlarıyla gerçekleştirdik. En düşük emekli maaşını 66 liradan 10 bin liraya, nereden, nereye. Asgari ücreti 184 liradan 17 bin liraya, engelli maaşını 25 liradan yaklaşık 4 bin liraya çıkarmış, her alanda milletimizin refah seviyesini katlayarak yükseltmiş bir hükümet olarak çalışanlarımızın ve emeklilerimizin bugünkü sıkıntılarına gözlerimizi kapamamız mümkün mü? Elbette yaşanan sıkıntıların farkındayız."
"MİLLETİMİZDEN BİZE GÜVENMEYİ SÜRDÜRMESİNİ İSTİRHAM EDİYORUM"
Erdoğan, şunları kaydetti:
"Geçtiğimiz günlerde emekli maaşlarına şu kadar zam yapacağız diyen muhalefetin nasıl boş konuştuğunu örnekleriyle anlattım. Sözü edilen artışları, ülkenin tüm yatırımlarını durdursak, eğitim veya sağlık harcamalarının tamamını buraya aktarsak, kamu görevlilerine maaş vermesek bile karşılayamıyoruz. Bu demek değil ki çalışanlarımızı ve emeklilerimizi hayat pahalılığının pençesine terk edeceğiz. Tam tersine enflasyonu yenerek, büyümeyi sürdürerek, milli gelirimizi artırarak, devletimizi güçlendirerek her meselemizi çözdüğümüz gibi çalışanlarımızın ve emeklilerimizin gelirlerini de artıracağız.
Türkiye Yüzyılı'nın emektarları başta olmak üzere hiçbir insanımızı darda bırakmayacak, göz göre göre sıkıntı çekmesine müsaade etmeyeceğiz. Milletimizden bize güvenmeyi, inanmayı sürdürmesini, destek ve dualarını bizden esirgememesini özellikle istirham ediyorum. Rabb'im birliğimizi, beraberliğimizi, dayanışmamızı daim eylesin diyorum."
Erdoğan, toplantının ve alınan kararların hayırlara vesile olmasını dileyerek konuşmasını tamamladı.