AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Ömer Çelik, "Şu anda Gazze'ye dünyada en çok yardım yapan ülkeyiz. Filistin davası milli siyasetimizin bir parçasıdır." dedi.
Çelik, Başkan Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında AK Parti Konferans Salonu'nda toplanan Merkez Karar ve Yönetim Kurulu (MKYK) toplantısı sürerken basın toplantısı düzenledi.
Yerel seçimlerin ardından yapılan ilk MKYK toplantısında Başkan Erdoğan'ın seçimlerle ilgili değerlendirme yaptığını belirten Çelik, Erdoğan'ın parti kurullarına verdiği talimatlar doğrultusunda raporlar hazırlanacağını söyledi.
MKYK toplantısında Yerel Yönetimler Başkanlığı, Seçim İşleri Başkanlığı ve Strateji Heyeti Başkanlığının sunum yapacağını aktaran Çelik, toplantının ana gündem maddesinin seçimlere dönük olduğunu kaydetti.
Çelik, Başkan Erdoğan'ın toplantıda iç ve dış politikaya dönük değerlendirmeler de yaptığını ifade etti.
Şu anda bütün dünyanın konuştuğu tek konunun İsrail-İran gerilimi olduğuna işaret eden Çelik, şunları kaydetti:
"Netanyahu ve ekibinin bir katliam siyaseti takip etmesiyle birlikte bölgedeki tansiyonun daha da yükseleceğini, hatta Netanyahu ve ekibinin bölgedeki tansiyonu yükseltmek üzere kasti, hesaplı ve sistematik bir politika izlediğini ifade etmiştik. Daha da ötesi bir şekilde Netanyahu ve ekibi, 'bölgesel savaş çıksın ve adeta bu savaşa da ABD dahil olsun' diye maalesef son derece riskli bir senaryonun peşinde koşmaktadır.
Bu konuda ABD başta olmak üzere herkesin sağduyulu olması gerekir. Çünkü sık sık batılı devletlerin vurgu yaptığı İsrail'in güvenliğiyle bu konuların herhangi bir alakası, ilgisi yoktur. Hatta bir devletin güvenliğinden bahsedilecekse Netanyahu ve ekibinin yaptığı her şey, kendi ülkelerini ve bölgeyi daha da güvensizleştirmekten başka bir sonuç göstermeyecektir. Filistin'e dönük ortaya konulan soykırım siyaseti 40 bine yakın insanın ölümüne sebep oldu ve halen de buradaki olumsuz koşullar bütün dünyanın gözü önünde devam ediyor."
"İSRAİL'E DÖNÜK NİÇİN TEDBİRLER GÜNDEME GELMİYOR"
Çelik, İsrail-İran geriliminde, Netanyahu hükümetini teşvik edecek ve yanlış yönde cesaretlendirecek bir tabloyla karşı karşıya kalındığına dikkati çekerek, İsrail'in İran'ın Şam Büyükelçiliği'ni vurması karşısında bütün dünyanın ayağa kalkması gerekirken, ikiyüzlü bir şekilde suskun kalındığını söyledi.
Bütün bu sürecin ortaya çıkmasının sebebinin, Netanyahu ve ekibinin yürüttüğü katliam siyaseti ve arkasından İsrail'in Şam'daki diplomatik temsilciliği vurması olduğunu belirten Çelik, şunları kaydetti:
"İşin bu kısmına bakmaksızın İran'ın cevabi saldırısına dönük olarak dünyadan kınama geldi. Avrupa Birliği dahil pek çok ülke 'İran'a dönük birtakım ambargolar ve kısıtlamalar ortaya koyacaklarını' söylediler. Peki Birleşmiş Milletler'e kayıtlı egemen bir ülkenin diplomatik temsilciliğini vuran İsrail'e dönük bu tedbirler niçin gündeme gelmiyor? Niçin meseleyi başından itibaren alıp, eğer bir müeyyide uygulanacaksa, bu müeyyideler adaletli ve eşit bir şekilde uygulanmıyor? İşte sorunun temeli, özü bundan ibarettir. Bu çerçevede biz bütün bu gelişmelerin hiçbir şekilde Filistin'deki esas meseleyi unutturmaması gerektiğini ifade ediyoruz. Bu da şudur, muhakkak suretle ateşkes sağlanmalı ve iki devletli bir çözüme en güçlü şekilde gidilmelidir. Bunun dışında barış için bir formül, bölgeyi sükunete ulaştıracak bir formül yoktur."
Netanyahu hükümetinin katliam siyaseti durdurulmadan bölgede öngörülebilir bir geleceğin söz konusu olmadığını vurgulayan Çelik, "Tek taraflı kınamalar, tek taraflı adil olmayan ambargolar yerine esas meselenin köküne inmek, acil ateşkesi sağlamak ve acil ateşkesi sağladıktan sonra da başkenti Doğu Kudüs olan toprak bütünlüğüne sahip Filistin devletinin kurulması ve tanınması çerçevesindeki adımın bir an evvel atılması gerekir." değerlendirmesinde bulundu.
"PRENSİPLERDEN BİR ADIM BİLE SAPMA OLMAMIŞTIR"
Çelik, İsrail, dünyanın gözü önünde katliam siyasetine devam ederken, Netanyahu ve ekibi, Uluslararası Adalet Divanı'nda yargılanması gereken bir soykırım suçu işlerken ve İsrail saldırdığında sessiz kalanların, İran cevap verdiğinde ambargodan kınamaya kadar sıraya dizilmesinin, işin esas kökünün nerede olduğunu gösterdiğini söyledi.
Konuyla ilgili birtakım çevrelerin Başkan Erdoğan'la ilgili ithamlarda bulunduğunu anımsatan Çelik, şöyle devam etti:
"Bunların hiçbir gerçekliği yoktur. Daha partimiz kurulmadan önce Sayın Cumhurbaşkanımızla birlikte ABD'ye ziyaret yapmıştık, ben o ziyarette yanındaydım. Daha o zaman Hamas ile ilgili olarak 'bir terör örgütü müdür, değil midir' diye soru sordular. Sayın Cumhurbaşkanımız o zaman 'Hamas bir terör örgütü değildir, bir direniş örgütüdür' dedi. Dolayısıyla siyasi hayatının her aşamasında sürdürdüğü çizgi bugün de aynen devam etmektedir. Hamas'la ilgili olarak ortaya koyduğu ilke ve prensiplerden bir adım bile sapma olmamıştır. Bu çerçevede 'Türkiye elinden geleni yapmıyor' şeklindeki değerlendirmeler doğru değildir. Bilinen ve bilinmeyen, görünen ve görünmeyen çeşitli şekillerde elimizden geleni tam kapasiteyle yapıyoruz. Bunu bir milli siyaset meselesi olarak görüyoruz."
AK Parti Sözcüsü Çelik, Filistin meselesinin sıradan bir dış politika konusu olmadığının altını çizerek, "Dolayısıyla Filistinli kardeşlerimize dönük her türlü ithamın karşısında olmak ve onlara her türlü desteği vermek şeklindeki siyasetimiz sonuna kadar devam edecektir." açıklamasında bulundu.