Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Antonio Guterres'in, Cenevre Zirvesi'nin ardından yaptığı tespitin çok net olduğunu vurgulayan Tatar, "Sayın Guterres, bir sürecin başlamasına yönelik olarak iki taraf arasında ortak zeminin bulunmadığını ortaya koymuş ve değişik fikirlerle gelinmelidir demiştir. Sayın Guterres'in bu söylemi Kıbrıs gerçekleriyle uyum sağlamaktadır." ifadelerini kullandı.
DÜZEYSİZ, YALAN VE İFTİRA DOLU AÇIKLAMASINI BİZ DE ŞİDDETLE KINIYORUZ
Tatar, GKRY'nin, bazı ülkelerle anlaşmalar yaparak Güney kesimini askeri operasyon merkezi haline getirmesinin Ada'yı tehlikeye attığını kaydederek, şunları kaydetti:
"Rum yönetiminin yaptığı tarihi hatalar Güney Kıbrıs'ı bazı büyük örgütler tarafından hedef haline getirmiştir. Yunanistan Savunma Bakanı Nikos Dendias, 16 Temmuz 2024 günü Güney Kıbrıs Rum Kesimi'ne yaptığı ziyarette Larnaka yakınındaki Mari'de bir deniz üssü inşa edilmesi konusunda Rum yönetimiyle anlaştıklarını açıklamıştır. Ayrıca, Türkiye Cumhuriyeti Milli Savunma Bakanlığından 17 Temmuz 2024 tarihinde yapılan açıklamada da ifade edildiği üzere Kıbrıs Türklerini ve kahraman Türk ordusunu hedef alan Yunanistan Savunma Bakanı Dendias'ın, düzeysiz, yalan ve iftira dolu açıklamasını biz de şiddetle kınıyoruz."
Kıbrıs Barış Harekatı sayesinde Ada'da son 50 yıldır sürdürülen barışı bozmaya ve tarihi hatalarla bir çatışmaya veya birilerinin hedef tahtası yapmaya kimsenin hakkı olmadığının altını çizen Tatar, Rum tarafının provokatif adımlarının, üçüncü ülkelerle yaptığı askeri anlaşmaların ve ortak tatbikatların gerginliğe hizmet ettiğini söyledi.
Tatar, "Uluslararası camia, nasıl ki 1963-1974 döneminde Rumların Kıbrıs Türk halkına yönelik saldırılarına seyirci kaldıysa, günümüzde de Gazze'ye yapılan saldırılara da benzer şekilde seyirci kalmaktadırlar. Hemen yanı başımızda Gazze'de yaşananlar bizlere bir kez daha Kıbrıs'ta anavatan Türkiye'nin etkin ve fiili garantörlüğü ile Türk askerinin varlığının ne kadar önemli olduğunu göstermektedir." dedi.
ALİYEV'E TEŞEKKÜR
Türk Devletleri Teşkilatı (TDT), İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT), ve Ekonomik İşbirliği Teşkilatında (EİT) gözlemci üye olarak yer almalarının, KKTC'nin uluslararası alanda kabul edilmesi bakımından önemine değinen Tatar, "Türk dünyasının manevi başkenti Şuşa'da, bilindiği üzere 44 günlük Vatan Muharebesi sonucunda muzaffer Başkomutan İlham Aliyev liderliğindeki kahraman Azerbaycan ordusu tarafından 8 Kasım 2020 tarihinde işgalden kurtarılarak azad edilmiştir." diye konuştu.
Tatar, KKTC'nin, 5-6 Temmuz'da Azerbaycan'ın Şuşa kentinde gerçekleşen Türk Devletleri Teşkilatı (TDT) Zirvesi'ne katılmasının ve orada ülke bayrağının dalgalanmasının, iki devletli siyasetin güçlenmesi ve kabul görmesi bakımından büyük başarı olduğunu kaydederek Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev'e teşekkürlerini sundu.
Ülkesinin, Doğu Akdeniz'de Türk dünyasının kalesi konumunda olduğunu vurgulayan Tatar, Mavi Vatan'daki ve hava sahasındaki hak ve hukukun korunması için gemilerle, insansız hava araçlarıyla (İHA) ve silahlı insansız hava araçlarıyla (SİHA) mücadeleye devam ettiklerini söyledi.
BAŞKAN ERDOĞAN'A TEŞEKKÜR
Tatar, Başkan Erdoğan'a hitaben konuşarak "Siz, Kıbrıs Türk halkının hakkının çiğnenerek temsil ettirilmediği Birleşmiş Milletler platformunda sesimiz, soluğumuz, nefesimiz oldunuz. 77'nci ve 78'inci (BM) Genel Kurul toplantılarında milat niteliğindeki konuşmalarınız Kıbrıs Türk halkı için tarihi anlamda büyük onur ve gurur vesilesidir. Ortaya koyduğunuz güçlü irade münasebetiyle ve her platformda sesimiz olduğunuz için zat-ı devletlerine teşekkür ederim." dedi.
GKRY'nin KKTC'ye izolasyonları yoğunlaştırdığına dikkati çeken Tatar, "Kısa bir süre önce Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararlarının hilafına mülkiyet konusunu siyasileştirerek baskı, tehdit ve diğer yöntemlerle Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ni çökertmeye çalışmaktadır. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Ekonomik Örgütler Platformunun (EÖP) çağrısında da ifade edildiği gibi mülkiyet meselesinde çare, Taşınmaz Mal Komisyonudur." ifadelerini kullandı.
MİÇOTAKİS'E TEPKİ
Tatar, Yunanistan Başbakanı Kiryakos Miçotakis'in "Kıbrıs Barış Harekatı'nın 50. yılını kınamak üzere Güney Kıbrıs'ta bulunduğuna" işaret ederek, şunları söyledi:
"Kıbrıs konusunda kınanması gerekenlerin en başında Yunanistan gelmektedir. Nitekim Yunan eski başbakanlarından Andreas Papandreou 'Namlunun Ucundaki Demokrasi' kitabında babası Başbakan Yorgo Papandreou'nun sivil kıyafet giydirilmiş 20 bin Yunan askerinin tam teçhizatlı olarak 1964 yılında gizlice Kıbrıs'a çıkarılması emrini verdiğini iftiharla anlatmaktadır."
Türkiye'nin, Kıbrıs Barış Harekatı'nı hayata geçirerek, Yunanistan'daki cunta yönetimi ile Rum terör örgütü EOKA'nın 15 Temmuz 1974'te başlattığı katliama 'dur' dediğini ve bir iç savaşı sonlandırdığını kaydeden Tatar, "Merhum Bülent Ecevit'in vurguladığı gibi 20 Temmuz Barış Harekatı hem Güney Kıbrıs'ta hem de Yunanistan'da barış ve demokrasinin tesis edilmesini sağlamıştır." diye konuştu.
TÜRKİYE-KKTC İLİŞKİLERİ
Tatar, KKTC'yi tanıtmak, ekonomisini güçlendirmek, refahını artırmak için Türkiye'nin desteğiyle canla başla çalıştıklarını ifade ederek, bu alanda kendilerini destekleyen Başkan Erdoğan'a teşekkür etti.
Türkiye Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz ile KKTC Başbakanı Ünal Üstel arasında imzalanan 2024 İktisadi ve Mali İşbirliği Protokolü'nün tarihi büyüklükte olduğunu belirten Tatar, bu çaba ve gayretlerin KKTC'de ekonomik başarıya dönüşmesini temenni etti ve Yılmaz'a teşekkür etti.
Tatar, Türkiye Büyük Millet Meclisinde (TBMM), Kıbrıs konusunda alınan iki tarihi karara işaret ederek, şu ifadeleri kullandı:
"İlk tezkere, 50 yıl önce Kıbrıs Türk halkının can güvenliğini sağlamak amacıyla garantörlük hakkını kullanarak yapılacak olan 20 Temmuz 1974 tarihli Barış Harekatı tezkeresidir. İkinci tezkere ise iki gün önce 18 Temmuz 2024 tarihindeki 'iki devletli çözüm siyasetimizi destekleyen' tezkeredir. Bu kararı oybirliğiyle alan Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Sayın Numan Kurtulmuş nezdinde tüm milletvekillerine şahsım ve Kıbrıs Türk halkı adına teşekkürlerimi ifade eder, en derin sevgi ve saygılarımı sunarım. Bu tezkere, 50. yılını kutlamakta olduğumuz Barış Harekatı'nın yıl dönümünde davamıza, bizlere büyük güç ve destek vermiştir."
Tatar, Kıbrıs'ın özgürlük mücadelesi lideri Küçük'ü, KKTC Kurucu Cumhurbaşkanı Denktaş'ı, eski Başbakan Adnan Menderes'i, eski Dışişleri Bakanı Fatin Rüştü Zorlu'yu, eski Cumhurbaşkanı İsmet İnönü'yü, eski Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'i, eski Başbakan Bülent Ecevit'i, eski Başbakan Necmettin Erbakan'ı, eski Dışişleri Bakanı Turan Güneş'i ve dönemin Genelkurmay Başkanı Semih Sancar'ı sevgi, saygı ve rahmetle andı.
Kıbrıs Türk halkının bir asırlık direnişini, Mücahitleri ve gazileri selamlayan Tatar, "Her zaman ve her koşulda yanımızda olan anavatan Türkiye'ye, kahraman Türk Silahlı Kuvvetlerine şahsım ve Kıbrıs Türk halkı adına şükranlarımı sunuyor, aziz şehitlerimizi rahmet ve minnetle anıyorum." dedi.
20 Temmuz 1974 sabahı doğan özgürlük güneşinin sonsuza dek parlayacağına ve sönmeyeceğine yürekten inandığını da kaydeden Tatar, "20 Temmuz, Kıbrıs Türkü'nün yoktan varoluşudur. 20 Temmuz, varoluş destanıdır. 20 Temmuz, halkımızın küllerinden yeniden doğuşudur. Bayramımız kutlu olsun. Ne mutlu Türküm diyene." ifadeleriyle hitabını sonlandırdı.
Konuşmanın ardından, Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Tatar'a hediye takdim etti.