İsrail'in hedefinde Türkiye mi var? Uzman isimlerden çarpıcı değerlendirme: DEM'in gözdesi terör devleti

İsrail'in Lübnan'daki kara harekatı, Türkiye'nin bir sonraki hedef olabileceği tartışmalarını alevlendirdi. Başkan Erdoğan, İsrail'in "vadedilmiş topraklar" hezeyanıyla Türkiye'yi hedef alabileceğine işaret etti. Uzmanlar, İsrail'in bölgedeki planlarının Türkiye'yi de kapsayabileceğine dikkat çekti. Bu anlamda HDP/DEM'in bölgede YPG'nin tasmasını tutacak güvenilir bir efendi arayışında olduğu vurgulanıyor. DEM'in gözde efendisi ise İsrail olarak öne çıkıyor. İşte kritik değerlendirmeler...

Giriş Tarihi :02 Ekim 2024 , 07:04 Güncelleme Tarihi :02 Ekim 2024 , 07:27
İsrail’in hedefinde Türkiye mi var? Uzman isimlerden çarpıcı değerlendirme: DEM’in gözdesi terör devleti

İÇİNDEKİLER

İsrail'in Lübnan'da kara harekatına dönüşen saldırıları, bir sonraki hedefin hangi ülke olduğu tartışmasını alevlendirdi.

İsrail'in Türkiye'yi de içine alan Arz-ı Mev'ud planı da yeniden gündem oldu.

Arz-ı Mevud'a göre Türkiye'de bulunan Şanlıurfa en az Kudüs kadar önemli bir şehir. Bu nedenle İsrail'in bölgedeki planlarında Türkiye'nin "baş düşman" olarak kodlandığı vurgulanıyor.

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu (AA)İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu (AA)

Konuyla ilgili kritik bir uyarı yapan Erdoğan, "'Vadedilmiş topraklar' hezeyanıyla hareket eden İsrail yönetiminin, tamamen dini bir fanatizm ile Filistin ve Lübnan'dan sonra gözünü dikeceği yer, açık söylüyorum, bizim vatan topraklarımız olacaktır. Şu anda bütün hesap bunun üzerindedir. Türkiye içindeki bazı İsrail dostlarının, bazı siyonist severlerin, gönüllü veya paralı siyonizm propagandası yapan aparatların anlamadığı işte budur." ifadelerini kullandı.

Konuyu uzman isimler de yorumladı.

SIRADA TÜRKİYE Mİ VAR?
Sabah Gazetesi'nden Melih Altınok, bugünkü köşe yazısında "İsrail nerede duracak ve savaş mekanizmasının nihai hedefinde Türkiye mi var?" sorusuna yanıt aradı.

Altınok, yazısında "Bugünlerde kuzeye doğru ilerleyip Lübnan'a giren İsrail, Suriye'yi aşıp Türk sınırına mı ulaşacak? Evet, birkaç milyonluk bir devletin bunca alanı işgal etmesi ve ele geçirdiği yerlerde hâkimiyet sağlaması kolay iş değil. Netanyahu da 7 Ekim'den birkaç gün önce BM kürsüsünden Ortadoğu haritasını gösterip İsrail'in bölgeyi dikensiz gül bahçesine çevirme hedefine "farklı bir yöntemle" ulaşacağını ilan etmişti. Nasıl olacaktı bu iş? Netanyahu'nun defalarca tekrar ettiği gibi, bölge ülkelerinde rejim değişiklikleri gerçekleştirerek. Rejimlerin nasıl değiştirileceği de malumunuz. Suikastlar, sabotajlar, askeri darbeler, ülkelerin iç cephelerinin çökertilmesi için kullanılan yöntemler. İsrail, güvenliğinin, ister adına Arz-ı Mevud deyin isterseniz Nil'den Fırat'a tampon bölge, sınırlarımızı da kapsayan bu coğrafyanın daha fazla kaosa sürüklenmesinden geçtiğinin farkında." ifadelerini kullandı.

İsrail'in aylardır bombaladığı Gazze'den bir görüntü (AA)İsrail'in aylardır bombaladığı Gazze'den bir görüntü (AA)

DEM'İN GÖZDESİ İSRAİL
Altınok, HDP/DEM'in de bölgede YPG'nin tasmasını tutacak güvenilir bir efendi arayışında olduğuna dikkat çekerek, İsrail'in bu anlamda son gözdeleri olduğuna işaret etti. Altınok, "İsrail, Türkiye sınırına nasıl ulaşacak ki?" diye soranlar, bugünlerde sponsor arayan Suriye'nin kuzeyindeki kiralık katil çetesinin varlığını göz ardı ediyorlar" dedi.

Eylül 2017 tarihinde teröristler İsrail bayraklarıyla poz vermişti.Eylül 2017 tarihinde teröristler İsrail bayraklarıyla poz vermişti.

İRAN'IN BÖLGESEL ETKİSİ ZAYIFLIYOR
Sabah Gazetesi yazarı Nebi Miş ise, İsrail'in savaşı Lübnan yayması, Suriye, Yemen, İran ve Irak'a karşı sürdürdüğü operasyonları devam ettirmesi, Ortadoğu'da artık "yeni bir durumu" ortaya çıkardı değerlendirmesinde bulundu.

Miş, " Bu yeni jeopolitik durumu iyi tahlil etmemiz ve üzerinde iyi düşünmemiz gerekiyor. Bu yeni gerçekliğin Türkiye başta olmak üzere bölge ülkeleri açısından da birtakım ciddi sonuçları olacak. Herkes ABD seçimlerinin sonucunu beklese de, seçimlerden ne sonuç çıkarsa çıksın yeni dediğimiz süreç işleyecek. Jeopolitik ve güvenlik dengelerinin sarsıldığı bu yeni durumda, İran'ın bölgesel etkisi zayıflıyor. Vekil güçlerini artık eskisi gibi kullanamayacak.

Bölgesel istikrarsızlığın daha da derinleşmesi, Arap Baharı sonrası oluşan "kısmı statüko"nun da tamamen değişeceği anlamına geliyor. İsrail, Gazze ve Batı Şeria'yı tamamen kendi kontrolüne alıp, yaşamsal olarak gördüğü bu alanlardan geri çekilmeye yanaşmak istemeyecek.

Bombalanan Lübnan'dan bir görsel (AA)Bombalanan Lübnan'dan bir görsel (AA)

Lübnan'da istediğini elde ettikten sonra, sıra önce Suriye'ye gelecek. Eşzamanlı olarak, İran'ın iç kırılganlıklarının artması, vekil güçleri içinde yaşanacak ayrışmalar, bölgenin ekonomik ve demografik ve yönetimler düzeyinde daha da kırılganlaşması durumunda, İsrail bölgedeki diğer hedeflerine yönelecek.

İsrail'in Filistin'le sınırlı olmayan hedeflerine engel olunmazsa, İsrail'in saldırganlığına bölge ülkeleri sessiz kalmaya devam ederse, ortak bir tutum takınmak için harekete geçmezlerse kendilerinin de güvende olmayacağını görmeleri gerekiyor. İsrail sorunu devam ettiği müddetçe, sadece Ortadoğu değil, küresel sistem de kaosa sürüklenecektir." dedi.

Sabah Gazetesi yazarı Hilal Kaplan, ise terör örgütü İsrail'in zaten yıllardır taşeronu PKK aracılığıyla Türkiye'ye saldırdığına dikkat çekti.

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu (AA)İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu (AA)

Kaplan, "7 Ekim'den bu yana iyice zıvanadan çıkan İsrailli teröristlerden Ofer Levi'nin Netanyahu'ya ülkemize atom bombası atılması çağrısını yaptığı bir vasattan bahsediyoruz. Ayrıca teröristbaşı Binyamin Netanyahu'nun ABD'de gününü gün eden oğlu, sosyal medyada Türkiye topraklarını terör örgütü PKK'ya peşkeş çektiği görselleri paylaşıyordu. Velhasıl biz zaten İsrail'le adı konulmamış bir çatışma ortamı içerisindeydik. MİT ve Emniyet Teşkilatı son yıllarda birbiri ardına MOSSAD şebekelerini çökertmekteydi. Böyle bir konjonktürde "İsrail, Türkiye'ye saldıracak mı?" diye sorulmasının bir anlamı yok. Bütün bu yaşananlar olmasa bile 7 Ekim'den bu yana soykırım suçunun her türlüsünü Gazze'de ve Batı Şeria'da işleyen, aynı anda üç ülkeyi birden bombalayabilen ve şimdi Lübnan'da sivillere saldırarak mevzi kazanan İsrail'in Lübnan'dan sonra duracağını bize düşündüren nedir? Karşımızda akıllı politikacılar mı var ki İsrail'den sağlıklı kararlar almasını bekliyoruz? Eski Ahit'ten aldıkları emirler diyerek hayvanları bile öldüren İsrailli teröristler, Tevrat'ta yer alan "O gün RAB Avram'la antlaşma yaparak ona şöyle dedi: Mısır Irmağı'ndan büyük Fırat Irmağı'na kadar uzanan bu toprakları -Ken, Keniz, Kadmon, Hitit, Periz, Refa, Amor, Kenan, Girgaş ve Yevus topraklarını- senin soyuna vereceğim" vaadinden vaz mı geçecekler? Cumhurbaşkanı Erdoğan, Hamas'ı sadece Filistin'i değil Türkiye'yi de koruyan bir direniş örgütü olarak tanımlarken, siyonist terör örgütünün bu planını da elbette göz ardı etmemişti. Tıpkı "İsrail, Gazze'de sadece Filistinlilere saldırmıyor, bize saldırıyor bize!" açıklamasında göz ardı etmediği gibi... Böyle bir ortamda "İsrail'in Türkiye'ye saldıracağını söyleyenler komplocudur" savunması yapanların argümanlarını merak ediyorum? İsrail'den nasıl bu kadar emin olabiliyorlar? İsrail, Türkiye'ye saldırabilir mi? Sapkın bir terör örgütü olduğu için evet. Peki sonra ne olur? Türkiye bu zamana kadar terör örgütleriyle mücadele ederken nasıl başarı sağladıysa, İsrail'e cevap verirken de aynı başarıyı sağlar. Yeter ki biz ülkemizi daha da iyi noktaya getirmek için çalışmaya devam edelim." değerlendirmesinde bulundu.

TAKVİM UYGULAMASINI İNDİRMEK İÇİN TIKLAYIN