Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Deprem Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürü Prof. Dr. Hasan Sözbilir, Kahramanmaraş merkezli depremlerin yerleşim bölgelerinin altından geçen fayların kırılmasıyla oluşması nedeniyle şiddetinin çok yüksek gerçekleştiğini belirtti.
Merkez üssü Kahramanmaraş'ın Pazarcık ve Elbistan ilçeleri olan ve 11 ili etkileyen 7,7 ve 7,6 büyüklüğündeki depremlerin ardından bölgedeki incelemelerini sürdüren Prof. Dr. Sözbilir, yaptığı açıklamada, depremin büyüklüğüyle yaşanan yıkım arasındaki ilişki değerlendirilirken hatalı karşılaştırmalar yapıldığını ifade etti.
Sözbilir, depremin şiddetinin "yeryüzünde hissedildiği bir noktadaki etkisinin ölçüsü" olarak tanımlandığını ifade ederek, depremin yapılar, doğa ve insanlar üzerindeki etkilerini gösteren şiddet ölçüsünün, büyüklüğün yanı sıra derinlik, uzaklık ve yapıların depreme karşı gösterdiği dayanıklılığa göre de değiştiğini aktardı.
Pazarcık merkez üslü 7,7 büyüklüğündeki ilk depremin 11 şiddetinde olduğunu söyleyen Sözbilir, "Dünyadaki deprem şiddeti skalası 12'ye kadar. Son yaşadığımız deprem 11 şiddetine kadar çıkmış oldu. 1 derece kaldı sadece. Dünyada daha büyüğünü ben duymadım. En büyüğü 11 şiddetinde. 12'de yeryüzü şekil değiştiriyor, yer çekimi devre dışı kalıyor." dedi.
Türkiye'nin depremler konusunda sıklıkla karşılaştırıldığı Japonya'daki fayların farklı özelliklerinin bulunduğuna işaret eden Sözbilir, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Japonya'da daha az yıkım olur. Çünkü orada faylar denizde. Bizdeki faylar ise yerleştiğimiz bölgelerin altında. O yüzden bizde yıkım daha farklı olur ama bizim gibi ülkelerin hepsinde aynı yıkım olur. Yani bizim gibi yapılaşmış ülkelerin hepsinde yıkım aynı olur. Başka ülkelerden daha kötü veya daha iyi değiliz. Dünyada maksimum deprem büyüklüğü 9,5. O, büyüklük anlamında en büyük. Biz 9,5'a göre 7,7 yaşamışız. Yani en büyük depremi yaşamadık ama en şiddetliye yakın bir depremi yaşadık."
ŞU ANA KADAR TOPLAM ARTÇI SAYISI 3 BİN 858
Afet ve Acil Durum Yönetimi (AFAD) Deprem ve Risk Azaltma Genel Müdürü Orhan Tatar, Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından çok yoğun artçı sarsıntı yaşandığını belirterek, "Olağan dışı bir durumla karşı karşıyayız. Şu ana kadar toplam artçı sayısı 3 bin 858." dedi.
Tatar, AFAD Merkezi'nde Kahramanmaraş merkezli depremlerle ilgili açıklamalarda bulundu.
Türkiye'nin en büyük felaketlerinden birinin yaşandığını söyleyen Tatar, depremlerin ardından arama kurtarma faaliyetleri devam ederken, birtakım mucizevi haberlerin gelmesinin kendilerini sevindirdiğini dile getirdi.
Enkaz kaldırma çalışmalarının bütün hızıyla sürdüğünü belirten Tatar, Kahramanmaraş merkezli depremleri, Anadolu coğrafyasının son 2 bin yılda yaşadığı en büyük depremler olarak niteledi.
Pazarcık ve Elbistan merkezli iki depremin toplam etki süresinin yaklaşık 2 dakikalık bir zamana yayıldığına dikkati çeken Tatar, şöyle devam etti:
"Yer kabuğu her iki deprem sırasında 2 dakikalık süre boyunca çok ciddi şekilde sarsıldı. Bu her iki depremin derinliği ortalama 8,5 ila 10 kilometre arasında değişiyor. Sahadan gelen son bilgiler bize şunu gösteriyor; düne kadar birçok arkadaşımızın, buralarda açıklama yapan araştırmacıların ifade ettiği, 3-4 metreye varan yer kabuğundaki yer değiştirmelerin, dün sahadan gelen bilgiler ışığında 7 metre 30 santime kadar olduğu bilgisi var. Bunlar çok ciddi rakamlar."
TÜBİTAK ve AFAD'ın desteği, yurt dışından gelen çok sayıda araştırmacının katkısıyla deprem bölgesinde bilimsel çalışmaların yürütüldüğüne değinen Tatar, araştırmacıların, depremin etkilerini, etkilediği alanı ve yer kabuğunda yarattığı deformasyonları ayrıntılı incelediklerini kaydetti.
"SON 2 BİN YILDA YAŞADIĞIMIZ EN BÜYÜK DEFORMASYON"
Ortaya çıkan yaklaşık 7,5 metre civarındaki deformasyonun, Anadolu'da son 2 bin yılda yaşanan ve bir deprem sonucunda ortaya çıkan en büyük deformasyona karşılık geldiğini vurgulayan Tatar, şöyle devam etti:
"Bu deprem, bizim en önemli iki doğrultu atımlı aktif fay zonlarımızdan biri olan Doğu Anadolu Fay Zonu üzerinde meydana geldi. Doğu Anadolu Fay Zonunun üzerindeki 5 ayrı parçası, 5 ayrı segmenti bu deprem sonucunda kırıldı. Hatay'ın hemen kuzeyinden itibaren sayacak olursak bu depremin yüzey kırığının, sahada yapılan şu ana kadarki çalışmalara göre; Hatay'ın kuzeyinden başlayıp daha kuzeye doğru, Hassa-Kırıkhan şeklinde devam edip oradan Pazarcık-Gölbaşı ve daha da kuzeydoğuya doğru devam ettiğini biliyoruz. Bu depremler sonucunda Doğu Anadolu Fay Zonunun kırılan parçaları; Amanos-Gölbaşı, Pazarcık-Erkenek, Çardak-Göksun segmentleri olarak belirtilebilir. Sahadan gelen, elde edilen bilimsel veriler bize bunu ifade ediyor. Şu ana kadar yoğun bir artçı sarsıntısı var yani baktığınızda çok olağan dışı bir durumla karşı karşıyayız."
Tatar, AFAD görevlilerinin, Kahramanmaraş merkezli depremleri, AFAD'ın Deprem İzleme ve Değerlendirme Merkezi'nde ölçtüklerini, bunları sürekli yeniden değerlendirerek veri tabanına eklediklerini ifade etti.
"Şu ana kadar baktığımızda toplam artçı sayısı 3 bin 858. Bu çok ciddi bir rakam." diyen Tatar, konuşmasını yaptığı sırada dahi artçı sayısının 3 bin 900'ü aştığına dikkati çekti.
Tatar, 3 ile 4 arası büyüklükteki artçı sarsıntı sayısının 1253, 4 ile 5 arası büyüklükteki artçı sarsıntıların sayısının ise 394 olduğunu bildirdi.
"İZMİR VE DÜZCE DEPREMİNİN BÜYÜKLÜĞÜNDE ARTÇI SARSINTILAR YAŞIYORUZ"
Bölgedeki vatandaşların, 3,5 ve üzeri büyüklükteki artçıları dahi hissedebildiğini belirten Tatar, şöyle konuştu:
"Vatandaşlarımız, hemen hemen her 10-15 dakikada bir hissedebilecekleri büyüklükte bir depremi yaşıyorlar. Bu kadar ciddi bir artçı sarsıntı aktivitesi söz konusu. 5 ile 6 arası büyüklükteki artçı sarsıntıların sayısı ise şu an itibarıyla 38. Bu ne anlama geliyor? Hatırlarsanız bundan 3 ay önce meydana gelen İzmir depreminin büyüklüğü 4,9, daha sonra meydana gelen Düzce depreminin büyüklüğü 5,9 yani biz şu anda bu iki büyük depremden sonra çok sayıda İzmir ve Düzce depreminin büyüklüğünde artçı sarsıntı yaşıyoruz. Bu, gerçekten ciddi bir durum."
Depremin, bölgede yaklaşık 110 bin kilometrekarelik bir alanda doğrudan etki yarattığının altını çizen Tatar, "Bu deprem ülkemizin doğudan batıya her yerinde hissedildi. Hissedilme oranları, şekli, boyutu farklı olmakla beraber ülkemizin her yerinde az, orta ya da yüksek şiddette hissedildiğini biliyoruz." diye konuştu.