Asrın felaketi sonrası Türkiye yaralarını sararken, siyasi yağmacılıkta başı çeken 6'lı koalisyon birbirini yiyor. Kemal Kılıçdaroğlu ve Meral Akşener arasındaki adaylık savaşında tansiyon yükseldi.
BU MASA NOTER GÖREVİ GÖRMEYECEK
Ekrem İmamoğlu ile ele ele verip Saraçhane'de adaylık tiyatrosu sahneleyen Akşener, Kılıçdaroğlu ve CHP'li kurmayları bombaladı. 'İmamoğlu için beni aramadı' diyen Kılıçdaroğlu'na 3 ay sonra yüksek perdeden yanıt veren Akşener, 'Ben değil, sen beni arayacaktın' imasında bulundu. CHP'li kurmaylara da 'Beceriksizler, ahmaklar, gerizekalılar' hakaretlerini savurdu. Akşener, masanın Kılıçdaroğlu'nun adaylığı için kurulduğu yönünde açıklamalarda bulunan CHP'li Bülent Kuşoğlu'na tepki göstererek, "Bunu tekzip eden olmadı. Bu kabul gören bir durumsa o zaman rol icabı kurulmuş bir masa olur. Benim bilgim içinde bu masa noter görevi görmeyecek" dedi.
Konuyu köşesine taşıyan Sabah gazetesi yazarları Mahmut Övür ve Burhanettin Duran Akşener'in CHP, Kılıçdaroğlu ve Kuşoğlu'nu hedef almasının altında yatan siyasi hesapları yazdı.
Övür, Akşener'in gündeme Kuşoğlu açıklamasıyla CHP'den kurban istediğini belirten Övür, "Anlaşılan Akşener, CHP'den bedel istiyordu. Silahı da Cihan Paçacı'nın istifasıydı. Bunu öne sürerek o günlerde sesini çıkarmadığı Kuşoğlu'nu hedefe koyuyor ve yeni bir oyun kuruyordu. Aslında hem geç kalmıştı hem de gerçeği saklıyordu. Çünkü Kuşoğlu, Akşener'in şikâyet ettiği o açıklamayı 16 Eylül 2022'de yapmıştı. Oysa adaylık kavgasını ondan çok daha önce İyi Partililer başlatmıştı. Sadece bir örnek: Tarih 22 Mayıs 2022... İyi Parti Genel Başkanı Yardımcısı İsmail Tatlıoğlu şöyle diyordu: "Bugün üç aday Sayın Erdoğan'ı geçiyor: Meral Akşener, Mansur Yavaş ve Ekrem İmamoğlu. O gün geldiğinde bu isimlerden hangisiyle daha iyi kazanılacağı belirlenecek."" ifadelerini kullandı.
İşte Övür'ün bugünkü yazısı:
Üzüntü verici ama Altılı Masa aktörleri, Türkiye can derdindeyken kendi dertlerine düşmüş durumda. İktidarla ilişkilerinde izledikleri felaket siyasetinin bir benzeri de kendi aralarında yaşanıyor.
İlk saldırıya geçen de Meral Akşener oldu.
Çıktığı Fox TV'nin sabah programında söz dönüp dolaşıp -biraz da bile isteye- "Aday kim olacak?" mevzuuna gelince, Akşener açtı ağzını yumdu gözünü... Yaşanan derin deprem acısı bile Akşener'in siyasi öfkesini bastırmaya yetmemiş ki ne Kılıçdaroğlu kaldı ne de kurmay heyeti...
'CHP'DE KURMAY ZEKA YOK'
Konuşmanın merkezinde yine Ekrem İmamoğlu vardı. Akşener, uzun uzun İmamoğlu'na neden sahip çıktığını anlatırken, kendisinin "ahmaklık, geri zekâlılık ve içişlerine karışmakla" suçlandığını dile getiriyor ve öfkeyle şöyle diyordu:
"Kurmay zekânız olsa beni arardınız, ben de kendi telefonumdan sizi halka gösterirdim."
O heyetteki kurmaylar arasında Faik Öztrak, Selin Sayek Böke, Ünal Çeviköz ve basın danışmanı Ömer Topsakal vardı. Bu ağır hakareti Kılıçdaroğlu da üzerine aldı mı bilemem ama Akşener öfkelendikçe cümleler birbirine karışıyordu:
"Ne olurdu kardeşim ne olurdu. Çok yakın çalıştığım dönemde bunu akıl eder kurmay zekâ. Sonuç beceremediniz. Sonra ne oldu terbiyesiz, fırsatçı, saygısız ve de içişlerine karışır oldum."
AKŞENER'İN DİNMEYEN ÖFKESİ
Akşener öyle öfkelenmiş ve kinlenmiş ki, şunun şurasında seçime iki buçuk ay kala kaseti başa sarıp adaylık tartışmasını yeniden başlattı ve Kılıçdaroğlu'na yakınlığına dikkat çektiği CHP Genel Başkan Yardımcısı Bülent Kuşoğlu'nu suçlu ilan etti:
"Benim bildiğim Kılıçdaroğlu, adayın ortak belirleneceğini kendi ilan etti. Sayın Bülent Kuşoğlu ile başlayan -herkes bizi söylüyor ama esasında başlayan yer orası- bir beyanat var. Bu, Sayın Kılıçdaroğlu'nun adaylığı için kurulmuş olduğunu betimleyen ve onun adaylığı olmadığı takdirde masanın dağılacağını söyleyen bir şey ve bir tekzip görmedi bu."