Doğrusu krizlerin bittiği de söylenemez. Şimdi sırada milletvekili liste savaşları var. Aslında bütün partilerde milletvekillerinin ne kadar yenileneceği, toplumun sevdiği isimlerin listelerde yer alıp almayacağı merak ediliyor.
Bu beklentiye partilerin nasıl cevap vereceğini listeler 9 Nisan'da Yüksek Seçim Kurulu'na verildiğinde göreceğiz.
Liste savaşları açısından iki büyük ittifak kıyaslandığında Cumhur İttifakı, Millet İttifakı'na göre daha rahat görünüyor.
HANGİ İTTİFAK KARIŞIR
Çünkü Cumhur İttifakı partileri arasında "koalisyon pazarlığı" olmadığı için çok daha kolay bir liste çıkacağı söyleniyor.
Bu açıdan AK Parti'deki en büyük beklenti, Türkiye genelinde iddiası ve sözü olan aktörlerin listeye girmesi. AK Parti kurmayları her zaman olduğu gibi bu dönemde de yüzde 50'yi aşan bir yenilenmeden söz ediyor. Ama en önemlisi, AK Parti'nin "Türkiye Yüzyılı" vizyonunun bir gereği olarak listelerinde kadın, genç ve mesleğinde başarılı isimlerin öne çıkarılması.
Bu açıdan Millet İttifakı'nın ve CHP'nin işi çok daha zor görünüyor.
Henüz ittifak içinde bir ittifak oluşmadığı için masada yer alan DEVA, Gelecek, DP ve Saadet Partisi milletvekili adaylarının CHP listelerine nasıl konulacağı, konulduktan sonra CHP içine nasıl yansıyacağı büyük bir soru işareti olarak duruyor.
Bu mesele sadece listelerde yer bulamayan CHP'lilerin isyanıyla sonuçlanmayacak, aynı zamanda seçmeni de etkileyecek. CHP'li seçmenin DEVA, Gelecek, DP veya Saadetli bir siyasetçiye "tıpış tıpış mı?" yoksa gönüllü mü oy vereceği meçhul.
Mesela, CHP'liler sabah akşam hakarete varacak biçimde suçladıkları Ahmet Davutoğlu'na, Ali Babacan'a veya Temel Karamollaoğlu'na nasıl oy verecek?
Ya da DP'li Cemal Enginyurt'un memleketi Ordu'dan değil de, İstanbul 3'üncü bölgeden seçilmesi için sandık başına koşacaklar mı?
İNCE ALTERNATİFİ
İlginç olan bu kez alternatifsiz olmamaları... Önlerinde son günlerde hızla yükselen bir Memleket Partisi var. CHP'deki bu durum ve İyi Parti'nin süreci kötü yönetmesi Memleket Partisi'nin şansını artırdı.
Bu şansın arttığını Fazıl Say veya İsmail Saymaz gibi sosyal medyadaki CHP'li militanların Muharrem İnce'ye saygısız saldırıları da gösteriyor.
EKREMCİLER DE KAYBETTİ
Bu tabloya, başından beri "o makamın sahibi" olduğunu söyleyen ama ablası Meral Akşener'le kurduğu kumpasa rağmen başaramayan Ekrem İmamoğlu'na umut bağlayan küskünleri de ekleyin.
Dahası HDP'li siyasi aktörlerin son günlerde artan pervasız açıklamalarını da. Bu tablo, sadece İyi Parti'de değil yurtsever CHP'liler arasında da derin kırılma yaratır.
Kılıçdaroğlu, CHP'nin oyunu artırmadan ve siyaset mühendisliği yaparak rakiplerini elimine edebilir ama sürekli kaybeden biri olarak Türkiye'nin tarihi yolculuğunu değiştiremez.
Dimyat'a pirince giderken evdeki bulgurdan olursa şaşırmayın.
YAZININ TAMAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYIN