"DÜŞÜK SİYASET KAPASİTESİ"
Meclis seçimindeki başarısızlığın nedeni CHP örgütünde, uzunca bir süreden bu yana, yaşanan düşük siyaset kapasitesidir. Örgütümüz yıllardır; broşür-afiş-pankart işleri ile seçim güvenliği ile sınırlı olan bir çalışma içine kapatılmıştır. Kuşkusuz bunlar da parti görevleridir. Ancak örgütün birincil görevi siyaset üretmek ve bir ölçüde bununla da bağlantılı olarak partinin adaylarını belirlemek olmalıdır. Örgüt kapasitesinde düşüklük bunların tümünün eşzamanlı olarak yerine getirilememesi durumunda ortaya çıkar.
Önümüzdeki Kurultay sürecinde, seçimlerde yaşanan taktik ve stratejik yanlışlıkların tartışılacağını biliyorum, buna genel başkanlık konusu da eklenebilir. Oysa bana göre, asıl tartışılması gereken konu, Cumhuriyet Halk Partisi'nde düşük kapasiteye yol açan yapısal sorunlardır. Bu sorunlar CHP'nin merkez ve taşra örgütlerinin yeniden yapılandırılması ile aşılabilir."
"AZ OLSUN BİZİM OLSUN" ZİHNİYETİ
Bolu Belediye Başkanı Tanju Özcan, düzenlediği basın toplantısında, Kılıçdaroğlu'na yazdığı mektubu kamuoyu ile paylaştı. Özcan, Daha öncesinde de müteaddit defalar, mektuplar yazdığını, mailler attığını ancak ciddiye alınmadığını dile getirdi.
İşte Özcan'ın Kemal Kılıçdaroğlu'na gönderdiği o mektup:
"Sayın Genel Başkanım,
2010 yılında bu partinin başına son derece iyi niyetlerle ve başarılı olmak üzere geldiğinizden hiç kuşku duymamaktayım. Ancak gelinen süreçte aldığınız kararlar, tutarsız söylem ve politikalar, kalmayan kırmızı çizgiler partiyi rayından çıkarmış, kimliksiz, siyasi duruşu belirsiz bir yapı haline getirmiştir. Tabi ki tamamını kast etmemekle birlikte "Az olsun bizim olsun" zihniyetini benimseyen, kendi kişisel ihtiras ve heveslerini parti menfaatlerinin önüne koyan seçtiğiniz yol arkadaşlarınız da sizin ve partimizin işini zorlaştırmıştır.
BAŞARILI OLAMADIK
Göreve geldiğiniz 13 yıldan bu yana toplam 11 genel seçim, yerel seçim ve referandumlarda başarılı olamadık. (2019'da göreceli olarak kısmi bir başarı söz konusudur.) Partiyi birinci parti yapma söyleminiz hiçbir zaman gerçekleşmemiş 7 Haziran 2015 ve 18 Mayıs 2023 seçimleri haricinde partimiz, rakip yapıdan 2 kat fark yemiştir. Bu süreçte aynı şeyleri yaparak, toplumdan kopuk benzer insanlarla çalışarak, aynı cümleleri kurarak oyumuzu artırmayı umduk ama olmadı.
Demokrasiyi hiç ağzınızdan düşürmediğiniz halde, hiçbir kayıp seçimden sonra koltuğunuzu yeni, daha genç birine bırakmayı düşünmediniz veya kendi koltuklarını korumak için tabanın genel kanaatini yansıtmayan sizi seçecek kurultay delegelerinin seçimine bile isteye destek verdiniz.
"AKLIMIZLA ALAY ETTİNİZ"
Sizi kandıranların dolduruşuna gelip, başta Sayın Meral Akşener olmak üzere gerçek vatanseverlerin uyarılarını dinlemeden kendinizi aday ilan ettirdiniz. İyi Parti dışında, toplamı %1 bile etmeyen , Demokrat Parti hariç AK Parti'den dışlanmışlarla yola çıktınız. 5 Parti başkanına Cumhurbaşkanı Yardımcılığı ve birer bakanlık garanti edince kendinizi onlara Cumhurbaşkanı adayı ilan ettirdiniz. "Ben ne yapabilirim liderler karar verdi." demek suretiyle aklımızla alay ettiniz.
Bu da yetmezmiş gibi, adaylığınızın garantisi karşılığında AK Parti'den koltuk kaybı yüzünden ayrılmış, dışlanmış insanların kurduğu bu partilere 40'a yakın milletvekili kontenjanı vermeniz, partimize yıllardır maddi manevi emek veren parti emekçilerini fazlasıyla üzmüş ve küstürmüştür.
"SAMİMİ VE İNANDIRICI BULMUYOR"
Sayın Genel Başkanım,
Bu mektupta yazıların tamamının doğru olduğunu siz dahil herkes biliyor. Ben elimden geleni yapıyorum, çalışıp çabalıyorum diyebilirsiniz. Çalışkanlığınızı takdir eden bir parti emekçisi olarak söylüyorum, insanlar sizi maalesef samimi ve inandırıcı bulmuyor.
Tutarsız buldukları içinde oy vermiyorlar. Bir de tüm bunlara, çevrenizdeki 3-5 yakın çalışma arkadaşlarınızın boş konuşması, toplumda karşılığı olmayan söylemler geliştirmeleri, akçeli işlerde adlarının sürekli geçmesi CHP'ye ve size olan güveni azaltıyor.