DELİ GÖMLEĞİNİ PARÇALADIK
Onun yücelttiklerini biz de her zaman baş tacı ettik. Onun reddettiklerini ise biz de elimizin tersiyle ittik. Üstadın Türk siyasetindeki mutlak ötesi hep CHP olmuştur. Merhum Necip Fazıl CHP ideolojisini milletin ruh kökünü kurutmayı amaçlayan marazi bir yapı olarak görmüştür. Biz de mücadelemizin odak noktasına CHP zihniyetini koyduk. Tüm siyasi hayatımız boyunca CHP ideolojisinin millet varlığımızda açtığı tahribatın izlerini silmek için çalıştık. Tek parti faşizmi tarafından ülkemize giydirilen deli gömleğini parçalamak için çetin bir mücadele yürüttük. Bu mücadelemizde çok büyük mesafeler kat ettik. Türkiye'yi demokrasiden hak ve özgürlüklere, savunmadan diplomasiye kadar her alanda tarihinin en büyük başarılarıyla tanıştırdık. Ayasofya davamızı üstat Necip Fazıl'dan öğrendik. Sultanahmet Meydanı'nda Ayasofya açılacak, Ayasofya açılacak derken üstat işte bu manayı, bu ruhu, bu heyecanı ondan yakaladık ve Ayasofya'yı da Allah'ın izniyle açtık. Bizden önce yapılamayan hizmetlerin kat be kat fazlasını 21 yıla sığdırmayı başardık. Hepsinden önemlisi yıllarca kendi öz yurdunda hor görülen milletimize yeniden özgüven kazandırdık. Kerameti kendinden menkul, azgın azınlık karşısında sessiz yığınların sesi, soluğu, nefesi olduk.
AYASOFYA'YI TÜRK GENÇLİĞİNİN KALBİ GİBİ AÇTIK
Rahmetli Necip Fazıl, 'Surda bir gedik açmış, rüzgarlara meydan okuyup artık ne yandan esersen es' demişti. Biz o surları aştık, kale'yi fethettik. Zafer sancağımızı gururla burçlara diktik. Üstadın Rabb'ine her elini açtığında zincirlerinin kırılması için dua ettiği Ayasofya'yı 86 yıl sonra ezanı Muhammedilerle buluşturduk. Ayasofya'yla birlikte Allah'a hamdolsun. Türk'ün ve Türkiye'nin bahtını da açtık. Tam olarak üstadın ifade buyurduğu şekilde Ayasofya'yı mukaddesatçı Türk gençliğinin kalbi gibi açtık. Rabb'ime şahsıma üstat Necip Fazıl'ın vasiyetini gerçekleştirme imkanı verdiği için binlerce kez hamdediyorum. Rabb'ime Türkiye'nin bağımsızlığının sembolü olan Ayasofya'yı tekrar asli kimliğine kavuşturmayı nasip ettiği için hamdediyorum. Bu mübarek mabedin kubbelerinden Kur'an sesleri, ezan sesleri eksik olmasın diyorum.
MİLLİ İRADEYİ ÜLKEMİZDE EGEMEN KILACAĞIZ
Büyük bir gururla ifade etmek isterim ki artık bu mukaddes dava sahipsiz değildir. Birer süngü misali göğe yükselen minarelerimizden yankılanan ezan sesleri artık mahzun değildir. Öz yurdumuzda garip değiliz. Biz öz yurdumuzda parya hiç değiliz. Türkiye Yüzyılının inşasıyla inşallah tüm kazanımlarımızı perçinleyeceğiz. Evlatlarımıza hiçbir endişe duymadan üzerinde özgürce yaşayabilecekleri müreffeh bir ülke bırakacağız. Uğrunda ciddi bedeller ödediğimiz hak ve hürriyetlerimize hiç kimsenin el süremeyeceği bir demokratik iklimi Türkiye'de muhakkak tesis edeceğiz. Türk siyasetini, CHP zihniyetinin baskıcı, nobran ve halka rağmen halkçı alışkanlıklarından mutlaka kurtaracağız. Milli iradeyi tüm kurum ve kurallarıyla ülkemizde egemen kılacağız. İktidara giden yolun batı beklentilerinden, vesayet odaklarından veya terör örgütlerinin desteğinden değil milletin gönlünden geçtiğini inşallah herkese öğreteceğiz.
KÖYLÜ BU MİLLETİN EFENDİSİDİR
Artık kimse bu milletin evlatlarını aşağılama cesareti bulamayacak. Kimse Anadolu insanına hakaret edemeyecek. Tehditler savuramayacak. Ne diyor? Kırsal kesimden aldığı oylarla Cumhurbaşkanlığını kazandı. Partinizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal 'köylü, milletin efendisidir' demedi mi? Bir taraftan öyle, bir taraftan böyle. Artık bunu yemezler. Geçti bu iş. Şimdi bu millet daha ileri, daha ileri, daha ileri gidiyor ve gidecek. Sırf oy tercihlerinden dolayı kimse vatandaşa parmak sallayamayacak. Milletimizi kimse makarnacı, kömürcü, cahil, göbeğini kaşıyan adam diye tahkir edemeyecek. 14 ve 28 Mayıs seçimlerini gerek üstadın uğruna hayatını adadığı davası gerek bizim mücadelemiz açısından bir dönüm noktası olarak görüyoruz. Üstada göre, 14 dört Mayıs 1950 seçimleriyle birlikte millet başındaki CHP'yi atmıştı. Kaderin cilvesi olarak tam 73 yıl sonra 14 Mayıs'ta milletimiz başında CHP zihniyeti istemediğini çok net biçimde ortaya koymuştur.
12 SEÇİM KAYBETTİ AMA KABAHATİ KENDİNDE ARAMIYOR
28 Mayıs'ta da yarım kalan işi tamamlayarak görünen ve görünmeyen tüm destekçileriyle birlikte CHP ideolojisini sandığa gömmüştür. Bir daha hiçbir güç CHP'yi o sandığın dibinden çıkaramayacaktır. Ne CHP Genel Başkanı'nın koltuğunu korumak uğruna attığı iftiralar bunu değiştirebilir ne seçim yenilgisini perdelemek için söylediği yalanlar kendisine bir fayda sağlayabilir, ne de kırsalda yaşayan insanlarımıza yönelik sarf ettiği hadsiz ifadeler kendisini kurtarabilir. Sandıktan çıkan iradeye saygı duymak yerine hala vatandaşa 500 liraya oylarını satıyorlar imasında bulunmak siyasi tükenmişliğin daniskasıdır. Son 13 yılda 12 seçim kaybeden birinin kabahati kendinde aramak yerine halen seçmeni suçlaması artık siyasetin değil psikolojisinin konusudur. Çünkü bu zat artık psikolojik bir vakadır. Milletim de bunu sezdiği için gereğini yapmıştır. Çok açık ve net söylüyorum. CHP bu şekilde siyaset yaptığı sürece bu ülkede iktidar yüzü göremez. CHP kendini düzeltmediği, değiştirmediği, milletin sesine kulak vermediği müddetçe bir daha asla yönetime gelemez. Hele hele terör örgütleriyle el ele, omuz omuza yürüdüğü sürece bu millet terör örgütlerine oy vermez, vermeyecektir.
YAPICI ELEŞTİRİLER YAPSIN İSTİYORUZ
Cumhuriyetle yaşıt olduğunu iddia eden CHP'nin geldiğimiz noktada artık cumhurla, cumhuriyetle ve halkla barışması gerekiyor. CHP, milletle, milletin inanç değerleriyle ve milli iradeyle sulh ilan etmediği takdirde yapacağı hamlelerin tamamı birer göz boyamadan siyasi hokkabazlıktan ibaret kalacaktır. Elbette bunun da milletimizde hiçbir karşılığı olmayacaktır. Biz ülkemizdeki muhalefetin kendini yenileyerek Türkiye Yüzyılına ayak uydurmasını samimiyetle temenni ediyoruz. Muhalefetin ülkenin ve milletin hayrına olan işlerde bizi desteklemesini gerektiğinde de yapıcı eleştirileriyle önümüzü açmasını ümit ediyoruz. Cumhuriyetimizin 100. yılında vaktimizi ve enerjimizi bozuk plak misali sürekli aynı şeyi tekrarlayan, hep aynı yoldan giderek farklı menzile varacağını düşünen çapsız siyasetçilerle vaktimizi harcamak istemiyoruz. İşimize bakalım, hedefe kilitlenelim, hep birlikte Türkiye Yüzyılını inşa edelim istiyoruz. Rabbim yolumuzu, bahtımızı açık etsin diyorum. Bu düşüncelerle titiz bir çalışmanın neticesinde hazırlandığını gördüğüm sergimizin başarılı geçmesini diliyorum. Bu vesileyle kendisiyle tanışma, muhabbet etme şerefine eriştiğim üstat Necip Fazıl Kısakürek'i bir kez daha kemali edeple yâd ediyorum. Katılımcılara ve serginin icrasında emeği geçen herkese şahsım, milletim adına tekrar teşekkür ediyor, sizleri en kalbi duygularımla muhabbetle selamlıyorum. Kalın sağlıcakla."
ÜSTADIN ORJİNAL ESERİ HEDİYE EDİLDİ
Başkan Erdoğan'a konuşmasının ardından vakıf üyelerince, Necip Fazıl Kısakürek'in kendi el yazısıyla kaleme aldığı Sakarya'nın orijinal nüshası hediye edildi. Necip Fazıl Kısakürek Kültür ve Araştırma Vakfı Başkanı Şeyma Kısakürek Sönmezocak da programda konuşma yaptı. Başkan Erdoğan, program kapsamında AKM'de açılan 'Bir Şiir Bir Hayat / Sakarya Türküsü Dijital Sergisi'ni gezdi. Programda, Necip Fazıl Kısakürek'in hayatının anlatıldığı "Üstad" filmin gösterimi yapıldı. Daha sonra AK Parti'den İstanbul milletvekili seçilen sanatçı Yücel Arzen, Necip Fazıl Kısakürek'in "Sakarya Türküsü" ve "Şarkımız" adlı şiirlerini seslendirdi.
Başkan Recep Tayyip Erdoğan resmi sosyal medya hesaplarından, "Üstat Necip Fazıl'ın 40'ıncı vefat yılı vesilesiyle düzenlenen "40 Yıl 40 Eser" etkinliği ile "Bir Hayat Bir Eser-Sakarya Türküsü" dijital sergisinin başarılı geçmesini temenni ediyorum. Katılımcılara ve serginin icrasında emeği geçen tüm kardeşlerime teşekkür ediyorum." ifadeleriyle bir paylaşımda bulundu.