Son dakika: Necip Fazıl Kısakürek hatırasına '40 Yıl 40 Eser' töreni! Başkan Recep Tayyip Erdoğan: Ayasofya davamızı ondan öğrendik

Son dakika haberi... Başkan Recep Tayyip Erdoğan, Atatürk Kültür Merkezi'nde Üstad Necip Fazıl Kısakürek anısına düzenlenen '40 Yıl 40 Eser' etkinliğinde açıklamalarda bulundu. Üstadın kültürel hegemonyaya kalemi ve kelamıyla direndiği belirten Başkan Erdoğan, "Ayasofya davamızı ondan öğrendik" dedi. Fazıl'ın hayatının CHP zihniyetiniyle mücadele ederek geçtiğini vurgulayan Erdoğan, onun işaret ettiği gençliğin 14 ve 28 Mayıs seçimlerinde kendisini gösterdiğini söyledi. Başkan Erdoğan, seçmenlere yönelik skandal ifadeler kullanan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na da sert sözlerle tepki gösterdi.

Giriş Tarihi :11 Haziran 2023 , 18:46 Güncelleme Tarihi :11 Haziran 2023 , 22:12
Son dakika: Necip Fazıl Kısakürek hatırasına ’40 Yıl 40 Eser’ töreni! Başkan Recep Tayyip Erdoğan: Ayasofya davamızı ondan öğrendik

İÇİNDEKİLER

Başkan Recep Tayyip Erdoğan, Atatürk Kültür Merkezi'nde "40 Yıl, 40 Eser" etkinliği kapsamında "Bir Şiir Bir Hayat / Sakarya Türküsü Dijital Sergisi"nin açılışına katıldı.

DÖNEME MÜHÜR VURDU
Başkan Erdoğan, yaptığı konuşmada şunları söyledi: Üstat Necip Fazıl Kısakürek'in 40. sene-i devriyesini idrak ediyoruz. Şairlerin sultanı, milletimizin duygu sancağı, üstat Necip Fazıl Kısakürek'i rahmetle, minnetle, özlemle yâd ediyorum. Rabbim ondan razı olsun. Rabbim rahmetiyle tecelli etsin, cennetiyle, cemaliyle müşerref kılsın. Bu yıl aynı zamanda üstadın kendi ifadesiyle fikrimizin çerçevesi dediği Büyük Doğu mefkûresinin 80. yıl dönümüdür. Üstat ikinci Cihan Harbi'nin buhranlı yıllarında neşretmeye başladığı Büyük Doğu'yu tam 35 yıl boyunca çıkarmaya devam etmiştir. Haftalık, aylık ve günlük olarak toplam 512 sayıya ulaşan bu muhteşem külliyat yayınlandığı döneme mührünü vurmuştur.

MEHMET KISAKÜREK'E TEŞEKKÜR ETTİ
Üstadın bütün eserlerinin, düşünce ve ideolojisinin omurgasını Büyük Doğu oluşturur desek herhalde haddimizi aşmış olmayız. Büyük Doğu dergilerinin bir bütün haline yeniden takdimini bu bakımdan çok mühim bir proje olarak görüyorum. Aynı şekilde üstadın eserlerinin yeniden tanzim edilerek kitapseverlere ulaştırılmasını da takdirle karşılıyorum. Serginin tertiplenmesine öncülük eden Necip Fazıl Kısakürek Kültür ve Araştırma Vakfı ile destek veren tüm kurumlarımızı tebrik ediyorum. Üstadımızın emaneti, değerli dava adamı Mehmet Kısakürek'i yürekten kutluyor, emekleri ve gayretleri için kendisine teşekkür ediyorum.

KELAMIYLA DİRENMEYİ SEÇTİ
Nitelikli, özgün ve gençlerimize hitap eden her türlü çabanızda sizlerin yanında olduğumu ve olacağımı bilmenizi istiyorum. Üstat Necip Fazıl, Cumhuriyet tarihimizin en sancılı dönemlerine şahitlik etmiş bir insandı. Osmanlı'dan cumhuriyete intikal eden, kuşak içinde devletin, milletin, fertlerin yaşadığı tüm zorlukları bizzat görmüştür. Çağdaş pek çok şair ve yazarın aksine üstadımız kültürel hegemonyaya teslim olmak yerine kalemi ve kelamıyla direnmeyi seçti. Asırlara sair köklü mirasımızın yok sayıldığı şanlı mazimiz ile köprülerin atıldığı bir zamanda şiirleri, makaleleri, kitapları, piyesleri ve hitabetiyle 'durun kalabalıklar' dedi. Hayatının hiçbir döneminde fildişi kuleden ahkâm kesmedi. Kolaya kaçmadı. Hep zor olanı, meşakkatli olanı tercih etti. Ahlak ve Allah demenin yasak olduğu yıllarda mücadelesiyle milletimizin ruh köküne sahip çıktı. Elbette bu yerli ve milli duruşunun ceremesini de son nefesine kadar çekti.

FİKİR MEHMETÇİKLERİ YETİŞTİRDİ
Üstat ilk eserlerini vermeye başlayınca onu deha diyerek alkışlayanlar sırf bu tavrından dolayı ona düşman kesildiler. Bir mısraı bir millete şeref verecek kişi diye onu takti edenler daha sonra 'sanatına kıyan adam' diyerek tahkir ettiler. Üstadın şiirlerindeki mana selini aşamadıkça daha da çirkinleştiler. Fikir cephesinde onun bileğini bükemedikçe daha da küstahlaştılar. Onun direniş ve mücadele azmini kıramadıkça daha da pervasızlaştılar. Kültür sanat camiamızın bugün bile esaretinden kurtulamadığı mahalle baskısına üstat Necip Fazıl 10 yıllar boyunca maruz kalmıştır ama üstat bunların hiçbirine boyun eğmemiştir. İnandığı değerler uğruna bedel ödemekten asla çekinmemiştir. Necip Fazıl, Türkiye merkezli bir dünya tasavvurunun vücut bulmuş haliydi. O hayatının en kıymetli yıllarını fikir Mehmetçikleri yetiştirmeye adamış bu uğurda ter dökmüş, çile çekmiş hakiki bir münevverdi.

KALPLERE VE ZİHİNLERE DOKUNDU
Kimsenin ne dediğine, ne yaptığına bakmadan hep sorumluluk aldı. Öne atıldı, öncülük etti, uyardı, yazdı, anlattı, konuştu. Anadolu'yu adım adım dolaşıp bu ülkenin mahzun gençlerinin kalplerine ve zihinlerine dokunmaya çalıştı. Çağını yakalayan üstat, köklerimizi biz yapan hasletleri işte bu çağa nakşetmenin derdindeydi. Üstadımızın çok yönlü kişiliğini burada anlatmaya kalksak bırakın saatleri günler yetmez. Üstadın her bir şiiri, kitabı, eseri, hayatının bir safhası üzerinde uzun uzun konuşulmayı ziyadesiyle hak ediyor. Necip Fazıl'ı yine en iyi bizzat kendisinin anlattığına inanıyorum. Karşınızda bir adam var Necip Fazıl Kısakürek. Türk'tür. Anadolu'dur. Maraşlıdır. İslamiyet'ten başka tek kaynak tanımaz. Topyekûn kâinatın o kaynakta bir köpükçük olduğuna inanır. Peygamberler peygamberinin en hakir kölesine ebedi köleliği dünya ve ahirette en büyük rütbe bilir. Kendisini en basit müminin çarığının altındaki çamurdan aşağı görür. Fakat Allah'ın nimetimi takdis et emriyle de haykırmaktan çekinmez. Bundan 40 sene önce dünya yolculuğunu tamamlayan üstadımız tam olarak böyle bir dava ve aksiyon adamıydı. Necip Fazıl hepimizin gönlünde onlarca yıldır yanan iman ve mücadele ateşinin yürek tellerimizi titreten o muhteşem dizelerin doğduğu kaynağın kendisiydi.

HAYALİNİ KURDUĞU GENÇLİK YETİŞTİ
Üstat Necip Fazıl'ın eserlerinin özellikle bizim neslimiz üzerinde çok büyük etkisi vardır. Şüphesiz üstadın her şiirinin ruh dünyamızdaki yeri ayrıdır. Onun her sözünün kalbimizde yaptığı tesir farklıdır. Onun her kitabının fikir serüvenimizde bıraktığı iz başkadır. Tüm bunlarla birlikte Sakarya Türküsü şiirinin yeri ise müstesnadır. Her dizesi coşkun ırmak misali gürül gürül akan bu şiir, bir nesil tarafından ezberlenmiş ve manası da idrak edilmiştir. 'Rabb'im isterse sular büklüm büklüm vurulur. Sırtına Sakarya'nın Türk tarihi vurulur' diyen üstadımızın hayalini kurduğu şekilde mesuliyetinin şuurunda bir gençlik yetişmiştir. Özgüven abidesi bu gençlik Sakarya'nın sırtına vurulacak tarihin yükünü paylaşmaya amade bir gençliktir.

O GENÇLİK 28 ŞUBAT VE 15 TEMMUZ'DA DİRENDİ
Bu gençlik omuzlarına büyük bir davayı yüklenen fedakârlık, disiplin, merhamet, samimiyet, güzel ahlak, zarafet, estetik sahibi bir gençliktir. Bu gençlik milletimizin bütün varlık yokluk mücadelelerinde öne atılan istiklal ve istikbalimizin teminatı olan bir gençliktir. Biz bu gençliği Çanakkale'de dünyanın en güçlü ordularını bozguna uğratırken gördük. Biz bu gençliği istiklal albümümüzde müstevlilere Anadolu'yu dar ederken gördük. Biz bu gençliği 28 Şubat'ın karanlık günlerinde üniversite kapılarında baskıyla direnirken gördük. Biz bu gençliği 15 Temmuz gecesi FETÖ'cü alçakların ölüm kusan silahlarına göğüslerini siper ederken gördük. Biz bu gençliği asrın felaketi, 6 Şubat depremlerinin hemen sonrasında afetzedelerimizin imdadına koşarken gördük. Biz bu gençliği Teknofest'te ülkemizin tam bağımsızlık ülküsüne omuz verirken gördük. Biz bu gençliği 14 Mayıs ve 28 Mayıs seçimleri öncesinde sahada kapı kapı dolaşırken seçim günü de sandıklara sahip çıkarken gördük. Sağına soluna bakmadan, fert fert ben varım diyen bu gençliği şimdi de Türkiye Yüzyılının inşasında görüyoruz. Üstadın yetişmesi için ömrünü adadığı bu gençlik, Allah'ın izniyle emaneti bizden alacak, davamızı daha da yücelterek kendinden sonrakilere alnının akıyla devredecektir.

ÜSTADIN SEVDASINI SİYASETİN MERKEZİNE KOYDUK
Gençlik yıllarında üstat Necip Fazıl ile tanışma hasbihal etme, onun doyumsuz sohbetlerine katılmış, şerefine nail olmuş bir kardeşinizim. Dünya görüşümüzün şekillenmesinde, üstadın şiirlerinin, eserlerinin ve konferanslarının çok büyük etkisi oldu. Ülkemize siyaset yoluyla hizmet etme davamızda da aynı şekilde üstadın hayatı bizlere hep yol gösterdi. Bir davaya sahip olmanın medeniyet değerlerimize mensubiyetin bilincini biz ondan öğrendik. Sinesinden çıktığımız milletimizi karşılıksız sevmeyi biz ondan öğrendik. Anadolu büyüklüğündeki dava taşını gediğine koyma gücünü biz ondan öğrendik. Zalimlere karşı dik durmayı, hakkı haykırmayı, adaletin temsilcisi olmayı biz ondan öğrendik.
Ayrım yapmadan, mazlumların elinden tutmayı, ezilenlerin dostu olmayı biz onun eserlerinden öğrendik. Üstadın Türkiye sevdasını büyük ve güçlü Türkiye idealini siyasetimizin merkezine koyduk. Biz onun tavsiyeleriyle yetiştirildik.

DELİ GÖMLEĞİNİ PARÇALADIK
Onun yücelttiklerini biz de her zaman baş tacı ettik. Onun reddettiklerini ise biz de elimizin tersiyle ittik. Üstadın Türk siyasetindeki mutlak ötesi hep CHP olmuştur. Merhum Necip Fazıl CHP ideolojisini milletin ruh kökünü kurutmayı amaçlayan marazi bir yapı olarak görmüştür. Biz de mücadelemizin odak noktasına CHP zihniyetini koyduk. Tüm siyasi hayatımız boyunca CHP ideolojisinin millet varlığımızda açtığı tahribatın izlerini silmek için çalıştık. Tek parti faşizmi tarafından ülkemize giydirilen deli gömleğini parçalamak için çetin bir mücadele yürüttük. Bu mücadelemizde çok büyük mesafeler kat ettik. Türkiye'yi demokrasiden hak ve özgürlüklere, savunmadan diplomasiye kadar her alanda tarihinin en büyük başarılarıyla tanıştırdık. Ayasofya davamızı üstat Necip Fazıl'dan öğrendik. Sultanahmet Meydanı'nda Ayasofya açılacak, Ayasofya açılacak derken üstat işte bu manayı, bu ruhu, bu heyecanı ondan yakaladık ve Ayasofya'yı da Allah'ın izniyle açtık. Bizden önce yapılamayan hizmetlerin kat be kat fazlasını 21 yıla sığdırmayı başardık. Hepsinden önemlisi yıllarca kendi öz yurdunda hor görülen milletimize yeniden özgüven kazandırdık. Kerameti kendinden menkul, azgın azınlık karşısında sessiz yığınların sesi, soluğu, nefesi olduk.

AYASOFYA'YI TÜRK GENÇLİĞİNİN KALBİ GİBİ AÇTIK
Rahmetli Necip Fazıl, 'Surda bir gedik açmış, rüzgarlara meydan okuyup artık ne yandan esersen es' demişti. Biz o surları aştık, kale'yi fethettik. Zafer sancağımızı gururla burçlara diktik. Üstadın Rabb'ine her elini açtığında zincirlerinin kırılması için dua ettiği Ayasofya'yı 86 yıl sonra ezanı Muhammedilerle buluşturduk. Ayasofya'yla birlikte Allah'a hamdolsun. Türk'ün ve Türkiye'nin bahtını da açtık. Tam olarak üstadın ifade buyurduğu şekilde Ayasofya'yı mukaddesatçı Türk gençliğinin kalbi gibi açtık. Rabb'ime şahsıma üstat Necip Fazıl'ın vasiyetini gerçekleştirme imkanı verdiği için binlerce kez hamdediyorum. Rabb'ime Türkiye'nin bağımsızlığının sembolü olan Ayasofya'yı tekrar asli kimliğine kavuşturmayı nasip ettiği için hamdediyorum. Bu mübarek mabedin kubbelerinden Kur'an sesleri, ezan sesleri eksik olmasın diyorum.

MİLLİ İRADEYİ ÜLKEMİZDE EGEMEN KILACAĞIZ
Büyük bir gururla ifade etmek isterim ki artık bu mukaddes dava sahipsiz değildir. Birer süngü misali göğe yükselen minarelerimizden yankılanan ezan sesleri artık mahzun değildir. Öz yurdumuzda garip değiliz. Biz öz yurdumuzda parya hiç değiliz. Türkiye Yüzyılının inşasıyla inşallah tüm kazanımlarımızı perçinleyeceğiz. Evlatlarımıza hiçbir endişe duymadan üzerinde özgürce yaşayabilecekleri müreffeh bir ülke bırakacağız. Uğrunda ciddi bedeller ödediğimiz hak ve hürriyetlerimize hiç kimsenin el süremeyeceği bir demokratik iklimi Türkiye'de muhakkak tesis edeceğiz. Türk siyasetini, CHP zihniyetinin baskıcı, nobran ve halka rağmen halkçı alışkanlıklarından mutlaka kurtaracağız. Milli iradeyi tüm kurum ve kurallarıyla ülkemizde egemen kılacağız. İktidara giden yolun batı beklentilerinden, vesayet odaklarından veya terör örgütlerinin desteğinden değil milletin gönlünden geçtiğini inşallah herkese öğreteceğiz.

KÖYLÜ BU MİLLETİN EFENDİSİDİR
Artık kimse bu milletin evlatlarını aşağılama cesareti bulamayacak. Kimse Anadolu insanına hakaret edemeyecek. Tehditler savuramayacak. Ne diyor? Kırsal kesimden aldığı oylarla Cumhurbaşkanlığını kazandı. Partinizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal 'köylü, milletin efendisidir' demedi mi? Bir taraftan öyle, bir taraftan böyle. Artık bunu yemezler. Geçti bu iş. Şimdi bu millet daha ileri, daha ileri, daha ileri gidiyor ve gidecek. Sırf oy tercihlerinden dolayı kimse vatandaşa parmak sallayamayacak. Milletimizi kimse makarnacı, kömürcü, cahil, göbeğini kaşıyan adam diye tahkir edemeyecek. 14 ve 28 Mayıs seçimlerini gerek üstadın uğruna hayatını adadığı davası gerek bizim mücadelemiz açısından bir dönüm noktası olarak görüyoruz. Üstada göre, 14 dört Mayıs 1950 seçimleriyle birlikte millet başındaki CHP'yi atmıştı. Kaderin cilvesi olarak tam 73 yıl sonra 14 Mayıs'ta milletimiz başında CHP zihniyeti istemediğini çok net biçimde ortaya koymuştur.

12 SEÇİM KAYBETTİ AMA KABAHATİ KENDİNDE ARAMIYOR
28 Mayıs'ta da yarım kalan işi tamamlayarak görünen ve görünmeyen tüm destekçileriyle birlikte CHP ideolojisini sandığa gömmüştür. Bir daha hiçbir güç CHP'yi o sandığın dibinden çıkaramayacaktır. Ne CHP Genel Başkanı'nın koltuğunu korumak uğruna attığı iftiralar bunu değiştirebilir ne seçim yenilgisini perdelemek için söylediği yalanlar kendisine bir fayda sağlayabilir, ne de kırsalda yaşayan insanlarımıza yönelik sarf ettiği hadsiz ifadeler kendisini kurtarabilir. Sandıktan çıkan iradeye saygı duymak yerine hala vatandaşa 500 liraya oylarını satıyorlar imasında bulunmak siyasi tükenmişliğin daniskasıdır. Son 13 yılda 12 seçim kaybeden birinin kabahati kendinde aramak yerine halen seçmeni suçlaması artık siyasetin değil psikolojisinin konusudur. Çünkü bu zat artık psikolojik bir vakadır. Milletim de bunu sezdiği için gereğini yapmıştır. Çok açık ve net söylüyorum. CHP bu şekilde siyaset yaptığı sürece bu ülkede iktidar yüzü göremez. CHP kendini düzeltmediği, değiştirmediği, milletin sesine kulak vermediği müddetçe bir daha asla yönetime gelemez. Hele hele terör örgütleriyle el ele, omuz omuza yürüdüğü sürece bu millet terör örgütlerine oy vermez, vermeyecektir.

YAPICI ELEŞTİRİLER YAPSIN İSTİYORUZ
Cumhuriyetle yaşıt olduğunu iddia eden CHP'nin geldiğimiz noktada artık cumhurla, cumhuriyetle ve halkla barışması gerekiyor. CHP, milletle, milletin inanç değerleriyle ve milli iradeyle sulh ilan etmediği takdirde yapacağı hamlelerin tamamı birer göz boyamadan siyasi hokkabazlıktan ibaret kalacaktır. Elbette bunun da milletimizde hiçbir karşılığı olmayacaktır. Biz ülkemizdeki muhalefetin kendini yenileyerek Türkiye Yüzyılına ayak uydurmasını samimiyetle temenni ediyoruz. Muhalefetin ülkenin ve milletin hayrına olan işlerde bizi desteklemesini gerektiğinde de yapıcı eleştirileriyle önümüzü açmasını ümit ediyoruz. Cumhuriyetimizin 100. yılında vaktimizi ve enerjimizi bozuk plak misali sürekli aynı şeyi tekrarlayan, hep aynı yoldan giderek farklı menzile varacağını düşünen çapsız siyasetçilerle vaktimizi harcamak istemiyoruz. İşimize bakalım, hedefe kilitlenelim, hep birlikte Türkiye Yüzyılını inşa edelim istiyoruz. Rabbim yolumuzu, bahtımızı açık etsin diyorum. Bu düşüncelerle titiz bir çalışmanın neticesinde hazırlandığını gördüğüm sergimizin başarılı geçmesini diliyorum. Bu vesileyle kendisiyle tanışma, muhabbet etme şerefine eriştiğim üstat Necip Fazıl Kısakürek'i bir kez daha kemali edeple yâd ediyorum. Katılımcılara ve serginin icrasında emeği geçen herkese şahsım, milletim adına tekrar teşekkür ediyor, sizleri en kalbi duygularımla muhabbetle selamlıyorum. Kalın sağlıcakla."

ÜSTADIN ORJİNAL ESERİ HEDİYE EDİLDİ
Başkan Erdoğan'a konuşmasının ardından vakıf üyelerince, Necip Fazıl Kısakürek'in kendi el yazısıyla kaleme aldığı Sakarya'nın orijinal nüshası hediye edildi. Necip Fazıl Kısakürek Kültür ve Araştırma Vakfı Başkanı Şeyma Kısakürek Sönmezocak da programda konuşma yaptı. Başkan Erdoğan, program kapsamında AKM'de açılan 'Bir Şiir Bir Hayat / Sakarya Türküsü Dijital Sergisi'ni gezdi. Programda, Necip Fazıl Kısakürek'in hayatının anlatıldığı "Üstad" filmin gösterimi yapıldı. Daha sonra AK Parti'den İstanbul milletvekili seçilen sanatçı Yücel Arzen, Necip Fazıl Kısakürek'in "Sakarya Türküsü" ve "Şarkımız" adlı şiirlerini seslendirdi.

Başkan Recep Tayyip Erdoğan resmi sosyal medya hesaplarından, "Üstat Necip Fazıl'ın 40'ıncı vefat yılı vesilesiyle düzenlenen "40 Yıl 40 Eser" etkinliği ile "Bir Hayat Bir Eser-Sakarya Türküsü" dijital sergisinin başarılı geçmesini temenni ediyorum. Katılımcılara ve serginin icrasında emeği geçen tüm kardeşlerime teşekkür ediyorum." ifadeleriyle bir paylaşımda bulundu.

TAKVİM UYGULAMASINI İNDİRMEK İÇİN TIKLAYIN