Sadece Üsküdar'ın değil İstanbul'un da sembol mimari eserlerinden olan Vaniköy Camisi'nin yangında yıkılana kadar tam 3,5 asır boyunca bu bölgenin adeta kalbi konumunda olduğunu söyleyen Erdoğan, caminin 18. yüzyıldan itibaren padişahların ziyaretgahlarından biri olduğunu dile getirdi.
Başkan Recep Tayyip Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Camimizin artık kütüphanesiyle birlikte kısa sürede İstanbul'umuzun yeni uğrak yerlerinden biri haline geleceğine inanıyorum. Restorasyon sonrası tekrar ibadete açtığımız Vaniköy Camisi'nin ilçemize ve İstanbul'umuza hayırlı olmasını diliyorum. Bu muhteşem eserin şehrimize kazandırılmasında emeği geçen işçisinden mimarına, mühendisine, ustasından sanatçısına kadar herkese teşekkür ediyorum. Caminin restorasyonunu gönüllü olarak üstlenen ve bu görevi en güzel şekilde yerine getiren Kalyon Vakfını canıgönülden tebrik ediyorum. Kültür ve Turizm Bakanlığımızı ilk günden itibaren projeyi sahiplendiği ve güçlü biçimde desteklediği için ayrıca kutluyorum."
"5 BİN 500 ESERİ RESTORE EDEREK İHYASINI GERÇEKLEŞTİRDİK"
Erdoğan, 2002'den bu yana sadece Vakıflar Genel Müdürlüğü vasıtasıyla yaklaşık 5 bin 500 eseri restore ederek ihyasını gerçekleştirdiklerini söyledi.
Erdoğan, Kasım 2020'de çıkan yangının ardından restorasyonu tamamlanan Vaniköy Camisi'nin resmi açılış töreninde yaptığı konuşmada, camilerin hepsinin birer ibadethane olmasının yanı sıra aynı zamanda bu toprakların ebediyen kendilerine ait olduğunu gösteren tapu senedi niteliği taşıdığını söyledi.
"Camiler bizim kimlik kartımız. Bizi binlerce yıllık şanlı mazimize bağlayan manevi köprülerimizdir" diyen Erdoğan, ecdat yadigarı eserleri korumayı, köklerini ve manevi bağlarını da muhafaza etmek bakımından gerekli gördüğünü belirtti.
İhya ettikleri her bir kültürel mirasla aynı zamanda geçmişten bugüne ve geleceğe sarsılmaz bir köprü kurduklarını anlatan Erdoğan, "Ayağa kaldırdığımız her eserimizle millet varlığımızı daha da güçlendirmiş oluyoruz. Aslına uygun şekilde yeniden hayata kattığımız tarihi binalarla İstanbul'la birlikte medeniyetimize de vefa borcumuzu ödüyoruz. Yurdun dört bir yanını ilmek ilmek dokurken, ruh dünyamızı besleyen iman ocaklarının tütmesine özel önem veriyoruz. Rabb'im bu hassasiyetle restore ettiğimiz camimizin içinden cemaati, minarelerinden ezanı, kubbesinden Kur'an-ı Kerim seslerini eksik etmesin diyorum." diye konuştu.
Erdoğan, bu vesileyle camiye ismini veren Mehmet Vani Efendi'yi rahmetle ve minnetle yad ettiğini dile getirerek, "Rabb'im ruhunu şad, mekanını inşallah cennet eylesin." dedi.
"İSTANBUL'UN HER METREKARESİNİ ESER, YATIRIM VE PROJELERİMİZLE NAKIŞ NAKIŞ İŞLİYORUZ"
Başkan Erdoğan, her köşesinden, her bir taşından adeta tarih fışkıran İstanbul'a olan sevdası, muhabbeti ve sadakatinin bir başka olduğunu ifade ederek, şunları söyledi:
"Bize, Sultan Fatih'in, Ulubatlı Hasan'ın ve Akıncılar'ın emaneti bu şehri tüm ilçeleriyle birlikte gönülden seviyoruz. Biz Resulü Kibriya Aleyhissalatu Vesselam Efendimiz'in övgüsüne mazhar olmuş bu güzel şehrin meftunuyuz, aşığıyız, hizmetkarıyız. İstanbul sevgimizi birileri gibi sadece lafta bırakmıyoruz. İstanbul'un her metrekaresini eser, yatırım ve projelerimizle nakış nakış işleyerek samimiyetimizi gösteriyoruz. Hiçbir ayrım yapmadan tüm İstanbullulara hizmet ederek muhabbetimizin gereğini yerine getiriyoruz. İstanbul'a minnet borcumuzu, bu kadim şehrin tarihi ve kültürel dokusuna daha fazla sahip çıkarak ifa etmeye çalışıyoruz."
Bugüne kadar kaderine terk edilmiş ecdat yadigarı nice eseri ihya ettiklerini kaydeden Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Fatih Sultan Mehmet Han'ın vasiyetine uygun şekilde Ayasofya Camii'ni 86 yıllık ayrılığın ardından tekrar Ezan-ı Muhammedilerle buluşturduk. Büyük Çamlıca Camisi'yle İstanbul'a görkemli ve şehrin sembolü haline dönüşen muhteşem bir eser kazandırdık. Bir dönem vesayet girişimlerine bahane olarak gösterilen Taksim Camisi'ni inşa ederek İstanbul'un kalbine bir gül yerleştirdik.