Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu
'SINIR KAPILARINDA HASSASİYET VAR'
Bakan Memişoğlu, sınır kapılarında özel bir önlem alınıp alınmadığıyla ilgili "Rehberin yayınlanması zaten bir şekilde oradaki insanların da buna hassasiyet göstermesini sağlanması içindi. Virüste ilk 4-5 gün belirti vermeyebilir; ama bulaş riski var. Siz ne kadar kapıda önlem alırsanız alın, ilk döneminde hiç belirti vermeyebilir. O nedenle en azından ciltteki lezyonları tespit edebilecek bu tür girişleri kontrol edebilecek insanlara daha hassas olmaları konusunda ifadede bulunduk. Bu konuda hassasiyet söz konusu gümrüklerde. Ama özel bir önlem ya da kısıtlama almayacağız. Toplumsal olarak farkında olduğumuz gibi giriş kapılardaki insanlarımızın da bu konuda daha hassas ve dikkatli olmaları konusunda çalışma yaptık. Önlem almamış değiliz. Bütün önlemleri aldık; ama kısıtlama almadık" diye konuştu.
'3'ÜNCÜ BASAMAK ALIŞKANLIĞIMIZ DEĞİŞTİRMELİYİZ'
Bakan Memişoğlu, hastanelerdeki yoğunlukla ilgili soru üzerine 2002'de bir vatandaşın sağlık sistemine temasının yılda 2 kez olduğunu, aynı yıl OECD ortalamasının 6, Avrupa Birliği (AB) ortalamasının ise 5,8 olduğunu söyledi. Memişoğlu, şimdi OECD ve AB ortalaması aynıyken Türkiye'de bu sayının 11,2'ye çıktığını belirterek, "OECD ve AB'nin iki katı neredeyse sağlık sistemine ulaşabilir noktaya geldik. Sağlıkçıya ulaşmak, çok kolaylaştı. Bu rakamın büyük oranı da eğitim araştırma hastaneleri. Daha çok 3'üncü basamağı kullanıyoruz, toplum olarak. Alışkanlığımız 3'üncü basamak. Bunu değiştirmemiz lazım. Bunun için sistemsel bir düzenleme ve toplumsal bir bilinç gerekir. Aile hekimliğini reçete yazdırmak için kullanıyoruz. Halbuki 1'inci basamak tedavinin de yapıldığı yerdir aile hekimliği" dedi.
Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu
'1 VE 2'NCİ BASAMAĞI 3'LE ENTEGRE EDECEĞİZ'
Memişoğlu, aile hekimliğini bu konuda kullanmak ve güçlendirmek istediklerini kaydederek, "Hastaneye gitmesini gerektirmeyecek bir hastalığın tedavisini aile hekimliğinde yönetebiliriz. Bunu toplumun da talep etmesi gerekir. Bu çalışmayı önemsiyoruz. Doğru yerde, doğru zamanda, doğru tedaviyi uygulamamız lazım. 1 ve 2'nci basamağı 3'le entegre edeceğiz. Amacımız bu, şu anda. Bunların birbiriyle bağlantısını sağlayacağız. Bu konuda farkındalık çalışması yapacağız. Kısıtlama düşünmüyoruz. Ama aile hekimliğini kuvvetlendirdikten ve sayısını artırdıktan sonra belli kısıtlamalar olacak. Ama şu anda teşvik ve bilinçlendirmeyle beraber, ödüllendirme de yapacağız. Hem hastayı hem de çalışanımızı, sistemi iyi çalıştıranı ödüllendirecek şekilde teşvik edecek şekilde bir program uygulayacağız. 'Şehir hastanesine gittim, hazır dahiliyeye gelmişken bir de cerrah görsün, bir de gözcü görsün' diyen insanların onun karşılığında bir bedel ödeyeceğini düşünüyoruz" diye konuştu.
'SONUÇ-DEĞER BAZLI SİSTEME GEÇECEĞİZ'
Bakan Memişoğlu, randevuya gelme noktasında farkındalık oluştuğunu, onay isteminin bu oranı artırdığını belirterek, "2018'de baktığımız hasta sayısı, 2023'teki toplam hasta sayısından yüzde 30 az. Daha çok hasta bakmaya başladık. 2023'te 990 milyon 600 bin kez insanlara bakmışız sağlık sisteminde. Bunu optimize etmemiz lazım. 1'inci, 2'nci ve 3'üncü basamağı entegre ederek yaptığımız gibi de gereksiz test, gereksiz ilaç, gereksiz film isteklerini de azaltmamız gerekiyor. Bunun için de bakmaktan çok sahiplenme ve tedaviyi ön plana çıkarmamız gerekiyor. 'Sonuç-değer' bazlı bir sisteme geçeceğiz. Sadece bakmak yetmez, hastanın bir daha başka bir yere başvurmasını engelleyeceğiz. Gittiği yerde problemini çözmeye çalışacağız. Doktorla hasta arasında çok hassas manevi bir alan var. O alan sahip çıkmamız gereken bir alan. O alanı iyileştirmek lazım. Hekimi mutlu etmek, değerli kılmamız lazım. O zaman hastayı da sahiplenecektir, mutlu edecektir, derdine derman olacaktır. Bu alanı hep beraber bütün kamuoyu kuvvetlendirmemiz ve ilişkiyi daha iyi hale getirmemiz lazım. Hastanın doktora güvenmediği, doktorun da hastadan çekindiği bir sistemin başarılı olma şansı yok" değerlendirmesinde bulundu.