Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Prof. Dr. Selami Çakmak, kanserle ilgili şu bilgileri veriyor:
NEDENİ HENÜZ BİLİNMİYOR
Tümörlerin oluşum nedeni henüz kesin olarak bilinmese de DNA'da meydana gelen mutasyonların bu kanserin gelişiminden sorumlu olduğu düşünülüyor. Ayrıca aileden geçen bazı kalıtsal hastalıklar, lenfödem, HPV gibi bazı virüsler, radyoterapi, arsenik gibi bazı endüstriyel kimyasallar, bazı travmalar ve böcek ilaçları riski artıran faktörler arasında yer alıyor. Yumuşak doku tümörleri uzun süre herhangi bir belirti vermeden büyüyebiliyor. Genellikle şişlik veya kitle ile sinyal veriyor. Şişlik ağrılı veya ağrısız olabiliyor.
BİYOPSİ YÖNTEMİ BELİRLEYİCİ
Tümör tedavisinin karar ile planlama sürecinde ilk ve en önemli aşamalardan birini 'biyopsi' yöntemi oluşturuyor. Çünkü hatalı alınan biyopsiler tedavi sonucunu negatif yönde etkileyebiliyor. Biyopsi sonucunda tümörün kötü huylu olduğu belirtilmişse vücudun diğer bölgelerini de inceleyecek kemik sintigrafisi ve PET-CT gibi tetkiklerin ardından hemen tedavi aşamasına geçiliyor. Yumuşak doku kanserinin ana tedavisi, geniş sınırlarla yapılan, yani tümörün vücutta hiçbir kalıntısı kalmayacak şekilde çıkartıldığı cerrahi yöntem oluyor.
UFAK DARBEDE KEMİK KIRILABİLİR
Kötü huylu tümör yakınındaki kemik veya sinir dokusuna yaslanmış ve ona hasar vermişse; ağrı, uyuşma, karıncalanma ya da yangı şeklinde karşımıza çıkabiliyor. Tümör yerleştiği kemikte dokunun zayıflamasına yol açmışsa basit bir düşme veya hafif bir travmayla kemik kırılabiliyor. Ateş ve gece terlemeleri eşlik edebiliyor.