Soluna soğan assan ne fayda

Sabah Gazetesi Yazarı Engin Ardıç, "Başbakana duydukları nefret yüzünden ortalıkta "ateist Fethullahçı" gibi birer ucube şeklinde dolaşan üniversite hocalarının üç ay sonra takınacakları tavrı merak ediyorum" dedi.

takvim.com.tr takvim.com.tr
Giriş Tarihi :06 Aralık 2013 , 00:00 Güncelleme Tarihi :06 Aralık 2013 , 08:57

İÇİNDEKİLER

Başbakana duydukları nefret yüzünden ortalıkta "ateist Fethullahçı" gibi birer ucube şeklinde dolaşan üniversite hocalarının üç ay sonra takınacakları tavrı merak ediyorum. (Bu memlekette "namaz kılan ateist" bile çıktığına göre adamcağızların günahını da fazla almayalım.) Acaba, giriştikleri yeni kumpas nedeniyle "cemaatin adayı Mustafa Sarıgül"e mi verecekler oylarını, yoksa gençlik dönemlerinde solculuk ettiklerini hatırlayıp Sırrı Süreyya Önder'e mi?
Sahte solun adayı Sarıgül, gerçek solun adayı Önder.
Ne biri kazanacak ne öteki...
Sarıgül'ü sabaha bırakalım. Önder, seksen kere değiştirdikleri için adını artık iyice karıştırdığımız BEP mi, KCK mı, KYK mı, BDP mi, ABC mi, CÇD mi neyse işte, onun adayı. "Daha iyisi bulununcaya kadar" demişler, bu kadar yıldır bulunamadıysa üç ayda hiç çıkmaz. Bu alternatif herhalde geçen seçimde iki seksen uzanan "özel üniversitelerin adayı" Baskın Oran değildir.
Biri bunlara siyasi güçlerini ve "potansiyellerini" hatırlatmalı... Hatırlatalım.
Fakat önce lafı Sırrı Süreyya'ya bırakalım: "CHP kadar hiçbir emek sarfetmeden yüzü sola dönük kesimlerin oyunu alan başka parti yok. Bu kadar beleş bir parti yok. Oylarımız bölünmesin diye oy veriyorlar, sonra ortopedik çağrışımlı sözler, elim kırılsaydı da oy vermeseydim... Bu halk kırk katır mı kırk satır mı ikilemine layık değildir ve mahkûm da olmayacaktır. Ağzını açan 'Sırrı Süreyya ayıp ediyor' diyor. Kendilerine yakın anket şirketi sahibi bile bunu söyledi. Ayıp varsa bu lumpen ağızla meseleye yaklaşmaktır. CHP siyaseten tembel, kategorik olarak karşıtlık içindedir. Bu da karşıtını güçlendirir.
Bir tane aday hazırlamamış beş yılda, daha önce hırsızlıkla suçladığı, küfür ettiği adamın kapısına gidip şefaat diliyorlar... Hiçbir solcunun midesi bunu kaldıramaz. Her konuda riyakârlık... Kürt sorununda, kent, emek sorununda riyakârlık yapıyorlar...
Sosyaldemokrat bir partinin adayı Amerika'dan açıklanıyor... Biz Beyoğlu'nda temizlik işçisini aday göstereceğiz, nerede açıklayacağız, Gezi Parkı'nda açıklayacağız.
"
Elbette Beyoğlu'nda, ne eski eşine duyduğu hınçla bu işe sıvanan Aylin Hanım kazanacak, ne de "romantik hezeyan" kurbanı temizlik işçisi...
Gezi Parkı'nın "tılsımı" da sökmeyecek.
Bazı arkadaşlar sosyalist geçiniyorlar ama kafaları Aristo mantığıyla çalışıyor:
Gezi Parkı nerededir? Beyoğlu ilçesinde...
Demek ki orada olay çıkaranlar da Beyoğlu'nda otururlar, oylarını da bize verirler!
Ayaklanma yüzünden milyonlarca lira zarara giren, batma noktasına gelen bölge esnafına da sorun bakalım, onlar ne diyecekler?
Ben sormam, çünkü edecekleri küfürleri buraya yazamam.
Sırrı Süreyya Önder kazanamayacak, çünkü seçmen sola hiç sıcak bakmıyor.
Solun eti de budu da bellidir, elli sene önce de şimdi de.
Dolayısıyla, Önder'in adaylığı ancak Kürt vatandaşların "biz İstanbul'da kaç kişiyiz" sorusuna yanıt bulabilir.
Ya da isterseniz "CHP'nin içyüzünü bilen gerçek solcular İstanbul'da kaç kişidir" sorusuna...
Seçime kalmadan ben söyleyeyim: Biri yüzde 10, öteki yüzde 1... "CHP zokasını yutan" ve yüzde 20 ile 30 arasında gidip gelen vatandaşları da sayarsanız, 30 Mart 2014 akşamı Kadir Topbaş gene belediye reisimizdir.