OKSİJENSİZ KALIYOR
Kalbe giden kan miktarının azalmasının zaten vücudu ısıtmak için çalışan kalbin iş yükünü önemli ölçüde artırdığını belirten Prof. Dr. Akpınar, "Mevcut vücut sıcaklığını koruyabilmek için daha fazla kan pompalamak zorunda kalan kalp daha fazla oksijene ihtiyaç duyar. Ancak büzülen kan damarları bunu iletemez. Bunun sonucunda da kalp kası oksijensiz kalır ve kalp krizine yol açar" şeklinde konuşuyor. Prof. Dr. Akpınar, şu uyarılarda bulunuyor...
KİMLER RİSK ALTINDA?
Yüksek tansiyon hastaları, kan yağları yüksek olanlar, sigara-alkol kullananlar ve şeker hastaları soğuk havalarda dikkatli olmalı. Koroner damarlarında darlık olan kişiler, daha önce stent takılan veya by-pass ameliyatı geçirenler de risk altında. Vücut ısısının 35 derecenin altına düşmesi (hipotermi), bırakın kalp hastalarını, problemi olmayanları da etkiler. kor unmak mümk ün Kalp krizinden korunmak için yapılacak en önemli şey sağlıklı bir yaşam sürmek ve kendi kardiyak risklerinizi bilmektir. Soğukta sıkı giyinmek, başınızı, el-ayakları sıcak tutmak (ki bunlar vücudun en hızlı ısı kaybeden kısımlarıdır) gerekir. Ayrıca soğuk havalarda kahve ve sigara tüketiminden kaçınmak, bol sıvı almak, ilaçlarınızı düzenli kullanmak, soğuk ve rüzgarlı havalarda kapalı alanlarda spor yapmak alınabilecek tedbirler arasındadır. Kalp hastaları ve özellikle kalp kapak hastalığı olanlar kış mevsimine girilmesiyle birlikte mutlaka grip aşısı olmalıdır. Bunun yanı sıra akciğerlere yerleşip kalbe zarar verebilecek bakteriyel enfeksiyonlara karşı 65 yaş üstü hastalara 5 yıllık koruyuculuğu olan aşılar önerilmektedir.SİNSİ ENFEKSİYON HAZIRDA BEKLİYOR
KIŞ aylarında kendini gösteren sinsi kalp hastalıklarına da dikkat çeken Prof. Dr. Belhhan Akpınar, şöyle devam ediyor: "Bunların başında miyokardit adı verilen ve kalp kası iltihabı olarak tanımlayabileceğimiz bir hastalık gelir. Miyokardit, üst solunum yolu enfeksiyonu olarak başlayıp, vücudun savunma mekanizması çökünce kalbe saldıran ve kalbe zarar veren bir hastalıktır. Uzun süren bir grip enfeksiyonu sonrasında iyileşmediyseniz, sürekli yorgunluk hissi ve eforla oluşan nefes darlığı bu hastalığın önemli belirtilerindendir. Bu ve buna benzer şikayetleriniz varsa mutlaka doktora başvurun. Bu şikayetlerin uzun sürmesi kalp yetmezliğinin belirtisi olabilir."
BESLENME ÖNEMLİ
Kalp sağlığını korumak için doğru gıdaları tüketmek önem taşıyor...
Zeytinyağı özellikle kalp ve damar sağlığı açısından son derece yararlı bir besin. Haftada en az 2 kez balık yenmeli. Balık; protein, B6, B12, selenyum ve demir içermektedir. Bu da kan pıhtılaşmasını azaltarak ritim bozukluklarını engellemektedir. Ispanak, fasulye, süt, yoğurt, muz, soğan, sarımsak, fındık, domates, elma ve greyfurt gibi besinler de kandaki kolesterolü azaltarak kan basıncını düzene sokar. Yeşil çayda polifenoller bulunmaktadır. Bu madde antioksidan özelliği nedeniyle kalp hastalıklarının engellenmesinde etkilidir. Siyah çay ve kahve yerine yeşil çay, adaçayı, papatya, rezene gibi bitki çayları içilmeli. Haftada 2-3 kez 6-7 fındık, 2-3 ceviz tüketilmelidir.KRİZ GEÇİRDİĞİMİ NASIL ANLARIM?
Kalp krizi, kalbi besleyen koroner damarların büzülmesi veya tıkanmasına bağlı olarak kalbe oksijen akımının kesilmesidir. Belirtiler çok çeşitli olabilir; göğüste baskı hissi, kola, boyun, çene ve dişlere vuran ağrı, yanma, soğuk terleme, nefes darlığı, bulantı ve kusma, mide bölgesinde dolgunluk hissi, aşırı yorgunluk, baygınlık hissi gibi. Eğer bu şikayetlerden biri ya da birkaçı sizde olursa hemen doktora başvurmalısınız. Öte yandan şeker hastalarında her zaman göğüste ağrı olmayabilir. Aşırı yorgunluk, halsizlik, bulantı ve terlemeler de kalp krizi belirtisi sayılabilir.
